İsrail saldırılarını yoğunlaştırırken Lübnanlılara tahliye çağrıları yapılıyor

TT

İsrail saldırılarını yoğunlaştırırken Lübnanlılara tahliye çağrıları yapılıyor

İsrail saldırılarını yoğunlaştırırken Lübnanlılara tahliye çağrıları yapılıyor

Başkent Beyrut ve Lübnan'ın diğer bölgelerinde yaşayanlar bugün (Pazartesi) İsrail kaynaklı sabit hatlardan ‘bulundukları yerleri boşaltmalarını isteyen çağrılar’ aldı. Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), mesajların ‘İsrail kaynaklı olduğunu’ ve Lübnanlılardan ‘bulundukları yerleri hızla boşaltmalarını’ istediğini belirterek, bunun ‘düşman tarafından benimsenen psikolojik savaşın bir parçası’ olduğunu bildirdi. Lübnan Enformasyon Bakanı Ziyad el-Mekari'nin ofisi, bakanlık binasının boşaltılması talebini de içeren ‘kaydedilmiş bir mesaj’ aldıklarını doğruladı.

İsrail ordusu daha önce Lübnan'da yaşayanlara Hizbullah mevzilerinden ‘uzak durmaları’ çağrısında bulunmuştu.

El-Mekari bakanlıktaki çalışmaların normal olduğunu ve ‘İsrail'in telefon mesajlarını dikkate almayacaklarını’ vurguladı. El-Mekari yaptığı basın açıklamasında, “İsrailli düşman tarafından benimsenen korkutucu psikolojik savaşın bir parçası olarak, Beyrut ve diğer bölgelerdeki çok sayıda vatandaş, sabit hat şebekesi üzerinden telefon mesajları aldı. Söz konusu mesajlarda cevap veren kişiden bulunduğu yeri boşaltması istendi” ifadelerini kullandı. Mesajı alanlardan birinin de kendi ofisi olduğunu sözlerine ekleyen el-Mekari, “Bu yöntem, psikolojik savaşında tüm araçları kullanan İsrail düşmanına yabancı değil. Ancak bu, hiçbir şeyi ilerletmez ya da geciktirmez” dedi.

nyumk
İsrail-Lübnan sınırında uçan bir İsrail uçağı (Reuters)

‘Enformasyon Bakanlığı'ndaki çalışmaların devam ettiğini ve normal olduğunu, tüm çalışanların kendilerini günlük görevlerine adadıklarını’ vurgulayan el-Mekari, ‘konunun ilgili makamlar tarafından takip edildiğini bilerek fazla önem verilmemesi’ çağrısında bulundu.

Gallant: Lübnan'daki saldırılarımızı yoğunlaştıracağız

Diğer taraftan İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Hizbullah'a yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığını bildirdi. İsraillilerin önümüzdeki birkaç gün boyunca sakin kalmaları gerektiğini belirten Gallant, sınır ötesi bombardımanın daha da yoğunlaşmasını beklediğini ifade etti.

Ofisi tarafından yayınlanan bir videoda Gallant şunları söyledi: “Lübnan'daki saldırılarımızı yoğunlaştırıyoruz. Kuzey sakinlerini güvenli bir şekilde evlerine geri getirme hedefimize ulaşana kadar eylemlerimiz devam edecek... Bugünler İsraillilerin sakin kalması gereken günler.”

Tarım Bakanlığı çalışmalarını askıya aldı

Lübnan Tarım Bakanlığı, İsrail'in ‘saldırganlığı’ karşısında halkla dayanışma amacıyla bugün Güney Lübnan ve Nebatiye vilayetlerindeki tüm bakanlık merkezlerinde çalışmaların askıya alındığını duyurdu. Şarku’l Avsat’ın NNA’dan aktardığı açıklamada, “İsrail'in güneyde ve Bekaa'da halkımızı hedef alan devam eden saldırganlığı, özellikle de ormanların ve ağaçlık alanların sistematik olarak bombalanması ışığında, Tarım Bakanlığı bu acımasız saldırganlığı en güçlü şekilde kınamaktadır. Bu tehlikeli tırmanış, canlara ve mallara yönelik bariz bir saldırı teşkil etmekte ve başta ormanlar olmak üzere doğal kaynaklarımızı büyük risk altına sokmaktadır. Bu bağlamda Tarım Bakanlığı, bu acımasız saldırı karşısında, Güney Lübnan ve Nebatiye vilayetlerindeki tüm merkezlerinde bugün mesaiye ara verildiğini ve hiçbir işlemin yapılmayacağını duyurur” denildi.

NNA’ya göre, İsrail savaş uçaklarının bu sabah Sur bölgesindeki köylere düzenlediği ağır saldırılar, başta el-Kuleyle ve el-Mansuri ovalarındaki muz ve narenciye bahçeleri olmak üzere mahsullere ağır hasar verdi. Ayrıca Abbasiye yolu üzerinde bulunan ticari dükkanlarda da hasar meydana geldi.

İsrail savaş uçakları Lübnan'ın doğusunda bulunan Bekaa Vadisi'ndeki kasabaları hedef alan bir dizi saldırının yanı sıra Lübnan'ın güneyindeki kasabaları hedef alan bir dizi saldırı düzenledi. İsrail'in Gazze Şeridi'ne savaş ilan etmesi ve Hizbullah'ın Gazze Şeridi sakinlerini ‘desteklediğini’ açıklamasının ardından Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgeleri İsrail ordusu ile Hizbullah arasında karşılıklı ateşe sahne oluyor.



Netanyahu, Nasrallah ve dar daire

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Netanyahu, Nasrallah ve dar daire

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

İbrahim Hamidi

Geçen hafta Hizbullah için zordu. Çağrı cihazından telsizlere ve dar daireye kadar “benzeri görülmemiş” darbeler ardı ardına geldi.

Bu üç darbe gerçekten de İsrail ile Hizbullah arasındaki büyük teknolojik uçurumu ortaya koydu. Aynı zamanda Hizbullah’ın düşmanı karşısındaki açığının boyutunu da gösterdi. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, çağrı cihazı ve telsiz saldırılarının ardından, yayınlanan kayıtlı konuşmasında İsrailliler için “zorlu bir hesap vermenin” yaklaştığını söylemiş ve Hizbullah içinde büyük ölçekli sızmaların varlığı nedeniyle güvenlik konusunda ihtiyatlı olunduğuna açık bir göndermede bulunarak “hesabın nasıl sorulacağı çok dar bir daire tarafından bilinecek” demişti. Ancak sürpriz olan şu ki ertesi gün İsrail, Nasrallah'ın askeri yardımcıları ile bugünlerde sadece kendisinden bahsedilen Rıdvan Birimi’nin lideri ve kurucusu İbrahim Akil'in katıldığı bir liderlik toplantısını hedef alarak bu “dar daire”yi de havaya uçurdu.

Hiç şüphe yok ki Akil, çağrı cihazı ve telsiz saldırılarından sonra üst düzey yardımcılarını ve Genel Sekreter Yardımcısını İsrail'den nasıl “hesap sorulacağını” tartışmak üzere toplantıya çağırdığında tüm ihtiyati tedbirleri almıştı. Ancak İsrail istihbaratı hassas bir vuruşla onlara da ulaştı. Bu saldırıda ve Hizbullah'a veya Beyrut’un güney banliyöleri ya da Lübnan'da müttefiklerine yönelik diğer tüm saldırılarda, İsrailliler, sahadan gelen doğrulamalar ve ölen kişinin DNA testinin sonucunu beklemeden, hedefin adını ve kendisi ile ilgili ayrıntıları derhal ve kendinden emin bir şekilde duyurdulaqr. Son saldırıda da isimleri sadece tüm Lübnanlılar tarafından değil, Hizbullah içindeki liderler ve onların direniş eksenindeki muhatapları tarafından bile bilinmeyen liderlerin isimlerini ifşa ettiler.

Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Muhsin Rızai'ye göre, Dini Lider Ali Hamaney bu koşullar altında İsrail ile savaş istemiyor

Tıpkı Nasrallah'ın, Hüdhüd insansız hava araçları ile çekilen İsrail’e ait askeri tesislere dair videolar ile Hizbullah tünellerine dair İmad videolarını yayınlayarak Tel Aviv'e baskı uygulamak ve onu kapsamlı askeri harekattan caydırmak istemesi gibi, Binyamin Netanyahu da, son saldırılar ile Hizbullah içindeki sızmaların boyutunu göstermek ve müzakere savaşında Hizbullah’a baskı yapmak için popüler ve askeri olarak onu ifşa etmek istedi.

Büyük savaş İran ile İsrail arasında ve Tahran'ın yayılması ve nükleer programıyla ilgili. Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Muhsin Rızai'ye göre, Dini Lider Ali Hamaney bu koşullar altında İsrail ile savaş istemiyor. Netanyahu ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un söylediğine göre hem savaş hem de ABD’yi çatışmanın içine çekmek istiyor.

Hizbullah ile Tel Aviv arasındaki daha küçük savaş içinde daha büyük savaşın uzantıları iki konuya dayanıyor; Gazze Şeridi ile Güney Lübnan'ı birbirine bağlamak ve Kuzey İsrail ile Güney Lübnan'ı birbirine bağlamak. Netanyahu, birkaç gün önce Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının ardından açıkladığı, Hamas’ın dağıtılması, rehinelerin geri dönmesi ve caydırıcı güvenliğin yeniden tesis edilmesini içeren “hedefler” listesine, yeni bir hedef ekledi; yerinden edilen Kuzey İsrail sakinlerinin evlerine geri dönmesini sağlamak. Nasrallah ise, yerinden edilmiş Lübnanlılar güneye dönmeden bunun olmayacağını söyledi.

18 yılın ardından Lübnan'da, bölgede ve dünyada pek çok koşul, Nasrallah ve Hizbullah’ın imajı değişti. İsrail'in varoluş korkusu arttı

Askeri çatışma “yeni bir aşamaya” geçti ve bu aşamanın başlığı da Güney Lübnan ile Kuzey İsrail ve Beyrut arasında diplomatik bir çözümün koşullarını dayatmak için azami karşılıklı saldırılar düzenlemek. 2006’daki savaşın ardından Lübnan ordusunun güneyde konuşlanmasını, Hizbullah'ın geri çekilmesini ve uygulanmayan diğer düzenlemeleri öngören 1701 sayılı karar alınmıştı.

18 yıl sonra Lübnan'da, bölgede ve dünyada pek çok koşul, Nasrallah ve Hizbullah’ın imajı değişti, İsrail'in varoluş korkusu arttı. Ancak henüz kapsamlı bir savaş ve İsrail'in kara saldırısı noktasına ulaşmamış olan bu yeni tur, büyük olasılıkla, diğer tüm savaşlar gibi diplomatik bir çözümle sonuçlanacak. Amerikan Özel Temsilcisi Amos Hochstein'ın girişiminden de bu sonuç çıkarılıyor ve kendisi şunları içeriyor; Rıdvan Gücü’nün Litani Nehri'ne çekilmesi, Lübnan ordusunun konuşlandırılması, İsrail'in Mavi Hat’a çekilmesi ile ilgili müzakerelerin yürütülmesi, İsrail savaş uçaklarının ve insansız hava araçlarının Kuzey Lübnan'daki uçuşlarının durdurulması, tarafların taahhütlerine bağlı kalıp kalmadıklarını denetleyecek UNIFIL güçlerinin güçlendirilmesi, yerinden edilmiş İsraillilerin ve Lübnanlıların geri dönmelerini sağlayacak garantilerin verilmesi.

2006'daki anlaşma ateşkes, Hizbullah'ın İsrail'in kuzeyinin güvenliğini temin etmesi ve “angajman kurallarına” bağlı kalmasının yanı sıra Beyrut'taki siyasi rolünün genişlemesini içeriyordu.

2006'daki anlaşma, teknik maddelere ek olarak, ateşkes, Hizbullah'ın İsrail'in kuzeyinin güvenliğini temin etmesi ve “angajman kurallarına” bağlı kalmasının yanı sıra Beyrut'taki siyasi rolünün genişlemesi de dahil olmak üzere pratik uzlaşılar içeriyordu. Yeni anlaşma, Hizbullah'ın Beyrut'taki muhaliflerine karşı ilave bir siyasi rol kazanması karşılığında ateşkes ve uzun süreli güvenlik garantilerini içeren benzer bir denklemi içerebilir. Aynı zamanda savaşın, İran'ın “kırmızı çizgisini” aşmamasını, yani bölgedeki nüfuzunun ana kolu olan Hizbullah'ın yenilmemesini de içerebilir.

Savaş peşinde koşan Netanyahu, “dar dairesini” kaybeden Nasrallah ve Beyaz Saray'da son günlerini yaşayan ABD Başkanı Joe Biden bu yeni anlaşmaya varmayı başarabilecekler mi? Yoksa mevcut tur, yeni Amerikan başkanı beklenirken ve İsrail ile Hizbullah'ın başka liderleri eksilirken başka bir “yeni aşamaya” mı geçecek?

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.