Yok edilen kentin kalıntıları, Roma İmparatorluğu'nun acımasızlığını gözler önüne serdi

Antik Fregellae'deki arkeolojik kazılar, bölgenin bilinen en eski villasını ortaya çıkardı (LEIZA/Dominik Maschek)
Antik Fregellae'deki arkeolojik kazılar, bölgenin bilinen en eski villasını ortaya çıkardı (LEIZA/Dominik Maschek)
TT

Yok edilen kentin kalıntıları, Roma İmparatorluğu'nun acımasızlığını gözler önüne serdi

Antik Fregellae'deki arkeolojik kazılar, bölgenin bilinen en eski villasını ortaya çıkardı (LEIZA/Dominik Maschek)
Antik Fregellae'deki arkeolojik kazılar, bölgenin bilinen en eski villasını ortaya çıkardı (LEIZA/Dominik Maschek)

Arkeologlar, 2 bin yıldan daha önce Antik Romalıların, halkı imparatorluğa isyan eden bir kenti kuşatarak neredeyse 2 asır boyunca yerleşim yapılmayacak derecede tahrip ettiğini söylüyor.

Araştırmacılar, modern İtalya'daki antik Roma müttefiki kent Fregellae'de, MÖ 125'te yıkılmadan önce sahip olduğu sosyal ve ekonomik dokuyu anlamak amacıyla kazı yaptı.

Bölgedeki en eski villada ve kentin dışındaki Roma askeri kampında yapılan son kazılar, saldırının antik şehrin geçim kaynağını, bölgenin 170 yıldan daha uzun süre boş kalmasına yol açacak şekilde yok ettiğine işaret ediyor.

Arkeologlar, Roma'dan yaklaşık 100 kilometre uzaktaki villanın, Fregellae'nin kuşatılmasından 80 yıl önce, MÖ 205 gibi inşa edildiğini ve bölgede keşfedilen bu tarza sahip yapıların en eskisi olduğunu söylüyor.

Bilim insanları, Romalıların saldırısının villada yol açtığı tahribatının bir kat yangın hasarı ve çömlek parçaları gibi izlerini ortaya çıkardı.

Arkeolojik alandaki kazının, dönemin bölge sakinlerinin kırsal yaşamına ve ekonomik faaliyetlerine dair yeni içgörüler sunduğunu söylüyorlar.

Kazı alanında keşfedilen tohumlar ve bitki kalıntıları, antik villa kompleksinde şarap, meyve ve tahıl üretildiğini açığa çıkardı.

Araştırmacılar, şarabın "yalnızca yerel pazar için değil", aynı zamanda "İspanya ve Fransa'ya kadar uzanan" daha geniş bir Akdeniz ticareti için üretildiğini söylüyor.

Bilim insanları, artık bölgenin tahribatının şehirde yaşayanların geçim kaynağına bir darbe vurma amacı taşıdığına inanıyor.

İsyanın nedeni tamamıyla belirsiz değil, akademisyenler bunun müttefik kentteki insanların, özellikle toprak mülkiyeti konusunda eksiksiz yasal haklara sahip tam Roma vatandaşları olma talebinden kaynaklandığını düşünüyor.

Araştırmacılar, isyan döneminde Roma'nın konsüllerinin yurtdışında seferlere çıktığını söylüyor.

Leibniz Arkeoloji Merkezi'nden (LEIZA) Dominik Maschek, "Şiddetli yıkım, bölgenin tüm ekonomisine kalıcı zararlar vermişti. Bölge nihayet çöplük olarak kullanılana dek 170 yıldan daha uzun süre boş kaldı" dedi.
 

scdfv
Tohumların ve bitki kalıntılarının analizi, şarap üretimi ve ticaretine dair bilgi veriyor (LEIZA/Anton Ritzhaupt)

Bilim insanları, antik şehrin dışındaki Roma askeri kampının kalıntılarını da inceledi.

Kuşatma için özellikle inşa edilen kampın 90'a 143 metrelik bir alanı kapladığını, bir sur ve hendekle çevrildiğini ortaya çıkardılar.

Araştırmacılar, bu yapının Roma İmparatorluğu'nun askeri strateji ve kuşatma taktikleriyle uyumlu olduğunu söylüyor.

Dr. Maschek "Bu yeni bilgiler MÖ 125'teki Roma kuşatmasına dair çizdiğimiz resmi pekiştiriyor" dedi.

Lucius Opimius'un önderliğindeki Roma güçleri, Latin kenti Fregellae'ye saldırarak onu yok etmişti. Bu olay, Roma'nın tüm İtalyan müttefiklerinin tam vatandaşlık talep ettiği MÖ 91 ve 87 arasındaki Sosyal Savaş'a yol açan bir dizi krizin bir parçasıydı.

Son bulgular, Roma'nın Fregellae'yi kuşatmasının yol açtığı yıkımın boyutlarını açığa çıkararak, saldırının ardından kültürel peyzajı sarsan değişiklikleri gösteriyor.
Independent Türkçe



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe