Madrid Bildirisi: İsrail, Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze'den çekilmelidir

İspanya'da toplanan dışişleri bakanları çatışmayı sona erdirecek iki devletli çözümün uygulanması için net bir takvim belirlenmesi çağrısında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Alvarez “Gazze Savaşı” konulu üst düzey toplantıya katılanlar arasında yer aldı (AP)
İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Alvarez “Gazze Savaşı” konulu üst düzey toplantıya katılanlar arasında yer aldı (AP)
TT

Madrid Bildirisi: İsrail, Philadelphia Koridoru da dahil olmak üzere Gazze'den çekilmelidir

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Alvarez “Gazze Savaşı” konulu üst düzey toplantıya katılanlar arasında yer aldı (AP)
İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Alvarez “Gazze Savaşı” konulu üst düzey toplantıya katılanlar arasında yer aldı (AP)

Filistin gündemiyle Madrid'de düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı, tüm tarafları ve Birleşmiş Milletler üyelerini, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 26 Eylül'deki oturumunun oturum aralarında "Gazze'deki durum ve adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmanın yolu olarak iki devletli çözümün uygulanması" konulu genişletilmiş toplantıya katılmaya çağırdı.

Alman Haber Ajansı DPA'ya göre, Cuma günü (dün) yapılan toplantıda yayınlanan ortak bildiride, işgalci İsrail güçlerinin Philadelphia ekseni de dahil olmak üzere Gazze'den tamamen çekilmesi ve Refah sınır kapısının Filistin tarafında ve sınırın geri kalanında Filistin Yönetimi'nin tam kontrolünün geri verilmesi talep edildi.

Kalıcı barış ve güvenliğin sağlanmasının tek yolu olarak iki devletli çözümün uygulanması konusunda ortak kararlılık çağrısında bulunulan açıklamda Batı Şeria'daki tehlikeli gerilim kınandı ve Filistinlilere yönelik askeri saldırıların derhal durdurulması talep edildi.

Ayrıca İsrail'in yasadışı tek taraflı tedbirlerini, yerleşimlerini ve zorla yerinden etmelerini uluslararası barış ve güvenliğe zarar verdiği gerekçesiyle kınamıştır.

Filistin halkının taleplerini karşılayan, istikrar, güvenlik, barış ve işbirliğini teşvik eden adil ve kalıcı bir barış çağrısında bulunulan bildiride iki devletli çözümün, uluslararası hukuk ve Arap Barış Girişimi de dâhil olmak üzere üzerinde mutabık kalınan parametreler doğrultusunda, güvenilir ve geri döndürülemez bir şekilde uygulanması çağrısı yapıldı.

hyjuuj
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Alvarez Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın açıklamada bulundu (AP)

Reuters'in haberine göre İspanya bugün erken saatlerde uluslararası topluma İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirecek iki devletli çözümün uygulanması için net bir takvim belirleme çağrısında bulundu. İspanya, Gazze Şeridi'nde devam etmekte olan savaşı sona erdirmenin yollarını görüşmek üzere çok sayıda Müslüman ülke temsilcisiyle yanı sıra Avrupa'dan da  üst düzey bir devlet temsilcisinin katıldığı toplantıya  ev sahipliği yaptı.

İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Alvarez gazetecilere yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Gazze'deki savaşı sona erdirmek, Filistinliler ve İsrailliler arasındaki bitmek bilmeyen şiddet döngüsünden bir çıkış yolu bulmak için bir kez daha çaba sarf etmek üzere toplanıyoruz... Yol açıktır. İki devletli çözümün uygulanması tek yoldur.”

Toplantıya Norveç ve Slovenya dışişleri bakanları, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın yanı sıra Mısır, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün, Endonezya, Nijerya ve Türkiye'den oluşan Gazze konulu Arap-İslam Temas Grubu üyeleri katılıyor.

Alvarez, İsrail'in yer almadığı katılımcılar arasında, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e katılımından başlayarak iki devletli çözümün “sözden eyleme geçmesi ve fiilen uygulanması için net bir takvime doğru ilerlenmesi” konusunda “açık bir irade” olduğunu söyledi.

fdbgnth
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Alvarez Gazze Savaşı konulu üst düzey toplantının katılımcıları arasında yer alıyor (AP)

İsrail'in Temas Grubu'nun bir parçası olmadığı için davet edilmediğini söyleyen Alvarez, sözlerini şöyle sürdürdü “İsrail'i barışın ve iki devletli çözümün tartışıldığı her masada görmekten mutluluk duyarız.”

28 Mayıs'ta İspanya, Norveç ve İrlanda, Filistin Yönetimi tarafından yönetilen, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'dan oluşan ve başkenti Doğu Kudüs olan birleşik bir Filistin devletini resmen tanıdı. Bu tanımalarla birlikte BM üyesi 193 ülkeden 146'sı Filistin devletini tanımış oldu.

İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, eski İngiliz Mandası Filistin'de iki egemen devletin bir arada var olmasını bölgede barışa giden tek geçerli yol olarak defalarca tanımladı.

İki devletli çözüm 1991 Madrid Konferansı'nda ve 1993 ve 1995 Oslo Anlaşmalarında ortaya atılmış ancak barış süreci yıllardır tıkalı ve çözüm bekliyor.

Barışçıl bir çözüm arayışı, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Filistinli Hamas hareketi arasında patlak veren ve çatışmanın en kanlı bölümünü oluşturan savaşın ve işgal altındaki Batı Şeria'da şiddetin tırmanmasının ardından yeniden önem kazandı.

İsrail 1967 savaşından bu yana Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü işgal altında tutuyor ve o tarihten bu yana bölgedeki Yahudi yerleşimlerinin genişlemesi sorunu daha da karmaşık hale getirdi. İsrail 1980 yılında uluslararası alanda tanınmayan bir hamleyle Doğu Kudüs'ü ilhak etti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24