ABD: Dış politika nasıl önemli bir seçim kozu haline geldi?

Cumhuriyetçiler Biden'a Arap seçmenleri ve gençleri yatıştırmaya yönelik kararlar verdiği yönünde suçlamalar yöneltti.

Protestocular İsrail konusundaki tutumu nedeniyle Biden'ın görevden ayrılması çağrısında bulundu. (AFP)
Protestocular İsrail konusundaki tutumu nedeniyle Biden'ın görevden ayrılması çağrısında bulundu. (AFP)
TT

ABD: Dış politika nasıl önemli bir seçim kozu haline geldi?

Protestocular İsrail konusundaki tutumu nedeniyle Biden'ın görevden ayrılması çağrısında bulundu. (AFP)
Protestocular İsrail konusundaki tutumu nedeniyle Biden'ın görevden ayrılması çağrısında bulundu. (AFP)

Başkanlık seçimleri yaklaşırken, ABD seçmeninin ABD dış politikasına, özellikle de Gazze savaşına ve Amerika'nın İsrail'e yönelik politikasına olan ilgisinin boyutuna ilişkin sorular artıyor.

Biden yönetiminin Tel Aviv'e silah sevkiyatını dondurma kararı, ABD Başkanı'nın konuyu siyasileştirdiği suçlamaları ve ABD politikasının değiştirilmesi çağrısında bulunan öğrenci protestolarının artmasıyla birlikte, Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasında bu konuda yaşanan derin iç gerilimi gözler önüne serdi.

Şarku’l Avsat ve Asharq News (eş-Şark) iş birliği ile hazırlanan Washington raporu, ABD seçmeninin ülkesinin dış politikasıyla nasıl ve neden alışılmadık bir şekilde ilgilendiğini ve eleştirmenleri yatıştırmak için ABD politikasının şekillenmesine ne ölçüde katkıda bulunduğunu araştırıyor.

New York'ta 11 Mayıs 2024 tarihinde düzenlenen Filistin’e destek gösterilerinden (AFP)

New York'ta 11 Mayıs 2024 tarihinde düzenlenen Filistin’e destek gösterilerinden (AFP)

Amerikan seçmeni ve dış politika

Anketler, ABD'li seçmenlerin geçen yıl sadece yüzde 18'inin, bu yıl ise yüzde 38'inin dış politikaya ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.

ABD'nin eski Ukrayna Büyükelçisi John Herbst, bu duruma şaşırmadığını belirterek, “Ortadoğu ve Ukrayna'da yaşananlar çok ciddi konular ve özellikle de medya bu konulara odaklandığı için seçmenlerin ilgisini çekmeleri doğal” değerlendirmesinde bulundu.

The Hill'in fikir yazarı Sarakshi Rai, daha önceki anketlerin ABD seçmeninin dış politikaya ilgisinin düşük olduğunu gösterdiğine, ekonomi, göç ve sınırların ana kaygılar olduğuna dikkat çekti. Rai, “Şimdi, her 10 Amerikalıdan dördü dış politikayla ilgilendiğini söylüyor. Bu yüzden İsrail-Gazze çatışması ve ABD'nin doğusundan batısına üniversite kampüslerindeki protestoların arka planında bir hareket görüyoruz” ifadelerini kullandı. Başkanlık seçimleri yaklaşırken ABD seçmeninin dış politikaya ilgisi artıyor. (AFP)

Başkanlık seçimleri yaklaşırken ABD seçmeninin dış politikaya ilgisi artıyor. (AFP)

Eski ABD Başkanı George H.W. Bush'un yardımcısı Trent Duffy, Amerikan seçmeninin dış politikayla giderek daha fazla ilgilenmekle birlikte, ABD Başkanı Joe Biden'ın bu konudaki performansına güven duymadığına dikkat çekti. Seçmenlerin sadece yüzde 32'sinin bu konuda Biden'a güvendiğini belirten Duffy, “Dış politika, Amerikan seçmeninin gözünde ülkenin lideri olarak başkanla başlar. Bence Başkan Biden bu alanda zorlanıyor. Çünkü şu ana kadar Ukrayna ve Gazze çatışmalarında sonuç Başkan'ın lehine olmadı. Bu ise onun zayıf olarak algılanmasına yol açıyor ki, bu, Amerikan seçmeni için çok önemli” şeklinde konuştu.

Bu nedenle Cumhuriyetçiler, ABD Başkanı’nı, özellikle Michigan gibi kararsız eyaletlerde Amerikan seçmeninin ne düşüneceğinden korktuğu için İsrail'e silah sevkiyatını dondurmak gibi dış politika kararlarını almakla suçluyor.

Herbst, “Arap asıllı ABD’li seçmenlerin oylarının Biden'ın Ortadoğu politikası üzerindeki etkisi konusunda hiçbir şüphe yok. Michigan'daki oylardan endişe ettiği için daha da sertleşti” yorumunda bulundu. Bu yaklaşıma katılan ve seçimin kararsız eyaletlerde belirleneceğine dikkat çeken Rai, “Biden'ın Wisconsin ve Michigan gibi eyaletlere ziyaretlerini yoğunlaştıracağını göreceğiz” dedi.

Duffy, Biden'ın gençlerin desteğinin azalmasından korktuğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Genç Amerikalı seçmenler, özellikle de genellikle gençlerin oylarının çoğunluğuna sahip olan Demokrat Parti için çok önemli bir grup. Başkan Biden 2020'de seçildiğinde de böyle oldu. Parti, sadece Gazze'de ve dış politikada yaşananlar nedeniyle değil, aynı zamanda ekonomi ve konut sorunları nedeniyle de gençlerden gelen desteğin azaldığını gördü. Bunların hepsi hayal kırıklığına uğramış genç seçmenler için önemli konular. Dolayısıyla Başkan Biden'ın gençleri cezbetmeye yönelik tedbirler aradığını görüyoruz.”

Yardım mı uzlaşı mı?

Biden'ın Ortadoğu politikasına yönelik iç muhalefet artarken, George H.W. Bush yönetiminde görev yapmış olan Herbst, Biden'ın dış politika kararlarının, özellikle de İsrail'e silah sevkiyatını dondurma kararının anakronizminden bahsetti. Herbst, “ABD İsrail'i uzun zamandır güçlü bir şekilde destekliyor. Netanyahu ile yaşanan mevcut çatışmaya rağmen, bu durum Biden döneminde de geçerliliğini koruyor. Ancak Biden, özellikle Michigan'daki Arap asıllı ABD’li seçmenleri yatıştırmak için tasarlanmış adımlar attı. Bu siyasette yeni bir şey, çünkü hiçbir ABD başkanı politikasını kısmen bazı seçmenlerin İsrail'e karşı olacağı korkusuyla şekillendirmemişti” ifadelerini kullandı.

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, İsrail'i destekleyen bir yasa tasarısı lehine oylama yapılması için baskı yaptı. (AFP)

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, İsrail'i destekleyen bir yasa tasarısı lehine oylama yapılması için baskı yaptı. (AFP)

Herbst, Baba Bush ve Nixon gibi geçmiş başkanların İsrail'e yönelik silah ve finansmanı dondurma kararlarını Biden'ın kararıyla karşılaştırarak, ABD’lilerin eskiden başkanlara İsrail'i desteklemeleri için baskı yaptığını, ancak bugün durumun böyle olmadığını belirtti. Herbst, “Bugün, tarihimizde ilk kez, ABD'de Arap ve Filistin yanlısı seçmenlerin siyasi sonuçlarından duyulan korku politikayı etkiliyor. İsrailliler bu konuda endişelenmeli. Çünkü genç Demokratlar arasında İsrail'in pozisyonunu ve bizim İsrail'e verdiğimiz desteği anlamayan büyük bir kesim var” vurgusunda bulundu.

Rai ise Biden'ın dış politikalarından bahsederken, yönetimin İsrail'i destekleyenler ile karşı çıkanlar arasında çok hassas bir konumda olduğunu savundu. Rai, Biden'ın silah sevkiyatını dondurması ve ardından muhaliflerini, özellikle de Temsilciler Meclisi'nin, 16 Demokrat'ın desteğiyle dondurulan silah sevkiyatını serbest bırakmaya zorlayan bir tasarıyı geçirebildiği Kongre'deki muhaliflerini yatıştırmak için 1 milyar dolar değerinde yeni bir silah paketi açıklaması örneğini verdi.

Bu politika değişikliğini bir çekişme olarak tanımlayan Duffy şu ifadeleri kullandı: “Yönetim İsrail'e silah sevkiyatını durduracağını söylüyor, ardından hızla yeni bir silah anlaşması açıklıyor. Tüm bunlar bahsettiğimiz faktörlerin bir sonucu. Bence Başkan Biden bu konuyu gündemden düşürmek ve insani krizi azaltmak için mümkün olan en kısa sürede ateşkes için bastırıyor. Bu ona siyasi açıdan da yardımcı olacaktır.”

‘Kısa hafıza’

Dış politika, siyasi ve öğrenci tartışmalarında ön planda yer alırken, Herbst, Biden yönetimini gerek Ukrayna gerekse Ortadoğu'da dış politika konularını ele alış biçimi nedeniyle sert bir şekilde eleştirdi. Herbst, “Biden'ın politikaları, Moskova'nın nükleer tehditlerinden duyduğu korku nedeniyle ciddi şekilde kusurludur ve bu da Ukrayna'ya silah tedarikimizi geciktirmiştir. Ortadoğu'da da benzer bir zayıflık gördük; İran'ın vekil güçleri tarafından kuvvetlerimize karşı çok sayıda saldırı düzenlendi ve buna verdiğimiz karşılık zayıf kaldı. Husilerin uluslararası nakliye yollarında kaos yaratmasına izin verdik. Akıllı strateji İran'a bedel ödetmektir, ancak yönetim Avrupa'da olduğu gibi Ortadoğu'da da gerilimin artmasından korkuyor. Bu bir süper gücün tutumu değildir” ifadelerini kullandı.

Duffy, Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın dış politika konularındaki değişken tutumuna rağmen, ‘çoğu seçmenin nispeten kısa bir hafızaya sahip olduğuna’ inanıyor. Duffy, “Seçmenlerin Trump'ın dış politikasından hatırladıkları, Rusya savaşı ve İsrail ile Filistin arasında bir çatışma olmadığı. Bu iki başlık seçimlerde tartışmanın merkezinde yer alacak” görüşünü dile getirdi.



Papa'dan LGBT topluluğunu kucaklama iması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Papa'dan LGBT topluluğunu kucaklama iması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Vatikan'da önde gelen bir savunucuyla görüşen Papa XIV. Leo, Katolik Kilisesi'nin LGBTQ+ bireyleri kapsayıcılığı konusunda selefinin mirasını benimsemiş gibi görünüyor.

Leo, pazartesi günü Cizvit rahibi ve America Magazine editörü Rahip James Martin'le bir araya geldi. Bu görüşme, ABD'li Papa'nın nisanda ölen Papa Francis'in Kilise'yi LGBTQ+ toplumuna açma çalışmalarını sürdüreceğinin işareti olabilir.

Katolik Kilisesi'nin LGBTQ+ bireyleri daha fazla kapsamasının önde gelen savunucularından Martin, görevi nedeniyle muhafazakar Hristiyanlar tarafından defalarca eleştirilse de Francis tarafından desteklendi. Rahip, Leo'nun Francis'in politikasını desteklemeyi planladığını ve onu savunuculuğunu sürdürmeye teşvik ettiğini söyledi.

Martin, görüşme sonrası Associated Press'e, "Papa Leo'dan da Papa Francis'ten duyduğum mesajın aynısını duydum: LGBTQ bireyler de dahil tüm insanları kucaklama arzusu" diye konuştu.

Harikaydı. Çok teselli edici, cesaretlendirici ve açıkçası çok eğlenceliydi.

sdfrgt
Papa Leo, Katolik Kilisesi'nde LGBT'lerin dahil edilmesini savunan Cizvit Rahip James Martin'le yakın zamanda bir araya geldi (Vatican News)

Pazartesi günü X'te yaptığı başka bir paylaşımda Martin, "Leo'yu neşeli, rahat ve dingin bulduğunu" söyledi ve ikilinin iki fotoğrafını paylaştı.

"Onunla birlikte olmak çok keyifli!" diye ekledi.

Papalık sarayında yaklaşık yarım saat süren görüşme, Vatikan tarafından resmen duyuruldu ve Leo'nun görüşmenin kamuoyuna açıklanmasını istediğini gösteriyordu. Bu, LGBTQ+ Katoliklerin bir başka kucaklama işareti olarak Vatikan'da Kutsal Yıl hac ziyaretine katılmalarından sadece birkaç gün önce gerçekleşti.

Katolik Kilisesi, LGBTQ+ bireylerin saygı ve onuru hak ettiğini söylüyor. Eşcinsel çekimin kendi başına günah olmadığını söylerken, heteroseksüel evlilik dışındaki cinsel ilişkilerin günah olduğunu belirtiyor.

Francis, Katolik Kilisesi'ni LGBTQ+ Katolikler için daha misafirperver bir yer haline getirmek adına çalışarak ve rahiplerin eşcinsel çiftleri kutsamasına izin vererek seleflerinden farklılaşmıştı.

Francis ve Martin, 2013'ten 2025'e kadar süren 12 yıllık papalık dönemi boyunca birkaç kez bir araya geldi. Papa, Martin'i Vatikan'ın iletişim departmanına danışman olarak belirlemiş ve kilisenin geleceği üzerine düzenlenen büyük, çok yıllık toplantıya üye olarak atamıştı.

Francis gibi bir Cizvit olan Martin, 2017'de Katolik liderlerin eşcinsel topluluğuyla nasıl etkileşim kurması gerektiği üzerine bir kitap yazdı ve LGBTQ+ Katoliklere yönelik bir çevrimiçi haber sitesini yönetiyor.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır.

Independent Türkçe


ICE ve İsrailli casus yazılım firması arasında 2 milyon dolarlık anlaşma

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

ICE ve İsrailli casus yazılım firması arasında 2 milyon dolarlık anlaşma

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Trump yönetimi, ürünleri gazeteci ve aktivistlerin gözetlenmesini kolaylaştırmakla suçlanan, İsrail merkezli casus yazılım şirketi Paragon Solutions (US) Inc.'le Biden döneminde askıya alınan 2 milyon dolarlık sözleşmeyi yeniden yürürlüğe koymuş gibi görünüyor.

Cumartesi günü yayımlanan kamu alımları veritabanında, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza'yla (ICE) Eylül 2024'te yapılan anlaşmaya konan iş durdurma emrinin kaldırıldığı görüldü. Teknoloji gazetecisi Jack Poulson bu bilgiyi All-Source Intelligence adlı Substack sayfasında paylaştı.

Anlaşma, ICE'ın sözleşme kapsamında ne elde edeceğini belirtmiyor. Bunun dışında, "lisans, donanım, garanti, bakım ve eğitim dahil tamamen yapılandırılmış özel bir çözüm" mutabakatı tanımlanıyor.

Sözleşmede Paragon adına verilen telefon arandığında açan kişi yorum yapmayı reddetti.

The Independent, cevap hakkı için ICE'la iletişime geçti.

WIRED'ın haberine göre ilk anlaşma, ABD için karşı istihbarat riskleri oluşturabilecek veya yabancı bir hükümet tarafından usulsüzce kullanılabilecek ticari casus yazılımların kullanımını sınırlayan Mart 2023 tarihli Biden yönetimi kararnamesine uyup uymadığının incelenmesi için ekimde askıya alınmıştı.

Eleştirmenler, Paragon'la çalışmanın potansiyel riskleri konusunda uyardı. Şirketin Graphite programı, hedefin cep telefonuna sessizce sızarak özellikle bulut yedekleme verilerine erişip içeriğini çıkarabiliyor.

Paragon ürünlerinin yabancı ülkelerde kullanımını araştıran Toronto Üniversitesi Citizen Lab'den kıdemli araştırmacı John Scott-Railton, The Guardian'a "İstilacı ve gizli bilgisayar korsanlığı gücü yozlaştırıcıdır" diye konuştu.

Bu yüzden demokrasilerde, Paragon'un Graphite'ı da dahil giderek artan sayıda casus yazılım skandalı yaşanıyor.

New York Times'ın 2022 tarihli haberine göre, ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi daha önce ABD dışındaki uyuşturucu kaçakçılarına karşı Graphite kullanmıştı.

fvgthy
Biden yönetimi, ABD'ye yönelik karşı istihbarat veya yabancı kuruluşlar tarafından kötüye kullanım riski taşıması durumunda ABD'nin ticari casus yazılım kullanımını sınırlamaya çalışmıştı (AP)

Paragon, İsrail'in siber casusluk birimi 8200'ün eski komutanı Ehud Schneorson tarafından kuruldu. İsrail gazetesi Haaretz'in haberine göre, Florida merkezli yatırım grubu AE Industrial Partners, 2024'ün sonlarında şirketi 500 milyon dolara satın aldı.

Paragon, kendisini yalnızca ABD ve diğer müttefik ülkelere satış yapan etik bir siber firma diye tanımlıyor.

WhatsApp, 2025 başlarında Paragon'la bağlantılı yaklaşık 90 kişiyi hedef alan bir bilgisayar korsanlığı kampanyasını engellediğini açıklamış, bir İtalyan gazeteciyle birkaç göçmen yanlısı aktivist, kurbanlar arasında kendilerinin de olduğunu söylemişti. Citizen Lab adlı düşünce kuruluşunun analizi, iki gazetecinin daha hedef alındığını gösteriyor.

Paragon, haziranda, İtalyan hükümetinin saldırıda ürünlerinin usulsüz kullanılıp kullanılmadığını araştırmada kendisine yardım etmeyi reddettiğini öne sürerek İtalya'daki sözleşmelerini feshettiğini açıklamıştı.

Paragon o dönemde yaptığı açıklamada, "Şirket, hem İtalyan hükümetine hem de parlamentoya, sisteminin gazeteciye karşı İtalyan yasaları ve sözleşme hükümlerini ihlal ederek kullanılıp kullanılmadığını belirleme olanağı sundu" demişti.

İtalyan yetkililer bu çözümü uygulamamayı tercih edince, Paragon İtalya'daki sözleşmelerini feshetti.

Trump yönetimi, göçmenlik operasyonlarında başka agresif istihbarat yöntemlerine de başvuruyor. Bunlar arasında sosyal medyada "Amerikan karşıtı" faaliyetlerin izlenmesi ve normalde erişime kapalı devlet konut verilerinin göçmenleri bulmak için taranması yer alıyor.

Independent Türkçe


Trump'ın sağlığı tartışma konusu: Amerikalılar ikiye bölündü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump'ın sağlığı tartışma konusu: Amerikalılar ikiye bölündü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Amerika, Donald Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevini yerine getirme kabiliyetini etkileyip etkilemediği konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Trump'ın ikinci dönemindeki fiziksel sağlığı hakkındaki spekülasyonlar, şişmiş ayak bilekleri ve bazen makyajla kapatılan morarmış ellerinin fotoğrafları internette dolaşmaya başladığından beri arttı.

79 yaşındaki Trump'ın cumartesi günü Virginia'daki golf sahasında kısa süre görülmesi dışında İşçi Bayramı hafta sonunda kamuoyu karşısına çıkmamasıyla internetteki söylentiler doruğa ulaştı.

Salı günü yapılan YouGov anketinde Amerikalıların yüzde 38'i Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevini yerine getirme kabiliyetini "ciddi şekilde kısıtladığını", yüzde 21'i ise "çok az etkisi" olduğunu söyledi.

Ayrıca Amerikalıların önemli kısmı, Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevine uygunluğu üzerinde hiçbir etkisi bulunmadığını (yüzde 26) veya emin olmadığını (yüzde 15) belirtti.

Bir hafta aradan sonra ilk kez kamuoyu önüne çıkan Trump'a, öldüğü veya ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı yönündeki söylentileri duyup duymadığı soruldu. Duymadığını söyleyen Başkan, söylentileri "yalan haber" diye niteledi ve "Bu İşçi Bayramı hafta sonu çok faaldim" dedi.

Trump ayrıca pazar akşama doğru Truth Social'a "HAYATIMDA HİÇ BU KADAR İYİ HİSSETMEMİŞTİM" diye yazdı.

The Independent, yorum için Beyaz Saray'la iletişime geçti.

Fiziksel sağlık ve zihinsel keskinlikle ilgili sorular, 2024 başkanlık kampanyası ve seçiminde önemli bir tartışma konusuydu.

En çok eleştirilen, şu anda 82 yaşında olan eski Başkan Joe Biden'dı. Biden, seçimden aylar önce tutarsız yanıtlar verdiği kötü bir tartışma performansının ardından yarıştan çekilmişti.

Mayısta Biden'a agresif türden prostat kanseri teşhisi kondu. Bu teşhis, Biden yönetiminin eski başkanın sağlığı konusunda her zaman şeffaf olup olmadığı sorularını gündeme getirdi.

Pazartesi günü Biden yönetiminin eski çalışanlarından Meghan Hays, Trump yönetimini başkanın boş İşçi Bayramı hafta sonu programı konusunda şeffaf olmamakla suçladı.

Hays, pazartesi günü The Hill'e, "Sanırım ağustosta 26 gün boyunca halka açık etkinliklere katıldı veya basına konuştu. Dolayısıyla 6 gün boyunca ortadan kaybolup Truth Social'da bir sürü kaotik paylaşım yapması ve insanların bunu takip edememesi çok endişe verici" diye konuştu.

Hays şöyle devam etti:

Ve bence insanların aklına şu soru geldi. Başkan, ağustosta sadece birkaç gün izin alabilir ki bu, başkanların yapması gereken normal bir şey. Ya da gerçekten bir sorun olabilir. Sorun şu ki bilmiyoruz ve onlar da bu konuda şeffaf davranmıyor.

Independent Türkçe