Trump geri döndü: Tel Aviv'de sevinç, Ramallah'ta korku hakim

İsrailliler ondan hayallerini gerçekleştirmesini beklerken Filistinliler savaşı ilk onun bitirip bitiremeyeceğini görmek için olan biteni izliyor olacaklar

Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)
Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)
TT

Trump geri döndü: Tel Aviv'de sevinç, Ramallah'ta korku hakim

Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)
Bureyc Mülteci Kampı’nda, üzerinde Trump'tan Gazze'ye yönelik savaşı durdurmasını isteyen mesajın yer aldığı pankartlar tutan bir Filistinli (AFP)

İsrail'de iktidardaki koalisyon hükümetinin liderleri, Donald Trump'ın başkanlık seçimlerini bir kez daha kazanmasını en az Trump'ın ABD'deki destekçileri kadar büyük bir sevinçle karşıladılar.

Başta Filistinliler olmak üzere dünyanın geri kalanı temkinli, endişeli ve kaygılı bir şekilde Trump’ın neler yapacağını, nasıl bir yol izleyeceğini görmek için bekliyor. Fakat sadece savaşları gerçekten sona erdirmesini ve herkesçe çok iyi bilinen ‘düşmanca’ politikasını değiştirmesini umabilirler, o kadar.

Trump, seçimleri kazandıktan sonra dünyada savaşları sona erdireceğini söyleyerek Filistinlilerin ve İsraillilerin kendi istekleri doğrultusunda karşıladıkları güçlü bir mesaj verdi. Trump, söz konusu mesajda “Savaşları ben başlatmayacağım, ama ben sonlandıracağım” diye vurguladı.

Bu cümle Tel Aviv için endişe verici, Filistinliler içinse cesaret verici olsa da her iki tarafın da Trump’ın göreve başlaması için iki ay, dış politikaya atılması içinse daha da uzun bir süre beklemesi gerekecek.

Bu arada İsrail'deki koalisyon hükümeti, Trump'ın zafer haberini basit bir inanca dayanan sevinç ve coşkuyla karşıladı. Koalisyon hükümetinin liderleri, sadece İran, Lübnan ve Gazze Şeridi'ne karşı savaşlarında değil, aynı zamanda Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olma hayallerini sona erdirme, onları topraklarından sürme ve Batı Şeria, Golan Tepeleri ve muhtemelen Lübnan'daki bazı bölgeleri etkin bir şekilde ilhak etme yönündeki diğer emellerinde de Trump’tan mümkün olan her türlü askeri, güvenlik ve siyasi desteği almayı bekliyorlar.

Netanyahu’dan Trump’a tebrik mesajı

Başbakan Binyamin Netanyahu, Başkan Trump'ı şu sözlerle kutladı:

“Sevgili Donald ve Melania Trump, tarihin en büyük geri dönüşünü kutluyoruz. Beyaz Saray'a tarihi dönüşünüz, ABD için yeni bir başlangıç ve İsrail ile ABD arasındaki büyük ittifaka güçlü bir yeniden bağlılık sunuyor. Bu çok büyük bir zafer.”

Netanyahu neredeyse Trump'ı tebrik eden ilk lider olurken, onu İsrail’in aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich takip etti. Smotrich, Trump’ın seçim zaferini “Tanrı İsrail'i korusun, Tanrı Amerika'yı korusun” sözleriyle kutladı.

rfgrrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (AP)

İsrailli birçok bakan gibi Trump’ın zaferini tarihi olarak nitelendiren İsrail’in yeni Savunma Bakanı Yisrael Katz, tebrik mesajında “Birlikte ABD-İsrail ittifakını güçlendirecek, Gazze’deki İsrailli rehineleri geri getirecek ve İran liderliğindeki şer eksenini yenmek için sağlam bir duruş sergileyeceğiz” diye yazdı.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, İsrailli bakanların tebrik yağmuru arasında X platformundan“evet” yazdığı bir paylaşımda bulundu. Ben-Gvir, temmuz ayında “Tanrı Trump'ı korusun” diye yazmıştı.

Daha sonra İsrail parlamentosu Knesset’te kürsüye çıktığında mutluluğunu gizlemeyen Ben-Gvir, önce Trump'ı tebrik etmeyi tercih ederek “Bu egemenlik zamanıdır. Bu mutlak zafer zamanıdır. Bu teröristler için idam cezasını yürürlüğe koyma zamanıdır. Bu her türlü yasanın onaylanması için uygun zamandır. İsrail Devletini kutluyor ve Tanrı'nın yardımıyla mutlak zafere ulaşmasını diliyorum” dedi.

Knesset Anayasa, Hukuk ve Adalet Komitesi Başkanı Simcha Rothman, sevincin ayyuka çıktığı esnada ayağa kalkarak Trump'ın zaferi için şükran duası ederken, Kudüs İşleri Bakanı Meir Porush, “Hepimiz dua ediyoruz” yorumunda bulundu. Dini Siyonizm Partisi’nden Milletvekili Ohad Tal ise “Her şey yeniden harika olacak” ifadelerini kullandı.

İsrail'in talepleri

İsrail’in günlük gazetelerinden Israel Hayom’un siyasi analisti Ariel Kahana, Donald Trump'ın ikinci zaferinin birçok açıdan ve birçok nedenden ötürü ilkinden daha dramatik olduğunu ve Trump'ın dünyayı değiştireceğinden şüphe olmadığını söyledi.

Kahana, “Elbette o da bizim savaşımıza gelecek. Biden’ın İsrail'e uyguladığı kısıtlamalar kaldırılacak ve İsrail ihtiyacı olan her şeyi alacak” diye ekledi.

İsrail'in ihtiyacı olanları alacağını, Netanyahu'nun koalisyonundaki büyük sevincin sebebinin bu olduğunu, ancak Netanyahu'nun aslında belirli beklentileri olduğunu belirten Kahana, Ben-Gvir'in yazdıklarının yanında mevcut Başkan Joe Biden'ın yönetimi sırasında yapılması zor olacak şeyleri beklediklerini ifade etti.

İsrail'in rüyası

İsrail gazetesi Yediot Aharonot, genel olarak Trump'ın zaferinin ‘İsrail’in Batı Şeria'daki yerleşim birimlerine egemenliğini dayatması hakkını elde etme hayalini’ yeniden gündeme getireceğini yazdı.

Gazeteye göre İsrail, ABD’de Mike Pompeo gibi birini Savunma Bakanı olarak görmeyi umuyor. Trump yönetiminde ABD’nin eski İsrail Büyükelçisi David Friedman da üst düzey bir göreve getirilebilir ve böyle bir gelişme, Yahudi yerleşimcileri çok mutlu edecektir. İsrail'i açıkça destekleyen ve yerleşimci yanlısı olan Friedman, İsrail'in geleceği için, İsrail’in Yahudiye ve Samarya Bölgesi (Batı Şeria) üzerinde egemenliğini dayatmasını öngören bir siyasi plan yayınlamıştı.

rftbgtr
Tel Aviv'deki bir kavşakta Donald Trump'ı tebrik eden büyük bir reklam panosunun önünden geçen arabalar, 6 Kasım 2024 (AFP)

Bununla birlikte Cumhuriyetçilerin bu zaferi bölgede normalleşme sürecini önemli ölçüde ilerletebilir.

Öte yandan İranlıların Trump'ın zaferini, İsrail'e saldırma ya da planladıkları misillemeyi düzenlemekten vazgeçme konusundaki nihai kararlarına giden yolda dikkate alacaklarına şüphe yok.

Bir diğer önemli nokta ise Trump'ın zaferinin Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Netanyahu ve görevden alınan Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarma ihtimalini azaltabilecek olması. Mevcut Başkan Biden geçmişte UCM'ye karşı yaptırım uygulanmasını engellemişti, ancak Trump, bununla yeniden tehdit edebilir.

Ayrıca İsrail'de Cumhuriyetçi Parti’den bir başkanın göreve geldiği ilk gün, uygulanması halinde İsrail’e yönelik silah ambargosunu iptal edeceği inancı hâkim.

Kritik aşama

İsrail, şu an ile Trump'ın göreve gelişi arasında Biden yönetiminin bir misillemede bulunmasından endişeli. Yedioth Ahronoth gazetesi, “Ülkenin kritik bir aşamaya girdiği söylenmeli. Şu andan itibaren Başkan Trump'ın 20 Ocak'taki yemin törenine kadar, Başkan Biden istediğini yapma hakkına sahip. İsrail'de, Biden'ın bu dönemi Netanyahu ile hesaplaşmak için kullanma ihtimalini göz önünde bulundurmalıyız” diye yazdı.

Yedioth Ahronoth gazetesinden siyasi analist Ron Ben-Yishai, Kamala Harris'in kaybetmesinin ardından Biden'ın muhtemelen geri dönüp direksiyonu eline alacağını, seçim kampanyasının kısıtlamalarından ve aşırı sağcı kanadın teröründen kurtulacağını ve bu nedenle arkasında net ve unutulmaz bir miras bırakmak istediğini değerlendirdi. Ben-Yishai’ye göre Biden’ın ABD'nin iç işlerinde yapacağı çok fazla şey olmasa da Ortadoğu'da Gazze Şeridi’ndeki ve Lübnan'daki savaşı sona erdiren, Filistinlilerin acılarına son veren ve İran'ı caydıran kişi olarak tarihe geçmeyi istiyor.

Biden yönetiminin göreve devam edeceği iki ay boyunca İsrail'den Gazze'ye giren insani yardım miktarını önemli ölçüde arttırmasını ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çatışmaların yoğunluğunun azalmasını bekleyen Ben-Yishai, Biden yönetiminin İsrail’den Gazze'de en azından resmi olarak Filistin Yönetimi’nden isimlerin yer aldığı alternatif bir yönetimin kurulmasını kabul etmesini isteyeceğini de sözlerine ekledi.

Asıl anlaşmazlığın ise Gazze’de tutulan rehinelerle ilgili yaşanacağını düşünen Ben-Yishai, “Biden onların geri dönüşünden kendine pay çıkarmak isteyebilir. Peki tüm bunların koalisyon hükümeti üzerine ne tür etkileri olacak? Bunu söylemek zor” ifadelerini kullandı.

Ramallah'ta korku ve umut bir arada

İsrailliler Trump'ın gelişini heyecanla beklerken Ramallah'ta durum öyle değil. Filistinli liderler, Trump'ın önceki politikasını değiştirmeyeceğinden korkuyorlar.

as
Ramallah, Trump'ın dönüşünü korku ve umutla karşıladı (AFP)

Londra merkezli Rasd İnsani Yardım ve Kalkınma Çalışmaları Merkezi tarafından hazırlanan bir rapora göre Trump'ın önceki başkanlık dönemi Filistinlileri olumsuz etkileyen kararlarla doluydu. Bunların başında ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınması ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA'ya sağladığı fonun iptal edilmesi geliyor ve hepsi Filistin Yönetimi'nin yalnızlaşmasına ve siyasi taleplerinin marjinalleşmesine katkıda bulundu.

Raporda, şu ifadelere yer verildi:

“Bu politikaların devam edeceği ve Filistinlilere yönelik uluslararası desteğin azaltılması ya da yeni yerleşim planlarının teşvik edilmesi gibi daha katı uygulamalarla kapsamının genişleyeceği yönünde korkular hakim. Filistinliler için tüm bunlar, siyasi, ekonomik ve insani durumu daha da karmaşık hale getiren yeni bir gerçeklikle yüzleşmek anlamına geliyor.”

Ayrıca Trump'ın direniş gruplarının şiddetli bir muhalifi olduğu biliniyor. Öyle ki Hamas lideri Yahya Sinvar öldürüldüğünde, onun ölümünün bölgenin istikrara kavuşması yolunda önemli bir adım olduğunu söylemişti.

Filistinlilerin artık beklemekten başka çareleri yok. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Trump'ı kutladı ve bölgede barış ve güvenlik için Trump’la birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini söyledi. Abbas, Trump'a yazdığı tebrik mesajında “Barışa olan bağlılığımızı sürdüreceğiz ve sizin liderliğinizde ABD'nin Filistin halkının meşru isteklerini destekleyeceğinden eminiz” diye yazdı.

scdvf
Ramallah'ta bir berber dükkanında Trump'ın seçim zaferi haberini izleyen iki Filistinli (AFP)

Filistinlilerin Trump'tan istedikleri tek şey bir Filistin devletini desteklemek ama bugün ilk olarak savaşı sona erdirmek istiyorlar. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, Trump'ın savaşları sona erdirecek, bölgede ve dünyada barış, güvenlik ve istikrarı sağlayacak net politikalar benimsemesini umduğunu söyledi.

Hamas da neredeyse kesinlikle aynı şeyi diliyor. Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri, Trump'ın zaferinin kendisini, savaşı birkaç saat içinde durdurabileceği yönündeki açıklamalarını pratiğe dökme sınavıyla karşı karşıya bıraktığını söyledi. Hamas tarafından ABD’deki başkanlık seçimlerinin sonuçlarıyla ilgili yapılan ilk açıklamada, yeni ABD yönetimine ilişkin tutumunun Filistin halkına, meşru haklarına ve haklı davasına yönelik tutumlarına ve pratik davranışlarına bağlı olacağını vurgulandı.

Trump'ın hem İsrailliler hem de Filistinliler için nasıl bir politika izleyeceğini kestirmek zor. Çünkü Trump, İsrail medyasının tanımıyla ‘ruh halleri değişken, öngörülemez ve duygularıyla hareket eden biri’.



ABD, Rusya'ya komşu Baltık ülkelerine askeri desteği azaltıyor

Trump yönetiminin, Rusya'nın yakın komşusu Doğu Avrupa ülkelerine yaptığı yüzlerce milyon dolarlık askeri yardımı durdurduğu bildiriliyor (AFP)
Trump yönetiminin, Rusya'nın yakın komşusu Doğu Avrupa ülkelerine yaptığı yüzlerce milyon dolarlık askeri yardımı durdurduğu bildiriliyor (AFP)
TT

ABD, Rusya'ya komşu Baltık ülkelerine askeri desteği azaltıyor

Trump yönetiminin, Rusya'nın yakın komşusu Doğu Avrupa ülkelerine yaptığı yüzlerce milyon dolarlık askeri yardımı durdurduğu bildiriliyor (AFP)
Trump yönetiminin, Rusya'nın yakın komşusu Doğu Avrupa ülkelerine yaptığı yüzlerce milyon dolarlık askeri yardımı durdurduğu bildiriliyor (AFP)

Trump yönetimi, Rusya'ya sınırı olan Avrupa ülkelerine sağladığı güvenlik fonlarında yüzlerce milyon doları bulabilecek kesintilere gidiyor.

Financial Times'ın henüz kamuoyuna duyurulmadığını belirttiği bu planlanan kesintiler, ABD yönetiminin, Bölüm 333 diye bilinen fonun Avrupa kısımlarını ve Estonya, Letonya ve Litvanya gibi Rusya sınırındaki ülkeleri destekleyen Baltık Güvenlik Girişimi'ni yenilemeyi planlamadığı bir döneme denk geliyor.

Gazeteye konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi, "Bu eylem, kararname ve başkanın Avrupa'nın kendi savunması için daha fazla sorumluluk alması yönünde uzun süredir yaptığı vurgu doğrultusunda Avrupa ülkeleriyle koordineli bir şekilde gerçekleştirildi" dedi.

Bu bariz sapma, ABD askerlerinin varlığını ve desteğini Rusya'ya karşı önemli bir caydırıcı unsur olarak gören Avrupalı savunma liderlerini alarma geçirdi.

The Washington Post'a (WP) konuşan Avrupalı bir yetkili "Ruslar sadece Amerikan doları, Amerikan askeri ve Amerikan bayrağını gerçekten ciddiye alıyor" dedi.

WP'ye göre bu değişiklik geçen hafta Avrupalı savunma yetkililerine iletildi ancak ABD Kongresi üyeleri henüz bilgilendirilmedi.

Bu hamle Trump yönetiminin, Avrupalı müttefiklerini uzun zamandır güvenliklerine daha fazla harcama yapmaya zorlama hedefiyle örtüşüyor. NATO üyeleri haziranda, GSYH'lerinin yüzde 5'ini savunmaya harcamayı kabul etmişti.

Ayrıca bu kesintiler, ABD Başkanı'nın geçen ay Vladimir Putin'le Alaska'da ve Avrupalı liderlerle Washington'da yaptığı ilgi uyandıran zirvelere rağmen, yönetimin Ukrayna savaşını hızla sona erdirme vaatlerini yerine getiremediği bir döneme denk geliyor.

Başkan Trump, savaşı sona erdirmek için daha fazlasını yapmadığı için Ukrayna'yı eleştirmek ve kuşatılmış ülkeye büyük bir ABD desteği vermek arasında gidip geliyordu. Bunlar arasında Hindistan gibi müttefikleri Rusya'yla iş yaptıkları için cezalandırmak ve geçen ay Ukrayna'ya uzun menzilli füzeleri de içeren 825 milyon dolarlık bir silah satışı yapmak da vardı.

Başkan, en az bir Avrupa ülkesinde hâlâ büyük bir ABD askeri varlığını sürdürmeye kararlı.

ABD lideri, Polonya'nın Trump'ın desteğini alan yeni başkanı Karol Nawrocki'yle çarşamba günü yaptığı görüşmede, Doğu Avrupa ülkesine daha fazla Amerikan askeri gönderilebileceğini öne sürmüştü. Polonya, sınırlarının yakınındaki Rus tehdidi nedeniyle savunmasını güçlendiren bir diğer ülke.

Trump "Hatta oraya daha fazla asker göndereceğiz" demişti.

Independent Türkçe


Savaşın ateşi ve sel sularının arasında… Pakistanlı aileler iki felaketin ağırlığı altında evlerini terk ediyor

Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)
Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)
TT

Savaşın ateşi ve sel sularının arasında… Pakistanlı aileler iki felaketin ağırlığı altında evlerini terk ediyor

Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)
Pakistan'ın Lahor kentinin dışında, Hindistan sınırına yakın bir yerde bulunan Chong kasabasında yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici bir kamp (New York Times)

Hindistan-Pakistan sınırına yakın bir bölgede, daha önce iki ülke arasındaki silahlı çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmiş binlerce vatandaş, bu kez bölgedeki şiddetli sel nedeniyle bir kez daha evlerini terk etmek zorunda kaldı.

fgrthyu
Pakistanlı köylüler cumartesi günü sınır yakınlarında kısmen su altında kalan bir evin üzerinde duruyorlar. (New York Times)

Nesillerdir, Hindistan sınırına yakın Pakistan'ın doğusunda yaşayan aileler, tehlike yaklaştığında hızla taşınmaya alışkın. Ancak bu yıl felaketler peş peşe geldi. Şarku’l Avsat’ın New York Times'tan aktardığına göre, Şerif Muhammed ve yedi kişilik ailesi iki kez yerinden edildi; Biri bu baharda iki ülke arasında kısa süren bir savaşın ardından oldu, diğeri ise geçen hafta köylerini sular altında bırakan sel nedeniyle yaşandı.

Sığır tüccarı olan Muhammed, “Sınırdaki gerginlikler nedeniyle tahliye operasyonları hayatımızın bir parçası haline geldi. Şimdi de sel bizi yataklarımızı ve buğday çuvallarımızı taşıyarak hayvanlarımızı daha güvenli yerlere götürmeye zorladı. Savaş ve sel ikisi de bize yıkım getirdi” ifadelerini kullandı.

dfrgt
Pakistan-Hindistan sınırında bulunan Ravi Nehri yanındaki Chong kampı (New York Times)

Zorunlu yerinden edilme, sınır yakınında yaşayan binlerce aileyi etkiledi. Bunlar arasında, Hindistan yönetimindeki Keşmir'de meydana gelen terör saldırısının ardından iki ülke arasındaki gerginliğin artması ve mayıs ayında bir hafta süren askeri çatışmaya yol açması üzerine geçtiğimiz nisan ayında tahliye edilen Muhammed ailesi de bulunuyor.

Muhammed ailesi, çatışmaların sona ermesinden kısa bir süre sonra evlerine döndü, ancak geçen hafta Sutlej Nehri’nin taşması nedeniyle evlerini su basınca tekrar yerlerinden edildi.

Sınır yakınlarındaki on binlerce Pakistanlı, yıllar boyunca birçok kez bu tür zorla yerinden edilmeye maruz kaldı: 1965 ve 1971'de Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan savaşlar sırasında, 2008 Mumbai saldırıları sonrasında gerginliklerin artmasıyla, 1955 ve 1988'deki yıkıcı sel felaketleri sırasında.

Pakistan ve Hindistan, Sutlej ve Ravi dahil olmak üzere birkaç büyük nehri paylaşıyor. Bu nehirler uzun süredir geçim kaynaklarını destekliyor olsa da, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları körüklüyor.

fgthyu
Geçtiğimiz cuma günü Ravi Nehri'nin taşmasıyla sular altında kalan Lahor’daki bir köyde kurtarma ekipleri (New York Times)

Pencap Sınırları kitabının yazarı Lahorlu tarihçi İlyas Çatha, nehirlerin akış yönlerinin ve nehir kıyısı arazisinin doğasının değişmesinin, on yıllardır sınırların belirlenmesini zorlaştırdığını söyledi. Çatha, bu değişken nehirlerin sınırları fiilen değiştirdiğini, 1947 ile 1957 yılları arasında yaklaşık 18 bin dönüm arazinin Pakistan'a, yaklaşık 16 bin dönüm arazinin ise Hindistan'a geçtiğini açıkladı.

Çatha, “1975 yılına kadar iki ülke, sınır işaretlerinin seller nedeniyle silinmesi veya bölge sakinleri tarafından değiştirilmesi nedeniyle sınırı korumakta zorlandı” dedi.

gh
26 Ağustos 2025'te Pakistan'ın Kasur bölgesinde, komşu Hindistan'daki barajlardan su salınmasının ardından Sutlej Nehri yükseldi. (AP)

Mevcut muson mevsimi, bazı bölgelerde son on yılların en kötüsü olarak, her iki ülkede yüzlerce kişinin ölümüne ve yüz binlerce kişinin yerinden edilmesine neden oldu. Pakistan'ın Pencap eyaletinde salı günü itibarıyla en az 223 kişinin öldüğü ve 648 kişinin yaralandığı bildirildi. Sel basan bölgelerde hastalıkların yayılması nedeniyle bu sayının artabileceği uyarısı yapıldı.

sdefrt
Müslümanlar ve Sihler bugün Amritsar'daki sel mağdurlarına yardım göndermek için bir araya geldi. (AFP)

Pakistanlı yetkililer geçtiğimiz hafta, Hindistan'ı nehirlerin daha da yükselmesine neden olacak şekilde yukarı havzadaki barajlardan Pakistan'a su salarak seli şiddetlendirmekle suçladı. Yetkililer, Hindistan'ın Pakistan'a su salma niyetini bildirmiş olmasına rağmen, onlarca yıllık su anlaşmasında öngörülen şekilde zamanlamayı ve miktarı belirtmediğini söyledi.

Ancak Hintli yetkililer, Pakistan'ın başkenti İslamabad'daki temsilcilerinin ‘insani bir jest’ olarak olası sel konusunda uyarıda bulunduklarını ifade etti. Son çatışmalar sırasında Hindistan, su paylaşımı anlaşmasını askıya aldı ve Pakistan'ı ‘suyu silah olarak kullanmakla’ suçladı.

uı
Pakistan ordusuna bağlı askerler, dün Pakistan'ın Pencap eyaletinin Kasur bölgesinde Sutlej Nehri'nin su seviyesinin yükselmesi üzerine kurtarma ve yardım operasyonlarına katıldı. (AFP)

Diğer yandan bağımsız uzmanlar, Hindistan'ın eylemlerinin Pakistan'daki yıkımı önemli ölçüde artırdığı iddialarının geçerliliğini sorguladı.

Pakistanlı çevre uzmanı ve King's College London’da coğrafya profesörü olan Daanish Mustafa, “Su depolama kapasitesi aşıldığında, Hindistan'da mı yoksa Pakistan'da mı olduğunuzun bir önemi kalmaz; barajları kurtarmak için su boşaltılmalıdır. Hindistan'da da yüz binlerce insanın bu selden etkilendiğini unutmayalım” dedi.

Avustralya'nın Melbourne kentindeki La Trobe Üniversitesi'nde uluslararası hukuk uzmanı ve öğretim görevlisi olan Sahibe Makbul ise Hindistan'ın can ve mal kaybını önlemek için uluslararası yükümlülüklerine bağlı kaldığını belirtti. Makbul, “Her halükârda, bu seli hiçbir şey önleyemezdi. Su yollarının doğal akışı kontrol edilemez” ifadelerini kullandı.

Pakistanlı yetkililer pazartesi günü, Hindistan'ın sınırın ötesine daha fazla su göndermesini beklediklerini ve bunun yıkıcı sel ve ağır mahsul ve hayvan kayıpları riskini artıracağı uyarısında bulundu. Sayısız pirinç, mısır ve tatlı patates tarlası şimdiden sular altında kaldı.

Bağımsız bir çiftçi hakları örgütünün başkanı olan Ekrem Hashili şunları söyledi: “Pakistan'da mahsul veya hayvancılık için sigorta sistemi yok. Hükümetin mali yardımı tüm zararları karşılamamakta ve genellikle bu yardımlar arazi sahibi olmayan çiftçileri kapsamamakta.”

Hashili, 2022 sel felaketinin Pakistan'ın ekonomisi ve gıda güvenliği konusunda ciddi bir uyarı olduğunu, zira temel malların fiyatlarının yükseldiğini ve milyonlarca insanın ailelerini doyurabilmek için mücadele ettiğini bildirdi.

26 yaşındaki çiftçi Nasır Ali, bu acıyı şöyle özetledi: “Yerinden edilme bizim en büyük endişemiz değil. Asıl endişemiz, selin doğadan mı yoksa Hindistan'dan mı kaynaklandığına bakılmaksızın, mahsullerimizi kaybettikten sonra borçlarımızı nasıl ödeyeceğimiz.”


Tianjin Zirvesi'nin ardından Trump: Çin yüzünden Hindistan ve Rusya'yı kaybettik

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
TT

Tianjin Zirvesi'nin ardından Trump: Çin yüzünden Hindistan ve Rusya'yı kaybettik

ABD Başkanı Donald Trump (EPA)
ABD Başkanı Donald Trump (EPA)

Washington ile Yeni Delhi arasındaki ilişkilerin kötüye gittiğinin bir işareti olarak, ABD Başkanı Donald Trump bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin hem Hindistan'ı hem de Rusya'yı Çin'e ‘kaybettiğini’ söyledi ve Çin'i ‘en karanlık’ ülke olarak nitelendirdi.

Truth Social'de Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in fotoğrafının yer aldığı bir paylaşımda Trump, “Görünüşe göre Hindistan ve Rusya'yı çok karanlık Çin'e kaptırdık. Onlara birlikte uzun ve müreffeh bir gelecek diliyorum!” ifadelerini kullandı.

Trump'ın açıklamaları, üç ülkenin liderlerinin Çin'in Tianjin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinde bir araya gelmesinden birkaç gün sonra geldi.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı bugün düzenlediği basın toplantısında Trump'ın açıklamaları hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Bakanlık Sözcüsü, “Şu anda Trump'ın paylaşımı hakkında yorum yapmayacağız” dedi.

Modi ve Trump arasındaki dostluk sona mı erdi?

Trump ile birlikte çalışan eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, daha önce Trump ve Modi arasındaki yakın kişisel ilişkinin ‘bittiğini’ doğrulamıştı.

Bolton, İngiliz yayın kuruluşu LBC ile yaptığı röportajda şunları söyledi: “Trump, Modi ile çok iyi bir kişisel ilişkiye sahipti. Bence bu ilişki artık sona erdi ve bu herkes için bir ders.”

Eşi görülmemiş vergi artışı

Trump yönetiminin geçen ay Hindistan'dan yapılan ithalata yüzde 50 gümrük vergisi uygulaması üzerine, Hindistan ve ABD arasındaki ikili ilişkiler son yılların en kötü dönemini yaşıyor.

Bu gümrük vergileri, yüzde 25'lik temel gümrük vergisi ve Yeni Delhi'nin Rus petrolünü satın almaya devam etmesine karşı protesto olarak ek yüzde 25'lik gümrük vergisi olarak ikiye ayrıldı.

frgrf
ABD Başkanı Donald Trump, Washington D.C.'deki Beyaz Saray'ın bahçesinde gümrük vergileri hakkında bir konuşma yaptı. (Reuters)

Trump yönetimi, Hindistan'ı ham petrol satın almaya devam ederek ve bundan ‘kâr elde ederek’ Rusya'nın Ukrayna'daki savaş çabalarını desteklemekle suçladı. Ancak Hindistan, makul fiyatlarla Rus petrolü satın almanın Hindistan halkının çıkarına olduğunu savunarak bu suçlamaları reddetti.

Vergi kampanyası Hindistan ile sınırlı kalmadı, Trump Çin'den yapılan ithalata yüzde 145 gibi çok yüksek gümrük vergileri uyguladı, ancak daha sonra bu vergilerin uygulanmasını 90 gün süreyle askıya aldı.