100 İsrail savaş uçağı İran'daki "askeri" hedeflere "saldırı dalgaları" düzenledi

Netanyahu ve Gallant Savunma Bakanlığı'ndaki bir yeraltı odasında İran'a yönelik saldırıyı izliyor (İsrail Savunma Bakanlığı)
Netanyahu ve Gallant Savunma Bakanlığı'ndaki bir yeraltı odasında İran'a yönelik saldırıyı izliyor (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

100 İsrail savaş uçağı İran'daki "askeri" hedeflere "saldırı dalgaları" düzenledi

Netanyahu ve Gallant Savunma Bakanlığı'ndaki bir yeraltı odasında İran'a yönelik saldırıyı izliyor (İsrail Savunma Bakanlığı)
Netanyahu ve Gallant Savunma Bakanlığı'ndaki bir yeraltı odasında İran'a yönelik saldırıyı izliyor (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail ordusu bugün şafak vakti İran'daki askeri hedeflere “hassas saldırılar” düzenlediğini duyururken, Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim haber ajansı kaynaklara dayandırdığı haberinde, İran'ın her türlü “saldırganlığa” karşılık vermeye hazır olduğunu ve İsrail'in “işlediği her türlü eyleme orantılı bir karşılık vereceğini” belirtti.

İsrail ordu sözcüsü Avichai Adrai X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “Savunma Kuvvetleri şu anda İran rejiminin son aylarda İsrail Devletine karşı sürdürdüğü saldırılara karşılık olarak İran'daki askeri hedeflere hassas güdümlü saldırılar düzenliyor” ifadelerini kullandı. İsrail ordusu saldırıların ardından “saldırıya ve savunmaya hazır” olduğunu açıkladı. Maariv gazetesi saldırıya 100 İsrail savaş uçağının katıldığını bildirirken, İsrail resmi radyosu saldırının “saldırı ve savunma savaş uçakları ile yakıt ikmal uçakları tarafından gerçekleştirildiğini ve dalgalar halinde yapıldığını” belirtti. İsrail Yayın Kurumu İran'a yönelik saldırıya F35, F16 ve F15 dahil olmak üzere birçok savaş filosunun katıldığını bildirdi.

srail saldırılarının ardından İran'da çıkan yangın (dolaşımda) İsrail saldırılarının ardından İran'da çıkan yangın (dolaşımda)

Yarı resmi İran medyası bugün şafak vakti, başkent Tahran ve komşu şehir Kerec'de çok sayıda güçlü patlamanın duyulduğunu bildirdi. İran devlet televizyonu, Tahran genelinde çok sayıda güçlü patlama sesinin duyulduğunu bildirdi ancak bu patlamaların nedenine ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.

Devrim Muhafızlarına bağlı Tesnim haber ajansı “şu an itibariyle Tahran'ın batısı ve güneybatısındaki DMO merkezlerine yönelik herhangi bir füze isabeti ya da saldırısı kaydedilmediğini” ve duyulan seslerin ordunun hava savunmasının İsrail'in askeri eylemlerine yanıtı kapsamında Tahran çevresindeki üç noktaya müdahale ettiğini gösterdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın  Ajanstan aktardığına göre  İsrail ordusunun İran'da saldırılar düzenlediğini duyurmasının ardından, İran başkentinin güneyindeki “Tahran petrol rafinerisinde yangın ya da patlama olduğuna dair herhangi bir rapor olmadığı” belirtildi.

Tahran Vilayeti Hava Savunma Halkla İlişkiler Departmanından yapılan ilk resmî açıklamada, “Tahran çevresinde duyulan sesler, şehrin dışındaki üç noktada hava savunmasının verdiği tepkiyle ilgilidir... Olay halen soruşturma aşamasındadır” ifadeleri kullanıldı.

Amerikan haber kanalı ABC News, bir kaynağa dayandırdığı haberinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının devam ettiğini ve bir gece sürmesinin beklendiğini bildirdi. Kanal, aynı kaynağa dayanarak şu ana kadar İsrail savaşçılarına yönelik herhangi bir yaralanma veya hasar bildirilmediğini belirtti.

Beyaz Saray dün geç saatlerde yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'daki askeri hedefleri vurmasının, Tahran'ın bu ayın başlarında İsrail'e karşı düzenlediği füze saldırısının ardından “meşru müdafaa” olduğunu belirtti. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Sean Savitt, “askeri hedeflere yönelik saldırıların, meşru müdafaa ve İran'ın 1 Ekim'de İsrail'e yönelik balistik füze saldırısına karşılık” olduğunu ifade etti.

ABD haber kanalları NBC ve ABC, İsrailli bir yetkiliye dayandırdıkları haberlerinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının nükleer tesisleri ya da petrol sahalarını kapsamadığını ve askeri hedeflere odaklandığını bildirdiler.



“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
TT

“İnsani durumu yakından takip ediyor”... Prens William Filistinli yardım görevlilerini ağırladı

İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)
İngiliz Prensi William, Londra'da katıldığı bir konferansta konuşuyor (DPA)

İngiltere Prensi William, Ortadoğu'daki acılardan duyduğu endişeyi dile getirerek Filistinli yardım görevlilerini ağırladı.

Prens William, perşembe günü İngiliz Kızılhaçı ve Filistin Kızılayı temsilcileriyle bir araya geldi.

Şarku'l Avsat'ın The Telegraph gazetesinden aktardığına göre, her iki yardım kuruluşunun da öncelikleri arasında yer alan Gazze'deki çatışmalar, görüşmelerin ana gündem maddesi oldu.

Uluslararası bir devlet adamı olarak rolü giderek artan Prens, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısından bu yana İsrail ve Gazze'deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

Kensington Sarayı sözcüsü dün yaptığı açıklamada, “Galler Prensi, Ortadoğu'daki insani durumu yakından takip etmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Filistin Kızılayı Derneği'nden bin 600'den fazla çalışan ve gönüllü, Gazze'de hayat kurtaran destek sağlıyor, acil yardım malzemeleri dağıtıyor ve 100 binden fazla kişiye tıbbi destek sunuyor.

Filistin Kızılayı Derneği'nden sekiz sağlık görevlisi mart ayında, Gazze'de görev yaparken öldürüldü ve bir meslektaşları hala kayıp. Dernek, Gazze'deki insani durumun “dayanılmaz” olduğunu ve hızla kötüleştiğini ifade etti.

Prens, Şubat 2024'te, İsrail ile diplomatik anlaşmazlığın fitilini ateşlemekle tehdit eden sert ifadeli bir müdahalede bulunarak, çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Prens'in açıklaması, insani yardım çalışmalarına katılan İngiliz Kızılhaç çalışanlarıyla yaptığı görüşme ve bölgede çalışan meslektaşlarına hitaben yaptığı konuşma sırasında yapıldı. Prens, şiddetin kendisini “bir baba olarak çok etkilediğini” belirtti.

Prens, "Çok sayıda kişinin öldüğünü" söyleyerek, daha fazla insani yardım, rehinelerin serbest bırakılması ve "çatışmaların en kısa sürede sona erdirilmesi" çağrısında bulundu.

Bu müdahalesi, İngiliz başbakanının desteğini aldı ve başbakan, ulusun “tek ses” olarak konuşması gerektiğini söyledi.