Bangladeş Cemaat-i İslami partisi üzerindeki yasağı kaldırdı

2001-2006 yılları arasında ülkeyi yöneten koalisyonun bir parçasıydı

Ayrımcılık Karşıtı Öğrenciler Hareketi (ADSM) aktivistleri, Dakka Üniversitesi Öğretmen ve Öğrenci Merkezi'nde toplanarak eski Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın protestolar sırasında öğrencileri öldürdüğü gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmasını talep etti. 13 Ağustos 2024 (Reuters)
Ayrımcılık Karşıtı Öğrenciler Hareketi (ADSM) aktivistleri, Dakka Üniversitesi Öğretmen ve Öğrenci Merkezi'nde toplanarak eski Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın protestolar sırasında öğrencileri öldürdüğü gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmasını talep etti. 13 Ağustos 2024 (Reuters)
TT

Bangladeş Cemaat-i İslami partisi üzerindeki yasağı kaldırdı

Ayrımcılık Karşıtı Öğrenciler Hareketi (ADSM) aktivistleri, Dakka Üniversitesi Öğretmen ve Öğrenci Merkezi'nde toplanarak eski Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın protestolar sırasında öğrencileri öldürdüğü gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmasını talep etti. 13 Ağustos 2024 (Reuters)
Ayrımcılık Karşıtı Öğrenciler Hareketi (ADSM) aktivistleri, Dakka Üniversitesi Öğretmen ve Öğrenci Merkezi'nde toplanarak eski Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın protestolar sırasında öğrencileri öldürdüğü gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmasını talep etti. 13 Ağustos 2024 (Reuters)

Bangladeş'in yeni yetkilileri dün (Çarşamba), eski Başbakan Şeyh Hasina'nın istifa ederek Hindistan'a kaçmasından günler önce yasaklanan ülkenin ana İslamcı partisi Cemaat-i İslami üzerindeki yasağı kaldırdı.
Hükümet, derhal yürürlüğe giren bir kararla "1 Ağustos 2024'te yayınlanan ve Bangladeş'te Cemaat-i İslami'yi yasaklayan önceki hükümet kararnamesini iptal etti."
 

Hdhdhd
22 Ağustos 2024'te  Bangladeş Yüksek Mahkemesi’nin önünde nöbet tutan kadın polisler AFP)

Cemaat-i İslami, 170 milyon  nüfuslu ülkenin ana partilerinden biri ve en büyük İslamcı örgütüdür. On yıllardır Hasina'nın ana muhalefet partisi Bangladeş Milliyetçi Partisi'nin (BNP) önemli bir müttefiki oldu.
Cemaat-i İslami 2001'den 2006'ya kadar ülkeyi yöneten koalisyonun bir parçasıydı. Hasina'nın ülkeyi demir yumrukla yönetmek üzere iktidara gelmesinden üç yıl sonra, 2012'den itibaren seçimlere katılması yasaklandı.
Hasina 1996-2001 yılları arasındaki ilk beş yıllık dönemin ardından üç dönem üst üste başbakanlık yaptı ve ocak ayında muhalefetin boykot ettiği bir seçimde yeniden seçildi.
Hasina, haftalarca süren öğrenci protestolarının ardından Hindistan'a kaçmadan dört gün önce Cemaat-i İslami'yi yasakladı.
Geçici hükümetin kararnamesi, Cemaat'in öğrenci kanadı üzerindeki yasağı da “terör ve şiddete karıştığına dair somut kanıt” bulunmadığı gerekçesiyle kaldırıyor.

Hdhhdj
Bangladeş Polisi, eski Ekatar TV Haber Müdürü Şakil Ahmed'e (ortada) 22 Ağustos'ta Dakka'daki Sulh Ceza Mahkemesi'ne kadar eşlik etti (EPA)

Hükümet, Hasina döneminde güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen yüzlerce zorla kaybetme vakasına ilişkin soruşturma başlattığını duyurdu. Emekli bir Yüksek Mahkeme yargıcı başkanlığında bir soruşturma komitesi kurulmasını emrederek komiteye 45 gün içinde raporunu sunması için süre verdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçtiğimiz yıl, Hasina'nın 2009 yılında iktidara gelmesinden sonra güvenlik güçlerinin “600'den fazla zorla kaybetme vakasından” sorumlu olduğunu ve bunlardan yaklaşık 100'ünün henüz bulunamadığını açıkladı.
Gözaltına alınanların çoğu Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ve Cemaat-i İslami'ye mensup.
Hasina hükümeti iddiaları sürekli olarak reddetti ve kayıplardan bazılarının Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken Akdeniz'de boğulduğunu belirtti.

Lckfkf
20 Ağustos 2024 tarihinde eski Eğitim Bakanı Dipu Moni ve eski Spor Bakan Yardımcısı Arif Han Joy'un yargılandığı Sulh Ceza Mahkemesi'nde nöbet tutan Bangladeşli kadın polisler, (AFP)

Soruşturmanın hedef aldığı güvenlik güçleri arasında, özellikle sınır güvenliğinden sorumlu Sınır Devriyesi ile suç ve polis yolsuzluğuyla mücadele etmekle görevli elit bir birim olan ve çok sayıda insan hakları ihlaliyle suçlanan Hızlı Hareket Taburu da yer alıyor. Tabur ABD yaptırımlarına tabidir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Sınır Devriyesi ve Hızlı Hareket Taburu'nun “zorla kaybetme, işkence ve kötü muamele dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlalleri geçmişi” olduğunu belirtti.
Önceki hükümet tarafından suçlanan insan hakları ihlallerinin soruşturulup soruşturulmayacağını belirlemek üzere BM heyeti bir hafta önce Bangladeş'e geldi. Diğer yandan Hasina tarafından kurulan ve savaş suçlarını yargılamakla görevli Özel Mahkeme, Hasina hakkında üç soruşturma başlattı.



Fransa’nın radikal solu Macron'u devirmek için ilk adımı attı

Radikal sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa Partisi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u devirmek istiyor (AFP)
Radikal sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa Partisi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u devirmek istiyor (AFP)
TT

Fransa’nın radikal solu Macron'u devirmek için ilk adımı attı

Radikal sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa Partisi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u devirmek istiyor (AFP)
Radikal sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa Partisi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u devirmek istiyor (AFP)

Radikal sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI), Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u görevden alma girişiminde Ulusal Meclis'te ilk adımı attı. Ancak bunu başarma olasılığı oldukça zayıf.

Fransız haber Ajansı (AFP) bir haberinde merkez sağcı Cumhuriyetçiler (LR) Partisi lideri Eric Ciotti'ye göre ülkenin en yüksek yürütme organı olan Ulusal Meclis Başkanlık Divanı, LR’nin önerisini 12'ye karşı 10 oyla kabul ederek Kanunlar Komitesine sevk etti.

Öneri, radikal sol görüşlü LFI’den 72 milletvekilinin yanı sıra on kadar Yeşiller ve Fransız Komünist Parti milletvekili tarafından da imzalandı.  

Yael Braun-Pivet başkanlığındaki Ulusal Meclis Başkanlık Divanı'nda 22 milletvekili bulunuyor.  Sol görüşlü Yeni Halk Cephesi (NFP) koalisyonu 12 üyeyle az bir çoğunluğa sahip.

Sosyalist Parti (PS) ise Macron'un görevden alınması çabalarına katılmama kararı aldı.

Aralarında eski Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande ve Yeşiller Partisi Genel Sekreteri Marine Tondelier'in de bulunduğu çok sayıda isim geçtiğimiz haftalarda Macron’un görevden alınması sürecine ilişkin tereddütlerini açıkça dile getirmişti.

Geçtiğimiz günlerde AFP'nin ulaştığı bazı Kanunlar Komisyonu üyeleri, Ulusal Meclis tatilde olduğundan konunun gündeme alınıp alınamayacağına ilişkin şüphelerini ifade ettiler.

Cumhurbaşkanı Macron’un eylül ayı sonlarıda olağanüstü bir oturum çağrısında bulunmaması halinde Ulusal Meclis'in 1 Ekim'de yeniden toplanması planlanıyor.

Ancak Macron’u görevden alma girişiminin başarılı olma şansı zayıf. Radikal sol, bir azil teklifinin üyelerinin üçte ikisinin onayını alması gereken Kanunlar Komitesi'nde azınlıkta bulunuyor.

Bunun için de aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin (RN) desteğinin alınması gerekiyor. Ancak RN liderlerinden aşırı sağcı Marine Le Pen, Fransız radikal solunun önerisini, ‘Macron'la vardıkları birçok uzlaşıyı unutturmaya yönelik bir girişim’ diyerek kınamıştı.

Meclisteki LFI liderlerinden Mathilde Panot, salı günü X platformundan yaptığı paylaşımda bunu Fransa’nın Beşinci Cumhuriyet tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş bir olay olarak niteledi. Panot, “Bunu tartışmak üzere yakında Kanunlar Komitesi’nde bir araya geleceğiz” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Macron’a yakın isimlerden eski Başbakan ve Rönesans Partisinin Meclis Grup Başkanvekili Gabriel Attal, Ulusal Meclis'in büro toplantısı sırasında bu öneriyi ve mevcut tartışmayı, Fransız kurumlarına karşı açık bir savaş ilanı olarak değerlendirdi.