Trump, Harris'i Hint kökenini inkâr etmekle suçladı

ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris, Houston'a doğru yola çıkıyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris, Houston'a doğru yola çıkıyor (AFP)
TT

Trump, Harris'i Hint kökenini inkâr etmekle suçladı

ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris, Houston'a doğru yola çıkıyor (AFP)
ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris, Houston'a doğru yola çıkıyor (AFP)

Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump, dün (Çarşamba) verdiği bir röportajda Demokrat rakibi Kamala Harris'in gerçekten siyah olup olmadığını veya ırkı siyasi bir araç olarak mı kullandığını sorguladı.

Trump, Chicago'daki Ulusal Siyah Gazeteciler Birliği konferansı sırasında bir grup dinleyiciye, Harris'in “her zaman Hint kökenli olduğunu ve sadece Hint mirasını tanıttığını” söyledi. Birkaç yıl önce siyah olduğunu öğrenene kadar siyah olduğunu bilmiyordum” dedi.

Resim   Trump, Chicago'daki Ulusal Siyahi Gazeteciler Birliği konferansında (AFP)

Amerika Birleşik Devletleri tarihinde başkan yardımcısı olan ilk Güney Asya kökenli siyah kadın olan Harris için şunları ekledi: “Şimdi de siyah olarak tanımlanmak istiyor. Yani bilmiyorum, Hintli mi, yoksa siyah mı?”

Trump, “Ben her iki gruba da saygı duyuyorum ama belli ki o duymuyor çünkü başından beri Hintliydi ve sonra birden dönüp siyah biri oldu” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçi başkan adayı tarafından yapılan bu kışkırtıcı yorumlar, Harris'e yönelik giderek kişiselleşen saldırılar dizisinin sonuncusu.

Beyaz Saray, Trump'ın değerlendirmelerine hemen yanıt vererek bunları "aşağılayıcı" olarak nitelendirdi.

ABD Başkanlık Sözcüsü Karen Jean-Pierre, bu görevi üstlenen ilk siyah kadın olarak gazetecilere yaptığı açıklamada, “Hiç kimsenin bir başkasına kim olduğunu ve kendisini nasıl tanımlayacağını söyleme hakkı yoktur” ifadesini kullandı.

 



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times