Husilerin fırlattığı balistik füze İsrail'in orta kesiminde yangına neden oldu

TT

Husilerin fırlattığı balistik füze İsrail'in orta kesiminde yangına neden oldu

Husilerin fırlattığı balistik füze İsrail'in orta kesiminde yangına neden oldu

İsrail ordusu bu sabah (Pazar) yaptığı açıklamada, Yemen'den İsrail'in orta kesimlerine atılan karadan karaya bir füzenin yaralanmalara yol açmadan ıssız bir bölgeye düştüğünü bildirdi. Füze düşmeden birkaç dakika önce Tel Aviv'de ve İsrail'in orta kesimlerinde siren sesleri duyuldu. Sirenleri duyan bölge sakinleri korunmak için koşuşturmaya başladı.

Açıklamada, “Doğu yönünden ateşlenen karadan karaya bir füze, ülkenin orta kesiminde çalan sirenleri takiben herhangi bir yaralanmaya neden olmadan açık bir alana düştü” denildi. Sabah 7:00 sularında yapılan ikinci bir açıklamada ise ‘füzenin Yemen'den fırlatıldığı’ belirtilerek ‘son birkaç dakika içinde duyulan patlamaların önleme füzelerinden kaynaklandığı’ ifade edildi. Açıklamanın devamında, “Önleme işleminin sonucu halen incelenmektedir” ifadesi yer aldı.

Husi iddiaları

Yemen'deki Husiler füzenin fırlatılmasının sorumluluğunu üstlendi. Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri yaptığı açıklamada, “Operasyon, Allah'ın yardımıyla hedefine ulaşmayı başaran ve düşmanın savunma sistemlerinin engelleme ve karşı koymada başarısız olduğu yeni bir hipersonik balistik füze ile gerçekleştirildi” dedi.

Seri, füzenin tahmini 11,5 dakikalık bir sürede 2 bin 40 kilometre yol kat ettiğini belirtti.

Husilere bağlı Medya Kurumu Başkan Yardımcısı Nasreddin Amir X platformunda yaptığı açıklamada, 20 önleme füzesinin Husiler tarafından fırlatılan füzeyi düşürmekte başarısız olduğunu söyledi. Amir saldırıyı ‘başlangıç’ olarak nitelendirdi.

xdfvb
İsrail'in Demir Kubbe sistemi, İsrail'in Aşkelon şehri üzerinde Gazze Şeridi'nden İsrail'e doğru ateşlenen bir füzeyi önlüyor, 14 Eylül 2024. (Reuters)

İsrail medyası bugün, Husilerin İsrail'in orta kesimine fırlattığı füze ile bağlantılı olarak çeşitli yerlerde yangınlar çıktığını bildirdi.

İsrail Kanal 14 televizyonu, Husilerin bu sabah ülkenin orta kesimine yönelik saldırısıyla eş zamanlı olarak çeşitli yerlerde yangın çıktığına dair ihbarlar alındığını bildirdi.

Remle'de bulunan Nişer çimento fabrikasında yangın çıktığını belirten kanal, ‘yangının nedenlerinin şu anda araştırıldığını’ kaydetti.

Kanal, yangının bir cadde yakınındaki açık alanda, görünüşe göre şarapnel parçalarının düşmesi sonucu çıktığını belirterek, yangının bir yerleşim birimine doğru yayıldığını ve yerleşim birimindeki evlerin tehlike altında olduğunu bildirdi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlamasının ardından Husiler, İsrail'e yönelik defalarca roket ve insansız hava aracı (İHA) saldırıları düzenlediklerini duyurdu. İsrail Hava Kuvvetleri 20 Temmuz'da Tel Aviv'de bir kişinin ölümüne neden olan bombalı İHA saldırısından bir gün sonra, Yemen'in batısında Husilerin kontrolündeki liman kenti Hudeyde'ye saldırdı. İsrail ilk kez Yemen'de bir saldırıyı üstlenmiş oldu.

Saldırının ardından Husiler yanıtın ‘yaklaştığını’ ve ‘kaçınılmaz’ olduğunu söyledi. İran destekli Husiler aylardır Yemen açıklarında İsrail'le bağlantılı olduğunu ya da İsrail'e gittiğini söyledikleri gemilere saldırılar düzenliyor ve bu saldırıların kuşatma altında bulunan Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek amaçlı olduğunu iddia ediyor.



Trump ya da şanslı Lazarus

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
TT

Trump ya da şanslı Lazarus

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)

Refik Huri

ABD'de başlangıçtan beri süregelen bir gelenek vardır, görev süresinin son gününe kadar tek bir başkan vardır. Seçilen başkan geleneğe saygı duyar ve Kasım 2024'teki zaferinden 20 Ocak'ta göreve gelmesine kadarki süreyi, yönetimini, önceliklerini ve görev süresinin ilk 100 gününde neler yapacağını düzenleyerek geçirir.

Ancak Başkan Donald Trump acele ediyor, iktidarı ele geçirmeden önce onu kullanmak istiyor. ABD ve dünyada onun görevine başlamasını bekleyenler de, kendilerini neyin beklediğini bilmek için acele ediyorlar. Trump şanslı bir adam, 2016'da başkan Barack Obama ve politikalarına karşı beyazların başlattığı protesto dalgasıyla ilk başkanlığını kazandı. Başkan Joe Biden'ın politikalarına karşı başlatılan protesto kampanyasının ardından da 2024'te ikinci kez seçildi. Şansı katıldığı iki seçimde de bir kadına karşı yarışmasıyla zirveye çıktı. İlk seferinde Hillary Clinton, ikinci seferinde ise Kamala Harris’e karşı yarıştı. Kesin olan bir şey var ki, o da Amerikan toplumunun henüz Beyaz Saray'da bir kadının başkanlık mührüne sahip olmasına hazır olmadığı. Nitekim Obama'nın iki dönemlik başarısının arkasındaki Demokrat stratejist David Axelrod, Time dergisine verdiği demeçte, “Trump’a karşı siyah bir kadının yarışması, yutulması zor güçlü bir ilaçtır” demişti.

Trump'ın tercihlerine gelince bir sürpriz yok. Birinci dönemden birikmiş politikalarının yanı sıra Heritage Kuruluşu’nun 2025 Projesi ve ABD’yi Yenileme Merkezi projesi var. Trump’ın öncelikleri çatışma için bir davet niteliğinde. Sadece Çin değil, aynı zamanda Avrupalı müttefikleri için de gümrük vergilerinin artırılması, Çin'in geniş çaplı bir tepkisine yol açacaktır. The Economist'ten Patrick Foulis'a göre Trump'ın “izolasyonist ve korumacı eğilimi ABD’nin ittifaklarını tahrip edecek.” Edward Carr'ın görüşüne göre ise Avrupa, “Rusya'ya Ukrayna'da üstünlük sağlayabilecek değişken bir başkanın yönetimi altında 1930'lardan beri görülmemiş zorluklarla, NATO’nun ABD'nin korumasına olan güveni sarsacak şekilde daha agresif bir şekilde test edilmesiyle karşı karşıya kalacak.” Her ne kadar Obama bir yılda 400 bin göçmeni, Eisenhower da 1954'te 1 milyon kişiyi sınır dışı etmiş olsa bile, milyonlarca göçmenin hızla sınır dışı edilmesinin de sonuçları olacaktır. Ek olarak Trump her yerde savaşları sona erdireceğinde ısrar ediyor.

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında Obama'nın en yakın danışmanı Ben Rhodes'un kendisine verdiği reçeteleri uygulamaya yaklaşıyor. ABD'nin “Uzak Doğu, Avrupa ve Ortadoğu'daki üç alanda güç oluşturması” çağrısında bulunan 2024 tarihli bir RAND Corporation raporuna yanıt olarak, Ben Rhodes, maksimalist hedefler peşinde koşmaktan ve “Rusya'nın Ukrayna ile savaşına karışmaktan, İran ile çatışmaktan ve Çin-Tayvan çatışmasına” bulaşmaktan kaçınılması gerektiği konusunda uyarmış ve “Bunlar ABD'nin doğrudan askeri müdahalesi için uygun alanlar değil, çünkü Rusya'nın tamamen yenilmesi, İran rejiminin değişmesi ve Tayvan'ın bağımsızlığına bahis oynamanın riskleri arasında bir halk desteği veya yasal yükümlülükler yoktur” demişti.

Ortadoğu'ya gelince, Trump'ın fikirlerinin koşullara, olgulara, bölgedeki çatışmaların karmaşıklığına ve savaşları sona erdirmenin zorluğuna göre değişebileceği görülüyor. İlk dönemde damadı Jared Kushner'in Ortadoğu'da serbestçe çalışmasını sağlamıştı. Kushner, bölgede Netanyahu'nun ve ABD’nin yararına hareket etti. Bunun için öncelikle Arap ülkelerini Filistin devleti için müzakerelere yönelik hiçbir adım atmadan İsrail ile İbrahim Anlaşmaları imzalamaya teşvik etti. İkincisi, Trump'ın açıkladığı ve Filistinlilere birkaç kırıntı sunan, İsrail’e ise toprağın büyük bir kısmını veren ve tanıyan, ekonomik bir anlaşmadan ibaret olduğu için ölü doğan “Yüzyılın Anlaşması”nı sundu.

İkinci dönemde Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı ise Trump'ın Lübnan asıllı damadının babası Massad Boulos olacak. Kendisi hâlâ istişarelerde bulunuyor ve Arap-İsrail ihtilafını çözmek için nasıl bir plan önerdiği bilinmiyor. Ama Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un İran'a daha fazla baskı yapılmasından, İran'ın bölgesel oyundan çıkarılmasından ve böylece onu, Esed rejiminin devrilmesi, Tahran'ın Suriye coğrafyasından çekilmesi, Gazze ve Lübnan'ın bazı kesimlerinin harap olması, Hamas ve Hizbullah'ın zayıflamasıyla ciddi yara alan bölgesel projesinden soyutlamaktan bahsettiğini herkes biliyor. Esasen İsrail ile yaşanan ihtilafta her türlü çözümü reddeden ve Filistin'i özgürleştirme sloganını öne süren İran, yokluğunun veya nüfuzunun zayıflamasının bir uzlaşıya varılmasını kolaylaştırmasına olanak tanımayacaktır.

Trump'ın Körfez ülkeleriyle ilişkilerinin iyi olduğu bir sır değil ancak The Economist, ikinci dönemde ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının Körfez'e de yansıyacağını tahmin ediyor. Körfez ülkelerinin Çin ile teknolojik alanda ilişkilerini genişlettiğini bilen Trump, Körfez ülkelerinin istemediği ve çıkarına olmayan bir şey yapabilir. Körfez'i zor bir tercihle karşı karşıya bırakabilir; teknolojik iş birliğinde ABD ya da Çin’i seçmek.

Ama Trump’ın şanslı olduğunu tekrarlayalım, çünkü bütün güç onun elinde; Beyaz Saray, Senato ve Temsilciler Meclisi. Cleveland (1822) ve şimdi Trump (2024) dışında hiçbir başkan seçim kaybettikten sonra ikinci dönem yeniden seçilerek Beyaz Saray'a dönmedi. Tarihçiler buna “Lazarus Mucizesi” adını veriyorlar; Lazarus mezarından mucizevi bir şekilde dirilen ölü bir adamdır. Avrupa'da başkanların ve başbakanların birkaç kez göreve gelmesi sıkça görülen bir durumken, ABD'de bu enderdir. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva’ya göre ise küresel ekonomi gelecekteki şoklara hazır değil.

*Bu makale Şarku’l Avsat  tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.