James Cameron, en popüler filmlerinden birini "utanç verici" bulduğunu söyledi

Cameron, filmin düşük 'prodüksiyon kalitesi' sebebiyle "epey utanç verici" olduğunu söyledi (Reuters)
Cameron, filmin düşük 'prodüksiyon kalitesi' sebebiyle "epey utanç verici" olduğunu söyledi (Reuters)
TT

James Cameron, en popüler filmlerinden birini "utanç verici" bulduğunu söyledi

Cameron, filmin düşük 'prodüksiyon kalitesi' sebebiyle "epey utanç verici" olduğunu söyledi (Reuters)
Cameron, filmin düşük 'prodüksiyon kalitesi' sebebiyle "epey utanç verici" olduğunu söyledi (Reuters)

James Cameron; Titanik (Titanic), Terminatör (The Terminator) ve tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapan film Avatar'ı da içeren 40 yıllık film kariyeri hakkında düşüncelerini paylaştı.

Fakat Oscar ödüllü yönetmen, kariyerinin dönüm noktası olan filmi "utanç verici" bulduğunu itiraf etti ve sebeplerini açıkladı.

Cameron, Empire'la röportajında ilk büyük gişe başarısı olan 1984 yapımı filmi Terminatör'ün kalitesi hakkında konuştu.

Film, henüz doğmamış oğlunun insanlığı kurtarmasını engellemek için Sarah Connor'ı öldürmek üzere gelecekten yolculuk yapan sibernetik katili (Arnold Schwarzenegger) konu alıyor. Terminatör, bir film serisine evrilerek Avusturyalı vücut geliştiricinin de kariyerinin başlangıcı olmuştu.

Cameron "Onun bir şaheser falan olduğunu düşünmüyorum, orası kesin" dedi.

Şimdi baktığımda epey utanç verici olan bazı kısımları var ve bazı kısımları içinse 'Evet, elimizdeki kaynaklara göre gayet iyi iş çıkardık' diye düşünüyorum.

Cameron filminin bazı kısımlarını neden utanç verici bulduğunu açıklarken geriye dönüp baktığında sorunun "sadece prodüksiyon kalitesi" olduğunu da ekledi.

Cameron "Diyalogların hiçbirinden utanmıyorum ama görünen o ki benim yazdığım diyalogla ilgili utanç eşiğim pek çok insanınkinden daha yüksek" dedi.

csbtugrynj
Schwarzenegger, filmde sibernetik katili canlandırıyor (MGM)

Ancak Cameron, filmdeki meşhur "Geri döneceğim" tehdidini de içeren diyaloğu savunarak ekledi:

Biliyor musunuz? Siz de en çok gişe hasılatı yapan 4 filmden 3'üne sahip olduğunuzu gösterin, o zaman diyalogların etkisi hakkında konuşuruz.

Cameron, Schwarzennegger'in ilk başta karakter için hayal ettiği görselle uyuşmadığını da açıkladı.

Sanırım pek çok sinemacı, özellikle ilk filmini çekenler, özgüvensizlik nedeniyle aklındaki fikre çok takılı kalıyor. Arnold'la nasıl olabileceğini göremeyecek kadar takılı kalmadığımız için gururluyum, çünkü hayal ettiğimiz görsel o değildi. Bazen, farklı bir bakış açısıyla dönüp baktığınızda, bu durumda 40 yıl, prodüksiyon kalitesi açısından çok iyi olan bir film yapabilirdik ve eğer insanların hayal gücünü yakalayan o kararı almasaydık hiçbir şey ifade etmezdi.

Kaliforniya'nın eski valisi Schwarzenegger, daha önce The Independent'a rolü neredeyse eski NFL oyuncusu OJ Simpson'ın kaptığını söylemişti.
Independent Türkçe



Yıldız aktris, saçlarını kazıttığı için travma geçirmiş

Pugh bu rolün kendisini doğru bir zamanda bulduğunu düşünüyor (AFP)
Pugh bu rolün kendisini doğru bir zamanda bulduğunu düşünüyor (AFP)
TT

Yıldız aktris, saçlarını kazıttığı için travma geçirmiş

Pugh bu rolün kendisini doğru bir zamanda bulduğunu düşünüyor (AFP)
Pugh bu rolün kendisini doğru bir zamanda bulduğunu düşünüyor (AFP)

Britanyalı oyuncu Florence Pugh, son filmi için saçlarını kazıtmanın kendisini zor duruma soktuğunu anlattı. 

Vogue'a konuşan yıldız, Andrew Garfield'la birlikte rol aldığı We Live in Time'dan da bahsetti.

28 yaşındaki aktris, romantik komedi için saçlarını kestirmesinin kendisinde hem fiziksel hem de duygusal etki yarattığını söyledi. 

Son yıllarda Oppenheimer, Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki (Dune: Part Two) ve Küçük Kadınlar (Little Women) gibi merakla beklenen pek çok yapımda rol alan oyuncu şu ifadeleri kullandı:

Pek çok dinde vücudun en değerli kısmı saçlardır: Hatıralarını, hayallerini ve tarihini orada saklarsın. Gerçekten çok tuhaf bir deneyimdi. Kafam o kadar hassasken çok fazla kişi kafama dokunmaya çalıştı, canlılığını hissettim. Vücudum bundan dolayı bir çeşit travmaya girdi, hep soğuktu.

Filmde rol arkadaşının saçını kesmekle görevli olan Andrew Garfield, "Bu işin bana verilmesi bir imtiyazdır" derken sahne öncesinde endişe duyduğunu da itiraf etti:

Ya neslinin en iyi oyuncularından birinin kafasını mahvetseydim? Çok korkutucuydu ama nihayetinde çok güzel ve samimi bir sahne oldu. Tanrı'ya şükür ki iyi bir şekle sahip bir kavun gibi bir kafası var.

Brooklyn, Kapalı Devre (Closed Circuit) ve Yanlış Hesap (Intermission) gibi filmlerle tanınan yönetmen John Crowley'in filmi, Pugh'un canlandırdığı Michelin yıldızlı şef Almut'la Garfield'ın hayat verdiği Tobias'ın 10 yıla yayılan ilişkisini işliyor. 

7 Eylül'de Toronto Uluslararası Film Festivali'nde prömiyerini yapan We Live in Time, gelecek aydan itibaren sinemalarda da izlenebilecek. Ancak Türkiye'de ne zaman gösterime gireceği henüz net değil.

Pugh derginin Birleşik Krallık edisyonunun ekim sayısı için verdiği röportajda aşk hayatından da bahsetti. "Gerçekte ne olduğumuzu bulmaya çalışıyoruz. Bir şeylerin gelişmesine izin veriyorum. İlk kez kendimi bir yarışa sokmuyorum" dedi.

Sevgilisinin adını vermeyen Pugh, daha önce meslektaşı Zach Braff'la birlikteydi. Aralarındaki 21 yaş farka yönelik eleştirilere "Bu benim hayatım ve milleti memnun etmek için hiçbir şey yapmayacağım" diye yanıt vermişti. 

2020'de Küçük Kadınlar'la (Little Women) Oscar'a aday gösterilen, sarsıcı korku filmi Midsommar'da izleyicileri büyüleyen Florence Pugh, en çok talep gören oyunculardan biri oldu.

Independent Türkçe, CNN, Vogue, AFP