Britanyalı müzikologlar: Popüler müzik melodileri giderek basitleşiyor

Araştırmada Beyoncé'nin yanı sıra Elvis Presley, Beatles, Madonna ve Lady Gaga gibi sanatçıların parçaları analiz edildi (AP)
Araştırmada Beyoncé'nin yanı sıra Elvis Presley, Beatles, Madonna ve Lady Gaga gibi sanatçıların parçaları analiz edildi (AP)
TT

Britanyalı müzikologlar: Popüler müzik melodileri giderek basitleşiyor

Araştırmada Beyoncé'nin yanı sıra Elvis Presley, Beatles, Madonna ve Lady Gaga gibi sanatçıların parçaları analiz edildi (AP)
Araştırmada Beyoncé'nin yanı sıra Elvis Presley, Beatles, Madonna ve Lady Gaga gibi sanatçıların parçaları analiz edildi (AP)

Popüler müziklerin melodilerinin 1950'den beri gittikçe basitleştiği tespit edildi. 

Müziklerde daha basit melodiler kullanıldığına dair tartışmalar pek yeni sayılmaz. Bazı müzikologlar bu konudaki endişelerini yıllardır dile getiriyor. 

Son 70 yılın en çok dinlenen şarkılarının incelendiği yeni bir çalışmada bu düşünceye bilimsel bir dayanak sağlandı. Öte yandan araştırmacılar melodilerin daha az karmaşık hale gelmesinin, parçaların basitleştiği anlamına gelmediğini vurguluyor. 

Hakemli dergi Scientific Reports'ta dün yayımlanan çalışmada 1950'den 2022'ye kadar Billboard'un yıl sonu listesine giren ilk 5 şarkının melodisi incelendi. Araştırmacılar parçalardaki perde ve ritmi, ölçü başına düşen nota sayısı ve ardışık perdeler arasındaki aralık gibi 8 kriter üzerinden analiz etti.

Çalışma sonucunda melodilerin karmaşık yapısının giderek düştüğü görüldü. Araştırmacılar 1975 ve 2000'de iki büyük düşüşün yanı sıra 1996'da küçük bir düşüş yaşandığını saptadı.

Ekip bu değişimin yeni müzik türlerinin ortaya çıkmasıyla açıklanabileceğini düşünüyor. 1975'teki düşüş new wave, disko ve arena rock gibi türlerin; 1996 ve 2000'deki de hip-hop ve elektronik müziğin yükselişine bağlanabilir. 

Bilim insanları 1996'daki düşüşün arkasında, aynı sesin tekrar tekrar çalınmasını sağlayan dijital ses işleme istasyonunun yaygınlaşması olabileceği görüşünde. Makalenin ortak yazarı Madeline Hamilton, "Bunun melodilerdeki tekrarın artmasına yol açabileceğini düşünüyoruz" diyor.

Bulguların, müziğin basitleştiği anlamına gelmediğinin altını çizen araştırmacılar, farklı öğelerin daha karmaşık hale geldiğini buldu. Teknolojik gelişmelerle açıklanabilecek bu değişimi Hamilton şöyle değerlendiriyor:

Tahminimce müziğin diğer yönleri daha karmaşık hale geliyor ve melodiler bunu telafi etmek için basitleşiyor.

1950'lerden beri saniye başına çalınan nota sayısının giderek arttığı da saptandı. Hamilton, "Saniye başına çok sayıda nota içeren bir melodi varsa, bu durum melodinin ne kadar karmaşık olabileceği önüne engel koyar" diyerek ekliyor. 

Oysa daha yavaş şarkı söylerken, daha beklenmedik perdeler ya da daha büyük sıçramalar kullanılabilir.

Bazı uzmanlar çok karmaşık şeyleri algılamanın zorluğundan dolayı melodilerdeki değişimin normal olduğu görüşünde. Yeni Zelanda'daki Auckland Üniversitesi'nden müzikolog Dr. Patrick Savage "Kavranamayacak, hatırlanamayacak ya da yeniden üretilemeyecek kadar karmaşık şeylerden zevk alamayız" diyor. 

Dr. Savage, yer almadığı yeni çalışmanın rap müziğin kendine has karmaşıklığını hesaba katmamasını eleştiriyor:

Batı notasyonu, rap'in konuşma benzeri mikrotonalitesini yakalayacak şekilde tasarlanmadı; ki bu bazı açılardan, bilindik şekilde söylenen melodilerden muhtemelen daha karmaşık.

Independent Türkçe, New York Times, Guardian, Phys.org, Scientific Reports 



Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?

Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?
TT

Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?

Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?

Danimarka yapımı gerilim filmi Sakın Ses Çıkarma'nın (Speak No Evil) başarısı, iki yıl içinde yeniden çekilip vizyona girmesini sağlarken yeni yapımın yönetmeni James Watkins, hikayenin sonunda yaptıkları değişikliklerin gerekçesini anlattı. 

13 Eylül'de dünyayla birlikte Türkiye'de vizyona giren film hakkında GamesRadar+'a konuşan Watkins, 2008 tarihli Kan Gölü (Eden Lake) filminin sonunda izleyicilere karanlık bir son sunduğunu ve Danimarkalı yönetmen Christian Tafdrup'un da orijinal filmde benzer bir yola saptığını hatırlattı: 

Uzun süre önce yaptığım Kan Gölü, pek çok açıdan Christian'ın filmine benziyor ve bu yüzden aynısını yapmak istemedim. Seyirciye yeniden aynı şeyi dayatmanın dürüstçe olmayacağını hissettim. Hikaye, temalar ve karakterleri takip ettim.

Birleşik Krallık yurttaşı yönetmen, filmi daha net bir finalle bitirseler de bunun "mutlu son" anlamına gelemeyeceğini söyledi. 

51 yaşındaki yönetmen, Entertainment Weekly'e verdiği röportajdaysa orijinal filmdeki Danimarkalı aileyi Amerikalı yapmalarının da değişikliğe neden olduğunu anlattı.

Christian Tafdrup'un yönettiği 2022 yapımı film, Danimarkalı bir ailenin İtalya'nın Toskana bölgesine tatile gidişini ve burada Hollandalı bir aileyle yakınlaşmasını anlatıyordu. 

Aylar sonra, Hollanda'daki yeni arkadaşlarından aldıkları daveti kabul eden ailenin ziyareti hızla kabusa dönüyordu.

Yeniden çevrimde Mackenzie Davis ve Scoot McNairy, konuk edildikleri evde korkunç bir hafta sonu geçiren Amerikalı çifti canlandırıyor.

Yeniden çevrimle ilgili yorumlar da epey olumlu. Sinema yazarlarının övgü dolu incelemeleri sayesinde Sakın Ses Çıkarma, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 85 puan almayı başardı.

Yeni yapımın başrolündeki James McAvoy, Paddy karakterini canlandırırken tartışmalı fenomen Andrew Tate'den esinlendiğini önceki günlerde açıklamıştı.  

Eski kick boksçu Tate, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla dikkat çekmişti. Tate, Aralık 2022'de Romanya'da insan kaçakçılığı, tecavüz ve organize suç çetesi soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.

Independent Türkçe, Screen Rant, Games Radar