Büyük İskender'in tuniği bulundu mu?

Kraliyet mezarlarıyla ilgili tartışma yeniden alevlendi.

Asıl adı III. Aleksandros olan Büyük İskender, Yunanistan'dan Mısır ve Hindistan'a uzanan geniş toprakları fethetti (Wikimedia Commons)
Asıl adı III. Aleksandros olan Büyük İskender, Yunanistan'dan Mısır ve Hindistan'a uzanan geniş toprakları fethetti (Wikimedia Commons)
TT

Büyük İskender'in tuniği bulundu mu?

Asıl adı III. Aleksandros olan Büyük İskender, Yunanistan'dan Mısır ve Hindistan'a uzanan geniş toprakları fethetti (Wikimedia Commons)
Asıl adı III. Aleksandros olan Büyük İskender, Yunanistan'dan Mısır ve Hindistan'a uzanan geniş toprakları fethetti (Wikimedia Commons)

Bilim insanları, Yunanistan'daki kraliyet mezarlarında bulunan bir kumaş parçasının Büyük İskender'in tuniği olduğunu öne sürdü. 

Yunanistan'ın kuzeyindeki Vergina'da yer alan Aigai Kraliyet Mezarları, 1977'de keşfedildiğinden beri ilgi ve tartışmaların odağı olmaya devam ediyor. 

Yaklaşık 50 yıl önceki keşfe liderdik eden arkeolog Manolis Andronikos, mezar ve buradaki kumaş gibi bulguların Büyük İskender'in babası II. Filip'e ait olduğunu savunuyordu.

Ancak Journal of Field Archaeology'de bu ay yayımlanan bir çalışma bu teoriye meydan okuyor. 

MÖ 356-323'te Makedonya Kralı olarak hüküm süren Büyük İskender, dünyanın büyük bir kısmını fethetmişti. Tarihin en iyi liderleri arasında sayılan kralın kalıntılarının nerede olduğu bilinmiyor.

Daha önceki çalışmalarda Aigai Kraliyet Mezarları'ndaki üç mezarın Büyük İskender'in akrabalarına ait olduğu tespit edilse de bu kişilerin kim olduğu üzerinde fikir birliği sağlanamıyordu.

Trakya Demokritos Üniversitesi'nden Antonis Bartsiokas bu belirsizliği giderme amacıyla mezarları ve yıllar önce bulunan mor ve beyaz renkli kumaş parçasını inceledi. 

Fosiller üzerinde mikroanaliz yapma uzmanı Bartsiokas, çeşitli testler ve tarihi metinlerden yararlanarak ilk mezarın II. Filip'e, ikinci mezarın Büyük İskender'in üvey kardeşi III. Filip'e ve son mezarın da meşhur liderin ergenlik çağında ölen oğlu IV. Aleksandros'a ait olduğu sonucuna vardı.

Kızılötesi spektroskopisi ve gaz kromatografisi gibi teknikler kullanan bilim insanı, kumaşın pamuktan yapıldığını, huntit adlı minerali içerdiğini ve mor rengin Sur moru boyasından geldiğini tespit etti. 

Bartsiokas bu mineralin ve mor boyanın Persler tarafından üretilmesinden dolayı, kumaşın Büyük İskender'in bölgeyi fethetmesinden sonra yapıldığını ve tuniğin ona ait olduğunu savunuyor. 

Nadir bir boya olan Sur morunun Makedonyalı elitler tarafından benimsenmesi bu düşünceyi güçlendiriyor.

Ayrıca yeni çalışmaya göre tunik, III. Filip'in mezarına konmuştu. Araştırmacı bu mezardaki frizlerde resmedilen av sahnesinde ortadaki kişinin bu tuniği giyen Büyük İskender olduğunu öne sürüyor.

Mezardan çıkarılan ve yine Perslerle ilişkilendirilen altın bir asanın da Büyük İskender'e ait olduğunu savunuyor.

Üvey kardeşinden sonra kral III. Filip, onun eşyalarını alıp Makedonya'ya getirmiş ve bu nedenle bu eşyalarla gömülmüş olabilir.

Diğer yandan bazı uzmanlar yeni çalışmanın savunmasını yetersiz buluyor. Andronikos'un ölümünden sonra kazılara liderlik eden arkeolog Stella Drougou şu ifadeleri kullanıyor:

Spekülasyonlara uygun bir zemin var ancak bu tür tartışmalar asılsız.

Drougou, Bartsiokas'ın teorilerinin kazılar sırasında toplanan verilerle çeliştiğini savunuyor.

Bartsiokas ise Andronikos'u kanıtları gizlemekle suçlayarak bu verilerin mezarın II. Filip'e ait olduğu iddiasını çürüteceğini öne sürüyor ve ekliyor:

Şimdiye kadar yaptıkları gibi karşıt herhangi bir kanıt sunmadan itiraz edecekler.

ABD'deki Bard College'dan James Romm, yeni teorinin doğru olabileceği görüşünde. Ancak Romm, pek çok uzmanın frizde resmedilen kişinin Büyük İskender olmadığını düşündüğünü ekliyor.

Independent Türkçe, New York Times, Popular Mechanics, Interesting Engineering, Journal of Field Archaeology



Oscarlı yıldız, yeni dizisi için "her oyuncunun rüyası" diyor

Prömiyerini 7 Kasım'da yapacak dizinin Türkiye'de hangi platformda izleyiciyle buluşacağı henüz bilinmiyor (Peacock)
Prömiyerini 7 Kasım'da yapacak dizinin Türkiye'de hangi platformda izleyiciyle buluşacağı henüz bilinmiyor (Peacock)
TT

Oscarlı yıldız, yeni dizisi için "her oyuncunun rüyası" diyor

Prömiyerini 7 Kasım'da yapacak dizinin Türkiye'de hangi platformda izleyiciyle buluşacağı henüz bilinmiyor (Peacock)
Prömiyerini 7 Kasım'da yapacak dizinin Türkiye'de hangi platformda izleyiciyle buluşacağı henüz bilinmiyor (Peacock)

Eddie Redmayne halihazırda büyücüden ressama, teorik fizikçiden seri katile kadar pek çok farklı rolü canlandırdı. 

Aktör bu defa, yeni gerilim dizisi The Day of the Jackal'da ilk kez bir suikastçıyı oynayacak. Redmayne, bukalemun gibi kılık değiştiren bu karakteri canlandırırken keyfine diyecek yoktu.

"Benim için bir oyun alanıydı"

42 yaşındaki Oscarlı aktör, GamesRadar+'a verdiği röportajda "Buna bayıldım" diyor. 

Benim için bir oyun alanıydı. Onun, bir karakter olarak ilgi çekici bulduğum özelliklerinden biri, bilmece gibi biriyken yol boyunca karşılaştığı tüm farklı kahramanların ondaki farklı nitelikleri yansıtması veya ortaya çıkarması.

Britanyalı yıldız, sözlerine şöyle devam ediyor:

Ama sadece onu oynamak değil, aynı zamanda onun karakterlerini de oynamak zorunda olmanız her aktörün rüyası. Çocukken düşündüğünüz ve oyuncu olduğunuzda yapmak istediğiniz tüm o şeyler: Makyaj, protez, farklı kostümler, diller, aksanlar gibi... Çok keyifliydi.

Frederick Forsyth'ın 1971 tarihli aynı adlı romanının modernize edilmiş bir uyarlaması olan 10 bölümlük dizi, Redmayne'in canlandırdığı tetikçi Charles'ın (en azından adının bu olduğunu söylüyor) tartışmalı bir siyasi figürü öldürmekle görevlendirilmesini konu alıyor.

Kitaptaki hedef, 1970'te ölen eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle'ken, dünyayı dolaşan tetikçinin dizideki hedefi kurgusal bir karakter.

Ancak Redmayne'in canlandırdığı tetikçinin, La Casa de Papel'deki meşhur Tokyo rolüyle tanınan Úrsula Corberó tarafından canlandırılan eşi, kocasının evden uzakta geçirdiği zamanlardan şüphelenmeye ve gerçekte ne yaptığını araştırmaya başlayınca sorunlar başlıyor.

"Züppe bir suikastçı"

Redmayne, dizinin "titiz" kostüm departmanını överken, canlandırdığı karakteri diğer ünlü casuslardan ayıran şeyi şöyle açıklıyor:

O bir tür aylak, züppe bir suikastçı. Onu her gördüğünüzde farklı bir şey giymesi ve sürekli değişmesi, muhteşem kostüm tasarımcımız Natalie Humphries için gerçekten önemliydi. Bunun üzerine eğilmek eğlenceliydi.

Yıllar sonra ilk kez televizyona dönen Fantastik Canavarlar (Fantastic Beasts) serisinin yıldızı, CBR.com'a yaptığı açıklamada da "Bu işin ölçeğinin daha önce yaptığım her şey kadar büyük ve sinematik olduğunu gördüm" ifadelerini kullandı.

Redmayne, projeyi "heyecan verici ve zorlayıcı" bulduğunu da sözlerine ekledi.

Independent Türkçe, GamesRadar+, CBR.com