Birleşmiş Milletler: 100 binden fazla kişi Lübnan'dan Suriye'ye geçti

Lübnanlılar İsrail'in güneydeki bölgelere düzenlediği saldırılar nedeniyle Suriye'ye kaçıyor. (EPA)
Lübnanlılar İsrail'in güneydeki bölgelere düzenlediği saldırılar nedeniyle Suriye'ye kaçıyor. (EPA)
TT

Birleşmiş Milletler: 100 binden fazla kişi Lübnan'dan Suriye'ye geçti

Lübnanlılar İsrail'in güneydeki bölgelere düzenlediği saldırılar nedeniyle Suriye'ye kaçıyor. (EPA)
Lübnanlılar İsrail'in güneydeki bölgelere düzenlediği saldırılar nedeniyle Suriye'ye kaçıyor. (EPA)

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi bugün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, İsrail'in Güney Lübnan'a yönelik saldırılarının şiddetlenmesinin ardından 100 binden fazla kişinin Lübnan'dan Suriye'ye geçtiğini ve bu rakamın iki gün içinde iki katına çıktığını söyledi.

Grandi X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail hava saldırılarından kaçmak için Lübnan'dan Suriye'ye geçen hem Lübnanlı hem de Suriyeli insanların sayısı 100 bine ulaştı ve akış devam ediyor” ifadesini kullandı.

Grandi, “Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), yerel yetkililer ve Suriye Kızılayı ile birlikte bu insanlara yardım etmek için dört geçiş noktasında bulunuyor” dedi. UNHCR cumartesi günü yaptığı açıklamada, 50 binden fazla kişinin Suriye'ye kaçtığını duyurdu. Bir gün önce UNHCR'nin bölgedeki temsilcisi, ülkelerine dönen Suriyelilerin oranını yüzde 80, ülkelerinden kaçan Lübnanlıların oranını ise yüzde 20 olarak açıklamıştı.

23 Eylül'den itibaren Lübnan'a yönelik bombardımanını yoğunlaştıran İsrail ordusu, amacının Hizbullah'la girdiği çatışmalar nedeniyle yerlerinden olan kuzey İsrail sakinlerinin geri dönüşünü sağlamak olduğunu açıkladı. Saldırılar Lübnan içinde ve Suriye'ye doğru büyük bir göçü tetikledi. Hizbullah'ın Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinin ardından Hamas'a destek için İsrail'e karşı cephe açmasını takiben bölge sakinleri kaçmaya başladı. Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre geçen haftaki İsrail saldırıları Lübnan'da çoğu sivil 700'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Dünya Gıda Programı (WFP) dün (Pazar) Lübnan'daki çatışmalardan etkilenen bir milyon kişiye gıda yardımı sağlamak üzere acil bir operasyon başlattığını duyurdu. WFP'nin Lübnan Direktörü Matthew Hollingworth, “Kriz kötüleşirken, bir milyon kişiye nakit ve gıda yardımı yapmaya hazırlanıyoruz” dedi ve uluslararası topluma, örgütün yıl sonuna kadar bu operasyonlar için finansman organize etmesini sağlamak üzere 105 milyon dolar katkıda bulunma çağrısında bulundu.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.