Yağın vücuda nasıl dağıldığı, demans riskini etkiliyor

Obezitenin demans riskini artırdığı düşünülüyor (Unsplash)
Obezitenin demans riskini artırdığı düşünülüyor (Unsplash)
TT

Yağın vücuda nasıl dağıldığı, demans riskini etkiliyor

Obezitenin demans riskini artırdığı düşünülüyor (Unsplash)
Obezitenin demans riskini artırdığı düşünülüyor (Unsplash)

Bilim insanları vücuttaki yağın dağılımıyla, demans gibi hastalıklara yakalanma riski arasındaki bağlantıyı ortaya çıkardı. 

Nörodejeneratif hastalıklar arasındaki demans, bilişsel sorunlara yol açarak hafıza ve konuşma gibi becerileri etkiliyor. 

Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan bu rahatsızlığa genetik ve çevresel faktörler yol açsa da kesin nedeni henüz tam bilinmiyor. 

Son yıllarda yapılan çalışmalarda vücuttaki yağ oranının, demans ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların görülmesinde etken olabileceğine dair bulgular ediniliyor.

Neurology adlı hakemli dergide dün yayımlanan makalede yağın vücudun neresinde olduğunun, bu hastalıkların görülme riskini etkilediği bulundu. 

412 bin 691 kişinin verisinin incelendiği çalışmada vücut kütlesinin tamamından ziyade, yağ ve yağsız bölgelerinin oranıyla nörodejeneratif hastalıklar arasındaki ilişki araştırıldı. 

Araştırmacılar çalışmanın başında katılımcıların bel-kalça oranını, kavrama gücünü, kemik yoğunluğunu, yağ ve yağsız kütleyi ölçtü.

Yaklaşık 9 yıllık takip süresinde 8 bin 224 kişinin nörodejeneratif hastalıklardan birine yakalandığı kaydedildi. 

Bilim insanları kolundaki yağ oranı yüksek kişilerin nörodejeneratif hastalıklara yakalanma riskinin yüzde 18 daha yüksek olduğunu saptadı. Karın bölgesinde daha fazla yağlanma görülen katılımcılardaysa bu oran yüzde 13'tü.

Ayrıca kas gücü yüksek kişilerin bu rahatsızlıklardan muzdarip olma ihtimalinin yüzde 26 daha düşük olduğu tespit edildi.

Araştırmacılar hesaplamalarda yüksek tansiyon, diyabet, sigara ve içki kullanımı gibi başka faktörleri de hesaba kattı. Makalenin başyazarı Dr. Shishi Xu sonuçları şöyle değerlendiriyor:

Önemli bulgularımız, nörodejeneratif hastalıklara yakalanma riskini kayda değer derecede etkileyen şeyin yalnızca yağ ve kasın mutlak kütlesi değil, bunların dağılımı ve kalitesi olduğuna dair hipotezimizi destekliyor.

Çalışmada geniş bir katılımcı grubu incelense de bulguların gözleme dayanması ve neden sonuç ilişkisi kurulmaması önemli bir sınırlılık. 

Yine de daha önceki araştırmalarda da benzer sonuçlar çıktığına bakılırsa, yağ oranının demans gibi hastalıkların görülme riskini artırabildiği söylenebilir. 

Bunun kesin nedeni henüz bilinmiyor fakat Dr. Xu, kas dokusu olması gereken yerlerde yağ birikmesinin riski etkileyebileceğini düşünüyor. Yağın istenmeyen yerlerde birikmesi; kronik hastalıklar, insülin direnci, kaslarda bozulma ve iltihaplanmayla da ilişkilendiriliyor. Dr. Xu şu ifadeleri kullanıyor:

Karın ve kollardaki yağ birikiminin, kardiyovasküler sistem de dahil diğer organlar üzerinde, zehirleyici ve iltihaplandırıcı bir etki yarattığı anlaşılıyor.

Genetik faktörler yağın vücuda nasıl dağıldığını bir noktaya kadar belirliyor. Fakat yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklikler, daha düzgün bir dağılımı beraberinde getirebilir. 

"Vücuttaki yağ dağılımı yalnızca genetik tarafından belirlenmez" diyen Dr. Xu ekliyor:

Bu nedenle daha aktif olun, hareketsiz davranışları azaltın, yağları kollarınızdan ve karnınızdan uzaklaştırmaya çalışın. Bunu yaparak muhtemelen nörodejeneratif hastalık riskinizi azaltabilirsiniz.

Independent Türkçe, Newsweek, BBC Science Focus, Neurology



Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?

Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?
TT

Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?

Dehşete düşüren filmin sonu iki yıl sonra neden değiştirildi?

Danimarka yapımı gerilim filmi Sakın Ses Çıkarma'nın (Speak No Evil) başarısı, iki yıl içinde yeniden çekilip vizyona girmesini sağlarken yeni yapımın yönetmeni James Watkins, hikayenin sonunda yaptıkları değişikliklerin gerekçesini anlattı. 

13 Eylül'de dünyayla birlikte Türkiye'de vizyona giren film hakkında GamesRadar+'a konuşan Watkins, 2008 tarihli Kan Gölü (Eden Lake) filminin sonunda izleyicilere karanlık bir son sunduğunu ve Danimarkalı yönetmen Christian Tafdrup'un da orijinal filmde benzer bir yola saptığını hatırlattı: 

Uzun süre önce yaptığım Kan Gölü, pek çok açıdan Christian'ın filmine benziyor ve bu yüzden aynısını yapmak istemedim. Seyirciye yeniden aynı şeyi dayatmanın dürüstçe olmayacağını hissettim. Hikaye, temalar ve karakterleri takip ettim.

Birleşik Krallık yurttaşı yönetmen, filmi daha net bir finalle bitirseler de bunun "mutlu son" anlamına gelemeyeceğini söyledi. 

51 yaşındaki yönetmen, Entertainment Weekly'e verdiği röportajdaysa orijinal filmdeki Danimarkalı aileyi Amerikalı yapmalarının da değişikliğe neden olduğunu anlattı.

Christian Tafdrup'un yönettiği 2022 yapımı film, Danimarkalı bir ailenin İtalya'nın Toskana bölgesine tatile gidişini ve burada Hollandalı bir aileyle yakınlaşmasını anlatıyordu. 

Aylar sonra, Hollanda'daki yeni arkadaşlarından aldıkları daveti kabul eden ailenin ziyareti hızla kabusa dönüyordu.

Yeniden çevrimde Mackenzie Davis ve Scoot McNairy, konuk edildikleri evde korkunç bir hafta sonu geçiren Amerikalı çifti canlandırıyor.

Yeniden çevrimle ilgili yorumlar da epey olumlu. Sinema yazarlarının övgü dolu incelemeleri sayesinde Sakın Ses Çıkarma, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 85 puan almayı başardı.

Yeni yapımın başrolündeki James McAvoy, Paddy karakterini canlandırırken tartışmalı fenomen Andrew Tate'den esinlendiğini önceki günlerde açıklamıştı.  

Eski kick boksçu Tate, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla dikkat çekmişti. Tate, Aralık 2022'de Romanya'da insan kaçakçılığı, tecavüz ve organize suç çetesi soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.

Independent Türkçe, Screen Rant, Games Radar