Suudi Arabistan ve Estonya ilişkileri bir üst seviyeye taşıyor

Siyasi bir mutabakat zaptı imzalanıyor... ve Faysal bin Ferhan, Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile buluşuyor

Bakan Margus Tsahkna başkent Tallinn'de Prens Faysal bin Ferhan'ı karşılıyor (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Bakan Margus Tsahkna başkent Tallinn'de Prens Faysal bin Ferhan'ı karşılıyor (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Suudi Arabistan ve Estonya ilişkileri bir üst seviyeye taşıyor

Bakan Margus Tsahkna başkent Tallinn'de Prens Faysal bin Ferhan'ı karşılıyor (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Bakan Margus Tsahkna başkent Tallinn'de Prens Faysal bin Ferhan'ı karşılıyor (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve Estonya, ortak ilişkileri daha geniş ufuklara taşımak amacıyla iki ülke arasındaki siyasi istişarelere ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı.

Bu gelişme Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ile Estonyalı mevkidaşı Margus Tsahkna arasında dün (Çarşamba) Estonya'nın başkenti Tallinn'de yapılan görüşme sonrası meydana geldi.

Daha sonra Estonya Başbakanı Kaja Kaalas, Prens Faisal bin Ferhan'ı kabul etti. İki taraf, iki ülke arasındaki mevcut iş birliğinin boyutlarını ve çeşitli alanlarda bu iş birliğini arttırma ve geliştirme yollarının yanı sıra, bölgesel ve uluslararası alandaki gelişmeleri ve bu alanlarda sarf edilen çabaları ele aldı.

Mevkidaşı Margus Tsahkna ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Prens Faysal bin Farhan, Krallık ve Estonya arasında siyasi istişarelere ilişkin imzalanan mutabakat zaptının koordinasyon ve iş birliği için bir temel oluşturduğunu vurgulayarak, iki ülkenin birçok alanda işbirliğini geliştirmek, ekonomik, kültürel ve teknik işbirliği fırsatlarını keşfetmek, ticaret ve yatırım fırsatlarını artırmak ve inovasyonu teşvik etmek için çalıştığını kaydetti.

Estonyalı mevkidaşıyla yaptığı görüşmelerde ortak zorluklar, Gazze'deki savaş ve Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmayı sürdürülebilir barışçıl bir çözümle sona erdirmenin bir yolunu bulmak da dahil olmak üzere, birçok konuyu ele aldıklarını açıklayan Suudi Bakan, Estonya'nın Filistin'in üyeliğine ilişkin BM Genel Kurulu kararı lehinde oy kullanmasını överek, bu adımın iki devletli bir çözüme yönelik umutları canlı tutmak açısından önemli olduğunu belirtti.

xscdvfbgcsdvfbgnhmjy
Prens Faysal bin Ferhan, Estonya Dışişleri Bakanı ile ortak basın toplantısı sırasında (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Prens Faysal bin Ferhan, iki ülke arasındaki ikili ticaretin değerinin geçen yıl 72 milyon dolara ulaştığını, ülkesinden yapılan ihracatın 21 milyon dolara, Estonya'dan yapılan ithalatın ise 51 milyon dolar bulduğunu belirterek, iki ülke arasında daha fazla ekonomik büyümenin beklendiğini ifade etti.



Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
TT

Körfez ülkeleri, olası İsrail-İran savaşında nasıl bir politika izleyecek?

İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)
İran'ın İsrail'e misillemesi Tahran'da sevinçle karşılanmıştı (AFP)

İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların İran'a da sıçramasıyla Ortadoğu'da topyekun savaş riski her geçen gün artıyor. 

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın analizinde, Sünni bir koalisyon oluşturan Körfez ülkelerinin İran'a ya da onun desteklediği milislere doğal olarak sıcak yaklaşmadığı belirtiliyor.

Guardian'ın diplomasi editörü Patrick Wintour'un kaleme aldığı analizde, Körfez ülkelerinin İsrail'in İran'a karşı saldırıları artırmasını istemediği ve gerilimi düşürmek için ABD'nin devreye girmesini talep ettiği aktarılıyor. 

Irak, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasının bölgede istikrar ve refaha giden tek yol olduğunu vurguladığı belirtiliyor. 

Ayrıca analizde, Körfez ülkelerinin Filistinlilere insani yardım ve siyasi destek dışında bir şey sağlamamaya yönelik ortak stratejilerini değiştirmeyeceği savunuluyor. 

Son çatışmaların ardından İsrail'in misilleme olarak İran'daki petrol altyapısını ve nükleer tesisleri hedef alabileceği de öne sürülüyor. Wintour, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin (GCC) bu olasılıktan epey tedirgin olduğunu aktarıyor. 

GCC'nin Lübnan'daki saldırılarını durdurması için İsrail'e çağrı yaptığı fakat İran'in İsrail'e misillemesini destekleyen bir açıklamada bulunmadığına işaret ediliyor. 

Analizde, İsrail'in saldırılarını genişletmesiyle Körfez ülkelerinin bir ikilemle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. Bir yandan İran'ın bölgedeki etkisinin uzun vadede zayıflaması, burada sadece İsrail'in egemen olduğu istikrarsızlaştırıcı bir güç boşluğu yaratabilir. Diğer yandan bu boşluk, Körfez ülkeleri için İran'ın zayıflığından faydalanma ve Tahran'ın desteklediği milisleri geri püskürtme fırsatı yaratabilir. 

Analize göre İran'ın zayıflaması, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'ye Tahran destekli grupları dizginlemesi için daha fazla alan sağlayabilir. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da Lübnan'daki nüfuzunu yeniden kazanabilir.

Wintour, en önemli denge unsurunun Suudi Arabistan-İran ilişkileri olduğunu belirtiyor. İki ülke, Çin'in ev sahipliğiyle 10 Mart 2023'te bir araya gelerek ilişkileri normalleştirme kararı almıştı. 7 yıl aradan sonra diplomatik ilişkiler tekrar başlatılmıştı.

Berlin merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin pazartesi yayımladığı raporda da Riyad ve Tahran arasındaki ilişkilerin bölgede barışı sağlamaya yönelik kilit önem taşıdığına dikkat çekilmişti.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal Bin Ferhan'la Katar'da dün yaptığı görüşmede, İsrail'in bölgedeki saldırganlığına karşı İslam ülkelerine birlik çağrısı yapmıştı.

İsrail'in bir sonraki adımı ne olacak?

İsrail'in önce Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, sonra da Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran da aylardır beklenen misillemeyi salı gecesi yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylerken, ABD de Tel Aviv yönetimine destek veriyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN, "bölgesel savaşın fiilen başladığını" yazıyor. Kimliğinin açıklanmamasını isteyen İsrailli bir eski üst düzey askeri yetkili, Tel Aviv yönetiminin seçeneklerini değerlendirdiğini belirtiyor. 

Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, İran'a kapsamlı saldırı düzenlenmesini savunuyor fakat CNN'e konuşan yetkili, Tel Aviv'in fevri davranmayacağını ve daha ölçülü bir saldırı planı yapabileceğini öne sürüyor. 

Öte yandan Amerikan gazetesi New York Times (NYT), İsrail ordusunun İran'a güçlü bir misilleme düzenleyebileceğini yazıyor. İsrail'in Ulusal Güvenlik Konseyi'nde İran stratejisinden sorumlu eski yetkili Yoel Guzansky, şunları söylüyor: 

İsrail'de ordu, savunma uzmanları, analistler ve siyasetçiler arasında İran'ın saldırısına güçlü şekilde karşılık verilmesine dair fikir birliği var.

NYT'ye konuşan yetkililer, Tel Aviv'in misillemeye yönelik kararını büyük ihtimalle cuma akşamı Roş Haşanah'ın sona ermesiyle vereceğini belirtiyor. Roş Haşanah'ta Yahudiler, İbrani takvimine göre yeni yılın gelişini kutluyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times, CNN