Üç soruda İsrail'in "Demir Işın" lazer silahı

Bir yıla tamamlanacağı söylenen lazer sistemi ne kadar etkili?

Uzmanlara göre Demir Işın, İsrail'in savunma kapasitesini artıracak (Rafael)
Uzmanlara göre Demir Işın, İsrail'in savunma kapasitesini artıracak (Rafael)
TT

Üç soruda İsrail'in "Demir Işın" lazer silahı

Uzmanlara göre Demir Işın, İsrail'in savunma kapasitesini artıracak (Rafael)
Uzmanlara göre Demir Işın, İsrail'in savunma kapasitesini artıracak (Rafael)

İsrail, "Demir Işın" savunma sistemini bir yıl içinde devreye sokmayı planlıyor. 

İsrail Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamada, Rafael ve Elbit firmalarıyla ortak geliştirilen lazer silahıyla ilgili sürecin hızlandırıldığı belirtildi. Rafael, İsrail'in ünlü savunma sistemi Demir Kubbe'yi de tasarlamıştı.

Bakanlık, lazer silahlarının tasarımı ve seri üretimi için şirketlerle 2 milyar Yeni İsrail Şekeli (yaklaşık 18,2 milyar TL) değerinde anlaşma yapıldığını duyurdu.

Nasıl çalışıyor?

Bir kalkan görevi gören lazer silahı, İsrail toprağına gönderilen füzeleri, insansız hava araçlarını ve roketleri hedef alarak havada etkisiz hale getiriyor. 

Demir Kubbe, İsrail'e ateşlenen roket ve drone'ların yerleri önce radarla tespit ediliyor, daha sonra bunlar füzelerle vuruluyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in aktardığına göre Demir Işın, aynı işi lazerle çok daha az maliyetle yapabiliyor. Uzmanlara göre, Demir Kubbe'de koruma amaçlı ateşlenen her füze yaklaşık 50 bin dolara mal oluyor. Tel Aviv'deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden (INNS) araştırmacı Yaşua Kaliski, her roket ve drone başına iki füzenin ateşlendiğini belirtiyor. 

Demir Işın ise bu açıdan neredeyse maliyetsiz. Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, bu silahla savunmanın "lazer başına 2 dolara" mal olacağını söylemişti. 

Ne kadar etkili olacak?

İsrail Savunma Bakanlığı, Demir Işın'ın "savaş teknolojisinde yeni bir çağ başlatacağını" savunuyor.

Ancak CNN'in analizinde, lazer sisteminin bulutlu, yağmurlu ya da puslu havalarda iyi çalışmayabileceğine işaret ediliyor. Ayrıca silahın çalışır halde tutulması için ciddi bir elektrik gücüne de ihtiyaç var.

INSS'den Kaliski de lazer silahının Demir Kubbe'yi güçlendireceğini, drone'lara ve kısa menzilli roketlere karşı koruma sağlayacağını söylerken, sistemin balistik füzelere karşı o kadar etkili olmayabileceğini belirtiyor. Savunma teknolojileriyle ilgili haberler yayımlayan Defense News'ün analizinde, Demir Kubbe'ye kıyasla lazer silahının yoğun roket atışlarına karşı etkili performans gösteremeyebileceğine dikkat çekiliyor.

Başka hangi ülkelerde lazer silahı var?

ABD Donanması, uçakları havada imha edebilen bir lazer silahını 2020'de denemişti. Birleşik Krallık da DragonFire adlı lazer silahının testlerini bu yıl martta yapmıştı. 

Pentagon'a göre Rusya ve Çin de benzer güçte lazer silahları geliştiriyor. Moskova'nın, Ukrayna cephesinde uydu ve radar sistemlerini kör eden Peresvet adlı bir lazer kullandığı bildirilmişti. Çin ordusunun elinde de drone'lara karşı kullanılan Silent Hunter adlı bir lazer silahı mevcut.

İran'ın cephaneliğinde lazer silahı olup olmadığı bilinmiyor. Ülkenin resmi haber ajansı IRNA'nın 2022'deki haberinde, İran ordusunun lazer hava savunma sistemi geliştirdiği belirtilmişti. Diğer yandan İran'ın koruma için Çin'den satın aldığı Silent Hunter'ları kullandığı da öne sürülmüştü.

Independent Türkçe, CNN, Defense News, Eurasian Times



Trump ve Harris'in seçimi kazanma olasılığının eşit olmasının 10 sebebi

Donald Trump ve Kamala Harris (Arşiv - Reuters)
Donald Trump ve Kamala Harris (Arşiv - Reuters)
TT

Trump ve Harris'in seçimi kazanma olasılığının eşit olmasının 10 sebebi

Donald Trump ve Kamala Harris (Arşiv - Reuters)
Donald Trump ve Kamala Harris (Arşiv - Reuters)

ABD’deki başkanlık seçimlerinin başlamasına 24 saat kala Beyaz Saray için yapılan yarış, hem ülke genelinde hem de ‘salıncak eyalet’ diye adlandırılan kararsızların yoğun olduğu en çekişmeli eyaletlerde çıkmaza girmiş durumda.

BBC'nin bir haberine göre anketler hata payı dahilinde çok yakın seyrediyor. Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump ya da Demokrat Parti adayı Kamala Harris başkanlık yarışını çok küçük bir farkla kazanabilir.

Doğru yerlerde bir seçmen koalisyonu oluşturmak söz konusu olduğunda her birinin neden kazanma avantajına sahip olabileceğine dair ikna edici bir argüman var.

Trump’ın neden yarışı kazanabileceğine dair sebepleri şöyle sıralayabiliriz:

1- Şu an iktidarda değil

Ekonomi seçmenler için bir numaralı sorun. İşsizlik oranı düşük ve borsa yükselişte olsa da Amerikalıların çoğu her gün artan fiyatlarla mücadele ettiklerini söylüyorlar.

Koronavirüs (Kovid19) salgınının ardından ABD’de enflasyon 1970'li yıllardan bu yana görülmemiş seviyelere ulaştı. Bu da Trump'a “Şu anda dört yıl öncesine göre daha mı iyi durumdasınız?” sorusunu sorma fırsatı sundu.

Bu yıl dünyanın dört bir yanındaki seçmenler, kısmen pandemi sonrası artan hayat pahalılığı nedeniyle iktidardaki partileri defalarca kez devirdi. Amerikalı seçmenler de değişime aç görünüyorlar.

Amerikalıların sadece dörtte biri ülkenin gidişatından memnun olduğunu söylerken, üçte ikisi ekonomik gidişatın kötü olduğunu belirtiyor.

Harris, kendisini Amerikalılara değişimi getirecek aday olmaya kabul ettirmeye çalışsa da mevcut Başkan Yardımcısı olarak şu an popülaritesi çok düşmüş halde olan ABD Başkanı Joe Biden ile arasına mesafe koymakta zorlandı.

2- Kötü haberlerden etkilenmiyor

ABD Kongre Binası'nda 6 Ocak 2021'de yaşanan baskın olayı, hakkındaki benzerine rastlanmayan iddianameler ve hapis cezalarına rağmen, Trump'ın arkasına aldığı seçmen desteği tüm yıl ya yüzde 40 ya da üzerinde seyretti.

Trump karşıtı Demokratlar ve muhafazakârlar onun göreve uygun olmadığını söylerken, Cumhuriyetçilerin çoğu Trump'ın kendisi hakkında söylediği ‘siyasi bir cadı avının kurbanı olduğu’ iddiasında hemfikirler.

Trump'ın sadece kendisi hakkında sabit bir görüşe sahip olmayan kararsız seçmenlerin küçük bir bölümünü kazanması gerekiyor.

3- Yasadışı göç konusunda uyarılarda bulunuyor

Ekonominin durumundan farklı olarak, seçimlere genellikle duygusal çekiciliği olan bir konu karar verir. Demokratlar bun konunun kürtaj olmasını umarken, Trump göçmenlik üzerine bahis oynuyor.

Biden döneminde sınırdaki çatışmalar rekor seviyelere ulaştı. Göçmen akınlarından sınırdan uzak eyaletleri de etkilendi. Anketler, seçmenlerin Trump'a göçmenlik konusunda daha fazla güvendiğini ve Latinler arasında önceki seçimlere kıyasla çok daha iyi bir performans sergilediğini gösteriyor.

4- Marjinal gruplara hitap edebiliyor

Trump'ın unutulan seçmen kitlelerine hitap etmesi, sendikalı işçiler gibi geleneksel olarak Demokrat Partili olan seçmenleri Cumhuriyetçilere dönüştürdü ve ABD sanayisini gümrük vergileri koyarak korumayı neredeyse normalleştirdi.

Eğer Trump, salıncak eyaletlerin kırsal ve banliyö bölgelerinde katılımı arttırmayı başarırsa Cumhuriyetçi seçmenler arasında ılımlı ve üniversite eğitimli olanların kaybını böylece telafi edebilir.

5- Dengesini yitirmiş bir dünyada güçlü bir adam

Trump'ı eleştirenler, onun otoriter liderlerle yakınlaşarak ABD’nin ittifaklarını zayıflattığını söylüyorlar.

Ancak eski Başkan, bir sonraki hamlesinin öngörülemezliğini bir güç olarak görüyor ve kendisi Beyaz Saray'dayken hiçbir büyük savaşın başlamadığına dikkati çekiyor.

Birçok Amerikalı, çeşitli nedenlerle, ABD'nin Ukrayna ve İsrail'e milyarlarca dolar göndermesine öfkeli ve ABD’nin Biden döneminde zayıfladığına inanıyor.

Öte yandan Harris’in neden yarışı kazanabileceğine dair sebepleri ise şöyle sıralayabiliriz:

1- O, Trump değil

Trump, tüm bu meziyetlerine rağmen, son derece bölücü bir isim olmaya devam ediyor. Trump, her ne kadar 2020 yılında Cumhuriyetçi Parti’nden bir aday için rekor sayılabilecek bir oranda oy kazansa da bu orandan yedi milyon fazla Amerikalı Biden'ı desteklediği için yenildi.

Harris bu kez Trump'ın dönüşünün yarattığı korku faktöründen yararlanıyor. Trump'ı ‘faşist’ ve demokrasiye yönelik bir tehdit olarak nitelendirirken Harris, ‘trajediden ve çatışmadan’ uzak durma sözü verdi.

Geçtiğimiz temmuz ayında Reuters ve Ipsos tarafından ortak yapılan bir ankete göre her beş Amerikalıdan dördü ülkenin kontrolden çıktığını düşünüyor. Harris, seçmenlerin - özellikle ılımlı Cumhuriyetçilerin ve bağımsızların - kendisini istikrarı sürdürecek bir aday olarak görmelerini umuyor.

2- O, Biden da değil

Biden yarıştan çekildiği anda Demokratlar da neredeyse kesin bir yenilgiyle karşı karşıyaydı. Trump'ı yenme hırsıyla birleşen parti, hızla Harris'in etrafında toplandı. Harris şaşırtıcı bir hızla, partinin tabanını harekete geçiren daha ileriye dönük bir mesaj verdi.

Anketler sürekli olarak seçmenlerin Biden'ın görevde kalmasına karşı derin endişeleri olduğunu göstermişti. Şimdi yarış tersine döndü ve başkanlığı kazanan en yaşlı kişi olmak için yarışan Trump oldu.

3- Kadın haklarını savunuyor

Bu, ABD Yüksek Mahkemesi'nin ‘Wade Kararı’ diye adlandırılan ve Anayasa'da kişisel mahremiyeti koruyan özgürlük hakkının, hamileliğe devam edip etmeme kararını da içerdiğini kabul ettiği 1973 tarihli Roe v. Wade kararını bozmasından bu yana yapılan ilk başkanlık seçimi.

Kürtaj haklarının korunması konusunda endişeli olan seçmenler, Harris'i ezici bir çoğunlukla destekliyorlar. Geçmiş seçimlerde - özellikle 2022 ara seçimlerinde - konunun katılımı artırabileceğini ve sonuç üzerinde gerçek bir etkiye sahip olabileceğini görmüştük.

Bu kez, aralarında Arizona'nın da bulunduğu 10 eyalette seçmenlere kürtaj yasasının nasıl düzenleneceğini soran oy pusulaları sunulacak. Bu durum, Harris'in lehine katılımı artırabilir.

4- Seçmenlerinin sandık başına gitme olasılığı daha yüksek

Anketlere göre Harris'i daha çok destekleyen üniversite mezunları ve yaşlılar gibi grupların sandık başına gitme olasılığı daha yüksek.

En nihayetinde Demokratlar seçimlere yüksek katılım sağlayan kitleler arasında daha başarılı. Trump, gençler ve üniversite mezunları olmayanlar gibi nispeten seçimlere düşük katılım gösteren kitleler arasında kazanımlara sahip.

Örneğin, New York Times (NYT)/Siena anketine göre Trump, 2020 yılı kayıtlı olup oy kullanmayanlar arasında önemli bir popülariteye sahip.

O halde burada sorulması gereken asıl soru, bu kez sandık başına gidip gitmeyecekleri sorusu.

5- Çok para toplayıp çok harcaması

ABD seçimlerinin pahalıya mal olduğunu herkes bilir ve 2024 başkanlık seçimleri ABD’de şimdiye kadarki en pahalı seçim olma yolunda ilerliyor.

Financial Times tarafından kısa bir süre önce yapılan bir analize göre Harris, temmuz ayında adaylığının açıklanmasından bu yana Trump'ın geçtiğimiz yıl ocak ayından bu yana topladığından daha fazla bağış topladı ve seçim kampanyası için Trump'ın neredeyse iki katı kadar harcama yaptı.

Bu durum, sonucu şu an siyasi propaganda bombardımanına tutulan kararsız eyaletlerdeki seçmenler tarafından belirlenecek olan seçim yarışında belirleyici bir rol oynayabilir.