Antik Mısır'dan kalma tuhaf koyun boynuzları, arkeologları şaşkına çevirdi

Fotoğraf: (B. De Cupere)
Fotoğraf: (B. De Cupere)
TT

Antik Mısır'dan kalma tuhaf koyun boynuzları, arkeologları şaşkına çevirdi

Fotoğraf: (B. De Cupere)
Fotoğraf: (B. De Cupere)

Antik Mısır'dan kalma bir mezarlıkta tuhaf bir şekilde deforme olmuş koyun kafatasları bulan arkeologlar, insanların çiftlik hayvanlarının boynuzlarını değiştirmesine dair bilinen en eski örneği ortaya koydu.

Araştırmacılar Yukarı Mısır'daki Hierakonpolis'te yer alan ve yaklaşık MÖ 3700'e tarihlenen mezarlıkta büyük ve hadım edilmiş en az 6 erkek koyun kalıntısı da buldu.

Bilim insanları, kalıntıları ortaya çıkarılan eski koyunların boynuzlarının doğal halindeki gibi yana dönük olmadığını söylüyor.

Araştırmada yer alan Belçikalı bilim insanları, bunun yerine boynuzların yukarı doğru baktığını, bazı koyunlardaysa boynuzların tamamen çıkarılmış gibi göründüğünü söylüyor.

dcev
Antik Mısır'da çiftlik hayvanı boynuzlarının deforme edildiğine dair en eski kanıt (Wim Van Neer et al., Journal of Archaeological Science (2024))

Journal of Archaeological Science'ta yayımlanan çalışmada araştırmacılar şöyle yazıyor: 

Boynuzlar yukarı doğru büyümeleri için kasten yönlendirilmiş ve bu durum üç vakada dik, paralel boynuzlarla sonuçlanmış.

Çiftlik hayvanlarının boynuzları, hayvanların birbirine karşı güvenliğini sağlamak ve onları daha kolay idare etmek için bugün bile dünya genelinde değiştiriliyor.

Daha önceki çalışmalarda bu uygulamanın geçmişi Antik Mısır'a kadar dayandırılsa da tam kökeni gizemini korumaya devam ediyor.
 

erfvgt
MÖ 3700 civarına tarihlenen eski koyun kafatasında, değişiklik yapıldığına dair belirtiler görülüyor (Wim Van Neer et al., Journal of Archaeological Science (2024))

Antik Mısır bir tarım toplumuydu ve sığır, koyun gibi çiftlik hayvanları firavunlar dönemi boyunca ve hatta hanedan öncesi dönemde bile kullanılıyordu.

Et, kemik iliği, yağ ve süt ürünleri sağlayan sığırlar, nüfusun beslenme gereksinimlerinin çoğunu karşılıyordu.

Ancak bazı eski çiftlik hayvanlarının istenen görevleri yerine getirebilmesi için sadece idare edilmeleri değil, aynı zamanda vücutlarının da fiziksel olarak değiştirilmesi gerekiyordu.

Bu işlemlerden biri, hayvanın kasten veya istemeden bakıcısını yaralama ihtimalini azaltmak için sığır ve koyun boynuzlarının çıkarılması ya da değiştirilmesiydi.

Boynuzları deforme edilmiş sığırların bilinen en eski sanatsal tasvirleri, yaklaşık MÖ 2686'yla MÖ 2160 arasındaki Eski Krallık dönemine tarihlenen bir elitin mezarında bulunmuştu.
 

dc6u
Antik Mısır'dan kalma koyun kafatasında, üzerinde değişiklik yapıldığına dair işaretler var (Wim Van Neer et al., Journal of Archaeological Science (2024))

Son çalışmada saptanan değiştirilmiş koyun kafatasları çok daha eski görünüyor.

Araştırmacılara göre Hierakonpolis'teki bu koyun kalıntıları, insanların çiftlik hayvanlarının boynuzlarını değiştirdiği en eski vakayı ve bu işlemin koyunlara uygulanmasının ilk kanıtını sunuyor.

Kafatasları ve boynuz çekirdeği kalıntılarının analizi, boynuzları paralel, yukarı dönük bir hale getirmek için Antik Mısırlıların koyun boynuzlarını tabanlarından kırıp birbirine bağladığına işaret ediyor.

Bulgular, Antik Mısırlıların boynuzları şekillendirmeye çoktan aşina olduğunu gösteriyor ve uygulamanın Nil Vadisi'nde uzun bir geçmişi olduğunu doğruluyor.

Independent Türkçe



Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
TT

Beynin "İsveç çakısının" hafıza üzerindeki rolü ortaya kondu

Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)
Bilim insanları sadece nöronların anıları sakladığını düşünüyordu (Pixabay)

Beyindeki yıldız şeklindeki hücrelerin anıların işlenip depolanmasında önemli bir rol oynadığı öne sürüldü.

Bilim insanları uzun zamandır anıların sadece nöronlarda saklandığını düşünüyordu. Nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin destekleyici rollere sahip olduğu varsayılırken, son yıllarda bu düşünce değişiyor.

Hakemli dergi Nature'da dün (6 Kasım) yayımlanan makalede astrosit denen yıldız şeklindeki hücrelerin hafıza açısından nasıl bir görev üstlendiği araştırıldı.

Nöronlara destek sağlamaktan kan-beyin bariyerini oluşturmaya kadar çok sayıda kritik işi yerine getiren astrositler "beynin İsveç çakısı" diye de biliniyor.

Yeni araştırmayı yürüten ekip fareler üzerinde yaptıkları deneylerde öğrenmeyle ilişkili astrosit hücrelerini inceledi. 

LLA denen bu hücrelerin bir kısmının öğrenme deneyimi sırasında aktive olduğu gözlemlendi. Araştırmacılar ayrıca farklı bir ortamda yeniden aktive edilen bu hücrelerin anıların hatırlanmasını teşvik ettiğini kaydetti.

Bunun yanı sıra öğrenme deneyimiyle aktive olan LAA'ların, NFIA adlı gen tarafından ifade edilen bir proteini yüksek seviyede tuttuğu bulundu. Bu proteinin üretiminin engellenmesi, sözkonusu öğrenme deneyimine ilişkin anıların da hatırlanmasını engelledi.

Bu durum, astrositlerin anıların hem depolanması hem de hatırlanmasında rol oynadığına işaret ediyor.

Ancak araştırmacılar anıların depolanmasındaki rolünün net olmadığını ifade ediyor. Makalenin başyazarı Benjamin Deneen, "Astrositlerin hafızanın geri çağrılmasında rol oynadığı artık açık" diyerek ekliyor: 

Anıları gerçekten depoluyorlar mı yoksa geri çağırmada bir kanal görevi mi görüyorlar, bu henüz bilinmiyor. Belki de hücresel düzeyde astrositler ve nöronlar arasında bir 'indeksleme' vardır; bir nöron hafıza 'bilgisini' yakınındaki bir dizi LAA'ya dağıtıyor olabilir.

Yine de yeni çalışma hem nöronlar dışındaki beyin hücrelerinin önemini vurguluyor hem de hafızanın nasıl çalıştığını anlamaya katkı sağlıyor.

Bulguların insanlar için geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ancak bunun doğrulanması durumunda Alzheimer gibi hafızayla ilgili hastalıklar da daha iyi anlaşılabilir. 

Independent Türkçe, Popular Science, Science Blog, Nature