Al Pacino, baba olmanın "tüm hayatını değiştirdiğini" söyledi

Oyuncu "En azından bana göre, epey büyük bir hayat yaşadım" diyor

Al Pacino, eski sevgilisi Noor Alfallah'la paylaştığı bir yaşındaki oğlu doğduktan sonra baba olmanın 'hayatını değiştirdiğini' söylüyor (Reuters)
Al Pacino, eski sevgilisi Noor Alfallah'la paylaştığı bir yaşındaki oğlu doğduktan sonra baba olmanın 'hayatını değiştirdiğini' söylüyor (Reuters)
TT

Al Pacino, baba olmanın "tüm hayatını değiştirdiğini" söyledi

Al Pacino, eski sevgilisi Noor Alfallah'la paylaştığı bir yaşındaki oğlu doğduktan sonra baba olmanın 'hayatını değiştirdiğini' söylüyor (Reuters)
Al Pacino, eski sevgilisi Noor Alfallah'la paylaştığı bir yaşındaki oğlu doğduktan sonra baba olmanın 'hayatını değiştirdiğini' söylüyor (Reuters)

Al Pacino, babalık deneyimi ve bunun nasıl daha iyi biri olmasını sağladığı hakkında tatlı bir şekilde konuştu.

84 yaşındaki Pacino, 9 Ekim'de yayımlanan People röportajında, eski kız arkadaşı Noor Alfallah'la paylaştığı oğlu Roman dünyaya geldikten bir yıl sonra ebeveyn olmanın neşesine dair konuştu. 80'li yaşlarında yeniden baba olmadan önce Pacino'nun, oyuncu Beverly D'Angelo'yla 23 yaşındaki ikizleri Anton ve Olivia, Jan Tarrant'la da 34 yaşındaki kız çocuğu Julie olmak üzere halihazırda üç çocuğu vardı.   

Baba'nın (The Godfather) yıldızı, baba olmayı hayatı boyunca motive kalmasını sağlayan bir şey gibi görüyor.

Pacino, People'a "Tüm hayatımı değiştirdi" dedi.

Kendi odağını çocuğun olan diğer insanlara verme fikri… İşte sevgi bu.

Pacino ayrıca, ismini annesinin kendisine taktığı lakaptan alan yeni anı kitabı Sonny Boy'u yazarken, bunun çocukları da dahil sevdikleri için olmasını istediğini de paylaştı.

Pacino "En azından bana göre, epey büyük bir hayat yaşadım" dedi.

Pacino çocuklarıyla ilişkisine ne kadar değer verdiğini sıkça paylaşıyor. Yakın zamanda, New York Times'la bir röportajda, kitabının sonunda yer alan ve 16 aylık oğluyla ilgili bazı kesitler hakkında konuşmuştu. Pacino, anı kitabını yazdığından bu yana Roman'ın biraz büyüdüğünü vurgulamıştı.  

Pacino "Onun hakkında yazarken (bir buçuk yaşından) küçüktü. Biraz daha dünyanın içinde artık. Bir şeyler öğreniyor" diye eklemişti.

Pacino, hikayesini Roman'ın bir gün okuması için yazmak istediğini dile getirdikten sonra, yaşı kaç olursa olsun, oğlunun büyüdüğünü görmeyi umduğunu da söylemişti.

Pacino "Bu da tabii ki sebeplerden biri. Bu, benim mümkünse biraz daha uzun süre burada kalmam için de bir çaba oldu" demişti.

People'la bir röportaj sırasında Pacino, Roman'ın annesi Alfallah'la resmen ayrıldıklarını doğrulamıştı. Yapımcıyla ilişkisinin doğası sorulduğunda şöyle yanıtlamıştı:

Hayır. Bir arkadaşlık ilişkimiz var.

Pacino'nun bir temsilcisi de People'a "Al ve Noor çok iyi arkadaş, yıllardır öyleler ve oğulları Roman'ı birlikte yetiştiriyorlar" diye eklemişti.

Geçen sene, Pacino'yla Alfallah'ın ayrıldığına dair ilk haberler temsilcileri tarafından yalanlanmıştı. Ancak Kasım 2023'te TMZ'nin ulaştığı yasal belgeler, ikilinin hazırlayıp kararlaştırdığı velayet anlaşmasının detaylarını doğrulamıştı. Pacino'nun çocuğunu ziyaret etme hakkı var ve Alfallah, oğulları üzerinde birincil velayete sahip. Her ikisinin de temelde yasal velayeti bulunuyor.

Pacino, eski sevgilisine çocuk nafakası olarak önden 110 bin dolar ödemeyi kabul etmiş ve kendisinin temel çocuk desteği için aylık 30 bin dolar ödemesine karar verilmişti. Ayrıca Pacino, bir gece hemşiresi için de aylık 13 bin dolar ödemek zorunda ve sigorta tarafından karşılanmayan her bir tıbbi masrafı üstlenecek.

Bununla birlikte New York Post, ikilinin arkadaş kaldığını ve eylülde Alfallah'ın 30. yaş gününü birlikte kutladıklarını aktarmıştı. Serpico'nun yıldızı, Alfallah'ın doğum günü pastasındaki mumları söndürmesine yardım ederken görüntülenmişti.

Independent Türkçe



İnsanlar neden haksızken bile haklı olduğunu düşünür?

Uzmanlar "bilgi yeterliliği yanılsaması" denen bir olgudan söz ediyor (Pexels)
Uzmanlar "bilgi yeterliliği yanılsaması" denen bir olgudan söz ediyor (Pexels)
TT

İnsanlar neden haksızken bile haklı olduğunu düşünür?

Uzmanlar "bilgi yeterliliği yanılsaması" denen bir olgudan söz ediyor (Pexels)
Uzmanlar "bilgi yeterliliği yanılsaması" denen bir olgudan söz ediyor (Pexels)

Pek çok kişi hayatında en azından bir kere, elinde yeterli bilgi olmadan bir konu hakkında kendinden emin bir şekilde konuşmuştur.

Bu inatçı tavır bazen karşıdan karşıya geçen bir yaya olduğunu görmeden, trafikte öndeki aracın aniden durmasına tepki göstermek gibi durumlarda da ortaya çıkabiliyor.

Yeni bir araştırmaya göre bu davranışların arkasında, kişinin bir karar almak için elinde tüm bilgilerin bulunduğuna dair gizli bir önyargıya sahip olması yatıyor. 

PLOS One adlı hakemli dergide dün (9 Ekim) yayımlanan araştırmayı yürüten ekip, insanların elinde yeterli veri olmasa bile doğal olarak böyle bir varsayımda bulunduğunu söylüyor.

Araştırmacılar, ABD'den 1261 kişiyle internet üzerinden bir deney yürüttü. Üç gruba ayrılan katılımcılara iki okulun birleşmesiyle ilgili argümanlar verildi.

Bir grup birleşme, diğer grup ayrı kalmaya yönelik argümanları okurken, kontrol grubundakilere iki tarafın da savları sunuldu. 

Katılımcıların hiçbirine kendilerine eksik bilgi verildiği söylenmedi. 

Beklendiği üzere ilk iki gruptakiler kendilerine verilen tarafın görüşünü savundu. Diğer yandan katılımcıların ihtiyaç duydukları tüm bilgiye sahip olduklarını bildirmesi ve kendilerini karar verebilecek konumda görmesi daha ilginç bir bulguydu.

Hatta ilk iki gruptaki katılımcılar, haklı olduklarına kontrol grubundakilerden daha emindi. Ayrıca bu gruplardakilerin, başkalarının da kendileri gibi bir tercih yapacağını düşündüğü kaydedildi. 

Ohio Eyalet Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Angus Fletcher "İnsanların genel olarak bir saniye durup da daha bilinçli bir karar vermelerini sağlayacak daha fazla bilgi olup olmadığını düşünmediğini bulduk" diyerek ekliyor:

İnsanlara birbiriyle uyumlu görünen birkaç parça bilgi verince, çoğu 'Bu doğru görünüyor' diyip hayatına devam ediyor.

Çoğu kişi her şeyi bilmediğinin teoride farkında olsa da düşünce ve yargılarını desteklemek adına elinde tüm bilgiler varmış gibi davranabiliyor.

Yeni makalede "bilgi yeterliliği yanılsaması" denen bu paradoks, günlük hayatta yaşanan pek çok çatışma ve yanlış anlamanın da sebebi olabilir.

Fletcher, bir karar almadan önce kişinin elinde eksik bilgi olup olmadığını sorgulamasını tavsiye ediyor:

Biriyle hemfikir olmadığınızda ilk yapacağınız şey, 'Acaba onun bakış açısını görüp konumunu daha iyi anlamamı sağlayacak bir şeyi kaçırıyor muyum?' diye düşünmek olmalı. Bilgi yeterliliği yanılsamasıyla mücadele etmenin yolu bu.

Çalışmada yer almayan psikolog Dr. Sandra Wheatley ise "Birinin karakteri hakkında yargıda bulunmak gibi ciddi bir karar alırken, kaynakları iki kez kontrol etmek önemli" diyerek ekliyor:

Aslında mesele, sizi sorgulayan, meraklandıran, kendinizden ya da başkalarından şüphe duymanıza neden olan bilgilere sürekli açık olmakla ilgili.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Science Daily, PLOS One