Avrupa, İran'ın nükleer silahını "elbette" engelleyecek

Washington Tahran'a "güveni yeniden tesis etme" çağrısında bulundu

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi, pazartesi günü Viyana'da Yönetim Kurulu çalışmalarının başlangıcında medyaya açıklama yaparken (Reuters)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi, pazartesi günü Viyana'da Yönetim Kurulu çalışmalarının başlangıcında medyaya açıklama yaparken (Reuters)
TT

Avrupa, İran'ın nükleer silahını "elbette" engelleyecek

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi, pazartesi günü Viyana'da Yönetim Kurulu çalışmalarının başlangıcında medyaya açıklama yaparken (Reuters)
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Rafael Grossi, pazartesi günü Viyana'da Yönetim Kurulu çalışmalarının başlangıcında medyaya açıklama yaparken (Reuters)

İngiltere, Almanya ve Fransa, İran'ın nükleer silah geliştirmesinin “tüm diplomatik araçlar” kullanılarak engellenmesine vurgu yaptı.

“Avrupalı üçlü” dün (Perşembe) Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu toplantısı sırasında, İran'ın ‘nükleer silah geliştirmede önemli bir adım olan uranyum üretimine devam ettiğini’ belirtti. Üç Avrupa ülkesi “diplomatik bir çözüme ve İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemek için mevcut tüm diplomatik araçların kullanılmasına olan bağlılıklarını” ifade etti.

Washington, Tahran'ın “yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum ürettiğini ve stokladığını” kaydederek, “UAEK'nın İran'ın nükleer programının barışçıl olduğunu garanti edemediğini” vurguladı. Washington Tahran'ı, nükleer programına yönelik uluslararası güveni yeniden tesis etmek için çalışmaya ve UAEA'ya temel güvenceler vermeye çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı Paris'teki Avrupalı kaynaklara göre UAEA'nın mevcut toplantısı, özellikle yaklaşan ABD başkanlık seçimleri ve İran liderinin nükleer anlaşmayı yeniden müzakere etmeyi zımnen kabul etmesi gibi hassas koşullar ortamında gerçekleşiyor.



Pakistan'ın kuzeyindeki saldırıda 43 kişi öldü

Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
TT

Pakistan'ın kuzeyindeki saldırıda 43 kişi öldü

Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)
Pakistan'ın kuzeybatısında perşembe günü yapılan saldırılarda hayatını kaybeden bir kişinin cenaze töreni (AP)

Mezhepsel şiddete sahne olan Pakistan'ın kuzeybatısında Şii ailelerden oluşan iki konvoyun dün hedef alındığı iki saldırıda ölenlerin sayısı 7'si kadın, 3'ü çocuk olmak üzere 43 kişiye yükseldi.

Saldırıların gerçekleştiği Kurram'da yerel yetkili Javedullah Mehsud, ölenlerin yanı sıra “11'i ağır olmak üzere 16 kişinin de yaralandığını” söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre olay yerindeki bir polis memuru kimliğinin açıklanmaması kaydı ile AFP'ye bu rakamı doğruladı.

Şiilerin kalesi Kurram'da bulunan Paraçinar'daki bir başka yerel yetkili ise "Vatandaşlar gece boyunca merkez çarşıda oturma eylemi düzenledi ve bu eylem şu ana kadar devam ediyor" dedi.

Buna karşılık, "cep telefonu şebekesi kesildi, ana yolda sokağa çıkma yasağı konuldu ve trafik askıya alındı."

Mehsud ise "barış ve düzeni yeniden tesis etmek için bir kabile konseyinin toplandığını" belirtti.

Ülkede özgürlükleri savunan bir sivil toplum kuruluşu olan Pakistan İnsan Hakları Komisyonu'na (HRCP) göre, temmuz ayından beri bu dağlık bölgede, Şii ve Sünni aşiretler arasında yaşanan şiddet olaylarında 70'ten fazla kişi hayatını kaybetti.

Periyodik olarak aşiret ve mezhep çatışmaları patlak veriyor, ardından bir aşiret konseyi (Jirga) tarafından ateşkese varıldığında şiddet sona eriyor. Haftalar ya da aylar sonra yeniden başlıyor.

Temmuz, eylül ve ekim aylarında Kurram ölümcül olaylara tanık oldu. O tarihten bu yana polis, diğer din mensuplarının yaşadığı bölgelere taşınan aileleri takip ediyor.

Bölgede farklı inançlara sahip kabileler arasındaki çatışmalar, özellikle toprak meselesiyle ilgilidir. Kabilelerin namus kurallarının güçlü olduğu yerlerde, genellikle güvenlik güçlerinin sürdürmekte zorlandığı düzene üstün gelirler.