İklim krizi, kadına yönelik şiddet riskini artırıyor
1 Eylül 2022'de, yıkıcı kuraklığın hüküm sürdüğü Afrika Boynuzu'nda, Dandu'daki bir yol kenarında bir deve leşi. İklim kaynaklı kuraklık kadınlara yönelik daha fazla şiddetle bağlantılı (AFP)
İklim krizi, kadına yönelik şiddet riskini artırıyor
1 Eylül 2022'de, yıkıcı kuraklığın hüküm sürdüğü Afrika Boynuzu'nda, Dandu'daki bir yol kenarında bir deve leşi. İklim kaynaklı kuraklık kadınlara yönelik daha fazla şiddetle bağlantılı (AFP)
Kadına yönelik şiddetle iklim krizi arasındaki bağlantı, uzun süredir biliniyor ama bilim insanları artık belirli aşırı hava olaylarının daha büyük riskler teşkil ettiğini ortaya çıkardı.
Araştırmacılar çarşamba günü (2 Ekim), gezegen ısındıkça daha aşırı hale gelen fırtına, sel ve heyelanların romantik ilişkilerde kadına yönelik istismar veya şiddetle "önemli" bir bağlantısı olduğunu söyledi. Isı ve nemin de saldırgan davranışları ve şiddeti artırdığı gözlemlendi.
Ekip deprem, orman yangınları ve cinsiyet temelli şiddet arasında net bir bağlantı tespit etmedi.
Araştırmaya öncülük eden University College London Profesörü Jenevieve Mannell "Mevcut bulgular, bir kadının iklimle bağlantılı bir olay yaşadığında, bazı ülkelerde ve bazı şiddet türlerinde şiddete maruz kalma ihtimalinin daha yüksek olduğu ama diğerlerinde böyle olmadığını ortaya koydu" dedi.
Geçen sene Kenya'daki kadınlar The Washington Post'a, aileleri yoksulluğa sürükleyen aşırı kuraklık koşullarına öfkelenen erkekler tarafından evlerinden zorla çıkarıldıklarını anlatmıştı.
2018'deki bir çalışma, İspanya'da kadınlara yönelik yakın partner şiddeti ve cinayet riskinin sıcak hava dalgasından yalnızca günler sonra arttığını keşfetmişti. Birleşmiş Milletler (BM) Peru'da kadınların su bulmak üzere daha fazla yol katetmesi gerektiği için cinsel şiddete karşı savunmasız kaldıklarını bildirmişti. BM, Ağustos 2005'te Katrina Kasırgası ABD'nin Meksika Körfezi kıyılarına vurduktan sonra Mississippi'deki karavan parklarında tecavüzlerin, eyaletin ortalamasının 53 katının üzerine çıktığını söylemişti.
Mannell şöyle dedi:
İklimle bağlantılı felaketler, sık sık ailelerde stresi ve gıda güvensizliğini şiddet seviyelerini yükseltebilecek şekilde artırıyor. Partner şiddetiyle mücadele etmeye yönelik polis ve sivil toplum kuruluşları gibi mevcut sosyal hizmet imkanları da felakete daha çok yoğunlaşıldığı için azalıyor.
Yeni araştırma, 1993 ila 2019'da 156 ülkenin verilerine baktı ve bunları 1920'den 2022'ye 190 ülkenin verileriyle karşılaştırdı.
Kadına yönelik şiddetin daha çok kabul gördüğü ülkelerde yakın partner şiddetinin daha sık yaşandığı da tespit edildi. Aynı zamanda daha zengin ülkelerde yakın partner şiddeti oranlarının daha yoksul ülkelere kıyasla düşük olduğu da görüldü.
Araştırmanın yazarları bu ekstrem olaylarla şiddet arasında bir nedensellik kuramadı fakat zamanın bir faktör olabileceğine inanıyor. Independent Türkçe
‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5163041-%E2%80%98hayalet-kamp%E2%80%99-bat%C4%B1-%C5%9Feriada-binlerce-ki%C5%9Fi-i%CC%87srail-operasyonlar%C4%B1-nedeniyle-yerinden
‘Hayalet kamp’... Batı Şeria'da on binlerce kişi İsrail operasyonları nedeniyle yerinden edildi
Tulkerim Mülteci Kampı (DPA)
İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüdüğü Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki evleri yıkmaya başladığında Malik Lütfi, sahip olduğu birkaç dakika içinde ailesinin eşyalarından ne alacağını düşünürken kafası karışmıştı.
Altı çocuk babası 51 yaşındaki Lütfi, yakınlardaki Tulkerim kentinde küçük bir oda kiraladı. Ancak kuşatma altındaki kampta elektronik ev aletleri tamirhanesine erişimi olmadığı için kirayı ödeyecek geliri yok ve ailesinin geleceği konusunda endişeli.
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin üzerini arayan İsrail askeri (DPA)
Lütfi şunları söyledi: “Bizi 27 Ocak 2024'te yerlerimizden ettiler. Bizi evlerimizden çıkardılar ve geri gelmememizi söylediler. Bu yüzden altı aydır Tulkerim Mülteci Kampı’na dönmedik. Kendi başımıza oradan ayrıldık, çoğu insan yanına hiçbir şey almadı.”
Lütfi, durumu kendisinden daha kötü olan, aşırı kalabalık okullarda ya da tarım arazilerinde yaşamak zorunda kalan çok sayıda aile tanıdığını söyledi.
Lütfi, “Hükümetten ve insanların masraflarının karşılanması için yardım sözü veren hayırseverlerden yardım bekliyoruz” dedi.
İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), İsrail operasyonlarının Batı Şeria'da Lütfi gibi on binlerce Filistinliyi evlerinden etmeye zorladığını bildirdi.
Bağımsız bir merkez olan B'Tselem, Tulkerim, Nur Şems ve Cenin mülteci kamplarında yaşayan yaklaşık 40 bin kişinin bu yıl askeri operasyonlar nedeniyle yerlerinden edildiğini belirtti.
İsrail, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim ve Cenin kentleri de dahil olmak üzere Filistinli militanların faaliyetlerine karşı harekete geçtiğini söylüyor.
Bir İsrail ordu sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, kuvvetlerin bölgede serbestçe hareket etmesine ve engellenmeden hareket etmesine izin vermek için binaların yıkılmasını gerektiriyor.”
Tulkerim Mülteci Kampı’ndaki İsrail askerleri (DPA)
Açıklamada, “Bu yapıları yıkma kararı operasyonel gerekliliğe dayanmaktadır ve alternatif seçenekler değerlendirildikten sonra alınmıştır” denildi.
İsrail'in yıkımları yaygın uluslararası eleştirilere neden oldu ve Filistinliler arasında İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği Batı Şeria'yı resmen ilhak etmek için organize bir çaba içinde olduğuna dair korkuların arttığı bir döneme denk geldi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre görgü tanıkları, bu hafta buldozerlerin bina enkazları arasında ilerlediğini ve yeni yolların moloz ve beton bloklarla dolduğunu ifade etti. Bölge sakinleri kamyonların üzerine sandalye, battaniye ve mutfak aletleri gibi eşyalarını yığdı.
Tulkerim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin kimliğini kontrol eden İsrail askeri (DPA)
Tulkerim Valisi Abdullah Kemyil, yıkımların son haftalarda arttığını, yakındaki Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 106 ev ve 104 diğer yapının yıkıldığını açıkladı.
Kemyil, “Tulkerim Mülteci Kampı'nda yaşananlar İsrail'in siyasi kararıyla işlenen bir suçtur ve bunun güvenlikle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.
Kemyil sözlerine şöyle devam etti: “Operasyon devam ediyor, altyapının yıkımı sürüyor. Kampta hiçbir şey bırakmadılar. Tulkerim Mülteci Kampı, çeşitli yerlerinde sadece keskin nişancıların bulunduğu bir ‘hayalet kamp’ haline geldi.”
İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde ocak ayında başlattığı operasyon, 20 yıl önceki İkinci İntifada’dan bu yana gerçekleştirilen en büyük operasyonlardan biri.
Operasyonda insansız hava araçları (İHA) ve helikopterler tarafından desteklenen birkaç ordu tümeninin yanı sıra on yıllardır ilk kez ağır savaş tankları da kullanılıyor.
ABD ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlama çabaları yoğunlaşırken, bazı uluslararası yetkililer ve insan hakları örgütleri de Batı Şeria'daki çalkantılı durumdan duydukları endişeyi dile getirdiler.
B'Tselem İletişim Direktörü Shai Barnes, “İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik mevcut saldırısında geliştirdiği taktik ve savaş doktrinlerini Batı Şeria'nın kuzeyinde de uygulamaya başladı. Bu, evlerin ve sivil altyapının kasıtlı ve yaygın bir şekilde tahrip edilmesini ve sivillerin ordunun savaş bölgesi olarak belirlediği alanlardan zorla göç ettirilmesini içeriyor” ifadelerini kullandı.
Hükümet içindeki ve dışındaki İsrailli aşırılık yanlıları, Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan ve Gazze Şeridi'ni de içine alacak bağımsız bir devlet kurmak istedikleri Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için defalarca çağrıda bulundu.
İsrailli bakanlar Batı Şeria operasyonunun militan gruplarla mücadele dışında bir amacı olduğunu reddediyor. İsrail ordusu yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka uyduğunu ve militanları hedef aldığını ifade etti.
Vali Abdullah Kemyil, yerinden edilmenin zaten ekonomik olarak zor durumda olan bir toplum üzerinde baskı yarattığını söyledi. Binlerce kişi camilere, okullara ve aileleriyle birlikte tıkış tıkış yaşadıkları evlere sığındı.
Altı ay sonra ilk kez geri dönen Lütfi, evlerdeki yıkımın boyutunun kendisini şok ettiğini söyledi.
Lütfi, “Çoğu insan gitti ve geri dönüp evlerine baktığınızda yıkılmış olduklarını görüyorsunuz. Yıkım çok büyük; geniş caddeler, altyapı, elektrik, internet… Eğer yeniden inşa etmek istiyorsanız, bu uzun zaman alacak” şeklinde konuştu.