Hamas üzerine mücadele ve bölgenin geleceği projesi

İran radikal bir tercih üzerine bahse giriyor; ya direniş ekseni geleceği belirleyecek ya da İsrail geleceğe hükmedecek

Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)
Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)
TT

Hamas üzerine mücadele ve bölgenin geleceği projesi

Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)
Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)

Refik Huri

Çatışmanın özü, İsrail'in Beyrut’un güney banliyösünde Fuad Şükür’e ve Tahran'da İsmail Heniyye'ye suikast düzenlemeye cesaret etmesinden önce ve suikasttan sonra aynı. İran'ın, Hizbullah'ın, Irak'taki İslami direniş gruplarının ve Yemen'deki Husilerin kaçınılmaz yanıtından önce ve sonra ve yanıta verilecek yanıtın ardından da aynı.

Suikast gerçekleşmese bile Gazze savaşında Hamas'ı "arenalar birliği" aracılığıyla destekleme stratejik hedefi sabit, ancak suikasta yanıt hesapları aynı zamanda hem basit hem de karmaşık. Basit çünkü en baştan alınmış ve gerekli bir karar. Karmaşık çünkü stratejik hedefte ısrar, ulusal ve milli çıkarların gözetilmesi, güç ve imkânın sağlanması, kimsenin istemediği, Netanyahu dışında kimsenin çıkarının olmadığı bölgesel bir savaşa yol açacak şeylerden kaçınma, Amerikan faktörünün, Rus faktörünün ve Çin faktörünün rolünü inceleme gibi bir grup faktör dikkate alınmalı. Bunlara bir de Sayın Hasan Nasrallah'ın "güçlü, aktif ve etkili” olarak tanımladığı yanıtın, sahada her gün yaşananlardan daha büyük ve derin bir saldırı değil, "niteliksel bir operasyon" olmasının kaçınılmaz olması faktörü ekleniyor, çünkü İsrail'in yaptığı niteliksel bir operasyondu.

Bölgedeki ve dünyadaki herkes yanıtın türünü, boyutunu ve zamanlamasını ve bunun ayrı ayrı mı yoksa toptan mı, tek seferlik mi yoksa toplu olarak mı olacağını tahmin etmeye çalışıyor, ancak halen belirsizlik hâkim. Açık olan tek husus rollerin tanımlanmış olması. İran, Nasrallah'ın ifade ettiği gibi, "Tahran'ın sürekli bir savaşa girmesine gerek olmadığı için" tek bir güçlü yanıt verecek. Destek cephelerine gelince, Gazze'deki savaş bitene kadar sürekli mücadeleye bağlı kalacaklarına dair açıklamalarını her gün tekrarlıyorlar. Çatışmanın mevcut aşamasının Filistin'in kurtuluşu için savaşa girişme aşaması değil, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da Hamas'ın kaderi için mücadele etme aşaması olduğuna şüphe yok.

İran liderliğindeki "direniş ekseni" Hamas'ı korumak ve İsrail'e Gazze'de ateşkesi dayatmak amacıyla baskı yapmak için savaş yürütüyor. İsrail tarihinin en sağcı ve en radikal hükümeti olan Netanyahu hükümeti ise Hamas'ı ortadan kaldırmak için bir savaş yürütüyor. Bütün bunlar bölgenin geleceğine yönelik mücadelenin bir parçası. Çünkü Gazze'deki “ertesi gün”, adeta bölgedeki “ertesi gün”ün sembolüdür. Radikal söyleme göre Hamas’ın Gazze'de ayakta kalması, Filistin'in özgürleştirilmesi yolunda "direniş ekseninin" zaferi anlamına geliyor. Hamas'ın ortadan kaldırılması ise Filistin topraklarındaki direnişin sona ermesi ve en büyük ödülü Batı Şeria olacak olan İsrail'in zaferi demek.

İsrail şu ana kadar Gazze'de 10 aydır süren savaşta hedeflerine ulaşamadı. Tam aksine, Hamas direnmeyi başardı ve ateşkes ile rehine takası müzakereleri halen onun tarafından yönetiliyor. İsmail Heniyye suikastına, Heniyye'den sonra Siyasi Büro başkanlığına direnişi yürüten siyasi ve saha lideri Yahya Sinvar'ı seçerek karşılık verdi. Carnegie Strateji ve Teknoloji Enstitüsü Direktörü Audrey Kirth Cronin, Foreign Affairs tarafından yayınlanan makalesi ile “Hamas, onu askeri güçle ortadan kaldırmanın imkânsız olmasa da zor olduğunu kanıtladı” diyen tek ses değil. Cronin; "Gazze'deki asimetrik savaşın ilk sonucu, Hamas'ın istediği gibi, İsrail Silahlı Kuvvetlerinin salt kara saldırısıyla Hamas'ın ekmeğine yağ sürmesidir."

Diplomat, profesör ve eski Suriye müzakerecisi Itamar Rabinoviç, Aksa Tufanı’ndan sonra patlak veren Gazze Savaşı'nın ilk günlerinde, Gazze Savaşı'nın “İlk İsrail-İran savaşı” olduğunu yazmıştı. Bu başlık, varoluş mücadelesi niteliğine bürünen bu hayati mücadelede yaşananları özetliyor gibi görünüyor. Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre Hamas'ın Gazze'de kalmaması halinde, arenalar birliği üzerinden yürütülen destek savaşı anlamsız hale gelecek. Hamas'ın yenilgiye uğratılması ve Gazze'nin bir direniş toprağı olarak kalmaması halinde, İran'ın “İsrail'in ortadan kaldırılması” sloganı altında yürüttüğü bölgesel projesi ivme kaybedecek.

Öte yandan Hamas'ın Gazze'de ve dolayısıyla Batı Şeria'da kalması halinde, “Büyük İsrail” projesi imkânsız bir misyona dönüşecek. Direniş ekseni denizden nehre kadar Filistin mücadelesinde Hamas’ı desteklediği sürece, herhangi bir Filistin devletini reddeden, İsrail’in denizden nehre kadar tek devlet olmasında direten Siyonist oluşumun planı, gerçek dünyanın dışında kalacak. Bir başka deyişle Tahran bölgeyi radikal bir tercih riskiyle karşı karşıya bırakıyor; ya bölgenin geleceğini “direniş ekseni” belirleyecek ya da İsrail bu geleceğe hükmedecek. Ya direniş ekseni adı altında bir İran Ortadoğu’su ya da İsrail Ortadoğu’su olacak. Her iki durumda da bunun gerçekleşmesi zor; çünkü ne Arap dünyası coğrafi olarak konumları, çıkarları ve ilkeleri olan halklardan ve güçlerden yoksun ne de Ortadoğu'da nüfuz sahibi olmak için yarışan büyük ülkeler İsrail veya İran'ın bölgeyi yeniden şekillendirmesine izin verecektir.

Hiç kimse mevcut gerilimin doğru ya da yanlış hesaplarla nereye varacağını bilmiyor ama herkes açmazdan çıkış yolunun Gazze'de ateşkes olduğuna inanıyor. Time dergisine verdiği röportajda "bölgesel savaş macerasına hazır" olduğunu söyleyen Netanyahu'nun yanı sıra, başkan Eisenhower gibi bir çıkış yolu tasavvur edenler de var; “bir sorunu çözmek istiyorsanız onu büyütün.” Bu çok tehlikeli bir oyun. Savaşı büyütmenin çözümün önünü açacağının garantisi olmadığı gibi, bölgenin geleceğini mahveden geçmiş deneyimlerin yeniden canlandırılmasına da imkân yok.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



Mamdani, New York Belediye Başkanlığı adaylığını resmen garantiledi

Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)
Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)
TT

Mamdani, New York Belediye Başkanlığı adaylığını resmen garantiledi

Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)
Mamdani genel seçimlerde görevdeki Belediye Başkanı Eric Adams ile yarışacak (AFP)

New York Seçim Kurulu dün, belediye başkan adayı Zahran Mamdani'nin Demokratların ön seçiminde çarpıcı bir zafer elde ettiğini doğrulayarak, çiçeği burnunda siyasetçinin kasım ayında yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinde partinin adayı olmasının yolunu açtı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre dün açıklanan tercihli oylama sonuçları, Mamdani'nin kazanması için yüzde 50'den fazla oy gereken üçüncü tur oylamada, oyların yüzde 56'sını aldığını gösterdi. Mamdani kampanyasına başladığında New York Eyalet Meclisi'nin tanınmayan bir üyesiydi.

Demokratların adayı olan Mamdani, genel seçimlerde görevdeki belediye başkanı Eric Adams ile karşı karşıya gelecek. 2021'deki ilk belediye başkanlığı yarışını Demokrat olarak kazanan Adams, yolsuzluk suçlamaları ve Adalet Bakanlığı'nın daha sonra davayı düşürme kararının ardından bağımsız aday olarak yarışıyor.

X'te yayınlanan yeni bir videoda Mamdani, kendi ön seçim zaferini, Adams'ın 2021'deki kampanyasıyla karşılaştırdı.

Mamdani, "Her zaman zaferimizin, tercih sırasına göre birkaç tur oylamadan sonra geleceğini düşündük. İlk turda Eric Adams'ın bir önceki seçimde yedi turda aldığından daha fazla oy aldığımızda, bu inanılmazdı" dedi.

Uganda doğumlu bir Müslüman olan ve kendisini demokratik sosyalist olarak tanımlayan 33 yaşındaki Mamdani'nin deneyimli ve ılımlı siyasetçi Andrew Cuomo karşısındaki sürpriz zaferi, siyasi görüşlerinin kendilerini Cumhuriyetçi saldırıların hedefi haline getireceğinden korkan Demokratlar arasında endişeye neden oldu.

Mamdani'nin zaferinden sonra Başkan Donald Trump onu “yüzde 100 çılgın komünist” olarak nitelendirdi. Cumhuriyetçi Parti'nin kongre kampanya kolu ise onu gelecek yıl yapılacak ara seçimlerde her zayıf Demokratla eşleştireceğine söz verdi.

Mamdani, yeni videoda amacının “insanların Demokrat Parti'ye olan desteğini yeniden sağlamak” olduğunu söylüyor ve geçen yılki başkanlık seçimlerinde Trump'a oy veren New York'un bazı mahallelerine hakim olduğunu belirtiyor.

Seçim Komisyonu'nun Mamdani'nin zaferini teyit etmesinin ardından Trump, seçimi kazanması ve göçmenlerin gözaltına alınmasını engellemeye çalışması halinde Mamdani ile nasıl başa çıkacağı sorulduğunda şunları söyledi: "Onu tutuklamak zorunda kalacağız... Bu ülkede bir komüniste ihtiyacımız yok. Ama eğer bir tane bulursak, ulus adına onu çok dikkatli bir şekilde izleyeceğim."

Mamdani daha önce de göçmenleri hedef alan baskınların “insanları terörize ettiğini” ve bu baskınları gerçekleştirenlerin yasalara uymakla ilgilenmediğini söylemişti.

Mamdani'nin İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını eleştirmesi, birçok ana akım Demokrat ile arasında bir uçurum yarattı ve şiddetle reddettiği anti-Semitizm suçlamalarına yol açtı.

Mamdani geçtiğimiz ay, The Bulwark adlı siyasi podcast'te katıldığı bir programda, bazı Yahudilerin antisemitik ve şiddet çağrısı olarak gördüğü Filistin yanlısı “intifadayı küreselleştirmek” ifadesini kınamayı reddetti.

Mamdani, Adams ile birlikte Cumhuriyetçi aday Curtis Lewa, bir radyo sunucusu ve bağımsız olarak yarışan Avukat Jim Walden ile karşı karşıya gelecek.

New York Şehri tarafından 2021 yılında benimsenen Sıralı Tercih Oylaması sistemi, seçmenlerin en fazla beş adayı tercihlerine göre sıralamasına olanak tanımaktadır. Anlık ikinci tur olarak tanımlanabilecek bu sistemde, geride kalan adaylar aşamalı olarak elenmekte ve oyları, biri yüzde 50'ye ulaşana kadar önde gidenler arasında yeniden dağıtılmaktadır.