Netanyahu'nun Biden ve siyasi rakiplerine karşı sert mesajlar içeren konuşması

Netanyahu, ABD'nin Gazze’de ateşkes anlaşmasına varılmamasına yönelik eleştirilerine yanıt verdi, güvenlik kurumlarıyla hesaplaştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında Gazze haritası önünde (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında Gazze haritası önünde (EPA)
TT

Netanyahu'nun Biden ve siyasi rakiplerine karşı sert mesajlar içeren konuşması

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında Gazze haritası önünde (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında Gazze haritası önünde (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, önceki gece Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında, bazıları siyasi rakiplerine karşı içeriye, bazıları da ABD'nin eleştirilerine karşı dışarıya olmak üzere çok sayıda mesaj gönderdi. Peki, Netanyahu'nun ateşli konuşmasında öne çıkan mesajlar nelerdi?

Netanyahu konuşmasının büyük bir bölümünü Gazze ve Mısır arasındaki Philadelphia eksenine ayırmış olsa da aslında konuşması sadece bu konu üzerine değildi. İlk başta konuşmanın Savunma Bakanı Yoav Gallant ile askeri ve güvenlik kurumlarındaki meslektaşlarına yönelik olduğu düşünüldü. Netanyahu’nun ifadesiyle ‘kendilerini güvenlik uzmanı olarak gören ve kibirli bir şekilde Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’nda İsrail askerlerinin kalmasını gerektirecek bir güvenlik sorunu olmadığını savunanları’ zehirli oklarla hedef aldı. Netanyahu isim vermeden, güvenlik kurumlarının geçmişteki başarısızlıklarına değinerek onlarla uzun uzun hesaplaştı. Lübnan'dan çekilmenin kuzey İsrail'e güvenlik getireceğini söyleyenlerin yanıldıklarının Hizbullah'ın 2006 yılındaki saldırısıyla kanıtlandığına dikkat çekti. Gazze'den çekilmenin güvenlik getireceğini söyleyenlerin kendilerini 7 Ekim felaketiyle karşı karşıya bulduklarını, Oslo Anlaşmalarının barış getireceğini söyleyenlerin ise bu anlaşmaların terör getirdiğini gördüklerini belirtti.

Netanyahu konuşmasında içeriye yönelik mesajların yanında birkaç saat önce Hamas ve İsrail arasında esir takası için nihai bir anlaşmanın ‘çok yakında’ olduğunu, ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bunu gerçekleştirmek için ‘yeterince çaba göstermediğini’ söyleyen ABD Başkanı Joe Biden'ı doğrudan hedef aldı. Netanyahu Biden'ın kendisine böyle bir şey söylediğini duymadığını, ancak birçok ABD'li yetkilinin müzakerelerdeki olumlu tutumundan dolayı kendisini öven sözler söylediklerini duyduğunu belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktör Yardımcısı David Cohen ve diğer yetkililerin kendisine olumlu tutumlarından dolayı takdirlerini ilettiklerini aktardı.

nhmyjö
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazartesi akşamı Kudüs'te basın toplantısı düzenledi (İsrail Başbakanlık Ofisi - DPA)

Ancak CNN’e göre Netanyahu’nun mesajı Doha'ya idi. Çünkü aynı gün, yani pazartesi günü müzakere ekibinin başındaki İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Şefi David Barnea’yı, ABD’li arabulucuların son şeklini vermeyi planladıkları metin üzerinde gizli görüşmeler yapmak üzere Katar'a gönderdi. Netanyahu'yu eleştirenler, onun İsrail askerlerinin Philadelphia Koridoru'nda kalması ısrarı da dahil olmak üzere öne sürdüğü şartlarla teklifi sabote etmek istediğini söylüyorlar. Öte yandan Mısır da Hamas gibi İsrail askerlerinin Philadelphia Koridoru'nda kalmasına karşı çıkmakta kararlı görünüyor.

Birçok İsrailli, Netanyahu'nun konuşmasının önleyici bir hamle olarak Biden'ın teklifini etkisiz hale getirmeyi amaçlayabileceğini ve Biden ile temsilcilerine, Philadelphia Koridoru konusundaki tutumu nedeniyle anlaşmayı bozduğu için kendisini eleştirmelerinden önce Hamas'la savaşta Philadelphia Koridoru’nun önemini küçümseyenlere karşı önleyici bir saldırı başlatmış olabileceğini göz ardı etmiyor. Netanyahu, düzenlediği basında toplantısında “Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmek, adam kaçıranların Gazze'den kaçırılmamasını garanti altına alır. Şer ekseninin Philadelphia Koridoru’na ihtiyacı var, bu yüzden onu kontrol etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Biden'ı köşeye sıkıştırmaya ve eğer taraflar arasındaki anlaşmazlığı gidermek ve kendisinin desteğini almak istiyorsa, bu planın İsrail'in lehine olması ve İsrail güçlerinin Philadelphia Koridoru’nda kalmasına yönelik şartlarını karşılaması gerektiğini dayatmaya çalışıyor gibi görünüyor. Zira böyle bir durumda Hamas, teklifi reddetmekte ısrar ederse müzakereleri baltalamakla suçlanacak. Müzakerelerin başarısız olması ve Başkan Biden'ın zayıf ve İsrail'i etkileyemez görünmesi halinde Netanyahu, Cumhuriyetçi Parti tarafında hanesine puan kazandıracak ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump'ın gözüne girecektir.

xc
Gazze'deki İsrailli rehinelerin aileleri pazartesi gecesi Kudüs'teki Başbakanlık Konutu yakınlarında bir protesto gösterisi düzenledi (Reuters)

İç cephede ise Netanyahu, konuşmasında isim vermeden Savunma Bakanı Gallant, Mossad Şefi Barnea, Şin Bet Şefi Ronen Bar ve Genelkurmay Başkanı Hertzi Halevi gibi iktidardaki rakiplerini eleştiri oklarıyla hedef aldı. Siyasi çevrelere göre Netanyahu, bu isimleri tek tek ya da toplu olarak istifaya zorlamak istiyor. Zira İsrail'in güvenliği için askerlerin Philadelphia Koridoru ve (Gazze'yi ikiye bölen) Netzarim Koridoru’nda kalması gerektiğinde ısrar eden Netanyahu'nun önünde büyük bir engel haline geldiler. Netanyahu’nun muhalifleri ile güvenlik ve stratejik planlar yapan üst düzey yetkililer, Netanyahu'nun Philadelphia ve Netzarim koridorlarıyla ilgili taleplerine bağlı kalmadan güvenlik için başka çözümler olduğunu düşünüyorlar.

Netanyahu'nun daha önce, 2023 martında Gallant'ı görevden almaya çalıştığı ve başarısız olduğu biliniyor. Karar açıklanır açıklanmaz yüz binlerce vatandaş sokaklara dökülmüştü. Netanyahu, geçtiğimiz temmuz ayının sonlarında, ABD Kongresi'ndeki meşhur konuşmasını bitirdikten ve milletvekillerinin ayağa kalkıp kendisini 70'ten fazla kez alkışladığını gördükten sonra, muhaliflerini (Gallant, Barnea, Bar ve Halevi) görevden alma planı yaptı ve henüz Washington'da iken bu amaçla bir toplantı gerçekleştirdi. Ancak bu dört isim, Beyrut'un banliyölerinde Hizbullah lideri Fuad Şükür'e ve Tahran'ın göbeğinde Hamas lideri İsmail Heniyye'ye düzenlenen suikastların başındaki isimlerdi. İsrail halkı aksiyonu sevdiği için onları kahraman olarak görüyordu ve onları görevden almanın zamanı değildi. Netanyahu'nun etrafındaki bir grup insanın ise artık onları kovmasının zamanının geldiğine ikna etmeye çalışıyor gibi görünüyor. Bu kişiler, ona bugünkü İsrail halkının 2023 martındaki halktan farklı olduğunu ve böyle bir hamleyi protesto etmek için kalabalıklar halinde sokaklara dökülmeyeceklerini söylüyorlar. Onlara göre Netanyahu bu dört ismi görevden alırsa cesur biri olarak görülecek ve yerlerine siyasi liderliğe hesap verebilen disiplinli kişiler atayabilecek. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, kendisine sadık bir emniyet müdürü ve Cezaevi Servisi genel müdürü atarken bunu yapmıştı.

Ancak Netanyahu çevresindekilerin tavsiyelerine uymuyor. Başka bir yol olduğunu düşünüyor. Söz konusu yol ise onları kovmak yerine istifa etmelerini sağlamak. Şu anda onları hedef almasındaki amacı da bu gibi görünüyor. Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgiye göre siyasetçiler her halükârda Netanyahu'nun, konuşmasını desteklemekte gecikmeyen Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich'in başını çektiği hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar tarafından rehin alındığına ve 7 Ekim ile ilgili başarısızlıklara ilişkin resmi bir soruşturma komisyonu kurulmasını engelleyebildiklerine inanıyorlar.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times