Bilim insanlarından seyahatseverlere gençlik müjdesi

Uzun yaşamanın sırrı turizmde saklı olabilir

Daha fazla tatil yapmak, daha az hastalık izni almayla ilişkili görünüyor (Unsplash)
Daha fazla tatil yapmak, daha az hastalık izni almayla ilişkili görünüyor (Unsplash)
TT

Bilim insanlarından seyahatseverlere gençlik müjdesi

Daha fazla tatil yapmak, daha az hastalık izni almayla ilişkili görünüyor (Unsplash)
Daha fazla tatil yapmak, daha az hastalık izni almayla ilişkili görünüyor (Unsplash)

Edith Cowan Üniversitesi'ne bağlı araştırmacıların seyahatseverlere müjdesi var: Yeni insanlarla tanışma, doğayla temasa geçme, yürüme, besleyici değeri olan gıdalar tüketme gibi pratiklerin yaşlanma sürecini ertelediği, yeni bilimsel araştırmayla ortaya kondu.

Avustralya'daki akademisyenler, turizmle ilişkilendirilen bu deneyimlerin genç kalmaya yaradığını bildirdi. 

Araştırmanın baş yazarlarından Fangli Hu şu ifadeleri kullanıyor:

Turizm yalnızca dinlenme ve eğlenceden ibaret değil. Kişisel ve toplumsal sağlıkta da önemli rol oynuyor.

Ormanlar ya da plajlar gibi güzel ortamlar, fiziksel aktivitede artışı sağlıyor ve stresi azaltıp akıl sağlığımıza katkıda bulunuyor. Diğer turistler, yerel halk ve hatta hayvanlarla temas bile ruh halimize ve bilişsel kapasitemize yarar sağlıyor. Seyahat, sağlıklı beslenmeye de yol açıyor.

Araştırmada özel bir beslenme biçimine işaret edilmese de bilim camiası özellikle Akdeniz diyetinin faydalı olduğunu vurguluyor. 

Örneğin yakın zamanda JAMA Network Open adlı bilimsel dergide yayımlanan yeni bir makale, 25 yıllık bir araştırmanın sonuçlarını bildirdi. Akdeniz diyeti yapan 25 bini aşkın kadının ölüm riskinin yüzde 23'e varan oranlarda düştüğü görüldü. 

Son araştırmada turizmin olumsuz deneyimlere de yol açabileceğine dikkat çekildi. Yeni koşullara uyum sağlamakta güçlük çekilebileceğine ve bulaşıcı hastalık, kaza ve şiddet görme riskinin de seyahatle beraber artabileceğine işaret edildi. 

Fangli Hu şöyle açıklıyor:

Bazı yerler kaygı ve depresyonla mücadele eden kişileri daha da kötü hissettirebilir. Bu kadar negatiflik faydalı olmayabilir. Yani seyahatin biçimi, bir kişinin durumu, ihtiyaçları ve sağlık durumu gözetilerek belirlenmeli.

Maryland Üniversitesi Yaşlanma Merkezi Direktörü Jie Chen, "Çalışma genel olarak sağlıklı yaşlanma ruhunu ön plana çıkarıyor" diyerek araştırmaya hak veriyor.

Fangli Hu, gelecekte yapacakları araştırmaların demans gibi kronik rahatsızlıklara sahip kişilerin seyahatle ilişkisine dair olacağını açıkladı:

Turizm ve sağlığın kesişimi, çok yeni ve yeni kapılar aralayabilecek bir araştırma alanı. Turizmin sağlığa nasıl etki edebileceğini kapsamlı bir şekilde açıklamak istiyoruz.
 

Independent Türkçe, Washington Post, Science Daily 



Yalnızlığa bakışı değiştirecek araştırma: "Zannedildiği gibi değil"

Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)
Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)
TT

Yalnızlığa bakışı değiştirecek araştırma: "Zannedildiği gibi değil"

Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)
Bilim insanları, yalnızlığın çeşitli hastalıklara işaret edebileceğine dikkat çekiyor (Pixabay)

Bilim insanları, genel kanının aksine yalnızlığın diyabet ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarına yol açmayabileceğini belirtiyor. 

Toplumsal ve sosyal ilişkiler, ruh sağlığı ve gelişim açısından çok önemli. Çinli araştırmacılar, sosyal bağların kopmasıyla oluşan yalnızlık durumunun sağlığı nasıl etkilediğini inceledi.

Guangzhou Tıp Üniversitesi'nden Jihui Zhang ve ekibi, araştırmada Birleşik Krallık'tan 476 bin 100, Çin'den 16 bin ve ABD'den 14 bin kişinin tıbbi verilerini analiz etti. 

Yalnız hissettiğini belirten kişilerin, kanserden sindirim sistemi rahatsızlıklarına kadar çeşitli 56 hastalıktan 30'u için daha yüksek risk altında olduğu tespit edildi. 

Daha sonra bilim insanları, genetik verileri mevcut olan katılımcıların alt kümesine odaklanarak, bu 30 hastalıktan 26'sı üzerinde ikinci bir istatistiksel analiz gerçekleştirdi. 

İncelemede, kardiyovasküler hastalıklar, obezite ve tip 2 diyabet de dahil bu sağlık sorunlarının çoğunun aslında yalnızlıktan kaynaklanmadığı ortaya kondu. Yalnızlığın, bu hastalıklara eşlik eden bir duygu olduğu belirtildi.

Öte yandan yalnızlığın depresyon, hipotiroidizm, astım, uyku apnesi, madde bağımlılığı ve işitme kaybı gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasında rol oynayabileceğine dikkat çekildi. 

Bilimsel dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan araştırmayı yöneten Jihui Zhang, bulgulara dair şunları söylüyor: 

Yalnızlık, doğrudan bir nedenden ziyade bir hastalık göstergesi olarak beliriyor. Bunun yerine sosyoekonomik faktörler, yaşam tarzı seçimleri ve genetik yatkınlık, diyabet ve kalp hastalıkları gibi durumlar için asıl riski oluşturuyor olabilir.

Araştırmada yer alan bilim insanlarından Yu He de "Yalnızlıkla ilgili sorunların ele alınması önemli fakat bu, hastalıkları önlemede tek faktör değil" diyor.

Independent Türkçe, New Scientist, Interesting Engineering