Ölüm özgürlüğü ortaya çıkarır

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv
TT

Ölüm özgürlüğü ortaya çıkarır

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv

Halid Gannami

Ölüm büyük bir felsefi sorundur ve büyük filozoflar binlerce yıldır ondan bahsetmiş, ne düşüneceklerini bilememişlerdir. Zihinlerini başka hiçbir konunun yormadığı kadar yormuştur. Epikuros'un buna çözümü ölümü görmezden gelmekti. Ona göre hayattayken yaşamı bırakıp ölüm ile meşgul olmamalıyız ve öldüğümüzde de zaten acısını çekmek için burada olmayacağız. Ancak Heidegger biraz naif görünen bu çözümü reddeder.

Dünya savaşı o kadar feci ve mantıksızdı ki, Heidegger aklın tüm mantığını inkar etmeye ve anlamaya giden yolu başka labirentlerde aramaya başladı. Sufilerin deneyimlerine benzer deneyimler sunduğu kadar hiçbir zaman akılcı çözümler sunmadı. Heidegger'e göre felsefenin en büyük amacı, özel dünyası ve kamusal dünyası olan bir varlık olarak kendimize dair farkındalığımızı derinleştirmektir. Bu varlığı anlamak için şu soruyu sormak gerekir: Neden yokluk değil de varlık var? Birincisinin anlamını bilmek için ikincisini bilmek gerekir, eğer bilirsek mutlaka aralarındaki farkı da biliriz. Varlığın anlamı nedir? Bunu bir başka soru takip etmeli; Varlık sebebi nedir?

Heidegger şöyle der: “Her insan kendi potansiyelinin tamamını kanıtlayabilir. Kimliğimiz önceden belirlenmiş olabilir ama izleyeceğimiz yol her zaman bizim seçimimizdir. Korkularımızın veya başkalarının beklentilerinin kaderimizi belirlemesine izin vermemeliyiz. Kaderinizi değiştiremezsiniz ama her zaman ona meydan okuyabilirsiniz. İnsan herkes gibi doğar ama eşsiz bir ölümle ölür.

Gerçek bir insan olmak istiyorsanız, hayatınızı sürekli ölüm ufkunuz içinde hayal etmeniz gerekir.

Varoluş zamandır, zaman sınırlıdır, kişisel varlığımız da belirli bir zamanla sınırlıdır ve insanlar için zaman, “ölüm” dediğimiz şeyle sona erer. Bu nedenle gerçek bir insan olmak istiyorsanız hayatınızı sürekli ölüm ufkunda hayal etmeniz gerekir. Heidegger'in "ölüm karşısında varoluş" dediği şey budur. Varlığımızın sınırlı olduğunu bilirsek, sınırlamalarımızla cesaretle yüzleşmediğimiz sürece gerçek, özgün bir insan hayatı yaşayamayız. Ölümümüz gerçeğini anlamlandırmalıyız. Geçmişte felsefenin nasıl ölmeyi öğrenmek olduğu söylenirdi. Dersimizi öğrenirsek bu yüzleşme bizi uçsuz bucaksız düzlüklere götürecektir.

Ölüm ilişkisel değildir. Ona karşı çıktığımızda diğeriyle tüm bağlarımızı koparırız. Sevdiğiniz bir yakınınız öldüğünde onun için ne kadar üzülseniz de ölümün tadını asla tatmazsınız. Ölümü ancak öldüğünüzde tadacaksınız. Bu ölüm kesin bir şeydir, onu bir yanılsama olarak hayal edemezsiniz. Onu görmezden gelebilirsiniz, ondan kaçabilirsiniz ya da yıllarca unutabilirsiniz ama içten içe ne zaman geleceğini bilmeseniz de hayatınızın kaçınılmaz olarak ölümle sonuçlanacağını bilirsiniz.

Heidegger, ölümün "imkânsızı oldurmak" olduğunu, yani benim var olma yeteneğimi ölçtüğüm norm olduğunu söylüyor. O, özgürlüğümün tüm güçlerinin ve potansiyellerinin kendisine çarpıp parçalandığı  kaçınılmaz acizliktir. “Mümkün olan için” şiirinde varoluş ve zaman iki unsurdur ve bu şiirin en yüksek ifadesini her zaman ölüm karşısındaki varoluşta bulacağız.

Ancak Heidegger, hayattan umudunu kesip onun büyüklüğünü inkar edenler gibi ölümü beklememizi tavsiye etmez. Ölüm beklentisini kabul eder ama beklememizi de istemez. Yalnızca beklenti bizi bu dünyada özgür eylemin koşulu olarak ölümlülüğümüzü kullanmaya yönlendirecektir. Bu gerçeğin farkına vardığınızda gerçekten özgür olursunuz.

Özgürlüğümüzün ancak "ölüm karşısında varoluş ile" tam olarak farkına varabiliriz.

Bundan, bir paradoks içerse de, çok önemli bir fikir ortaya çıkıyor; özgürlük, ölüm biçimindeki zorlayıcı zorunluluğun yokluğunda var olmaz, bunun tam aksine insan özgürlüğü, insanın ölümünün gerekliliğini itiraf etmek ve onaylamak ile somutlaşır. İnsan ancak "ölüm karşısında varoluş ile" gerçekten ve hakikaten olduğu kişi olabilir. Ölümün imkânsızı oldurmak olduğu düşüncesinin ve yok oluşun kabullenilmesinin arkasında, insan yaşamının sınırının ispatı ve onun gerçek, sahte olmayan varlığının teyit edilmesi saklıdır.

Bütün bunlara rağmen “ölüm karşısında varoluşun” bunaltıcı hiçbir yanı yok. Bu varoluş biçimi, kişiyi sahte günlük hayata dalmaktan arındırır ve onu alışılagelmiş gevezeliklerden uzaklaştırır, böylece kendisiyle bütünleşme fırsatına sahip olur. Özgürlüğümüzün ancak "ölüm karşısında varoluş ile" tam olarak farkına varabilir ve ayrıca ondan keyif alabiliriz.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Çin’in uçak gemisi Shandong Hong Kong açıklarında

Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)
Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)
TT

Çin’in uçak gemisi Shandong Hong Kong açıklarında

Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)
Çin’in uçak gemisi Shandong, Hong Kong adasının güney kıyılarında seyrediyor (AP)

Çin’in 305 metre uzunluğundaki uçak gemisi Shandong, Batı Pasifik'teki savaş tatbikatlarına katıldıktan sonra bugün Hong Kong açıklarına ulaştı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin muhabirleri, Shandong uçak gemisini ve başta Changjiang destroyeri ve Yuncheng fırkateyni olmak üzere ona eşlik eden savaş görev grubunu, bu sabah Hong Kong adasının güney kıyısı açıklarında seyir halindeyken gördüklerini bildirdiler.

Pekin, uçak gemisi Shandong'un Hong Kong'daki donanma grubuyla beş gün kalacağını ve bu vesileyle ‘ziyaretler ve kültürel değişim etkinlikleri’ düzenleneceğini duyurdu. Öte yandan Hong Kong dün resmi tatil olan yeniden Çin'e bağlanmasının 28’inci yıl dönümünü kutladı.

Çin'de inşa edilen ilk uçak gemisi olan Shandong, Çin Donanması’na 2019 yılında katıldı. Pekin, 2000 yılında Ukrayna'dan satın aldığı Liaoning ve Shandong olmak üzere iki adet aktif uçak gemisine sahip. Üçüncü bir uçak gemisi olan Fujian'ın yapımı ise tamamlandı, ancak halen test aşamasında.

Çin pazartesi günü, iki deniz savaş görev grubunu Batı Pasifik'te ‘kısa süre önce başarıyla tamamladıkları’ savaş tatbikatları gerçekleştirdiğini duyurdu.

Öte yandan Tokyo, Çin savaş uçaklarının Shandong uçak gemisinden kalkarak Japon askeri devriye uçağına 45 metre kadar yaklaştığını açıkladı, ancak Pekin bu iddiayı yalanladı.

Shandong geçtiğimiz nisan ayında, Tayvan Boğazı'nda askeri tatbikatlara katıldı. Bu tatbikatlar arasında adanın kuşatılması simülasyonu da vardı. Aynı ayın ilerleyen günlerinde Filipin Donanması, Shandong uçak gemisini ülkenin en kuzeyindeki Babuyan Adası’ndan iki deniz mili uzaklıkta olduğunu tespit etti.

Hong Kong'daki gemileri ziyaret etmek için satılan biletler, Çin sosyal medya platformu WeChat'te dakikalar içinde tükendi. Shandong, 2017 yılında küresel finans merkezi olan Hong Kong’u ziyaret eden uçak gemisi Liaoning'den sonra Hong Kong'u ziyaret eden ikinci Çin uçak gemisi oldu.