552 Filistinlinin naaşı İsrail morglarında ve numaralı mezarlarda tutuluyor

Aileleri ‘son vedayı’ sabırsızlıkla bekliyor

Batı Şeria'daki Filistinlilerin sevdiklerinin cenazelerini talep etmek için başlattıkları kampanyanın sloganı: ‘İsimlerimiz var, vatanımız var’ (WAFA)
Batı Şeria'daki Filistinlilerin sevdiklerinin cenazelerini talep etmek için başlattıkları kampanyanın sloganı: ‘İsimlerimiz var, vatanımız var’ (WAFA)
TT

552 Filistinlinin naaşı İsrail morglarında ve numaralı mezarlarda tutuluyor

Batı Şeria'daki Filistinlilerin sevdiklerinin cenazelerini talep etmek için başlattıkları kampanyanın sloganı: ‘İsimlerimiz var, vatanımız var’ (WAFA)
Batı Şeria'daki Filistinlilerin sevdiklerinin cenazelerini talep etmek için başlattıkları kampanyanın sloganı: ‘İsimlerimiz var, vatanımız var’ (WAFA)

Yakınlarının naaşları yıllardır İsrail tarafından alıkonulan Filistinli aileler, ‘İsimlerimiz var, vatanımız var’ kampanyası kapsamında dün (Salı) Batı Şeria'daki şehirlerde düzenlenen gösterilerde sevdiklerinin morglardan ve mezarlıklardan çıkarılmasını talep etti.

Ramallah, Cenin ve Nablus'ta toplanan yüzlerce Filistinli, İsrail'in sevdiklerinin naaşlarını alıkoymaya devam etmesine karşı seslerini yükseltmek ve dünyaya defin hakkı verilmeyen Filistinlilerin isimlerini ve fotoğraflarını hatırlatmak için bir araya geldi.

scdv
İsrail, 55 Filistinli çocuğun cesedini numaralandırılmış mezarlarda tutuyor. (Palestine Online)

İsrail, Gazze Şeridi'nden yüzlerce cenazeye ek olarak 256'sı numaralı mezarlarda olmak üzere 552 cenazeyi elinde tutuyor. Elde tutulan cenazeler arasında ‘9 kadın, 32 mahkûm, 18 yaşın altında 55 çocuk, 1948 topraklarından 5 kişi ve Lübnan'daki 6 Filistinli mülteci’ bulunuyor.

Kudüs Adli Yardım ve İnsan Hakları Merkezi Direktörü İsam el-Aruri, “İlk kez, zorla kaybedilenlerin sayısı belgelenen ceset sayısını aşıyor. Yine ilk kez Filistinlilerin cesetleriyle bu kadar geniş çaplı oynandığına tanık oluyoruz” dedi.

İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin cesetlerinin çoğunu morglarda saklarken, Filistin devrimi savaşçılarının çoğunu ise ‘toplu mezarlara’ gömdü.

İsrail'in dört mezarlığı olduğuna inanılıyor: İlki, Filistin, Lübnan ve Suriye sınırlarının kesiştiği askeri bölgede bulunan ve 1982 savaşı ve sonrasında öldürülen yüzlerce Filistinli ve Lübnanlının naaşlarını barındıran Benat Yakub Mezarlığı. İkincisi, Eriha ile Ürdün Vadisi arasındaki kapalı askeri bölgede bulunan ve üzerinde İbranice olarak ‘Düşman kurbanları için mezarlık’ yazan büyük bir tabelanın bulunduğu demir kapılı bir duvarla çevrili Bir el-Maksur ya da Cisr Damia Mezarlığı. Üçüncüsü, Ürdün Vadisi'ndeki Revidim Mezarlığı ve dördüncüsü ise Tiberya'nın kuzeyindeki Vadi el-Hammam köyünde bulunan Şuheyta Mezarlığı.

xcdvfb
İsrail'in hava saldırısında hayatını kaybeden üç Filistinlinin cesedi, dün (Salı) Batı Şeria'nın Tulkerim kenti yakınlarındaki Nur Şems Mülteci Kampı’nda düzenlenen cenaze töreninden önce Şehit Dr. Sabit Hastanesi morgunda (EPA)

Filistin Yönetimi daha önce 2012 yılında İsrail ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde 91 cesedi geri almayı başarmış, ancak o tarihten bu yana herhangi bir ceset alamamıştı. 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana İsrail ceset alıkoyma faaliyetlerini arttırarak 2015 yılından bu yana alıkonulanların yarısından fazlasına tekabül eden 149 cesedi alıkoydu.

Bu rakamlara mevcut savaşta Gazze Şeridi'nden alınanlar dahil değil.

Filistinliler İsrail'in bu politikasını uzun süredir protesto ediyor. İsrail mahkemeleri de dahil olmak üzere çeşitli mahkemelere başvuruyor ve birçok protesto gösterisi düzenliyorlar.

Beş yıl önce Kudüs'te bir operasyon gerçekleştiren Baha Alyan'ın babası Muhammed Alyan, savaşın çok karmaşık ve hassas olduğunu, ancak sonuna kadar devam edeceğini söyledi. Alyan'ın tek dileği oğlunu toprağa verip hayatının en acı ve zor gerçeğiyle yüzleşmek. Tıpkı son bir kucaklaşma ve vedayı dört gözle bekleyen diğerleri gibi…

xsdvfb
Filistinliler dün (Salı) Batı Şeria'nın Ramallah kentinde düzenledikleri eylemde İsrail hapishanelerindeki mahkumların cenazelerinin verilmesini talep etti. (AFP)

Nisan 2022'de İsrail tarafından öldürülen Cenin Mülteci Kampı’ndan Halil Tavalba'nın annesi son veda için sabırsızlanıyor. Oğlunun öldürülmesinden bu yana nerede olduğunu bilmeyen anne, onu ziyaret edebileceği bir mezarın bulunmasını sabırsızlıkla bekliyor.

Bir diğer merhum Bilal Revacibe'nin babası ise “Oğullarımızı defnetme hakkımız var. Hepimiz bu umutla yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.



Kaynaklar: İsrail, Hizbullah'ın talep ettiği Tayvan yapımı iletişim cihazlarına patlayıcı üretim aşamasında yerleştirdi

TT

Kaynaklar: İsrail, Hizbullah'ın talep ettiği Tayvan yapımı iletişim cihazlarına patlayıcı üretim aşamasında yerleştirdi

Kaynaklar: İsrail, Hizbullah'ın talep ettiği Tayvan yapımı iletişim cihazlarına patlayıcı üretim aşamasında yerleştirdi

Lübnanlı üst düzey bir güvenlik kaynağı ve bir başka kaynak Reuters'e yaptıkları açıklamada, İsrail istihbarat servisinin (Mossad) dünkü (Salı) bombalı saldırılardan aylar önce Lübnan Hizbullahı tarafından sipariş edilen Tayvan yapımı 5,000 çağrı cihazının içine az miktarda patlayıcı yerleştirdiğini söyledi.

Ayrıntılar, Lübnan genelinde binlerce cihazın patlatılmasına, dokuz kişinin ölümüne ve grubun savaşçıları ve Beyrut'taki İran Büyükelçisi de dahil olmak üzere yaklaşık 3.000 kişinin yaralanmasına yol açan Hizbullah için benzeri görülmemiş bir güvenlik ihlalini ortaya koyuyor.

İran'ın müttefiki olan Hizbullah, ordusu patlamalarla ilgili yorum yapmayı reddeden İsrail'e karşı misilleme sözü verdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre bazı kaynaklar, planın hazırlanmasının birkaç ay sürdüğünü belirtti.

Lübnanlı üst düzey bir güvenlik kaynağı, Hizbullah'ın Tayvanlı Gold Apollo şirketi tarafından üretilen 5,000 iletişim cihazı sipariş ettiğini söyledi. Bazı kaynaklar bu cihazların bahar aylarında ülkeye ulaştığını belirtiyor.

Üst düzey Lübnanlı güvenlik kaynağı, diğer çağrı cihazları gibi kablosuz olarak metin mesajları alan ve görüntüleyen, ancak telefon görüşmesi yapamayan AB924 adlı cihazın bir fotoğrafını gösterdi.

Hizbullah operasyonlarını bilen iki kaynak bu yıl Reuters'e, Hizbullah savaşçılarının bu cihazları İsrail'in konum izleme sistemlerinden kaçmak için düşük teknolojili bir iletişim aracı olarak kullandıklarını söyledi.

Ancak Lübnanlı üst düzey bir kaynak cihazların İsrail istihbarat servisi tarafından “üretim aşamasında” değiştirildiğini belirtti.

Kaynak, “(Mossad) cihazların içine patlayıcı bir madde içeren ve herhangi bir cihaz ya da tarayıcı kullanarak bile tespit edilmesi çok zor bir kod alan kart enjekte etti” ifadesini kullandı.

Kaynak, 3,000 çağrı cihazının, patlayıcıların aynı anda aktif hale gelmesine yol açan şifreli bir mesaj aldıklarında patladığını ifade etti.

Reuters'a konuşan bir başka güvenlik kaynağı, yeni iletişim cihazlarına üç grama kadar patlayıcı gizlendiğini ve grubun bunu aylarca tespit edemediğini söyledi.

Ne İsrail ne de Gold Apollo Reuters'in yorum taleplerine yanıt verdi.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bir Hizbullah yetkilisi, patlamaların Gazze'de İsrail ile Hamas arasında 7 Ekim'de patlak veren çatışmadan bu yana grubun “en büyük güvenlik ihlali” olduğunu söyledi.

Ortadoğu'dan sorumlu eski ulusal istihbarat yetkilisi Jonathan Panikov, Hizbullah'ın “son on yılların en büyük karşı istihbarat başarısızlığını” küçümseyebileceğini, ancak diplomatik çabaların yetersiz kalması halinde artan gerilimin sonunda tam ölçekli bir savaşa yol açabileceğini söyledi.