Yeni izleyiciler ve geçmişle şimdi arasında değişen yıldız algısı

Dev şirketler tarafından üretilen bir ast-üst ilişkisi

Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)
Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)
TT

Yeni izleyiciler ve geçmişle şimdi arasında değişen yıldız algısı

Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)
Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın getiğimiz yaz Beyrut'ta verdiği konserden bir kare (AFP)

Şadi Alaaddin

Abdulhalim Hafız, kendi döneminin yıldızıydı. O kadar seviliyordu ki ölüm haberini duyan 21 yaşındaki Umeyme Abdulvahhab üzüntüden intihar etti.

Star olmanın getirdiği büyük etki çemberi, popülerliği ve prestiji ne olursa olsun her sanatçıyı bir kitle endüstrisi haline getirirken kağıda dökülmemiş bir sözleşme gibi bunun dışına çıkmasını engelledi. Bu çember örneğin, ünlü sanatçı Kareat el-Fengan’ın konserinde bazı holiganların ıslık çalarak kendisini kasıtlı olarak rahatsız etmesine aynı şekilde karşılık vermesini kısıtlıyordu. Ancak Fengan, kendisini ıslıklayanları azarladı. Bu hamle, affedilmez bir günah olarak değerlendirildi ve sanatçı eleştiri oklarının hedefi oldu. Özür dilemek zorunda kalan Fengan, öfkesnin seyirciye değil, seyircilerin arasına gizlenmiş bir grup holigana yönelik olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz günlerde bir düğünde sahne alan Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın bir hayranını tokatladığı görüntüler sızdı. Video kaydı çok sayıda kişi tarafından sosyal medya platformlarında paylaşıldı. İlginç olan Diab'ı bunu yapmaya iten nedenler ne olursa olsun, bu hareketin kabul edilebilir bulunmasıydı. Birçok kişi genç adamın kasıtlı olarak yıldızı kızdırmaya çalıştığını iddia ederek Diab’ı savundu. Bu tepki, meşrulaştırılıp normalleştirildi. Elbette yıldızlar ve insanlar arasındaki bu tür bir ilişki Amr Diab ile sınırlı değil. Farklı düzeylerde birçok yıldızı da kapsıyor ve yıldızlar ile hayranları arasında yeni bir ilişki biçiminin ortaya çıkışını yansıtıyor.

Sanatçıların hayran kitleleri artık eskisi ya da Abdülhalim zamanında oldukları gibi değil.

Yıldızların davranışlarının genel olarak normalleşmesi, bildiğimiz anlamda izleyici kavramının sonuna işaret ediyor. Çünkü yıldız artık şöhretini izleyiciye borçlu değil. Yeni hayran modeli, dev şirketler, sosyal medya ve diğerleri gibi zorba otoriteler tarafından üretilen yıldızlarla bir ast-üst ilişkisinin sonucu olarak ortaya çıktı.

Sanatçıların hayran kitleleri artık eskisi ya da Abdülhalim zamanında oldukları gibi değil. Daha ziyade katı, hoşgörüsüz ve kapalı fikirli akımlara daha yakın bir hayran modeli söz konusu. Bu model, yıldıza yanılabilir bir insan niteliği veren, hiçbir eleştiriyi kabul etmeyen, başkasını dinlemeyen, kendi zevksizliği ve saçma görüşleri için başkalarını suçlayan fanatik bir yapıyı temsil ediyor.

sdfvbgdsvf
Abdel Halim Hafez, 1960'lı yılların sonları (AFP)

Yaşadığımız çağın hızına ve yarattığı yaşam tarzlarına bakıldığında bu anlaşılabilir bir durum olabilir. Ancak mesele yıldız ve müzikle kurulan bu sorunlu ilişkinin kendi standartlarını musiki ve lirik şarkı mirasına da uygulamaya başlaması. Artık sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde, musiki ve lirik şarkların ünlü isimlerine atfedilen, bu yeni ilişkiyi onlara yansıtan, hoşgörüsüzlüğü genelleştiren ve üstünlük mücadelelerini canlandıran sayfalar ve makaleler yayınlandığını görüyoruz.

İki müzisyen ve nesillerin müzisyenliği

Son zamanlarda Facebook’ta ‘nesillerin müzisyeni’ unvanıyla tanınan müzisyen Baligh Hamdi adına ‘Baligh Hamdi nesillerin gerçek müzisyeni’ adlı bir hayran sayfası da tartışmaların odak noktalarından biri oldu. Hayran sayfasının adında Baligh Hamdi için ‘nesillerin gerçek müzisyeni’ denilmesi nesillerin müzisyeni unvanlı bir diğer sanatçı Muhammed Abdulvahhab'a karşı bir adım olarak görüldü.

Buradaki komplonun ince düşünceden yoksun olduğunu söylemek doğru olmaz. Hayran sayfalarında yayınlananlar, ne Abdulvahhab ve Hamdi için beste yapmanın sırlarını açığa çıkarmada faydalı olabilecek ufuklar açıyor ne müzikal bir yaklaşım sunuyor ne eserlerini bağlamsallaştırıyor ne de melodilerin sanatsal inşası süreci içinde aralarında hangi farkların olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Paylaşımlarda sadece her iki sanatçı için aynı fanatik görüşler yer alıyor. Ne bir şey keşfediyoruz ne de unuttuklarımızı hatırlıyoruz. Bunun yerine, aşırılığın dilini ve mantığını yeniden benimseyen ve sahipleri müziğin en sevilen yıldızın ölümüyle durduğuna ve aslında onunla sınırlı olduğuna inanan bir hoşgörüsüzlük şölenine dahil oluyoruz.

Arap dünyasının en ünlü bestecisi Muhammed Abdulvahhab'a, farklı nesillerin zevklerini anlamadaki başarısı nedeniyle ‘nesillerin müzisyeni’ unvanı verildi. Hayranları ve fanatikleri hiç de az değil. Öyle ki önde gelen birçok müzisyen onun önemini kabul ediyor ve müzikle uğraşmasının nedenlerini tanımlamaya, bestelerini müzikal ve teknik olarak açıklamaya gayret ediyorlar. Ancak onun hakkında sağlam bir malzeme sunmaya çalışan sayfalar neredeyse hiç yok. Bu sayfaların takipçi sayısı da birkaç kişiyi geçmiyor.

Küratörler (sanatçılarla çalışan kişiler) uzman olmayanlar için materyal sağlamaya istekli olsalar bile, ilgi düşük ve çok sınırlı kalıyor. Milyonlarca takipçisi olan fanatik ve holigan sayfaların çoğu sadece eserleri yeniden paylaşıyor. Hayranlık ifadeleri ve rakiplerin kötülenmesinden ibaret yorumlar yapılıyor.

Baligh Hamdi kendi döneminde olağanüstü bir popülerliğe ulaştı, ancak en önemli etkisi hayran kitlesine ihtiyaç duymayan bir ürün ortaya koyması oldu.

Baligh Hamdi, hayranlarının zihninde en popüler ve kuşaklar arası şarkı yazarı rolünü oynarken başka kimsede olmayan bir yeniliği ve sürekliliği temsil ediyor. Ümmü Gülsüm için beste yapan en genç kişi olarak öne çıkan Hamdi, hızlı ve üretken, rakipsiz bir müzik dehası olarak kabul ediliyor.

Hayalci ve öğretmen

Hamdi’ye duyulan büyük hayranlığın, bestelediği şarkıların çoğunun belirli duygusal durumları ifade etmek için doğrudan kullanılabilir ve kişiselleştirilebilir olmasından kaynaklandığı söylenebilir. Eserlerinin genel formülü genel gerçekliğin ağırlığıyla mücadele ederken bir katarsis ve vaat durumu yaratıyor.

xscdfrgt
Muhammed Abdulvahhab (WikiCommons)

Baligh Hamdi, sevgililerin birbirlerine gönderebilecekleri aşk mektupları besteledi. Vatansever melodilerinde bile nahoşluktan uzak durmaya özen gösterdi. Ritimlerin gücüne dayanan bir tarzda vatana ve davalara duygusal ve romantik bir boyut kazandırdı. Eserlerinin evrensel ve popüler olmasının nedeni çoğunun kişiselleştirilebilir, dans edilebilir ve kutlamalara eşlik edebilir olması. Acıyı, nostaljiyi, yabancılaşmayı ve anavatanı dans ettirerek, sanatsal bütünlük, müzik ve eserin inşası gibi unsurlardan bağımsız olarak, her ağırlığın geçici ve fani görünmesini sağladı. Kaçmak, hayal etmek ve teselli bulmak için alanlar oluşturdu. Sosyo-politik zorunluluklara zamanında yanıt verdi.

Muhammed Abdulvahhab hafifliğe ve dansa düşman değildi. Ancak her zaman bu unsurların şarkının ve müziğin müzikal ve yapısal kompozisyonunun bir parçası olmasını ve dışsal gerekliliklere yanıt olarak üzerlerine düşen bir görev olmamasını sağlamaya çalıştı. Tüm gücün sanata ait olduğuna ve sanatın yalnızca şartlarla ve ruh halleriyle özdeşleşmek yerine o şartları ve ruh hallerini yaratabileceğine inanıyordu. Eserlerinin çoğunda görülen tutarlılık ve uyum, kaçışı savunmayan çağrışımlar açısından eserin kendisine bağlı kalan bir anlam mantığı oluşturdu. Eserleri genellikle hassas ve özenli bir gerçekçiliğe dayanan sürekli, deneysel ve özenli bir yapıda oldu. Abdulvahhab teselli edici ve hayalci rolü oynamayı değil, her zaman bir ikaz edici ve öğretmen rolü oynamayı istedi.

Belki de Baligh Hamdi ile aralarındaki yaklaşım farkı kişiliklerine de yansımıştır. Hamdi bohem, kaotik, spontane ve duygusalken, Abdulvahhab metodik, düzenli, disiplinli ve rasyonel bir kişiliğe sahipti. Hamdi’ye yönelik önyargı, trajik sonuna rağmen hayatının şeklini temsil etme arzusu olabilirken, Abdulvahhab'ın hayatı cazip bir deneyim değildir.

Dinlemenin sona ermesi

Üstünlük savaşlarıyla ilgilenmeden meseleyi analiz etmeye çalışırsak Baligh Hamdi’nin dans ritimlerini şarkılara dahil etme ve bunlarla oynama hevesinin büyüyen, devam eden ve galip gelen bir ekolünü yarattığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte şarkının söylenmesi, ağırbaşlı ve sakin dinleme durumundan, müzik eserinin belirli bir ruh halini kışkırtmasını sağlayan şamatacı ve şovcu bir durumuna geçiş yaptı. Eser, artık kendi içinde bir amaç olmaktan çıktı.

dfvgthyju
Baligh Hamdi (WikiCommons)

Baligh Hamdi'nin eserleri, kasıtlı ya da kasıtsız olarak görüntünün sese, melodilere ve diğer müzik eserlerine egemen olduğu bir dönemi başlatmış olabilir. O andan itibaren dinleyici kitleleri tamamen suni bir şekilde tezahürat yapar, çığlık atar ve dans eder hale geldi.

Baligh Hamdi kendi döneminde olağanüstü bir popülerliğe ulaştı, ancak en önemli etkisi hayran kitlesine ihtiyaç duymayan bir ürün ortaya koyması oldu. Hamdi'nin Muhammed Rüşdi ile elde ettiği başarıdan faydalanmak, onun başarısını çalmak ve kendi kitlesini genişletmek için kullanmak isteyen Abdulhalim Hafız, söylediği popüler melodilerin kendisinden ve temsil ettiği durumdan ziyade türün gücünden kaynaklandığını fark etmiş olabilir.

Şarkıcı ile halk arasındaki ilişki, yıldızlığın dinleyici kitlesine karşı herhangi bir borç kabul etmeyen şartlarına tabi hale geldi.

Bu durum Abdulhalim Hafız’ı - Baligh Hamdi'nin popüler şarkılar ve film şarkılarındaki statüsünden en iyi şekilde yararlanmakta ısrar ettikten sonra - dinleyiciyle farklı bir ilişkisinin olduğu, bıraktığı şarkıcı statüsüne geri dönmeye itti. Farklı türden şarkılar söylemeye başladı, ama dinleyicilerini kaybetmişti. Kareat el-Fengan’ın konserindeki holiganlar - her ne kadar kargaşa çıkarmaya hazır olsalar da - davranışlarını genel kalabalığın davranışlarına uydurdular. Bu yüzden ortalık sessizleşip eskisi gibi olunca Fengan’ın tepkisi anlamsızlaştı.

Abdulvahhab'ın sorunu, hatta dans ritimleriyle oynadığı eserlerinde bile kitlelerle dinlemenin ön planda olduğu bir ilişki tarzını savunmakta ısrar etmesiydi. Bu tarzdan hiçbir zaman vazgeçmedi. Baligh Hamdi'nin başlattığı akım karşısında bu ilişki tarzını korumaya çalıştı.

Dolayısıyla, şu anda Baligh Hamdi'ye yönelik hayranlık, onun eserlerini okumak ve analiz etmek yerine ana akımın zaferi ve savunulması üzerine kurulu. Baligh, bu anlamda gerçek bir zafer elde etmiş olsa da ‘nesillerin müzisyeni’ unvanının anlamının bir temsilcisi olmamıştır.  Çünkü sadece o anki başarısına odaklananlar, onun kısa sürede dağılan ve parçalanan, gelişmeyen ve tamamlanmayan bir zirve olduğunu göremezler.

Kahire'deki yeni Müzik Mirası Müzesi'nin açılışından önce ünlü Mısırlı müzisyen Muhamed Abdulvahhab'ın afişinin asılması sırasında, 2 Haziran 2002 (Reuters)

Baligh Hamdi'den sonrası yerine gelenler, bir proje ve metodoloji olmaksızın, sadece gürültü ve ritimle aynı başarıyı elde etmeye çalıştılar. Geriye Hamdi'nin öğrencileri değil, onun sihirli başarı reçetesini uygulamaya çalışan – ve böyle kendilerinin sorumlu tutulamayacağı - bir vasatlık durumuna yol açan ve sürekli bir gerileme halini körükleyen mutasyonlar kaldı.

Abdulvahhab ise talepkar olmaya devam etti ve otoritesini ve dinlemeye dayalı ilişki biçimini korudu. Baligh Hamdi, eserlerinin telif haklarını bir kişiye değil kurumlara ve otoritelere bağlı olan yapımcıya devretti.

Şu an müzikal ve lirik ruh hali, reklam ve prodüksiyon devlerinin ellerine teslim edilmiş durumda. Şarkıcı ile halk arasındaki ilişki, reklam ve üretim piyasasını kontrol eden şirketlerin ve markaların projelerine hitap etme becerisiyle yaşayan ve yıldızlığın dinleyici kitlesine karşı herhangi bir borç kabul etmeyen şartlarına tabi hale geldi.

Baligh Hamdi ve diğerlerinin yeniden gündemde tutanlar ve nesillerin müzisyeni görüşü üzerinde savaşanlar, şimdiki zaman üzerindeki rolünü, statüsünü ve otoritesini kaybetmiş ve bunu geçmişe dayatmaya çalışan bir kesimdir.

Şimdiki zaman, normlarıyla bu restorasyonun gerçekliğine hükmediyor ve onu kendi etki alanına alarak şarkı ve müzik alanında bir büyük kardeşe ait olma yolculuğuna dönüştürüyor. Bu da hiçbir müzisyenin beste yapmadığı ve hiçbir dinleyicinin dinlemediği, dinleme kavramının yapısal olarak bozulduğu bir döneme girmek anlamına geliyor.



The Office'in yıldızı, Geleceğe Dönüş'ten kovulma deneyimini anlattı

(Universal Studios)
(Universal Studios)
TT

The Office'in yıldızı, Geleceğe Dönüş'ten kovulma deneyimini anlattı

(Universal Studios)
(Universal Studios)

Geleceğe Dönüş'teki (Back to the Future) Jennifer Parker rolünü kaybetmesiyle ilgili konuşan Melora Hardin, bu deneyimi "muazzam bir hayal kırıklığı" diye nitelendirdi.

Popüler sitcom The Office'teki Jan Levinson rolüyle tanınan Houston doğumlu oyuncu, 1985 yapımı sevilen bilimkurgu komedisinde Eric Stoltz'la birlikte oynamak üzere, Marty McFly'ın sevgilisi rolüne seçilmişti.

Stoltz'la birlikte birkaç haftalık çekim yaptıktan sonra yapımcı Steven Spielberg ve yönetmen Robert Zemeckis başrolü değiştirmeye karar vermişti.

Stoltz'un yerine Michael J. Fox geçtiğinde, Hardin'in onun sevgilisi rolü için çok uzun olduğuna karar verilmişti. Parker rolünü Claudia Wells almıştı.

Entertainment Weekly'ye verdiği yeni röportajda Hardin bu deneyimi anlattı: 

Geleceğe Dönüş muazzam bir hayal kırıklığıydı. Bilirsiniz, 17 yaşındaydım. Gözyaşlarına boğuldum. Çok üzücüydü. Hatırladığım kadarıyla, hiç çekilmeyen birçok [kaybedilen rol] vardı. Ama bunun çok zor olduğunu hatırlıyorum.

Önceki aylarda The Joe Vulpis Podcast'e katılan Hardin, neden yerine başka birinin getirildiğini şöyle açıklamıştı: 

Sanırım o dönemdeki iki kadın yönetici, başroldeki erkek karakterlerinin kendisinden daha uzun bir kadınla aynı sahnelerde yer almasının erkekliğini zedeleyeceğini düşünmüş.

Oyuncu "O zamanlar, 17 yaşındayken yıkılmıştım ve çok ama çok üzülmüştüm. Her neyse! Eğer ben oynamış olsaydım, eminim her şey farklı ilerlerdi. The Office'te oynamazdım" diye eklemişti.

Entertainment Weekly'ye verdiği yeni röportajda Hardin, kariyerindeki hayal kırıklığı ve başarısızlık deneyimlerine değinerek "Şu anda bulunduğum yerde olmak için başarıdan çok başarısızlık yaşamak gerekiyor. Bence insanlar dışarıdan bakınca bunun farkına varmıyor; gerçekten başarısızlığa ve sürekli risk almaya alışkın biri olmak gerekiyor" dedi.

Bu başarısızlık sizin hakkınızda hiçbir şey söylemiyor. Sadece daha iyi yenilmeniz ve sürekli daha iyi yenilmeniz gerekiyor... Bu kariyer seçiminin üstesinden gerçekten gelebilmek için bu gerekli.

Önceki aylarda Michael J. Fox, Geleceğe Dönüş'teki rol arkadaşı Crispin Glover'ın klasik filmin setinde "sürtüşme yarattığını" iddia etmişti. Glover, Fox'un oynadığı karakterin babası George'u canlandırmıştı.

Fox, anı kitabı Future Boy'da "Kimse Crispin'i bir kalıba sokamaz" diye yazmıştı.

Ama bu, kamera ekibinin kelimenin tam anlamıyla onun etrafına bir kutu inşa etmesini engellemedi. George McFly rolündeki Crispin'in, karakterinin nasıl ve nereye doğru ilerlemesi gerektiğine dair kendi fikirleri vardı.

Fox anı kitabında, Geleceğe Dönüş setindeki son gününe dair hiçbir şey hatırlamadığını da yazmıştı.

Independent Türkçe


Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"

Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"
TT

Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"

Russo kardeşlerden Kaptan Amerika açıklaması: "Hikaye buraya dönmek zorundaydı"

Avengers: Doomsday için hazırlanan ilk tanıtım videosu, cuma gününden bu yana Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) sinema gösterimleri öncesinde izleyiciyle buluşuyor. Ancak Pandora'ya henüz geri dönmeyenler için fragman artık çevrimiçi platformlarda da izlenebiliyor.

Merakla beklenen filmin yönetmenleri Russo kardeşler ise Avengers: Endgame'den 6 yıl sonra Kaptan Amerika'yı neden geri getirdiklerini anlattı.

Kısa tanıtım, yaklaşık bir hafta önce internete sızdığı için pek çok hayran tarafından çoktan izlendi. Fragman, çizgi roman uyarlamaları dünyasının "en kötü saklanan sırrını" da doğruluyor: Chris Evans'ın canlandırdığı Steve Rogers, namı diğer Kaptan Amerika, Avengers: Doomsday'le geri dönüyor. Üstelik yalnızca geri dönmekle kalmıyor; Steve Rogers'ın bir de çocuğu olduğu ortaya çıkıyor.

Sızdırılan bilgilere göre Steve Rogers odaklı bu tanıtımın ardından üç kısa video daha yayımlanacak. Bunlardan biri Chris Hemsworth'ün canlandırdığı Thor'a, biri Robert Downey Jr.'ın hayat verdiği Doctor Doom'a odaklanacak. 4. video ise filmin kapsamlı ilk fragmanı olacak. 

Russo kardeşler, Instagram üzerinden Chris Evans'ın dönüşüyle ilgili sessizliklerini bozdu. Joe ve Anthony Russo, Avengers: Endgame'de karakterin hikayesi sonlanmış olmasına rağmen Steve Rogers'ı neden geri getirdiklerine dair ipuçları paylaştı. 

İkilinin paylaşımında, "Hayatımızı değiştiren karakter. Hepimizi bir araya getiren hikaye. Eninde sonunda buraya dönmesi gerekiyordu..." ifadeleri yer aldı.

Avengers: Doomsday'in vizyona girmesine bir yıldan az kaldı. Marvel Sinematik Evreni için son yıllardaki düşüşün ardından bir "son hamle" olarak görülen yapım için geri sayım çoktan başladı. 

18 Aralık 2026'da gösterime girmesi planlanan yapım, yalnızca Marvel'ın ağır toplarını değil, X-Men oyuncularını da bir araya getiriyor. Kadroda ayrıca Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar (The Fantastic Four: First Steps) ve Thunderbolts* filmlerinin oyuncuları da yer alıyor.

Marvel Sinematik Evreni'nin sıradaki filmi ise 31 Temmuz 2026'da vizyona girecek olan Spider-Man: Brand New Day. 

Independent Türkçe, Variety, Deadline, GamesRadar


Final yolunda rekor üstüne rekor: 8,46 milyar dakikalık izlenme

Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)
Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)
TT

Final yolunda rekor üstüne rekor: 8,46 milyar dakikalık izlenme

Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)
Stranger Things'de Max Mayfield karakterini canlandıran 23 yaşındaki Sadie Sink (solda), 2026'da vizyona girecek Spider-Man: Brand New Day'le ilk kez Marvel evrenine adım atıyor (Netflix)

Stranger Things, final sezonunun prömiyeriyle kendi rekorlarını bir kez daha altüst etti.

Reyting ölçüm şirketi Nielsen'ın 24-30 Kasım dönemini kapsayan haftalık raporuna göre Stranger Things, 5. sezonun ilk haftasında toplam 8,46 milyar dakika izlendi. 

Tüm platformlardaki rakipleri geride bıraktı

Deadline'ın aktardığına göre bu rakam, bugüne kadar dijital yayın platformlarında bir yapımın ulaştığı en yüksek haftalık izlenme süresi olarak kayda geçti.

Önceki rekor da yine Stranger Things'e aitti. Dizi, 2022'de yayımlanan 4. sezon prömiyerinde 7,2 milyar dakika izlenmişti. Yeni sezon, bu rekoru 1 milyar dakikadan fazla aşarak yeni bir zirveye imza attı.

Nielsen, sezon bazlı izlenme verilerini ayrı ayrı paylaşmasa da toplam izlenmenin yüzde 57'sinin 5. sezon bölümlerinden geldiğini, seyircilerin yüzde 59'unun ise 18-49 yaş aralığındaki yetişkinler olduğunu açıkladı.

25 günde 102,6 milyon izlenme 

Dizinin 1 Ocak'ta yayımlanacak final bölümüyle sona erecek olması, Stranger Things'in son 9 yılda yarattığı kültürel etkiyi bir kez daha gözler önüne seriyor.

Final sezonu, henüz yayımlanmadan önce bile yeni izlenme rekorlarına imza atmış; ardından Netflix'in İngilizce diziler arasında halihazırda en büyük açılış haftasını gerçekleştirmişti. Platformun paylaştığı verilere göre, 5. sezonun ilk kısmının yayımlanmasından sadece haftalar sonra dizinin tüm sezonları toplamda 1,2 milyar izlenmeyi aştı.

Variety'nin özel haberine göre sadece 25 gün içinde, 5. sezonun ilk kısmı 102,6 milyon izlenmeye ulaştı. Son bölümler henüz yayımlanmamış olmasına rağmen sezon, şimdiden tüm zamanların en çok izlenen dizileri listesinde 9. sıraya yükseldi. 

Dizi, Netflix'in izleme verisi tuttuğu 93 ülkenin 90'ında haftanın en çok izlenen yapımı olurken, izleyicileri önceki sezonlara da geri döndürdü. Stranger Things, aynı anda 5 sezonuyla birden izlenme listesine giren ilk dizi olarak da tarihe geçti. Üstelik 5. sezonun prömiyerinden 4 hafta sonra bile tüm sezonlar hâlâ listelerde yer alıyor.

Ülke ekonomisine 1,4 milyar dolarlık katkı

Dizinin etkisi yalnızca izlenme rakamlarıyla da sınırlı kalmadı.

Kate Bush'un 4. sezonda kullanılan Running Up That Hill şarkısı, yayımlanışından 38 yıl sonra dinlenme listelerine girdi. Benzer şekilde Metallica'nın 1986 tarihli Master of Puppets parçası da dizide kullanıldıktan sonra Birleşik Krallık listelerinde ilk kez ilk 10'a girmişti.

Dizi, içerik endüstrisi açısından da büyük bir ekonomik katkı sağladı. Stranger Things, 2016'dan bu yana ABD'de 8 binden fazla prodüksiyon istihdamı yarattı ve ülke ekonomisine 1,4 milyar dolarlık katkı sundu.

Independent Türkçe, Deadline, Variety