Gazze'de ateşkes için yapılan müzakerelerin önündeki engellerden biri: Philadelphia Koridoru’ndaki güvenlik kuşağı

Likud Partisi, Netanyahu'nun ateşkes anlaşmasına varma niyetine şüpheyle yaklaşıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın batısından görülen Philadelphia Koridoru (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın batısından görülen Philadelphia Koridoru (AFP)
TT

Gazze'de ateşkes için yapılan müzakerelerin önündeki engellerden biri: Philadelphia Koridoru’ndaki güvenlik kuşağı

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın batısından görülen Philadelphia Koridoru (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın batısından görülen Philadelphia Koridoru (AFP)

İsrail'in, Philadelphia (Salahaddin) Koridoru boyunca 15 kilometre uzunluğunda ve 800 metre genişliğinde bir güvenlik kuşağı oluşturma planına hem Hamas Hareketi hem de İsrail ile arasındaki barış anlaşmalarının ihlali olarak gören Mısır karşı çıkıyor. Bu plan, Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takası anlaşmasına doğru ilerlemenin önündeki yeni engellerden birini teşkil ediyor.

İsrail, Refah Sınır Kapısı ile birlikte Philadelphia Koridoru’nu işgal etmesinden bu yana burada çok sayıda tünel keşfedildiğini iddi ediyor. İsrail’in iddiasına göre Gazze Şeridi'nden Mısır’ın Sina Yarımadası’na uzanan bu tüneller Hamas tarafından silah, mühimmat ve insan kaçakçılığı için kullanılıyor. Bu yüzden İsrail, Hamas'ın ‘can damarı’ olarak gördüğü bu tünellerin yok edilmesi ve yeni tünellerin açılmasının engellenmesi konusunda oldukça kararlı görünüyor.

İsrail, bölgeden çekilirken buraları izleyebilmek için ne var ne yoksa yıkıp dümdüz etmeyi planlıyor.

Tel Aviv bu konuyu ateşkes anlaşmasının şartlarından biri haline getirirken Refah Sınır Kapısı’nı kaldırıp başka bir yere taşımaya çalışıyor. Bir yandan da İsrail, Mısır ve Gazze'deki Filistinli vatandaşlar olmak üzere tüm taraflar için güvenlik ve stratejik bir çıkar olduğu iddiasıyla Mısır hükümetini bunu kabul etmeye ikna etmeye çabalıyor. Ancak Mısır bunu kabul etmediği gibi Hamas da şiddetle karşı çıkıyor ve İsrail'in derhal o bölgeden çekilmesini istiyor.

sadfergthy
Geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şehri'nin güneyindeki Zeytun Mahallesi’nde Salahaddin yolu (Philadelphia Koridoru) üzerinden kuzeyden ayrılan Filistinliler (AFP)

Taraflar bu hafta Kahire’de ve Doha'da Gazze Şeridi’nde ateşkes ve İsrail ile Hamas arasında esir takası için yeni bir müzakere turu yapılması konusunda anlaştılar.

Tel Aviv'deki kaynaklara göre Philadelphia Koridoru dosyası güçlü bir şekilde müzakere masasında olacak ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns Katar'ın başkenti Doha'ya, bir başka heyet de Kahire'ye giderek müzakerelere katılacak.

Ateşkes çabaları

İsrail televizyonu Kanal 13, cuma günü Katar’da yapılan ve Mossad Başkanı David Barnea’nın da katıldığı görüşmelerin ‘olumlu’ geçtiğini bildirdi. İsrail'de haftalardır görülmeyen bir iyimserliğe işaret eden bu haber, profesyonellerin yer aldığı müzakere heyetlerinin önümüzdeki günlerde Kahire’ye ve Doha'ya giderek ateşkes anlaşmasının nihai çerçevesini netleştirecekleri ve kimlerin esir takasına dahil edileceği, ateşkesin işleyiş mekanizması ve İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesi gibi ihtilaflı konuları ele alacakları bildirildi.

Zaman çizelgesi açısından, İsrail'in tahminleri nihai bir anlaşmaya birkaç gün içinde varılamayacağını gösteriyor. Birkaç hafta sürebilecek müzakerelerin başlangıcına tanıklık ediyoruz. Ancak Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yakın iki kaynak, anlaşmanın temeli ABD Başkanı Joe Biden tarafından İsrail’in önerisi olarak tanıtılan teklife dayansa da başlıca anlaşmazlıklardan bahsederek bu iyimserliğe yerin olmadığını gösterdiler. Kaynaklar, ‘bir anlaşmaya varılması hala garanti değil’ uyarısında bulundular.

azxsdfrgth
Itamar Ben-Gvir (solda), Binyamin Netanyahu (ortada) ve Bezalel Smotrich (sağda) (İsrail basını)

İsrail basını, iktidar ortağı Likud Partisi’nde önde gelen bazı isimlerin Netanyahu’nun Hamas ile esir takası anlaşması imzalamasını ihtimal dışı bırakan açıklamalarını aktardı. Söz konusu isimler, bakanlar İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir anlaşmaya varılmasına karşı uyguladıkları baskı nedeniyle anlaşmanın onaylanmasının hükümeti düşüreceğini açıkça dile getirdiler.

Likud Partili isimler, Netanyahu'nun Smotrich ve Ben-Gvir'in isteklerine rağmen, hükümeti dağıtmadan ateşkes anlaşmasını kabul etmesine fazla ihtimal vermediklerini söylediler.

Aşırı sağcı iki bakan

Haaretz gazetesi dün, Netanyahu'nun iki aşırı sağcı bakana yönelik tehditlerinin ciddiyetini henüz açıklamadığını, çünkü İsrail ile Hamas arasındaki müzakerelerin devam ettiğini ve henüz sonuçlanmadığını bildirdi.

İsrail hükümetinde koalisyon ortakları Ultra Ortodoks Yahudi Şas Partisi ve Yahadut Hatora (Birleşik Tevrat Yahudiliği) Partisi’nin geçtiğimiz ay masada olan benzer bir anlaşmayı destekledikleri gibi tarafların bir anlaşmaya varması halinde bunu da desteklemeleri bekleniyor. Pratikte hükümetin çoğunluğu anlaşmadan yana olsa da bazı Likud Partili isimler, Ben-Gvir ve Smotrich'in anlaşmaya karşı çıkması halinde hükümetin düşmesinden korktukları için anlaşmayı desteklemeyeceklerini düşünüyorlar.

Netanyahu, Ulusal Birlik Partisi’nin lideri olan Benny Gantz ile anlaşmaya ilişkin temasların gidişatı hakkında görüştü. Ulusal Birlik Partisi’nden yapılan açıklamaya göre Gantz, Netanyahu’ya partisinin rehinelerin geri dönmesini sağlayacak her türlü sorumlu anlaşmaya tam destek vereceğini söyledi.

Gantz, Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Her şey sizinle ilgili değil, ama bu kez de bağlılık, kararlılık ve samimiyet göstermelisiniz. Siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ki bir önceki tekliften bu yana rehinelerden birçoğu esaret altında hayatını kaybetti. Savunma Bakanı Yoav Gallant ile bencilce oyunlar oynamanın zamanı değil.

Walla haber sitesi, eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot'un yaptığı bir açıklamada şunları söylediğini aktardı:

Son dokuz aydır anlaşmaya en çok yaklaştığımız dönemdeyiz. Netanyahu'nun liderlik stratejisini yerine getirdiğini, savaşı durdurmak için zor bir karar verdiğini ve Smotrich ve Ben-Gvir'e bunun doğru karar olduğunu söylediğini görmekte zorlandığım için büyük bir üzüntü duyuyorum. Üstelik Netanyahu, bunun hükümetin dağılmasına yol açacağını biliyor. Netanyahu, İsrail Devleti'ni kurtarmanın önünde tutulan kişisel ve siyasi zorunluluklar tarafından zincirlenmiş durumda.

“Altın fırsat”

ABD, Katar ve Mısır’ın ortak arabuluculuk çabaları çerçevesinde her iki tarafın da ABD yönetimi tarafından sunulan öneriyi kabul etmesinin ardından, işgalci İsrail’in Gazze Şeridi'nde dokuz aydır yürüttüğü savaşın sona ermesine ve Hamas ile esir takasının önünü açacak bir anlaşma için ilerleme kaydetmeye çalışıyor. Kanal 13 televizyonu, ordu komutanlarının Hamas’a yönelik operasyonların yıllarca devam edeceğini ve bu süre zarfında İsrail'in Gazze'deki rehineleri kaybedebileceğini vurguladı.

defrt65y7
Mısır'ı Gazze'den ayıran tampon bölge olan Philadelphia Koridoru'na paralel bir yolda devriye gezen sınır muhafızları (Arşiv - AFP)

Kanal 13, görüşmelerde ilerleme kaydedilen bir dönemde İsrail ordusunun, İsrail'in iki ila üç hafta sürecek müzakerelere girmesini kabul ettiğini ve Hamas Hareketi’ne karşı Refah'ta devam eden askeri operasyonun bu süre zarfında tamamlanacağını bildirdi.

İsrail güvenlik kurumları, Hamas’ın zamanın aleyhine işlediğini bildiği ve her gün 50 ila 100 savaşçısını kaybettiği için Refah’taki askeri operasyonun Hamas'ın tutumunda esneklik göstermesine ve İsrail'in savaşı tamamen sona erdirmesi şartından vazgeçmesine yol açtığına inanıyor.

İsrailli kaynaklara göre ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, İsrail ve Hamas'a bir anlaşmaya varmaları için azami baskı uygulamaya çalışıyor ve ABD’de 6 Kasım'da yapılması planlanan başkanlık seçimleri öncesinde bir ateşkes anlaşmasına varılması için çabalıyor.



Estonya, Rusya yanlısı siyasetçileri vatana ihanetten suçlu buldu

NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
TT

Estonya, Rusya yanlısı siyasetçileri vatana ihanetten suçlu buldu

NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)
NATO ülkesi yalnızca 1,4 milyon kişilik nüfusa sahip (AFP)

Kasım 2023'te başlayan dava nihayet sonuçlandı ve Estonya yargısı, aynı yılın mart ayında tutuklanan politikacılar hakkındaki kararını verdi. 

Harju Bölge Mahkemesi'nde geçen perşembe görülen davada muhafazakar Koos partisinin kurucularından Aivo Peterson vatana ihanetten 14 yıl, Dmitri Rootsi ve Andrei Andronov ise 11'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Ekim 2022 - Mart 2023'te Estonya devleti ve toplumunun hilafına Rusya'nın politikalarını desteklemekle suçlanan üç siyasetçi bu iddiaları reddediyor. 

Moskova'dan aldıkları emirlerle hareket etme iddialarının hedefindeki üçlü, temyize başvuracaklarını açıkladı. 

Partiden yapılan açıklamada da savcıların Estonya'nın anayasal düzeni ve güvenliğine nasıl zarar verildiğine dair somut kanıt gösteremediği savunuldu.

Estonya'nın Ukrayna'ya yardımına karşı çıkan Koos partisi, bu yıl düzenlenen belediye seçimlerinde ülke genelindeki oyların yalnızca binde 8'ini alabilmişti. 

2022'de kurulan parti, Baltık ülkesinin NATO'dan çıkıp tarafsızlığını ilan etmesini ve yabancı askerlerin ülke topraklarından çekilmesini isterken, diğer ülkeler arasındaki askeri çatışmalara doğrudan ya da dolaylı olarak karışılmasına karşı çıkıyor. 

Öte yandan Aivo Peterson, Ukrayna'dan 2014'te tek taraflı bağımsızlığını ilan eden ve Eylül 2022'de Rusya'ya katılma kararı alan Donetsk Halk Cumhuriyeti'ni 2023'te ziyaret etmişti. 

55 yaşındaki siyasetçi, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşına dair bilgi almak için bölgeye gittiğini şu ifadelerle savunmuştu:

Estonya medyasından aldığımız bilgiler tek taraflı. Tüm gazetecilerimiz Kiev'i destekliyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova haziranda yaptığı açıklamada Estonya için "düşmanca davranan ülkeler arasında ilk sıralarda" ifadesini kullanmış, Tallin yönetiminin kendilerini yalanlarla bir tehdit gibi gösterdiğini öne sürmüştü. 

Independent Türkçe, ERR, RT


Barrack, Netanyahu’yu Gazze’de Türkiye’nin rolünü kabul etmeye ikna etmeye çalışıyor

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
TT

Barrack, Netanyahu’yu Gazze’de Türkiye’nin rolünü kabul etmeye ikna etmeye çalışıyor

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında Pazartesi günü gerçekleşen görüşmeden bir kare (İsrail hükümeti)

İsrail basınında yer alan haberlerde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack ile pazartesi günü Kudüs’te yaptığı görüşmede, Trump yönetiminden “sert ve özel mesajlar” aldığı belirtildi. Görüşmenin, ay sonunda Florida’da yapılması planlanan ABD-İsrail zirvesi öncesinde gerçekleştiği aktarıldı. Barrack-Netanyahu görüşmesinin ana gündem maddelerinin Gazze, Suriye ve Trump’la yapılacak buluşma olduğu kaydedildi.

Gazze’de “kabul edilemez” açıklamalar

Gazze dosyasında, Ekim ayında başlayan kırılgan ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesi ele alınırken, Yedioth Ahronoth gazetesi Barrack’ın, Netanyahu’nun Türkiye’nin rolüne ilişkin kaygılarını gidermeye çalıştığını ve Türkiye’nin Gazze’de kurulması öngörülen uluslararası güce katılmasına ikna etmeye çalıştığını yazdı. Haberde, Barrack’ın Türkiye’nin Hamas üzerinde en fazla etkiye sahip ülke olduğunu ve silahsızlanma konusunda Hamas’ı ikna edebilecek en güçlü aktör konumunda bulunduğunu vurguladığı belirtildi.

frt
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şarm el-Şeyh Ortadoğu Barış Bildirgesi'ni imzalarken (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığı habere göre Barrack, Türkiye’nin Trump planını imzaladığını ve Hamas adına silahların teslimini içeren maddeye taahhüt verdiğini Netanyahu’ya hatırlattı. Türkiye’nin katılımının, şu aşamada çekimser olan birçok ülkeyi de uluslararası güce katılmaya teşvik edeceğini savundu.

Haberde, Barrack’ın “Türkiye’nin dışlanmasının diğer ülkelerin de geri adım atmasına yol açtığını, Başkan Trump’ın bu planın başarısız olmasına izin vermeyeceğini” söylediği aktarıldı. Ayrıca Netanyahu’nun “Hamas’ın silah bırakacağına güvenmediği” yönündeki açıklamalarının ve İsrail’in bunu zorla sağlayabileceğine dair ifadelerinin “kabul edilemez” olduğu ve planı tehdit ettiği uyarısında bulunduğu kaydedildi.

Bu bilgiler, İsrail Kanal 12 televizyonunun aktardıklarıyla da örtüştü. Kanal 12, Beyaz Saray’ın Netanyahu’ya “özel ve sert” bir mesaj gönderdiğini ve Hamas’ın üst düzey askeri isimlerinden Raid Saad’ın öldürülmesinin, Trump arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının ihlali olarak görüldüğünü bildirdi.

Kanal ayrıca, Gazze savaşını sona erdirmeyi amaçlayan anlaşmanın ikinci aşamasına geçiş konusundaki görüş ayrılıkları ve İsrail’in bölgedeki genel politikaları nedeniyle Trump yönetimi ile Netanyahu hükümeti arasında artan bir gerilim yaşandığını aktardı.

ABD’li iki yetkili, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Başkan Trump’ın damadı Jared Kushner’in Netanyahu’nun tutumundan “son derece rahatsız” olduğunu söyledi. Üst düzey bir ABD’li yetkiliye göre Netanyahu’ya verilen net mesajda şu ifadelere yer verildi: “Eğer itibarını zedelemek ve anlaşmalara uymayan bir lider olarak görünmek istiyorsan bu senin tercihin. Ancak Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan Gazze anlaşmasının itibarını zedelemene izin vermeyiz.”

Batı Şeria ve bölgesel gerilim

Batı Şeria konusunda da Beyaz Saray’ın, Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddetinden ve “Arap dünyasında provokasyon olarak algılanan” İsrail adımlarından giderek daha fazla endişe duyduğu belirtildi. ABD’li bir yetkili, Washington’un Netanyahu’dan İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmasını değil, İbrahim (Abraham) Anlaşmaları’nın genişletilmesine zarar verecek adımlardan kaçınmasını istediğini söyledi.

Aynı yetkili, Netanyahu’nun son iki yılda uluslararası alanda giderek yalnızlaştığını savunarak, “Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin neden onunla görüşmeyi reddettiğini ve Abraham Anlaşmaları’nın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen neden BAE’ye davet edilmediğini kendisine sorması gerekir” dedi. Yetkili, Netanyahu’nun tansiyonu düşürmeye hazır olmaması halinde Washington’un Abraham Anlaşmaları’nı genişletme çabalarına zaman ayırmayacağını da ifade etti.

Beyaz Saray’da Netanyahu’ya öfke

Trump’ın, son dönemde Netanyahu’nun sert eleştirilerine maruz kalan Barrack’ı Kudüs’e göndermesi dikkat çekti. Netanyahu, Barrack için “Amerika’daki Türk büyükelçisi gibi davranıyor” ifadesini kullanmıştı. Barrack’ın İsrail demokrasisine ilişkin sözleri de Netanyahu’nun tepkisini çekmiş, Barrack bu açıklamalar için özür dilemişti.

Yedioth Ahronoth yazarı Nahum Barnea, ABD’li kaynaklara dayandırdığı yazısında, Washington’un Netanyahu’nun Trump’ın barış planını hayata geçirme konusunda samimi olmadığı ve İsrail’in sürekli savaş halinde kalması için çaba gösterdiği kanaatine vardığını yazdı. Barnea, Beyaz Saray’da Netanyahu’ya yönelik sert ve ağır ifadeler kullanıldığını, bunların bir kısmının doğrudan Netanyahu’ya da iletilmiş olabileceğini belirtti.

Suriye’de “kırmızı çizgiler”

İsrail basınına göre Barrack, Netanyahu’ya Suriye konusunda da “kırmızı çizgiler” iletti. Trump yönetiminin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı Washington’un bir müttefiki olarak gördüğü ve ülkenin istikrarı için desteklenmesi gerektiği görüşünde olduğu aktarıldı. ABD’nin, İsrail’in yoğun askeri operasyonlarının Suriye’de yönetimin çökmesine yol açmasından endişe duyduğu ve güvenlik anlaşmasına varılmasını istediği belirtildi.

Lübnan konusunda ise Trump’ın, İsrail’in Hizbullah’a karşı sınırlı baskıyı sürdürmesini desteklediği, ancak geniş çaplı bir savaşa onay vermediği ifade edildi.

İsrailli analistler, Netanyahu’nun Barrack’ın tüm taleplerini reddetmeyeceğini, ancak kesin taahhütlerden kaçınarak Trump’la 29 Aralık’ta Florida’da yapacağı görüşmenin önünü açmaya çalıştığını öne sürdü. Buna karşın Netanyahu’nun, Barrack’ın ofisine ulaşmasından hemen önce Suriye’ye hava saldırısı düzenlenmesi talimatı vererek bağımsız hareket ettiği mesajını da vermekten geri durmadığı kaydedildi.

vgt
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Pazartesi günü bir araya geldi (İsrail hükümeti)

Türkiye’ye mesaj olarak yorumlanan bir adımda ise Netanyahu’nun, Yunanistan Başbakanı ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideriyle üçlü bir zirve düzenleme kararı aldığı belirtildi. İsrail’de bu toplantı, Türkiye’ye yönelik doğrudan siyasi mesaj olarak değerlendirildi. Barrack ise görüşme sonrasında, temasların “bölgesel barış ve istikrarı hedefleyen yapıcı bir diyalog” olduğunu söyledi.


Bondi Plajı saldırganına müdahale ederken yaralanan Ahmed el-Ahmed, ameliyat edildi

TT

Bondi Plajı saldırganına müdahale ederken yaralanan Ahmed el-Ahmed, ameliyat edildi

Bondi Plajı saldırganına müdahale ederken yaralanan Ahmed el-Ahmed, ameliyat edildi

Bondi Plajı’ndaki saldırganlardan birini etkisiz hâle getirerek silahını alan manav Ahmed el-Ahmed’in, saldırı sırasında yaralanmasının ardından ameliyata alındığı bildirildi. El-Ahmed’in ailesi, oğullarını “kahraman” olarak nitelendirirken, hastanedeki tedavisi sürerken kendisi için başlatılan bağış kampanyasına yoğun destek geldi.

El-Ahmed’in, Avustralya yayın kuruluşu ABC’ye konuşan anne ve babası, oğullarının omzundan dört ila beş kurşunla vurulduğunu, vücudunda hâlâ çıkarılmamış mermiler bulunduğunu söyledi. Ailesi, Ahmed el-Ahmed’in 2006 yılında Avustralya’ya geldiğini, kendilerinin ise Suriye’den Sidney’e yalnızca birkaç ay önce ulaştıklarını ve uzun süredir oğullarından ayrı olduklarını belirtti.

Kuzeni Hozay el-Kenc, pazartesi günü basına yaptığı açıklamada, Ahmed el-Ahmed’in ilk ameliyatının başarıyla tamamlandığını söyledi. El-Kenc, “İlk ameliyatını geçirdi. Durumuna bağlı olarak iki ya da üç ameliyat daha gerekebilir” dedi.

Aileden hükümete çağrı

El-Ahmed’in anne ve babası, yaşlarının ilerlemesi nedeniyle oğullarının iyileşme sürecinde yeterli destek verememekten endişe duyduklarını ifade ederek, Başbakan Anthony Albanese hükümetinden yardım talep etti. Aile, Almanya’da ve Rusya’da yaşayan iki kardeşin Avustralya’ya gelerek destek olabilmesi için vize kolaylığı istediklerini belirtti.

sdfg
Ahmed Al-Ahmed'in babası Muhammed Fateh Al-Ahmed (Videodan alınan ekran görüntüsü).

Anne, “Şu anda yardıma ihtiyacı var çünkü engelli kaldı. Diğer çocuklarımızın buraya gelmesini istiyoruz” dedi. Ahmed el-Ahmed’in, saldırganın mermileri bittiğinde silahını elinden aldığı sırada vurulduğunu da aktardı.

Başbakan Albanese, Ahmed el-Ahmed’in cesaretinin hayatlar kurtardığını söyledi. ABD Başkanı Donald Trump da el-Ahmed’i “çok, çok cesur bir kişi” olarak nitelendirdi.

Bağışlar 750 bin dolara yaklaştı

Reuters’ın aktardığına göre, 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed için başlatılan bağış kampanyasında toplanan miktar yaklaşık 750 bin ABD dolarına ulaştı. GoFundMe üzerinden başlatılan kampanya, bir gün içinde 1,1 milyon Avustralya dolarını (yaklaşık 744 bin ABD doları) aştı.

Ailesinin anlattığına göre el-Ahmed, Bondi’de bir arkadaşıyla kahve içerken silah seslerini duydu. Ağaç arkasına saklanan silahlı kişiyi fark eden el-Ahmed, saldırganın cephanesi tükendiğinde arkadan yaklaşarak silahını almayı başardı.

Hanuka Bayramı dolayısıyla düzenlenen etkinlikte gerçekleşen silahlı saldırıda en az 15 kişi hayatını kaybederken, 42 kişi yaralandı. Saldırının Navid Akram (24) ile babası Sajid Akram (50) tarafından gerçekleştirildiği açıklandı.

Başbakan Chris Minns, hastane ziyaretinin ardından yaptığı paylaşımda, “Ahmed’in gösterdiği cesaret olağanüstüydü. Hayatını büyük bir riske atarak saldırganı etkisiz hâle getirdi” dedi.

El-Ahmed’in, silahlı saldırgana arkadan koşarak uzun namlulu tüfeğini aldığı anlara ait görüntüler dünya genelinde medya kuruluşları tarafından yayımlandı ve sosyal medyada 22 milyondan fazla kez izlendi.