Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Bölgenin güvenliğine yönelik tehdit nedeniyle tüm taraflar olağanüstü çaba göstermeli

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



İsrail tankları, Gazze şehrinin mahallelerine ağır bombardımanlar düzenledi

Han Yunus’ta yıkılan binaların enkazı arasında eşek arabasıyla ilerleyen Filistinli kadınlar (AFP)
Han Yunus’ta yıkılan binaların enkazı arasında eşek arabasıyla ilerleyen Filistinli kadınlar (AFP)
TT

İsrail tankları, Gazze şehrinin mahallelerine ağır bombardımanlar düzenledi

Han Yunus’ta yıkılan binaların enkazı arasında eşek arabasıyla ilerleyen Filistinli kadınlar (AFP)
Han Yunus’ta yıkılan binaların enkazı arasında eşek arabasıyla ilerleyen Filistinli kadınlar (AFP)

İsrail ordusu, bu sabah Gazze şehrini bombaladı. İsrail tankları farklı yönlerden şehir merkezine doğru ilerlerken bölge sakinleri, bombardımanın 7 Ekim'den bu yana düzenlenen en ağır saldırılardan biri olduğunu söylediler.

Gazze'deki Sivil Savunma Teşkilatı, Gazze’nin doğusundaki bölgelerde onlarca Filistinlinin öldürüldüğünü tahmin ettiklerini ancak acil durum ekiplerinin şehrin doğusundaki ed-Derac ve et-Tuffah mahalleleri ile batısındaki Tel el-Heva, Sabra ve er-Rimal mahallelerine yönelik devam eden saldırılar nedeniyle şimdiye kadar bu bölgelere giremediklerini açıkladı.

İsrail tankları, halen Tel el-Heva ve Sabra’nın bazı bölgelerinde konuşlanmış durumda. Ancak bölge sakinlerinin gece boyunca ve sabahın erken saatlerine kadar bombalandığını söylediği diğer üç mahallenin derinliklerine ilerlemediler. Bombardıman sonucu çok katlı birçok binanın hasar aldığını eklediler.

Bölge sakinleri, bir operasyonda İsrail tanklarının doğu yönünden girdiğini ve insanların batıya, Akdeniz kıyısına yakın bir yola doğru yöneldiğini anlattılar.

scdfvrgth
Yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen bir Filistinli ve arkasında İsrail hava saldırısından sonra yükselen dumanlar (AFP)

Gazze şehri sakinlerinden Abdulgani, “Arkamızda düşman, önümüzde deniz nereye gidebiliriz?” dedi.

Bir mesajlaşma uygulaması aracılığıyla Reuters'a konuşan Abdülgani, “Tank mermileri ve uçak füzelerinin sokakların ve evlerin üzerine bir yanardağdan çıkan lavlar gibi yağıyor, insanlar dört bir yana koşuşturuyor ve kimse nereye gideceğini bilmiyor” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, ‘Gazze Şeridi'ndeki Hamas ve diğer silahlı örgütlerin altyapısını hedef alan bir operasyon başlatıldığı ve İsrail ordusu için tehdit oluşturan 30'dan fazla militanın etkisiz hale getirildiği’ belirtildi.

Mısır, Katar ve ABD'nin İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasına arabuluculuk yapma çabalarını yoğunlaştırırken ve Gazze Şeridi'nde devam eden savaşın onuncu ayına girerken İsrail, yeniden saldırdı.

Gördü tanıkları, tankların en az üç yönden ilerlediğini ve yoğun hava ve kara ateşiyle desteklenerek şehir merkezine ulaştığını söylediler.

Yetkililer, saldırının binlerce kişiyi güvenli bir sığınak bulmak için evlerini terk etmeye zorladığını ve büyük imkansızlıklar nedeniyle bazılarının yol kenarlarında uyumak zorunda kaldığını sözlerine ekledi. Filistinli sağlık yetkilileri, Gazze Şehri'ndeki el-Ehli Baptist Hastanesi'ndeki sağlık personeli ve sağlık görevlilerinin hastaları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki halihazırda aşırı kalabalık ve tıbbi yeterlilik bakımından kötü halde olan Endonezya Hastanesi'ne tahliye etmek zorunda kaldıklarını belirttiler.

Hamas Hareketi’nin 7 Ekim'de İsrail'in güneyindeki kibutzlara düzenlediği ani saldırının ardından Gazze Şeridi’nde savaş başladı. İsrail’in açıkladığı rakamlara göre Hamas’ın ani saldırında bin 200 kişi öldü, 250 kişi rehin alınarak Gazze Şeridi’ne götürüldü. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşta 38 binden fazla Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

Hamas'ın ABD'nin ateşkes önerisinin önemli bir bölümünü kabul etmesinin ardından Gazzelilerin savaşın sona ermesine ilişkin umutları yeniden canlanırken İsrail'in müzakere ekibinden bir yetkili, bunun anlaşma için ‘gerçek bir fırsat’ olduğunu söyledi.

Hamas, herhangi bir anlaşmayı imzalamadan önce İsrail'in kalıcı bir ateşkes için taahhüt etmesi talebinden vazgeçti.

Hamas'tan bir kaynak, cumartesi günü Reuters'a yaptığı açıklamada, Hamas'ın bunun yerine anlaşmanın ilk altı haftalık aşamasında kalıcı bir ateşkes sağlanması için müzakereler yapılmasında anlaştığını söyledi.

zxscdvfg
Gazze Şeridi'nin güneyinde askerleri ve gazetecileri taşıyan İsrail askeri araçları (AFP)

Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, anlaşmanın İsrail'in savaş hedeflerine ulaşana kadar savaşa devam etmesini engellememesi gerektiğinde ısrar ediyor.

İsrail, savaşın başında ‘Hamas'ın askeri yeteneklerini ortadan kaldırmak, Gazze üzerindeki kontrolünü kırmak ve İsrailli rehineleri kurtarmak’ şeklinde bazı hedefler belirlemişti.

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, çarşamba günü Katar Başbakanı’nın yanı sıra İsrail ve Mısır’ın istihbarat teşkilatlarının başkanlarıyla bir araya gelecek.