Ağaçlardan endüstriyel kimyasal üretme yolunda önemli bir gizem çözüldü

Ağaçlar, Dünya'nın kara kütleleri üzerindeki en zengin doğal kaynaklar arasında yer alıyor (Reuters)
Ağaçlar, Dünya'nın kara kütleleri üzerindeki en zengin doğal kaynaklar arasında yer alıyor (Reuters)
TT

Ağaçlardan endüstriyel kimyasal üretme yolunda önemli bir gizem çözüldü

Ağaçlar, Dünya'nın kara kütleleri üzerindeki en zengin doğal kaynaklar arasında yer alıyor (Reuters)
Ağaçlar, Dünya'nın kara kütleleri üzerindeki en zengin doğal kaynaklar arasında yer alıyor (Reuters)

Bilim insanları, petrol yerine ağaçlardan kimyasal üretimini mümkün kılacak bir yöntem buldu. 

Çevre dostu endüstriyel kimyasal arayışındaki bazı araştırmacılar, muazzam bir doğal kaynak sunan ağaçlardan yararlanmaya çalışıyor. 

Daha önceki çalışmalarda bazı bakterilerin, ağaçlardaki selülozu parçalayarak bu türden maddeler ortaya çıkarabileceği saptanmıştı. 

Ancak üretimin çok düşük seviyede kalması sorun teşkil ederken, ağaçlara sert yapısını veren lignin de bakterilerin bunları parçalamasını zorlaştırıyordu. 

Meselenin temeline inip bu sorunu çözmek isteyen bilim insanları, hızlı büyüyen kavak ağaçlarıyla çalışmalar yürütmeye koyuldu. 

Kuzey Karolina Eyalet Üniversitesi'nden Robert Kelly ve ekibi, lingin seviyesi düşük kavak ağaçlarının, aseton ve hidrojen gazı gibi endüstriyel kimyasallara dönüştürülebileceğini saptamıştı.

Ancak genetiği değiştirilen ve farklı seviyelerde lignin içeren kavak ağaçlarının sadece bir kısmının mikrobiyal bozunma ve fermantasyona elverişli olduğu tespit edilmişti. 

Araştırmacılar bunun bakterilerin farklı bitki türlerini farklı derecelerde yemek istemesinden kaynaklandığını fark ederek bunun nedenini araştırmaya başladı. 

Bulgularını Science Advances adlı hakemli dergide 18 Ekim Cuma günü aktaran ekip, mikrobiyal fermantasyon denen yöntemle ağaçları kimysallara dönüştürmede linginin sadece miktarının değil moleküler bileşiminin de rol oynadığını buldu. 

Bilim insanları ağacın lignin metoksi içeriği ne kadar düşükse, o kadar kolay bozunduğunu kaydetti.

Kelly, "Bu, düşük seviyede ligninin neden tek başına meseleyi çözmediğine dair gizemi ortadan kaldırdı; şeytan ayrıntıda gizliymiş"  diyerek ekliyor: 

Düşük metoksi içeriği muhtemelen selülozu bakteriler için daha erişilebilir kılıyor.

Bulguların seranın dışında, doğal ortamda da test edilmesi gerekiyor. Fakat araştırmacılar yeni çalışmanın, daha uygun ve çevre dostu kimyasallar üretmeye doğru önemli bir adıma işaret ettiğini söylüyor.

Kelly ayrıca ağaçlardaki lingini parçalama sürecinde mikroorganizmaların kullanılmasının daha az enerji gerektirdiğini de belirtiyor.

"Ayrıca enzimler ve kimyasallardan çok daha iyi bir iş çıkarabilirler" diyen uzman ekliyor: 

Selülozu parçalayıp fermente ederek etanol gibi ürünlere dönüştürüyorlar ve hepsini tek adımda yapıyorlar.

Independent Türkçe, Interesting Engineering, Tech Explorist, Science Advances



Kedilerin duydukları kelimelerle görüntüleri eşleştirebildiği bulundu

Bilim insanları kedilerin, sanılandan çok daha fazla şeyi anlıyor olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları kedilerin, sanılandan çok daha fazla şeyi anlıyor olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
TT

Kedilerin duydukları kelimelerle görüntüleri eşleştirebildiği bulundu

Bilim insanları kedilerin, sanılandan çok daha fazla şeyi anlıyor olabileceğini düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları kedilerin, sanılandan çok daha fazla şeyi anlıyor olabileceğini düşünüyor (Unsplash)

Kedilerin herhangi bir ödül veya yönlendirme olmadan kelimelerle görüntüleri ilişkilendirebildiği tespit edildi. 

Daha önceki çalışmalarda kedilerin isimleriyle seslenildiğini anladığı ve tanıdıkları kişilerin fotoğraflarıyla isimlerini eşleştirebildiğine dair bulgular edinilmişti. 

Japonya'daki Azabu Üniversitesi'nden araştırmacılar, bu hayvanların rasgele kelimelerle görüntüleri de bağdaştırıp bağdaştırmadığını anlamak için 31 yetişkin ev kedisiyle bir çalışma yürüttü.

Scientific Reports adlı hakemli dergide 4 Ekim'de yayımlanan araştırmada kediler, bebeklerin dil gelişimi üzerine yapılan çalışmalarda kullanılan bir testten geçirildi.

Deneyde, kedilere anlamsız iki kelimeyle (keraru ve parumo) eşleştirilmiş kısa animasyonlar gösterildi. Mekanik bir ses bu kelimeleri söylerken, onlarla ilişkilendirilmiş güneş veya bulut görüntüsü ekrana geliyordu. 

Bir süre mola verildikten sonra kediler tekrar ekran başına kondu. Ancak bu sefer kelimelerin karşılık geldiği görüntüler yer değiştirmişti.

Hayvanların tepkisini dikkatle inceleyen bilim insanları, kelimeleri duyan kedilerin ekrana ilk seferden daha uzun baktığını ve gözbebeklerinin genişlediğini kaydetti.

Araştırmacılara göre kafası karışmış görünen kedilerin bu davranışı, herhangi bir ödül veya eğitim olmadan duydukları kelimelerle görüntüler arasında bağlantı kurduklarına işaret ediyor.

Makalede bu bağlantının, bebeklerden daha hızlı kurulduğunu belirten araştırmacılar şöyle yazıyor:

Kedilerin resim-kelime eşleştirmesini yalnızca kısa bir süre maruz kaldıktan sonra yapması kayda değer.

Bulgular, insanlarla yaşayan kedilerin etraftaki eşyaların adını biliyor olabileceğine işaret etse de bunu kesin bir şekilde söylemek için henüz erken.

Örneğin hayvanların bu bağlantıları uzun süreliğine kurup kurmadığı veya daha fazla kelime sunulan bir ortamda nasıl tepki vereceği bilinmiyor. 

Araştırmacılar ayrıca bu bağlantının neden bu kadar hızlı kurulduğunu bilmediklerini ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor.

Independent Türkçe, Phys.org, Newsweek, Scientific Reports