Tel Aviv, İran'ın İsrail'i işgal etme planından bahsediyor

Tahran'ın ‘yıpratma savaşıyla İsrail’in dikkatini dağıttığı’ suçlamaları ve Şam'da inşa edilen tünellerle ilgili endişeler

23 Ağustos'ta İsrail'in güneydeki Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği bombardımanda ölen bir savaşçının cenaze töreni sırasında Hizbullah savaşçıları (AFP)
23 Ağustos'ta İsrail'in güneydeki Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği bombardımanda ölen bir savaşçının cenaze töreni sırasında Hizbullah savaşçıları (AFP)
TT

Tel Aviv, İran'ın İsrail'i işgal etme planından bahsediyor

23 Ağustos'ta İsrail'in güneydeki Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği bombardımanda ölen bir savaşçının cenaze töreni sırasında Hizbullah savaşçıları (AFP)
23 Ağustos'ta İsrail'in güneydeki Ayta eş-Şaab kasabasına düzenlediği bombardımanda ölen bir savaşçının cenaze töreni sırasında Hizbullah savaşçıları (AFP)

Tel Aviv'deki güvenlik çevreleri dün (Cuma), Gazze Şeridi'nden Batı Şeria'ya, Lübnan ve Suriye'den Irak ve Yemen'e kadar tüm cephelerden İsrail'i ‘işgal etmek’ ve ateşten bir kuşakla vurmak için aktif olarak hazırlanan İran planı konusunda uyarıda bulundu.

Bu çevreler İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu eleştirerek, Tahran'ın ‘İsrail’i yıpratma savaşıyla meşgul etme’ ve ‘ateşten bir kuşak oluşturma’ planını uyguladığını, ancak Netanyahu’nun buna karşı koymak için nutuk atmaktan başka bir şey yapmadığını söylüyorlar.

Maariv gazetesinin siyasi muhabiri Ben Kasbet, güvenlik çevrelerinin uyarılarını şöyle aktardı: “İran ve Hizbullah, bizim Rafael fabrikalarımız gibi Suriye askeri sanayisinin merkezi olan CERS Enstitüsü'nün kontrolünü ele geçirdi. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed geri adım attı ve anahtarları Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın adamlarına ve Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) verdi. Bu enstitüde kimyasal silahlar, füzeleri daha isabetli hale getiren sistemler ve diğer savaş araçlarını üretiyorlar. Bu, İsrail'in kabul etmemesi gereken, giderek artan güce sahip stratejik bir olaydır.”

İsrail'in Alma Savunma Araştırmaları Merkezi geçen yıl yaptığı bir çalışmada, Suriye Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü'nün (CERS) ‘gerçek amacının’ Suriye'deki rejim için silah geliştirmek olduğunu ve sivil bir bilimsel araştırma merkezi kisvesi altında faaliyet gösterdiğini belirtmişti. Söz konusu çalışmada, enstitünün Suriye ve İran orduları ile Hizbullah'a hizmet veren gizli askeri tesislere ev sahipliği yaptığı iddia ediliyor.

Golan Tepeleri'ndeki Hermon Dağı'nda 26 Haziran'da Hizbullah tarafından bombalanan bir İsrail mevzisi (AP)Golan Tepeleri'ndeki Hermon Dağı'nda 26 Haziran'da Hizbullah tarafından bombalanan bir İsrail mevzisi (AP)

Ben Kasbet'in aktardığına göre bir askeri yetkili, İsrail Hava Kuvvetleri'nin bombalama operasyonlarını ‘atlatmak” için Şam Uluslararası Havaalanı'ndan Suriye'deki çeşitli depolama ve gizlenme alanlarına bir tünel ağı kazıldığını söyledi.

Ben Kasbet, son yıllarda İsrail'in, dikkatli bir istihbarat desteğiyle, Şam'a taşınan ve buradan kamyonlara yüklenerek Lübnan'daki sığınaklara ulaştırılan silah ve ekipmanları bombalayabildiğini ifade etti.

İnşa edilen tünel ağının Hizbullah'ın İsrail saldırılarından kaçmasına ve güç birikimini hızlandırmasına olanak sağlayacağını belirten Ben Kasbet, “Yakında bu sevkiyatlar uçaklardan atılır atılmaz yeraltına inebilecek ve İsrail'in gözünden kaybolacak” dedi.

Maariv'e göre, yedek orduda görevli bir tuğgeneral, ‘İran ve Hizbullah'ın son zamanlarda, merkezlerinden biri Ürdün, Suriye ve İsrail arasındaki sınır üçgeninde bulunan uyuşturucu kaçakçılığı rotasını silah ve savaş araçları kaçırmak amacıyla kullandığını’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Maariv’den aktardığına göre Ben Kasbet şu ifadeleri kullandı: “Ürdün üzerinden Batı Şeria'ya, İsrail kuvvetlerine ve vatandaşlarına yönelik el yapımı patlayıcılar, omuzdan ateşlenen füzeler, zırh karşıtı füzeler ve diğer araçların kaçırılmasından bahsediliyor. Esed rejimini uzun yıllardır ekonomik olarak besleyen hazır bir uyuşturucu kaçakçılığı altyapısı var ve şimdi bunu İsrail'e karşı terörizmi yaymak için kullanıyorlar. İsrail şu anda buna karşı harekete geçmiyor ve bu olgunun kökünü kazımak yerine Cenin, Nablus ve Tulkerim'de askeri operasyonlarla yetiniyor.”

 Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in, Golan Tepeleri'nde İsrail sınırına yakın Kuneytra'daki posteri (Reuters)Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in, Golan Tepeleri'nde İsrail sınırına yakın Kuneytra'daki posteri (Reuters)

Ben Kasbet sözlerini şöyle sürdürdü: “İran'ın İsrail'e karşı Irak ve Suriye'de yoğunlaştırmaya çalıştığı Şii milisler, kısa süre önce en geniş kapsamlı manevralarına başladı. Bu manevralar, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ve Elbukemal bölgelerinde gerçekleşti. Suriye komandoları bölgede eğitim görüyor. Amaç, on binlerce İranlı olmayan Şii savaşçıdan oluşan bu güçleri, İsrail ile Hizbullah arasında Lübnan sınırında çatışma başladığında Golan Tepeleri'ne saldırmaya hazırlamak ve böylece orduyu ana cephe yerine ikincil bir cephede felç etmek.”

Netanyahu’yu en çok eleştiren yorumculardan biri olarak bilinen Ben Kasbet sözlerini şöyle noktaladı: “Binyamin Netanyahu tüm bunlar karşısında hiçbir şey yapmıyor. Her zamanki gibi sadece nutuk atıyor. Geçtiğimiz pazar günü şafak vakti Hizbullah'a önleyici bir saldırı yapılması gerektiğinde, Netanyahu ordudan aldığı en kolay seçeneği seçti. Hatta Netanyahu'ya bu seçeneği bile son dakikada en aza indirmesi talimatı verildi. Bu olaydaki operasyonel ve askeri değerlendirmelere girmek için çok gencim. Ben sadece yıllar içindeki kuru istatistiklere bakarım: Bu adam (Netanyahu) söylemlerinin tam tersine, korkak ve pısırık. Tüm hayatı politika yapmakla geçti ve biz şimdi bunun bedelini ödüyoruz.”



Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)

Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hareketlerine destek vermek amacıyla 8 Ekim'de İsrail ile çatışmaya girmesinden bu yana belki de en güçlü darbeyi, ülkenin farklı bölgelerinde üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla aldı.

Peki çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

BBC'de verilen bilgilere göre çağrı cihazı, cep telefonlarının yaygınlaşmasından önce kısa metin mesajları ve bildirimler göndermek yahut almak için yaygın olarak kullanılan küçük bir kablosuz cihazdır. Bu cihazlar çoğunlukla güvenlik personelleri, hastaneler ve şirketler tarafından kullanılır.

BBC, bu cihazların iki türü olduğunu belirtti: Birincisi mesaj ya da bildirim alan, ancak cevap verme ya da mesaj gönderme özelliği olmayan cihazlar. İkincisi ise aynı anda hem kısa mesaj gönderebilen hem de alabilen cihazlar.

Financial Express gazetesine göre, bu cihazlar 1980'lerde yaygınlık kazanmış, ancak akıllı telefonların ortaya çıkmasından sonra kullanımları önemli ölçüde azalmış. Bugün halen dünya çapında çok sınırlı bir grup insan tarafından kullanılıyor. Hizbullah üyeleri de bu cihazların başlıca kullanıcılarından.

Techlusive adlı teknik internet sitesi, telefon şebekesinin zayıf olduğu durumlarda da çağrı cihazlarının faydalı olabileceğini ve bu cihazların güvenilir bir alternatif sunduğunu belirtti.

Ayrıca Techlusive, çağrı cihazlarının kullanımının ve bakımının basit olduğunu, birçok şirket ve kurum için modern iletişim teknolojilerine kıyasla maliyet açısından etkili bir çözüm olduğunu doğruladı.

Hizbullah neden özellikle bu tür cihazları kullanıyor?

CNN'e göre Hizbullah uzun zamandır gizliliği askeri stratejisinin temel taşı olarak benimsiyor ve İsrail ile ABD casus programlarının sızmasını önlemek için yüksek teknolojili cihazlardan kaçınıyor.

Ortadoğu'daki diğer devlet dışı aktörlerin aksine, Hizbullah birimlerinin bir iç iletişim ağı üzerinden haberleştiğine inanılıyor. Bu, bazı ülkeler tarafından uzun süredir devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermekle suçlanan güçlü örgütün temel yapı taşlarından biri.

Yılın başında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail güçleriyle sınır ötesi çatışmaların yoğunlaştığı Güney Lübnan'daki üyelerine ve ailelerine, İsrail'in İran destekli örgütün hareketlerini bu tür cihazlar aracılığıyla izleyebileceğine inandıkları için cep telefonlarından kurtulmaları çağrısında bulundu.

Nasrallah şubat ayında şöyle demişti: “Telefonları kapatın, gömün, demir bir kutuya koyun. Bunu güvenlik için, insanların kanını ve onurunu korumak için yapın. İsraillilerle iş birliği yapan, elinizde taşıdığınız, eşinizin ve çocuklarınızın elindeki cep telefonudur. Bu telefon hem işbirlikçi hem de katildir.”

Hizbullah cep telefonları yerine telsiz kullanma yoluna gitti, ancak dünkü saldırıların da gösterdiği gibi bu seçenek bile risksiz değil.