Araştırmacılar, insanlığın yazısının kökenini anlama yolunda önemli bir adım daha attı.
Medeniyetin doğduğu Mezopotamya'da, bilinen en eski yazı sistemi MÖ 3 bin civarında başlamıştı.
Sümerlerin geliştirdiği ve kil tabletler üzerine yazılan ilk çivi yazısı, büyük ölçüde Uruk kentine, yani bugünkü Irak'a dayanıyor. Bugüne kadar binlerce tabletin yanı sıra genellikle imza olarak kullanılan küçük taş silindir mühürler de ortaya çıkarıldı.
İtalya'nın Bologna Üniversitesi'nden akademisyenler, bu 6 bin yıllık silindirlere kazınmış tasarımlarla Uruk'ta çivi yazısından önce ortaya çıkan proto-çivi yazısındaki piktograflar arasındaki bağlantıları tespit etti.
Araştırmaya liderlik eden Profesör Silvia Ferrara pazartesi günü The Independent'a yaptığı açıklamada, "Yazının 4. bin yılda Mezopotamya'nın Uruk bölgesinde nasıl doğduğuna dair geleneksel açıklamanın gerçekten geçerli olup olmadığını görmek istedik" dedi.
Çalışma salı günü Antiquity adlı bilimsel dergide yayımlandı.
Ferrara bulguların, jetonların yazıyı mümkün kılan araçlar olduğunu bulan önceki araştırmalara katkı sağladığını söylüyor.
Farklı boyutlardaki kil jetonlara, günlük hayatta kullanılan eşyaların şeklinin verildiği düşünülüyor.
Ferrara bunların geometrik olduğunu ve bu mühürler gibi simgesel imgeler taşımadığını, oysa proto-çivi yazısı sisteminin işaretlerinin çok ikonografik bir başlangıcı olduğunu ifade ediyor:
Bir şeylere benziyorlar.
Araştırmacı "Silindir mühürlerin üzerindeki bazı imgelerin aslında birkaç yüzyıl sonra kullanılan proto-çivi yazısı sisteminin işaretlerine benzediğini fark ettik" diyor.
Uruk ve çevresindeki diğer şehirler arasındaki alışveriş ağının parçası olan silindir mühürler... Yazının yaratılmasından sorumlu bir mekanizmaydı.
Bu bulgular, silindir mühür sistemiyle yazının icadı arasında bağlantı olduğuna ilk kez işaret ediyor. Mühürler aynı zamanda çeşitli tarım ve tekstil ürünlerini takip eden bir muhasebe sistemi olarak da kullanılıyordu.
Araştırmanın ortak yazarları Kathryn Kelley ve Mattia Cartolano, Ferrara'yla birlikte çalıştı. Kelley, insanları bir yazı sistemine adım atmaya iten şeyin ne olduğunu anlamak istediklerini söylüyor.
Kelley "Aslen tarih öncesi mühürleme teknolojisi olan mühürlerden yazıya doğru başka tür bir ilişki kurmaya çalışmak istedik" diyor.
İşte bağlantı burada. Makalede sunduğumuz kritik bağlantı, birkaç işaretten oluşan ilk somut küme ve şunu açıkça söyleyebiliriz: Bunlar yazıdan önce de vardı, benzer şekillerde kullanılıyorlardı ve taşıdıkları bir tür anlamsal ilişki, yazının icadına taşındı.
Ferrara, araştırmacıların mühürlerin yazının tek kaynağı olduğunu söylemediğini belirtiyor. Bulgular, uygulamanın kökenlerine ilişkin insanların anlayışına nüans katıyor.
Araştırmacı "Ancak okuma yazma öncesi imge geleneklerinin ve bu durumda mühürlerin, bilgi teknolojisini farklı bir yöne taşıyan uyarıcıların bir parçası olduğuna dair çok somut bazı kanıtlar gösteriyoruz" diyor.
Mezopotamya, Mısır, Çin ve Güney Amerika Maya kültürü, yazının icat edildiği ilk 4 örnek. Öte yandan başka bir kaynak daha olabilir. Modern Hindistan'la Pakistan'da ve Paskalya Adası'nda örnekler var. İki sistem de henüz çözülemedi.
Ferrara, "Örneğin Paskalya Adası örneğinde, şu anda buranın aslında dünyada yazının icat edildiği 5. yer olduğunu düşünmemize yol açan dolaylı kanıtlardan daha fazlasına sahibiz" diyor.
Independent Türkçe