Coldplay, Filistin asıllı şarkıcıyı Glastonbury sahnesine çıkardı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Coldplay, Filistin asıllı şarkıcıyı Glastonbury sahnesine çıkardı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Coldplay, ana grup olduğu tarihi Glastonbury 2024 konserinde Filistin asıllı Şilili şarkıcı Elyanna'yı sahnede ağırladı.

29 Haziran Cumartesi günü Chris Martin liderliğindeki Britanyalı grup, Dua Lipa'nın baş sanatçı olduğu setiyle, BBC yayınında yaşanan ses sorununa rağmen kalabalığı etkilemesinden bir gece sonra Pyramid Stage'de sahne aldı.

The Independent, grubun cumartesi günü "kariyerinin en iyi gösterisini" sergilediğini bildirirken Coldplay 5. kez bu sahneye çıkarak Glastonbury'de ana grup sıfatıyla en çok konser veren topluluk oldu ve aralarında Little Simz, Laura Mvula ve Geleceğe Dönüş'ün (Back to the Future) yıldızı Michael J. Fox'un da bulunduğu çok sayıda konuğu kendilerine katılmaya davet etti.

Martin ve grup arkadaşlarına uzun bir süre eşlik eden şarkıcılardan biri de Arap müziğini Latin ritimleriyle harmanlamasıyla tanınan deneysel pop yıldızı Elyanna oldu.

Elyanna, Femi Kuti'yle birlikte Coldplay'in 2019 çıkışlı şarkısı Arabesque'in yanı sıra grubun, Little Simz ve Burna Boy'la yeni işbirliği We Pray'i seslendirdi.

15'inde şöhreti yakalayan 22 yaşındaki sanatçı, Filistinli bir şairin kızı. Dedesi Filistinli bir şair ve şarkıcı, büyük annesiyse Şilili bir piyanist.

Elyanna, müzik kariyerini inşa etmek için 2017'de Kaliforniya'nın San Diego kentine taşındı ve Instagram sayfasında yeniden yorumladığı şarkılar paylaştıktan sonra ün kazandı. Sonunda Grammy ödüllü Nasri Atweh tarafından keşfedildi.

Kısa süre önce Londra'daki Londra'daki KOKO adlı mekanda kapalı gişe bir konser veren şarkıcı, Universal Arabic Music'le anlaşmalı. The Late Show with Stephen Colbert'ta Arapça şarkı söyleyen ilk sanatçı olarak tarihe geçerken Filistinlilerin kefiyesi başındaydı.

Elyanna sohbet programı The Late Show with Stephen Colbert'ta Arapça performans sergiledi (CBS)

Elyanna 2023'te Filistin'e adanmış Olive Branch (Zeytin Dalı) adlı bir şarkı yayımladı. Parçayı ilk olarak Instagram'da şu yazıyla paylaştı: 

Son birkaç gündür duygularımı kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Göz önüne serilen her şeye tanıklık etmek zordu, endişeliyim ve ailem, arkadaşlarım ve memleketimdeki insanlar için dua ediyorum.

Coldplay'in konserinin sonlarına doğru Chris Martin, "Dünya'nın çok bölünmüş bir zamanı olarak algılanabilecek bu dönemde" birlik çağrısında bulundu.

scdfvgbh
Elyanna sohbet programı The Late Show with Stephen Colbert'ta Arapça performans sergiledi (CBS)

Kalabalığa seslenerek şunları söyledi: 

Çoğu insanın tüm farklı bayraklarla, tüm farklı renklerle, tüm farklı cinsiyetlerle, cinselliklerle, yaşlarla, her şeyle barışçıl bir şekilde bir araya gelebileceğine ve sadece şarkı söyleyip iyi vakit geçirebileceğine ve dondurma yiyebileceğine dair bize ve bana yeniden inanç verdiğiniz için teşekkür ederim, kavga yok, böyle bir şey yok. Bize ilham verdiğiniz için teşekkür ederim ve umarım tüm bunları, imkansız gibi görünen bir zamanda birlikteliğin bir işareti olarak hep birlikte dünyaya gönderiyoruz, siz bunun mümkün olduğunu kanıtladınız, bu yüzden bu harika, teşekkür ederim.

Independent Türkçe



12 bin yıllık ritüelin kalıntıları bulundu: En uzun soluklu gelenek olabilir

Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
TT

12 bin yıllık ritüelin kalıntıları bulundu: En uzun soluklu gelenek olabilir

Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)

Avustralya'daki kazılar, Aborjinlerin yaklaşık 500 nesil boyunca aktardığı bir geleneği ortaya çıkardı. Bilim insanları bunun en uzun soluklu ritüel olabileceğini düşünüyor. 

Ülkenin güneydoğusundaki Avustralya Alpleri'nin eteklerinde yer alan Cloggs Mağarası'ndaki ilk kazılar 1970'lerde yapılmıştı. Bu çalışmalara bölgede uzun süre yaşamış Gunaikurnai halkının dahil olmadığını söyleyen araştırmacılar 2020'de mağarayı yeniden kazmaya başladı. 

Avustralya Aborjinleri'nden Gunaikurnai halkını temsil eden yerel bir kuruluşla işbirliği yapan arkeologlar mağarada iki çubuk buldu. Bulgularını Nature Human Behaviour adlı hakemli dergide pazartesi günü yayımlayan ekip, en uzun soluklu insan geleneğinin kalıntılarını keşfetmiş olabilir. 

Radyokarbon tarihleme yöntemi, çubuklardan birinin 11 bin, diğerininse 12 bin yıllık olduğunu ortaya çıkardı. Avustralya'da bulunan en eski ahşap nesneler olan çubukların ikisi de casuarina ağacından yapılmış.

Analizler sonucu çubuklarda insan ve hayvan yağı kalıntıları tespit edildi. Bilim insanları, ısınma ya da yemek pişirmek için kullanılamayacak kadar küçük şöminelerde bulunan çubukların amacını ilk başta çözemedi. 

Daha sonra araştırmacılar, 19. yüzyıldan Avustralyalı antropolog Alfred Howitt'in yazılarında casuarina ağacından çubuklarla yapılan bir ritüele rastladı. 

Antropolog notlarında, Gunaikurnai halkında mulla-mullung denen şifacıların yağ kaplanmış çubuklara hasta birine ait bir şeyi bağlayıp çubuğu ateşin önüne koyduğunu anlatıyor. Araştırmacılar mulla-mullung'un hasta kişinin adını söylediğini ve çubuk yere düştüğünde ritüelin tamamlandığını söylüyor. 

Howitt'in 1880'lerde halen uygulandığını belirtiği ritüelin, hastaları iyileştirmenin yanı sıra birine zarar verme amacıyla da kullanıldığı söyleniyor. 

Çalışmanın ortak yazarı Bruno David, Popular Science'a yaptığı açıklamada, "Casuarina ağacından yapılmış ahşap nesnelerin, üzerlerine bulanmış hayvan ve insan yağlarıyla birlikte mükemmel bir şekilde korunmuş halde bulunması olağanüstü" diyor:

Bu arkeolojik bulgulara dair ayrıntıların, 19. yüzyıldaki Gunaikurnai ritüel uygulamalarının etnografik tanımlarıyla birebir örtüşmesi ve ritüel bilgisinin 12 bin yıl boyunca kültürel bir şekilde aktarıldığına işaret etmesi tek kelimeyle hayret verici.

Makalenin bir diğer yazarı Russell Mullett, 19. yüzyılda Avrupalıların bölgeye gelip Gunaikurnai halkını uzaklaştırmasıyla kültürel aktarımın kesintiye uğradığını söylüyor. 

Gunaikurnai halkından Mullett, doktorlara benzettiği mulla-mullung'lara şifa için gidildiğini ifade ediyor:

Ama insanlara zarar verebilecek başka güçleri de vardı. Bu yüzden molla-mullung'lar kabul görüyordu ama aynı zamanda onlardan korkuluyordu. Bu, kişinin iyi ya da kötü olmasına bağlıydı.

Çalışmanın bir diğer yazarı Jean-Jacques Delannoy, AFP'ye yaptığı açıklamada "Sembolizmi bu kadar uzun süre korunmuş, bilinen başka bir davranış yok" diyerek ekliyor:

Avustralya, ilk halklarının anısını güçlü bir sözlü gelenek sayesinde canlı tutarak onun aktarılmasını sağladı.

Araştırmacılar bölgedeki diğer mağaralarda kazı yaparak Gunaikurnai kültürünün tarihini araştırmaya devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Phys.org, Popular Science, Australian Broadcasting Corporation, Nature Human Behaviour