Berri Şarku'l Avsat'a konuştu: Hizbullah'ın bana yetki vermesi yeni değil ama ABD savaşı durdurmak için hiçbir şey yapmıyor

Meclis Başkanı Nebih Berri ve eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah 2006 yılında bir diyalog masası sırasında (AFP)
Meclis Başkanı Nebih Berri ve eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah 2006 yılında bir diyalog masası sırasında (AFP)
TT

Berri Şarku'l Avsat'a konuştu: Hizbullah'ın bana yetki vermesi yeni değil ama ABD savaşı durdurmak için hiçbir şey yapmıyor

Meclis Başkanı Nebih Berri ve eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah 2006 yılında bir diyalog masası sırasında (AFP)
Meclis Başkanı Nebih Berri ve eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah 2006 yılında bir diyalog masası sırasında (AFP)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada İsrail'in Lübnan'a yönelik savaşını durdurma konusunda olumlu bir ilerleme olmadığını belirterek savaşı durdurmaktan yana olduklarını söyleyen ama bunu başarmak için hiçbir şey yapmayan Amerikalılara da tepki gösterdi.   Berri, Hizbullah'ın kendisine siyasi müzakereler için verdiği yetkinin  yeni olmadığını belirtti.

Berri, Lübnan'ın tutumunun Başbakan Necip Mikati ve Dürzi lider Velid Canbolat ile görüşmesi sırasında üzerinde mutabık kalınan ilkelere bağlı kalmaya devam ettiğini belirtti. Savaşı durdurma çabalarına ilişkin uluslararası pozisyonları özetleyen Berri şunları söyledi: “Fransızlar hala bizim yanımızda, İngilizler de öyle. Amerikalılar yanımızda olduklarını söylüyorlar ama saldırıyı durdurmak için hiçbir şey yapmıyorlar” dedi.

Ateşkes çabalarında merkezi bir rol oynayan Lübnan Meclis Başkanı, Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım'ın sözünü ettiği yetkinin yeni olmadığını ve hiçbir şeyi değiştirmediğini vurguladı. “2006 savaşında siyasi müzakereleri ben yürüttüm, bugün de aynı şeyi yapıyorum” diyen Berri ‘görevi reddettiği’ yönündeki söylentileri yalanladı.

Hizbullah'ın savaştan sonraki yeni durumunun yetkililerinin hareket kabiliyetini engellediğini ve dolayısıyla omuzlarındaki sorumluluğu arttırdığını ifade eden Lübnan Başbakanı Perşembe günü yapılacak Güvenlik Konseyi oturumuna ve bu oturumdan Lübnan'la ilgili bir sonuç çıkıp çıkmayacağına bel bağladıklarını söyledi.

Mikati: Diplomasi durmadı
Öte yandan Başbakan Mikati, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını durdurmak için Arap ve uluslararası çabaların devam ettiğini, ancak İsrail'in uzlaşmazlığının ve düşmanın kazanım ve zafer olarak gördüğü hedeflere ulaşma isteğinin bu çabaların başarısızlıkla sonuçlanmasına engel olmaya devam ettiğini yineledi.

Başbakanlık ofisi tarafından yapılan açıklamada Mikati'nin şu sözlerine yer verildi:  “Bazıları diplomatik çabaların durduğunu ve İsrail'in saldırılarını sürdürmesine bir tür zımni onay verildiğini düşünebilir, ancak gerekli temasları sürdürdüğümüz için bu izlenim yanlıştır. Lübnan'ın Arap ve yabancı dostları da, en önemlisi BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının tam olarak uygulanması ve düşman İsrail'in bu kararı uygulamaya zorlanması olan temel siyasi adımları görüşmek üzere belirli bir süre için ateşkes için baskı yapmaya devam ediyor.”



Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri, Yemenli kadınları ‘savaş’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorluyor

 Husi kadın savaşçılar (X)
Husi kadın savaşçılar (X)
TT

Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri, Yemenli kadınları ‘savaş’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorluyor

 Husi kadın savaşçılar (X)
Husi kadın savaşçılar (X)

Şarku’l Avsat'a bilgi veren kaynaklara göre Husiler, Gazze Şeridi'ni savunma ve füze gücü ile insansız hava araçlarını (İHA) destekleme bahanesiyle başkent Sana, Hacca ve İbb vilayetlerinden kaçırılan yüzlerce Yemenli kadın ve kızı seferberlik faaliyetlerine katılmaya, maddi ve ayni bağışta bulunmaya zorladı.

Kaynaklar, Husilerin ‘Fatımatü’z Zehra'nın doğum yıldönümü’ kutlamaları bağlamında Yemenli kadınları hedef almak ve onları ‘savaş çabaları’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorlamak amacıyla liderlerinin doğrudan talimatıyla onlarca kadın saha ekibi oluşturduğunu açıkladı.

Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri ilk faaliyetlerini gerçekleştirmeye başladı. Sana ve kırsalında bir gün içerisinde mezhepçi bir karaktere sahip altı etkinlik düzenleyerek, kadınları bağış yapmaya ve oğullarını cephelere yollamaya çağırdılar.

SABA’nın haberine göre, Husilerin Sana'daki kadın komisyonu, füze gücü, deniz gücü ve İHA’ları destekleme bahanesiyle yaklaşık 100 bin dolar (Husilerin kontrolündeki bölgelerde bir dolar 530 Yemen riyaline denk geliyor) değerinde mali ve ayni bağıştan oluşan bir kadın konvoyuna öncülük etti.

Şarku’l Avsat'a konuşan Sana ve kırsalındaki çeşitli mahalle ve köylerde bulunan kadınlar, ‘Zeynebiyat’ın evlerine sürpriz ziyaretler yaparak, Gazze Şeridi'ni destekleme ve ABD ile İsrail saldırganlığına karşı durma bahanesiyle, Fatımatü’z Zehra'nın doğum yıldönümünü anma törenine aile üyeleriyle birlikte katılmalarını ve para ve mücevherlerini vermelerini istediklerini’ söyledi.

Bazı kadınlar, kadın ve kız çocuklarının seferberliği sırasında Husi kadın amirler tarafından kullanılan korkutma ve asgari haklardan mahrum bırakma tehditlerinden bahsetti.

Sana şehrinin el-Kaa mahallesinde yaşayan ev hanımı Ümmü Abdullah, kendisinin ve mahallesindeki diğer kadınların Husilerin ‘mezhepsel seferberlik’ ve gruba destek amaçlı bir etkinliğine katılmaya zorlandığını anlattı.

Ümmü Abdullah, Husilerin kadın etkinliklerini finanse etme bahanesiyle, görünüşte Gazze Şeridi ve Lübnan'ı desteklemek ve savaş çabalarını finanse etmek için nüfusun çoğunun maruz kaldığı zor yaşam ve maddi koşulları göz ardı ederek kadınlara yeni haraçlar dayatmasından duyduğu derin memnuniyetsizliği dile getirdi.

Husi kadın militanların saha hareketi, Yemen'in kuzeybatısındaki Hacca şehrini ve Eflah eş-Şam, Kuhlan eş-Şeref, Mabin, eş-Şağadira ve el-Mehabişa ilçelerini kapsıyor. Kadın komisyonu ve Zeynebiyat güçleri de aynı bahaneyle Yemen'in İbb vilayetinin çeşitli bölgelerindeki anneleri ve ev kadınlarını mezhepçilik ve bağış toplama kampanyalarıyla hedef almaya devam ediyor.

İbb'in ez-Zihar ilçesinde yaşayan ve Husilerin bir etkinliğine katılan Yemenli kadınlar, Husi liderlerini Filistin davasını ve bölgedeki insanların acı ve sıkıntılarını istismar etmek ve Yemenlilere dayattıkları bağışlardan büyük servet kazanmakla suçladı.

Husilerin kontrolü altındaki bölgelerde kadınları hedef alması, onlara karşı çeşitli suçlar ve ihlaller işlemeye devam ettiği bir döneme denk gelirken, uluslararası ve yerel örgütler bu ihlallerin durdurulması için insani yardım çağrısında bulunmaya devam ediyor.

Yemen Hak ve Özgürlükler Ağı yayınladığı bir raporda, Husilerin Eylül 2016 ile geçtiğimiz mart ayı arasında 18 vilayette Yemenli kadınlara karşı işlediği 10 bin 156 ihlali belgeledi.

Rapora göre Husiler, top atışı ve Katyuşa roketleriyle bombardıman, mayın ve EYP patlamaları, kasıtlı keskin nişancılık ve meskûn mahallerde gelişigüzel ateş açma gibi çeşitli şekillerde 2 bin 786 kadını öldürdü ve 4 bin 369 kadını da yaraladı.