İran: B-52 bombardıman uçakları meşru müdafaa kararlılığımızı caydıramayacak

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İnstagram)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İnstagram)
TT

İran: B-52 bombardıman uçakları meşru müdafaa kararlılığımızı caydıramayacak

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İnstagram)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi (İnstagram)

Tahran, B-52 bombardıman uçaklarının meşru müdafaa kararlılığını caydıramayacağını bildirdi ve İsrail'in ülkedeki hassas askeri üslere yönelik saldırılarına karşılık olarak tüm imkânlarını kullanma sözü verdi.

ABD ordusu cumartesi günü, İsrail'in 26 Ekim'de füze üslerine ve askeri radar tesislerine düzenlediği saldırılara misilleme olarak karşı saldırı başlatmaya hazırlanan İran'a uyarı mahiyetinde Ortadoğu'ya B-52 bombardıman uçakları gönderdiğini duyurdu.

İsrail, İran'ın nükleer tesislerini ve petrol altyapısını vurmaktan kaçındı. Ancak hava savunmasında meydana gelen ciddi hasar, İsrail'in İran'a tekrar saldırmaya karar vermesi halinde daha sert saldırılara maruz kalmasına neden olabilir.

İsrailli bir askeri yetkili pazar günü yaptığı açıklamada, Tel Aviv'in Tahran'la ‘atışmayı’ bırakmaya karar verdiğini  ve İran'ın yeni bir saldırısına verilecek yanıtın kısasa kısas değil, tam kapsamlı bir savaş olacağı uyarısında bulundu.

İsrail'in o dönemki saldırısı, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın yanı sıra bir Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı’nın Beyrut'taki bir İsrail saldırısında ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Tahran'da İsrail'e atfedilen bir operasyonda öldürülmesine tepki olarak İran'ın 1 Ekim'de İsrail’e fırlattığı füzelere karşılıktı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada saldırıyı küçümsemeyi reddetti. Hamaney, reformist Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan hükümetinin hasarı sınırlı olarak nitelendirmesinin ardından yetkililere İsrail'e verilecek yanıtı belirleme talimatı verdi.

İran ordusu saldırılarda dört hava savunma birimi subayının öldüğünü ve bir sivilin de hayatını kaybettiğini doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi olağan basın toplantısında, ABD bombardıman uçaklarının bölgeye gelişiyle ilgili bir soruya yanıt olarak şu cevabı verdi: “ABD'nin bölgedeki varlığını her zaman istikrarı bozucu bir varlık olarak gördük. Bu, İran'ın meşru müdafaa kararlılığını caydırmayacaktır.”

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) cuma günü yaptığı açıklamada, ABD'nin ‘İsrail'i savunmak’ ve İran'ı uyarmak amacıyla ‘önümüzdeki aylarda’ Ortadoğu'ya yeni askeri kabiliyetler konuşlandırmayı planladığını bildirdi. B-52 bombardıman uçakları, savaş uçakları ve askeri uçakların yanı sıra bu yeni askeri yetenekler balistik füze savunma sistemlerini de içeriyor.

Bekayi, İran'ın ulusal güvenliğini ve egemenliğini tehdit edecek her türlü saldırı ya da girişime ‘tüm gücüyle’ karşılık vereceğini ve kendisini ‘savunmak’ için gerekli her türlü donanıma sahip olacağını söyledi. Bekayi, “İran halkı her türlü saldırganlığa karşı savunmaya ve güçlü bir şekilde karşılık vermeye hazırdır” dedi.

Wall Street Journal pazar günü İran ve bölgedeki sorumlu kaynaklara dayandırdığı haberinde, Tahran'ın İsrail'e yönelik ‘güçlü ve karmaşık’ bir saldırıya hazırlandığını, daha tahrip edici savaş başlıklarına sahip füzeler ve diğer silahları kullanmayı planladığını yazdı.

DMO medyası Tahran'ın ilk kez 2 bin kilometre menzile ve bin 800 kilogram ağırlığında savaş başlığına sahip Hürremşehr balistik füzesini kullanacağını ima etti.

İran geçen ayın başlarında gerçekleştirdiği saldırıda, aralarında yaklaşık 2 bin kilometre menzile sahip Kadir ve bin 700 kilometre menzile sahip İmad'ın da bulunduğu çok sayıda balistik füze kullanmıştı. Ayrıca Tahran'ın bin 400 kilometre menzile sahip ‘hipersonik bir füze’ olduğunu söylediği Fettah füzesini de ilk kez kullandı.

Nisan ortasındaki saldırıda Tahran üç tipte 120 balistik füze ateşledi: Bin 450 kilometre menzilli Hayber Şekan, İmad ve Kadir'in yanı sıra 30 Pave seyir füzesi ve 170 Şahid-136 insansız hava aracı. İmad ve Kadir füzelerinin her ikisi de Şahab-3 füzesinin geliştirilmiş versiyonlarıdır.

‘Kararlı ve sağlam’

Hamaney cumartesi günü yaptığı açıklamada, “İki düşman, ABD ve Siyonist varlık, İran'a ve direniş eksenine karşı yaptıklarına kesinlikle sert bir yanıt alacaklarını bilmelidirler” dedi.

DMO Komutanı Hüseyin Selami ise pazar günü İsrail ve ABD'ye bir uyarıda bulunarak, “bölgedeki direniş cephesi şer cephesine güçlü bir şekilde karşılık verecek” dedi. Bu arada yardımcısı Ali Fadavi, İsrail saldırısına yanıt olarak Sadık Vaat 3 Operasyonu'nun ‘kesinlikle gerçekleştirileceğini’ söyledi, ancak zamanlamasını açıklamayı reddetti.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan pazar günü yaptığı açıklamada, ateşkesin İran'ın vereceği yanıtın niteliğini etkileyebileceğini söyledi.

Buna karşılık Bekayi İran'ın tepkisinin ‘kararlı ve sağlam’ olacağını vurguladı. İran'ın, İsrail'in Tahran destekli Hizbullah ve Hamas'a karşı savaş yürüttüğü Gazze Şeridi ve Lübnan'da ateşkes sağlanması için ‘tüm girişim ve çabaları’ desteklediğini de belirtti. Wall Street Journal'a göre İran, Arap diplomatlara, son saldırıda çok sayıda askerinin öldürülmesinin ardından bu kez İsrail'e verilecek karşılıkta ordunun da yer alacağını söyledi.

İran'ın tehditlerinin gerçek mi yoksa sadece retorik mi olduğu belirsizliğini koruyor. Wall Street Journal'a konuşan İranlı bir yetkili, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısının ABD seçimlerinden sonra ve yeni başkanın göreve başlamasından önce gerçekleşeceğini belirterek, ülkesinin İsrail'e yönelik bir sonraki operasyonunun parçası olarak Irak topraklarını kullanabileceğini ve askeri tesisleri ‘geçen seferkinden daha şiddetli bir şekilde’ hedef alabileceğini ifade etti.

“Devletlerin egemenliğine saygı duymakla birlikte İran, çıkarlarını ve güvenliğini savunmak için tüm maddi imkânlarını kullanacaktır” diyen Bekayi, Batı'nın ülkesine karşılık vermemesi yönünde yaptığı baskıya atıfta bulunarak, Tahran'ın ‘ulusal güvenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik her türlü saldırıya en güçlü şiddetle karşılık vereceğini’ bildirdi.

B-52 bombardıman uçakları cumartesi akşamı ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) operasyon bölgesine ulaştı. (CENTCOM)B-52 bombardıman uçakları cumartesi akşamı ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) operasyon bölgesine ulaştı. (CENTCOM)

Nükleer doktrin

Bekayi nükleer doktrinin değiştirilmesi konusunda ise şunları söyledi: “Kitle imha silahlarının reddi ve İran'ın barışçıl nükleer programının niteliği konusundaki resmi tutumumuz çok net. Dini Lider Ali Hamaney'in konuşmasında İran'ı savunmak için gerekli her türlü donanıma sahip olacağımız vurgulandı.”

Batılı güçlerin nükleer anlaşmada öngörülen ‘tetikleme mekanizmasına’ başvurma olasılığı sorulduğunda Bekayi, “Tüm senaryoları gözden geçirdik. Yanıtımız konusunda bir karar verildi ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının mekanizmalarına başvurmak için hiçbir gerekçe yok” dedi.

Bekayi, “Siyonist işgalcinin ihlallerine vereceğimiz yanıtın modelleri açık. Bu saldırılara yanıt vermek için tüm maddi ve manevi kapasitemizi kullanmamız doğal. Tüm kaynaklarımızı tam güçle kullanacağız” şeklinde konuştu.

Tahran'ın ‘nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine bağlı kaldığını ve ABD'nin tek taraflı çekilmesine karşılık olarak attığı adımların anlaşma çerçevesinde olduğunu’ belirten Bekayi, İran ile ABD arasında nükleer meseleye ilişkin dolaylı müzakerelerin iki ya da üç haftadır durduğunu kaydetti.

Bekayi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi'nin ziyaretinin ‘gündemde’ olduğunu söyledi ve konunun ‘açıkça tanımlandığını’ belirtti.

Bekayi, Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi'nin pazar akşamı Tahran'a geldiğine dair haberleri doğrulamaktan ya da yalanlamaktan kaçındı.

İran'ın olası bir tepkisinin ABD seçimleri ve adaylardan birinin desteklenmesi üzerindeki etkisini yorumlayan Bekayi şunları söyledi: “Bizim için önemli olan eylemlerdir. Ne yazık ki iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi, farklı hükümetlerde İran karşıtı eğilimlerin varlığını göstermiştir. ABD'deki hükümet değişikliği ne olursa olsun, her türlü saldırganlığa karşı güçlü bir şekilde karşılık vermeye ve savunmaya hazırız.”



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.