Röntgencileri engellemek için Japon voleybolculara yeni forma tasarlandı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Röntgencileri engellemek için Japon voleybolculara yeni forma tasarlandı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Bu yaz Paris'te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları'nda yarışacak Japon sporcular, uygunsuz fotoğrafların çekilmesini engellemek üzere tasarlanmış yenilikçi bir kumaştan yapılmış formalar giyecek.

Spor giyim markası Mizuno, sporcuların vücutlarının kızılötesi kamerayla çekilmiş fotoğraflarının müstehcen başlıklarla sosyal medyada paylaşıldığına dair şikayetleri üzerine bu malzemeyi geliştirdi.

Resmi olarak 26 Temmuz'da başlayacak Olimpiyatlarda Japon kadın atletizm, masa tenisi ve voleybol takımları bu kumaşı içeren formalar giyecek.

wdfvertbgynumı
Mizuno'nun kumaşı görünü ve kızılötesi ışığı engelliyor (Mizuno)

Mizuno, kumaşı tanıtan bir yazıda "Son yıllarda müsabaka salonlarında ve diğer yerlerde kadın sporcular uygunsuz amaçlarla çekilen gizli fotoğrafların ve videoların giderek artan bir şekilde kurbanı oluyor. Fotoğrafları ve videoları daha sonra internet üzerinden yayılıyor" diye yazdı.

Son zamanlarda, görünür ışık kameralarının yanı sıra kızılötesi kameralar da kullanılıyor ve sporcular formalarının altındaki iç çamaşırlarını ve vücutlarını gösteren fotoğrafların kurbanı oluyor.

Mizuno, bir yandan yüksek performanslı spor etkinlikleri için gerekli malzeme kalitesini korurken bir yandan da bu sorunu özel olarak ele almak adına bir araştırma ve geliştirme projesi başlatmıştı.

Ortaya çıkan kumaş hem görünür hem de kızılötesi ışığı engelleyebiliyor ve Mizuno bu sayede kumaşın "sporcuları koruyacağını ve rekabete odaklanmalarını sağlayacağını" söylüyor.

Japon firmaları, röntgencilerin uygunsuz fotoğraf çekmesini önlemek için tasarlanmış ürünler geliştirme geçmişine sahip.

Japonya'da satılan dahili kameralı tüm cep telefonlarında fotoğraf çekildiğinde deklanşör sesi çıkıyor ve bu özellik devre dışı bırakılamıyor. Bu ses aynı zamanda bir kişi cihazında ekran görüntüsü aldığında, telefon sessizde olsa bile çıkıyor.

Bu önlemlere rağmen, ülkenin Ulusal Polis Teşkilatı'nın rakamlarına göre, Japonya'da 2021'de kamera röntgenciliği nedeniyle 5 binden fazla gözaltı yapıldı. Bu rakam 10 yıl önce 1930'du.

Independent Türkçe



12 bin yıllık ritüelin kalıntıları bulundu: En uzun soluklu gelenek olabilir

Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
TT

12 bin yıllık ritüelin kalıntıları bulundu: En uzun soluklu gelenek olabilir

Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)
Son Buzul Çağı'nın bittiği döneme ait çubuklar, toprağın kuru kalması sayesinde çok iyi bir şekilde korunmuş (Monash Üniversitesi)

Avustralya'daki kazılar, Aborjinlerin yaklaşık 500 nesil boyunca aktardığı bir geleneği ortaya çıkardı. Bilim insanları bunun en uzun soluklu ritüel olabileceğini düşünüyor. 

Ülkenin güneydoğusundaki Avustralya Alpleri'nin eteklerinde yer alan Cloggs Mağarası'ndaki ilk kazılar 1970'lerde yapılmıştı. Bu çalışmalara bölgede uzun süre yaşamış Gunaikurnai halkının dahil olmadığını söyleyen araştırmacılar 2020'de mağarayı yeniden kazmaya başladı. 

Avustralya Aborjinleri'nden Gunaikurnai halkını temsil eden yerel bir kuruluşla işbirliği yapan arkeologlar mağarada iki çubuk buldu. Bulgularını Nature Human Behaviour adlı hakemli dergide pazartesi günü yayımlayan ekip, en uzun soluklu insan geleneğinin kalıntılarını keşfetmiş olabilir. 

Radyokarbon tarihleme yöntemi, çubuklardan birinin 11 bin, diğerininse 12 bin yıllık olduğunu ortaya çıkardı. Avustralya'da bulunan en eski ahşap nesneler olan çubukların ikisi de casuarina ağacından yapılmış.

Analizler sonucu çubuklarda insan ve hayvan yağı kalıntıları tespit edildi. Bilim insanları, ısınma ya da yemek pişirmek için kullanılamayacak kadar küçük şöminelerde bulunan çubukların amacını ilk başta çözemedi. 

Daha sonra araştırmacılar, 19. yüzyıldan Avustralyalı antropolog Alfred Howitt'in yazılarında casuarina ağacından çubuklarla yapılan bir ritüele rastladı. 

Antropolog notlarında, Gunaikurnai halkında mulla-mullung denen şifacıların yağ kaplanmış çubuklara hasta birine ait bir şeyi bağlayıp çubuğu ateşin önüne koyduğunu anlatıyor. Araştırmacılar mulla-mullung'un hasta kişinin adını söylediğini ve çubuk yere düştüğünde ritüelin tamamlandığını söylüyor. 

Howitt'in 1880'lerde halen uygulandığını belirtiği ritüelin, hastaları iyileştirmenin yanı sıra birine zarar verme amacıyla da kullanıldığı söyleniyor. 

Çalışmanın ortak yazarı Bruno David, Popular Science'a yaptığı açıklamada, "Casuarina ağacından yapılmış ahşap nesnelerin, üzerlerine bulanmış hayvan ve insan yağlarıyla birlikte mükemmel bir şekilde korunmuş halde bulunması olağanüstü" diyor:

Bu arkeolojik bulgulara dair ayrıntıların, 19. yüzyıldaki Gunaikurnai ritüel uygulamalarının etnografik tanımlarıyla birebir örtüşmesi ve ritüel bilgisinin 12 bin yıl boyunca kültürel bir şekilde aktarıldığına işaret etmesi tek kelimeyle hayret verici.

Makalenin bir diğer yazarı Russell Mullett, 19. yüzyılda Avrupalıların bölgeye gelip Gunaikurnai halkını uzaklaştırmasıyla kültürel aktarımın kesintiye uğradığını söylüyor. 

Gunaikurnai halkından Mullett, doktorlara benzettiği mulla-mullung'lara şifa için gidildiğini ifade ediyor:

Ama insanlara zarar verebilecek başka güçleri de vardı. Bu yüzden molla-mullung'lar kabul görüyordu ama aynı zamanda onlardan korkuluyordu. Bu, kişinin iyi ya da kötü olmasına bağlıydı.

Çalışmanın bir diğer yazarı Jean-Jacques Delannoy, AFP'ye yaptığı açıklamada "Sembolizmi bu kadar uzun süre korunmuş, bilinen başka bir davranış yok" diyerek ekliyor:

Avustralya, ilk halklarının anısını güçlü bir sözlü gelenek sayesinde canlı tutarak onun aktarılmasını sağladı.

Araştırmacılar bölgedeki diğer mağaralarda kazı yaparak Gunaikurnai kültürünün tarihini araştırmaya devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Phys.org, Popular Science, Australian Broadcasting Corporation, Nature Human Behaviour