Netanyahu’dan Beyrut'u vurma tehdidi: Askeri gerilim, şehir savaşları riskini artırıyor

Milyonlarca İsrailli sığınaklarda. BM, UNIFIL'in çekilmesi talebini reddetti

Netanyahu’dan Beyrut'u vurma tehdidi: Askeri gerilim, şehir savaşları riskini artırıyor
TT

Netanyahu’dan Beyrut'u vurma tehdidi: Askeri gerilim, şehir savaşları riskini artırıyor

Netanyahu’dan Beyrut'u vurma tehdidi: Askeri gerilim, şehir savaşları riskini artırıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu savaşı sürdürme ve Hizbullah'ı Beyrut dahil tüm Lübnan'da acımasızca vurma tehdidinde bulundu. Öte yandan İsrail ordusu, ülke genelinde sirenlerin çalmasıyla birlikte milyonlarca İsraillinin sığınaklara akın ettiğini duyurdu. Tüm bu askeri gerilim, Tel Aviv de dahil olmak üzere, iki taraf arasında şehir savaşlarına varabilecek ciddi bir tırmanışa işaret etti.

Hizbullah, pazar günü Hayfa'daki bir askeri üsse düzenlendiği, dört İsrail askerinin ölümüne, 67 askerin de yaralanmasına yol açan saldırının ardından dün akşam, bir deniz üssü ile bir askeri kışlayı hedef aldıktan birkaç saat sonra, İsrail'in kuzeyindeki Safed şehrini füzelelerle vurduğunu duyurdu.

İsrail ordusu ise hava saldırılarını Lübnan'ın kuzeyine doğru genişletti. Zağarta bölgesindeki nüfusunun çoğunluğu Hıristiyan olan Aytu beldesini ilk kez hedef alan saldırıda en az 22 kişi öldü.

İsrail ordusu güneydeki hava saldırılarını da artırdı. Halen binlerce kişinin yaşadığı ve sınıra yaklaşık 40 kilometre mesafedeki Zahrani de dahil olmak üzere çok sayıda köy ve kasabanın boşaltılması talimatı verildi.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Hizbullah’ın elit birliği Rıdvan Gücü’nün komutanlık karargâhı olduğu iddia edilen 800 metre uzunluğundaki bir tünele baskın düzenlendiğini bildirildi. Açıklamada, tünelde helikopterler için füzeler, roketler ve motosikletler bulunduğu belirtildi.

Öte yandan Netanyahu, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü'nün (UNIFIL) Mavi Hat’tın ötesine çekilmesi talebini yinelerken, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri dün iki ayrı toplantıda barış güçlerinin 1701 sayılı karar uyarınca Lübnan'ın güneyine konuşlandırıldığını hatırlatarak bu talebi reddetti.



Arakçi: Görüşmelerde gerçekçilik ve iyi niyet devam ederse ‘olumlu sonuçlar elde etmek’ mümkün

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
TT

Arakçi: Görüşmelerde gerçekçilik ve iyi niyet devam ederse ‘olumlu sonuçlar elde etmek’ mümkün

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ABD ile dolaylı görüşmelerde gerçekçilik ve iyi niyetin devam etmesi halinde ‘olumlu sonuçlar elde etmenin’ mümkün olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Mehr haber ajansından aktardığına göre İran ile ABD arasındaki dolaylı görüşmelerin ikinci turuna katılmak üzere Roma'yı ziyaret eden Arakçi, Tahran'a dönmeden önce İtalyan mevkidaşıyla bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Arakçi söz konusu telefon görüşmesinde, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'yi görüşmelerin sonucu hakkında bilgilendirdi.

Tajani, İtalya'nın bu yolun sürdürülmesinde her türlü yardıma hazır olduğunu açıkladı.

İran ile ABD arasındaki ikinci tur müzakereler dün Roma'da sona erdi ve uzman toplantıları yoluyla teknik hattın harekete geçirilmesi konusunda mutabakata varıldı. Görüşmeler üçüncü turda Umman'ın başkenti Maskat'ta devam edecek.

Bir hafta içindeki ikinci dolaylı görüşmelerinde Arakçi, Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Roma'da yaklaşık dört saat süren müzakereler gerçekleştirdi ve Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi iki taraf arasındaki mesajları iletti.

Umman Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, iki tarafın ‘adil, kalıcı ve bağlayıcı bir anlaşmaya varmayı amaçlayan görüşmelerin bir sonraki aşamasına geçme’ konusunda mutabık kaldığı belirtildi.

Açıklamada olası bir anlaşmanın İran'ın ‘nükleer silahlardan ve yaptırımlardan tamamen arınmasını’ ve ‘barışçıl nükleer enerji geliştirme kabiliyetini sürdürmesini’ sağlayacağı ifade edildi.

Açıklamanın devamında, “Diyalog ve açık iletişimin, hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde ilgili tüm tarafların çıkarına olacak güvenilir bir anlaşma ve karşılıklı anlayışa ulaşmanın anahtarı olduğu vurgulandı” denildi.