Mars'ta hayatta kalabilecek bir bitki bulundu

Kızıl Gezegen'deki insan yaşamını başlatabilir

Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)
Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)
TT

Mars'ta hayatta kalabilecek bir bitki bulundu

Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)
Mars'ta yaşamın varlığına dair henüz bir kanıt bulunmadı fakat çoğu bilim insanı gezegende bir zamanlar canlılar olduğunu düşünüyor (NASA)

Bilim insanları Mars'ta hayatta kalabilecek bir yosun türü belirledi. Zorlu koşullara dayanabilen bitki, Kızıl Gezegen'deki insan yaşamını başlatabilir. 

Sıcaklıkların -153 dereceye kadar düşebildiği Mars'ın, insanların yaşaması için uygun koşullara sahip olduğu söylenemez. İnce atmosferi Güneş'ten gelen ısıyı yakalayamadığı gibi, gezegeni ultraviyole radyasyona karşı da koruyamıyor. 

Bilim insanları Mars ortamında hayatta kalabilecek çeşitli mikroorganizmaları, alg ve likenleri daha önce test etmişti. The Innovation adlı hakemli dergide dün yayımlanan çalışmadaysa ilk defa bütün bir bitkinin sert koşullarda yaşayıp yaşayamayacağı araştırıldı. 

Syntrichia caninervis adlı çöl yosunu, Antarktika'dan Mojave Çölü'ne kadar çeşitli ortamlarda hayatta kalabiliyor. Araştırmacılar yeni çalışmada bu bitkinin -196 dereceye ve yüksek seviyelerde gama radyasyonuna da dayanabildiğini gösterdi. 

Ekip, yosunları önce -80 derecede 5 yıla kadar, daha sonra da -196 derecede 30 güne kadar tuttu. Donan bitkiler çözündükten sonra eski hallerine geri dönmeyi başardı. Araştırmacılar dondurulmadan önce kurutulan bitkilerin daha hızlı kendine geldiğini kaydetti. 

Çöl yosununun çoğu bitkiyi öldürecek seviyedeki gama radyasyonunda hayatta kaldığı, hatta 500 Gy'de daha iyi geliştiği görüldü. 50 Gy'lik gama radyasyonu, insanları öldürebilecek etkiye sahip. 

Ardından Çin Bilimler Akademisi Gezegen Atmosferleri Simülasyon Tesisi'nden yararlanan bilim insanları Mars'taki basınç, sıcaklık ve ultraviyole radyasyona sahip bir ortamda yosunları test etti. Bir hafta boyunca bu ortamda hayatta kalan bitkiler, simülasyondan çıkarıldıktan sonra eski hallerine geri döndü. 

Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Geleceğe bakacak olursak, bu umut verici yosunun Mars'a veya Ay'a götürülerek uzaydaki bitki kolonizasyonu ve büyümesi ihtimalinin daha fazla test edilebileceğini umuyoruz.

Florida Üniversitesi'nden yosun uzmanı Prof. Stuart McDaniel, yer almadığı çalışmanın önem arz ettiğini belirterek şöyle ekliyor:

Karasal bitkilerin yetiştirilmesi uzun vadeli uzay görevlerinin önemli bir parçası çünkü bitkiler karbondioksit ve suyu verimli bir şekilde oksijen ve karbonhidratlara, yani insanların hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu hava ve gıdaya dönüştürüyor. Çöl yosunu yenilebilir değil fakat uzayda başka önemli hizmetler sunabilir.

Öte yandan çalışmanın bazı sınırlılıkları var. Prof. McDaniel ve diğer uzmanlar, yosunların Mars toprağında yetişip yetişmeyeceğinin bilinmediğini vurguluyor. Uzmanlar ayrıca bitkinin önemli bir oksijen kaynağı olup olmayacağı sorusunun da cevapsız kaldığını söylüyor. 

Villanova Üniversitesi'nden Prof. Edward Guinan, yosunların Mars'ta yetişmek için suya ihtiyaç duyacağını söylese de çalışmanın etkileyici olduğunu da belirtiyor. "Önümüzde uzun bir yol var" diyen Prof. Guinan şöyle ekliyor:

Ancak bu mütevazı çöl yosunu, gelecekte Mars'ın küçük bölümlerini insanlığın yaşayabileceği bir hale getirme umudu veriyor.

Independent Türkçe, Science Daily, Guardian, The Innovation



Tamponlardaki "yüksek risk" ortaya kondu

Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)
Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)
TT

Tamponlardaki "yüksek risk" ortaya kondu

Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)
Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)

Regl ürünü olarak kullanılan tamponların kurşun ve arsenik gibi zararlı maddeler içerdiği tespit edildi. 

Türkiye'de regl olan kişiler çoğunlukla ped tercih etse de tampon kullanımı da azımsanmayacak seviyede. Konuşmamız Gerek Derneği'nin 2022 tarihli bir araştırmasında bu oranın yaklaşık yüzde 20 olduğu bulunmuştu.  

ABD'li araştırmacılar bu hijyenik ürünlerin ne kadar hijyenik veya sağlıklı olduğuna dair yeterince araştırma yapılmamasından yola çıkarak kapsamlı bir çalışma yürüttü. 

Bilim insanları Eylül 2022 - Mart 2023 döneminde ABD, Birleşik Krallık ve Yunanistan'daki dükkanlardan ve iki büyük internet satıcısından toplam 14 markanın tamponlarını satın aldı. En çok satın alınan tamponları tercih eden araştırmacılar toplam 30 ürünü inceledi. 

Ürünlerin 16 ayrı metali içerip içermediğini test eden ekip, bulgularını Environment International adlı bilimsel dergide çarşamba günü yayımlanan makalede paylaştı. 

Analiz sonucunda 16 metale de kısmen rastlanırken; arsenik, kadmiyum, krom, kurşun ve vanadyumunsa bütün ürünlerde bulunduğu ortaya çıktı. Bilim insanları kurşun, kadmiyum ve arseniğin yüksek oranlarda görüldüğünü saptadı. 

Araştırmacılar kendilerini en çok endişelendiren bulgunun, bütün ürünlerde kurşun çıkması olduğunu söylüyor. Kurşuna herhangi bir seviyede maruz kalmanın zararlı olduğuna dikkat çeken ekip, bu metalin kana karışmasının ciddi sağlık sorunları yaratacağını belirtiyor. 

Kemiklerde depolanan kurşun; beyin, kalp ve böbrekler gibi kritik organları etkilemesinin yanı sıra üreme ve gelişimle ilgili sorunlara da yol açabiliyor. 

İnorganik arsenik kansere, kadmiyum da böbrek sorunlarına neden olurken bu iki metal kalp ve damar hastalıklarıyla ilişkilendiriliyor. Çalışmanın kıdemli yazarı Kathrin Schilling bulguları şöyle değerlendiriyor:

Zehirli metaller her yerde bulunmasına ve bunlara düşük seviyelerde her an maruz kalmamıza rağmen çalışmamız, metallerin menstrüel ürünlerde de yer aldığını ve bu ürünleri kullanan kadınların bunlara maruz kalma açısından daha yüksek risk altında olabileceğini açıkça gösteriyor.

Öte yandan araştırmacılar endişelenmek için erken olduğunu vurguluyor. Zararlı metallerin regl kanına karıştığına dair henüz bir bulgu yok. Yeni çalışmaların bu metallerin yaratabileceği tehlikelere ışık tutması bekleniyor. 

Ekip zehirli metallerin bu ürünlere çeşitli yollarla girmiş olabileceğini ifade ediyor. Örneğin tampon üretiminde kullanılan pamuk, metalleri toprak ve sudan emmiş olabilir. Kalsiyum, kobalt, krom, bakır, nikel ve çinko gibi metallerinse mikropları önleme veya kokuyu bastırma amacıyla eklenmesi muhtemel.

Makalenin başyazarı Jenni Shearston "Üreticilere, ürünlerini metaller ve özellikle de zehirli metaller açısından test etme gerekliliği getileceğini umuyorum" diyor:

Halkın bu yönde bir çağrı yaptığını ya da tampon ve diğer menstrüel ürünlere daha iyi etiketler konmasını talep ettiğini görmek heyecan verici olur.

Independent Türkçe, New Atlas, Daily Mail, Environment International, Konuşmamız Gerek Derneği