Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)

Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hareketlerine destek vermek amacıyla 8 Ekim'de İsrail ile çatışmaya girmesinden bu yana belki de en güçlü darbeyi, ülkenin farklı bölgelerinde üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla aldı.

Peki çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

BBC'de verilen bilgilere göre çağrı cihazı, cep telefonlarının yaygınlaşmasından önce kısa metin mesajları ve bildirimler göndermek yahut almak için yaygın olarak kullanılan küçük bir kablosuz cihazdır. Bu cihazlar çoğunlukla güvenlik personelleri, hastaneler ve şirketler tarafından kullanılır.

BBC, bu cihazların iki türü olduğunu belirtti: Birincisi mesaj ya da bildirim alan, ancak cevap verme ya da mesaj gönderme özelliği olmayan cihazlar. İkincisi ise aynı anda hem kısa mesaj gönderebilen hem de alabilen cihazlar.

Financial Express gazetesine göre, bu cihazlar 1980'lerde yaygınlık kazanmış, ancak akıllı telefonların ortaya çıkmasından sonra kullanımları önemli ölçüde azalmış. Bugün halen dünya çapında çok sınırlı bir grup insan tarafından kullanılıyor. Hizbullah üyeleri de bu cihazların başlıca kullanıcılarından.

Techlusive adlı teknik internet sitesi, telefon şebekesinin zayıf olduğu durumlarda da çağrı cihazlarının faydalı olabileceğini ve bu cihazların güvenilir bir alternatif sunduğunu belirtti.

Ayrıca Techlusive, çağrı cihazlarının kullanımının ve bakımının basit olduğunu, birçok şirket ve kurum için modern iletişim teknolojilerine kıyasla maliyet açısından etkili bir çözüm olduğunu doğruladı.

Hizbullah neden özellikle bu tür cihazları kullanıyor?

CNN'e göre Hizbullah uzun zamandır gizliliği askeri stratejisinin temel taşı olarak benimsiyor ve İsrail ile ABD casus programlarının sızmasını önlemek için yüksek teknolojili cihazlardan kaçınıyor.

Ortadoğu'daki diğer devlet dışı aktörlerin aksine, Hizbullah birimlerinin bir iç iletişim ağı üzerinden haberleştiğine inanılıyor. Bu, bazı ülkeler tarafından uzun süredir devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermekle suçlanan güçlü örgütün temel yapı taşlarından biri.

Yılın başında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail güçleriyle sınır ötesi çatışmaların yoğunlaştığı Güney Lübnan'daki üyelerine ve ailelerine, İsrail'in İran destekli örgütün hareketlerini bu tür cihazlar aracılığıyla izleyebileceğine inandıkları için cep telefonlarından kurtulmaları çağrısında bulundu.

Nasrallah şubat ayında şöyle demişti: “Telefonları kapatın, gömün, demir bir kutuya koyun. Bunu güvenlik için, insanların kanını ve onurunu korumak için yapın. İsraillilerle iş birliği yapan, elinizde taşıdığınız, eşinizin ve çocuklarınızın elindeki cep telefonudur. Bu telefon hem işbirlikçi hem de katildir.”

Hizbullah cep telefonları yerine telsiz kullanma yoluna gitti, ancak dünkü saldırıların da gösterdiği gibi bu seçenek bile risksiz değil.



Trump: Hamas doğru olanı yapmazsa, bu iş çabuk ve acımasızca bitecek

ABD Başkanı Donald Trump (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump (DPA)
TT

Trump: Hamas doğru olanı yapmazsa, bu iş çabuk ve acımasızca bitecek

ABD Başkanı Donald Trump (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump (DPA)

ABD Başkanı Donald Trump bugün (Salı, birçok ABD müttefikinin Gazze'ye girip Hamas'ı büyük bir güçle yok etme fırsatını memnuniyetle karşıladığını doğruladı, ancak bunun için henüz bir gerekçe olmadığını belirtti.

Truth Social'da şöyle yazdı: “Bu ülkelere ve İsrail'e, henüz değil dedim! Hamas'ın doğru olanı yapacağına dair hala umut var. Eğer yapmazlarsa, Hamas için hızlı ve acımasız bir son olacak! Yardım teklifinde bulunan tüm ülkelere teşekkür etmek istiyorum.”


Sudani: ABD Başkanı'nın Irak'a elçi ataması önemli bir adım

ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)
ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)
TT

Sudani: ABD Başkanı'nın Irak'a elçi ataması önemli bir adım

ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)
ABD Başkanı Donald Trump ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Şarm el-Şeyh zirvesi sırasında (Hükümet medyası)

Irak Başbakanı Muhammed Şia Es-Sudani dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Irak'a gönderdiği elçinin atanmasını, özellikle Irak kökenli olması nedeniyle önemli bir adım olarak nitelendirdi ve görevinde başarılar diledi.

Bir dizi Arap ve yabancı medya kuruluşuyla yaptığı toplantıda es-Sudani, “Irak'ın mali ve ekonomik durumu en iyi seviyededir ve bütçe açığı, hükümetin önceki dönemden miras aldığı yanlış politikalar nedeniyle oluşmuştur. Bütçe açığı 34 trilyon dinara indirilmiş ve mali istikrar korunmuştur” ifadelerini kullandı.

Sudani, “Ekonomik reformlar, güçlü ve uyumlu bir parlamento koalisyonu gerektirir ve bu, bir sonraki hükümetin kurulmasında dayanılacak en önemli sütunlardan biridir. Vatandaşlar, Irak'taki siyasi sürecin geleceğini şekillendirmede önemli bir ortaktır ve seçimlere geniş katılım, herhangi bir hükümetin önemli kararlar almasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

zxscdfrgt
Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani yabancı gazetecilerle bir araya geldi (Şarku'l Avsat)

Sudani “Sadr Hareketi'nin seçimlere katılmasını umuyorduk ve boykot kararını geri almaları için onları ikna etmeye çalıştık” dedi.

Irak başbakanı, “silah taşıyanların güvenlik kurumlarına katılma veya siyasi çalışmalara geçme seçenekleri olduğunu, bu konu üzerinde anlaşmaya varıldığını ve uygulamaya devam ettiklerini” vurguladı.

Irak başbakanı, “dış borç konusunun teknik bir bağlamda değil, seçim bağlamında gündeme geldiğini ve bu borcun 13 milyar doları geçmediğini, bunun da bölgedeki ve dünyadaki diğer ülkelere kıyasla çok daha az olduğunu” belirtti. Irak'ın Paris Kulübü'ne olan 41 milyar dolarlık borcu, önceki rejimin mirasıdır ve hükümetimiz o dönemin borçlarından sorumlu değildir" ifadesini kullandı.

Sudani şöyle devam etti: “2009 yılından beri bekleyen Irak'ın Kürdistan Bölgesi ile petrol sorununu çözdük ve şu anda maaşların ödenmesine etkisi olmayan petrol dışı gelirleri görüşüyoruz. Ayrıca, Türk şirketlerinin Irak'ta su yönetimi projeleri uygulaması için Türkiye ile bir anlaşma imzaladık ve stratejik çözümlerimizin parçası olarak deniz suyu arıtma projelerini onayladık.”

Sudani, “Filistin meselesinin çözülememesi, bölgede huzursuzluk ve çatışmaların devamı anlamına gelir ve Kudüs'ü başkent olarak bağımsız devletlerini kurma konusunda kaderlerini belirleyecek olan Filistin halkıdır” uyarısında bulundu.


Hamas’ın baş müzakerecisi Hayye: Arazinin yapısındaki değişiklikler nedeniyle rehinelerin cesetlerini bulmakta zorluk çekiyoruz

İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki bir binayı hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki bir binayı hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hamas’ın baş müzakerecisi Hayye: Arazinin yapısındaki değişiklikler nedeniyle rehinelerin cesetlerini bulmakta zorluk çekiyoruz

İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki bir binayı hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki bir binayı hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hamas’ın baş müzakerecisi Halil el-Hayye, hareketin ateşkes anlaşmasını tamamlamaya kararlı olduğunu yineledi ve İsrailli rehinelerin cesetlerini bulmanın son derece zor olduğunu bildirdi.

El-Hayye bu sabah erken saatlerde Kahire el-İhbariyye televizyonuna verdiği röportajda şunları söyledi: “Anlaşmayı sonuna kadar uygulamaya kararlıyız ve cesetler konusunda, anlaşmada belirtildiği gibi tüm cesetleri bulup teslim etme konusunda ciddiyiz… Cesetleri kurtarmak son derece zor. Zira bölgedeki yoğun yıkım nedeniyle arazinin yapısı değiştiğinden cesetleri kurtarmak zaman alıyor ve ağır ekipman gerektiriyor. Ancak kararlılık ve iradeyle, Allah'ın izniyle, bu konuyu çözüme kavuşturacağız.”

Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump'ın Hamas'ın İsrail ile yapılan anlaşmaya uymaması halinde hareketi ‘ortadan kaldırmakla’ tehdit etmesinin ardından geldi. Bu arada Trump'ın yardımcısı J.D. Vance, şiddetli saldırıların ateşkesin bozulmasına yol açması tehlikesi üzerine, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi desteklemek için bugün İsrail'e geldi.

Trump, Beyaz Saray'da gazetecilere şunları söyledi: “Hamas ile çok iyi davranacaklarını garanti eden bir anlaşmaya vardık. Eğer anlaşmaya uymazlarsa onları yok edeceğiz. Gerekirse yok edilecekler.”

Trump ayrıca, arabuluculuğunu yaptığı ateşkes anlaşmasına ‘küçük bir şans’ vermek istediğini de bildirdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise X platformundaki hesabında şunları yazdı: “Bu konuda hiçbir taviz vermeyeceğiz. Tüm ölü rehineler istisnasız olarak kurtarılana kadar hiçbir çabadan kaçınmayacağız.”

Dün ABD'li temsilciler Steve Witkoff ve Jared Kushner ile görüşmeler yapan Netanyahu, şimdi de ABD Başkan Yardımcısı ile bir araya gelecek.

Netanyahu, J.D. Vance ile görüşeceğini doğrulayarak, ‘karşı karşıya olunan güvenlik sorunları ve İsrail’in elindeki diplomatik fırsatlar’ hakkında görüşeceklerini belirtti. “Bu sorunları aşıp fırsatları değerlendireceğiz” diyen Netanyahu, görüşmenin tarihini belirtmedi.

13 ceset

Trump yönetimi, yıkıma uğrayan Filistin topraklarına düzenlenen saldırıların ardından diplomatik çabalarını yoğunlaştırıyor. Bu saldırılar, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından bu yana en şiddetli saldırılar oldu. Ateşkes anlaşması, Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bu yana tutsak olan 20 rehinenin serbest bırakılmasını sağladı.

Hamas'ın 13 Ekim'e kadar 28 ölü rehinenin cesetlerini iade etmesi gerekiyordu, ancak hareket bu hususta başarılı olamadı. Cesetlere ulaşmak için ağır ekipmana ihtiyaç duyduğunu belirten Hamas, dün bir rehinenin cesedini Uluslararası Kızılhaç Komitesi'ne (ICRC) teslim etti ve iade edilen ceset sayısı 13'e yükseldi. İsrail yetkilileri bugün cesedin asker Tal Haimi'ye ait olduğunu açıkladı.

Donald Trump'ın arabuluculuğunda varılan anlaşma, felaket boyutunda bir insani kriz yaşayan Gazze Şeridi'ne yardım gönderilmesini öngörüyor. Birleşmiş Milletler (BM) daha önce bölgenin bazı kısımlarında kıtlık ilan etmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü dün, Gazze şehrinin doğusunda İsrail'in bombardımanında dört kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. İsrail ordusu, ateşkes anlaşmasında belirtilen bölgede yeniden konuşlanma hattına yaklaşan saldırganları hedef aldığını bildirdi.

Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşayan İmad Nahid İsa, pazar günkü saldırılarda hayatını kaybeden kurbanların yakınlarının ağlamaları arasında, “Gazze'deki ateşkes ışığında savaşın neden yeniden başladığını bilmiyorum” dedi.

‘153 ton bomba’

İsrail ordusu pazar günü, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta çıkan çatışmalarda iki askerin öldüğünü duyurdu. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, İsrail saldırılarının, Hamas'ın gerçekleştirdiği saldırılara yanıt olarak yapıldığı belirtildi, ancak Hamas bu iddiayı yalanladı.

Netanyahu, İsrail'in Hamas'a, üst düzey liderler de dahil olmak üzere onlarca hedefe 153 ton bombayla yanıt verdiğini doğruladı. Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü’ne göre pazar günü gerçekleşen İsrail saldırılarında 45 Filistinli yaşamını yitirdi.

Hamas heyeti dün Kahire'de Mısırlı ve Katarlı arabulucularla ateşkes ve gelecekteki Filistin diyaloğu konusunda görüşmelerde bulundu.

Trump'ın planı, savaş sonrası Gazze Şeridi'ni yönetmek için bir mekanizma öngörüyor. Bu mekanizma, Trump'ın başkanlık ettiği bir ‘barış konseyinin’ denetimi altında Gazze Şeridi'nin günlük işlerini yürütmek üzere bir teknokratik komite kurulmasını ve Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetiminde hiçbir rol oynamadığı uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırılmasını içeriyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ne karşı iki yıldır sürdürdüğü savaşta en az 68 bin 216 Filistinli hayatını kaybetti.