Musk, Trump'ın Florida'daki evine yerleşti: Her an yanında

Trump ekibinin morali bozulan üyeleri, Trump'ın dünya liderleriyle yaptığı görüşmelere Musk'ın katıldığını ve personelle ilgili konularda fikir belirttiğini iddia etti

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Musk, Trump'ın Florida'daki evine yerleşti: Her an yanında

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Elon Musk'ın "neredeyse her gününü" Donald Trump'ın Florida'daki evinde geçirdiği ve dünya liderleriyle görüşmelere katıldığı bildirildi.

Kaynaklar, CNN spikeri Kaitlan Collins'e dünyanın en zengin insanının, seçimden beri sürekli Mar-a-Lago'da seçilmiş başkanının yanında olduğunu, verandada onunla yemek yediğini ve golf sahasında ona katıldığını söyledi.

Collins, pazar akşamı "Musk'ın, dünya liderleri Trump'ı aradığında odadaydı ve personel kararlarıyla ilgili fikir verdiğini, hatta belirli rollere dair tercihini açıkça belirttiğini bu akşam öğrendik" dedi.

Musk'ın şirketleriyle birlikte karmaşık olacağı için hâlâ herhangi bir resmi görev alması beklenmese de bu gece daha netleşen şey şu, aslında bunu yapmaya pek ihtiyacı yok. Bir kaynak bana Elon Musk'ın dışarıdan da aynı etkiye sahip olduğunu söyledi.

Pazar sabahı başka bir CNN yayınında, kıdemli teknoloji muhabiri Kara Swisher, Musk'ın etkisinin genişliği yüzünden Trump'ın çevresindekilerin kafasının karıştığı ve moralinin bozulduğunu söylemişti.

fvf
 Kai Trump, büyükbabası olan seçilmiş başkan Donald Trump'la bir golf etkinliği sırasında Elon Musk'la poz veriyor (X)

Swisher "Musk, kesinlikle kendisini sürekli dahil ediyor; tarzı böyle. Bu yüzden bir anda orada eve dönmeyen konuk gibi belirdi" demişti.

Trump'ın ekibinden beni arayıp 'Vay canına, bu tuhaf' diyenler oldu. Ben de 'Evet öyle, daha bunu çok göreceksiniz' dedim. Ancak Trump onu kovana dek Musk hiçbir yere gitmeyecek. Bu yaşanabilir çünkü ikisi de ilgi odağı olmayı seven güçlü kişilikler.

Sosyal medya sitesi X'in (Twitter) ve Tesla ve Space X'in sahibi olan Musk, bu yıl Trump'ın en yakın müttefiklerinden biri olmuş gibi görünüyor, yalnızca ona ve diğer Cumhuriyetçilere en az 132 milyon dolar bağış yapmakla kalmamış, düzenli bir şekilde mitinglere de katılmıştı.

xscdvfg
Musk, kampanyası boyunca Donald Trump'ın büyük bir destekçisiydi (AFP)

Musk, seçim sonrası Trump'ın (eşi Melania hariç) klanıyla yan yana durduğu bir grup fotoğrafı ve pazar günü Trump'ın torunu Kai'la golf sahasında verdiği poz da dahil olmak üzere Trump'ın bir dizi aile fotoğrafında yer almıştı.

Swisher, röportajında Trump'ın, Musk'ın devasa servetinden ve "inek cazibesinden" etkilendiğini ama en sadık ortaklarıyla bile bozuşma geçmişi olduğunu ve "insanları mendil gibi harcadığını" söylemişti.

Swisher, Musk hakkında "Etki sahibi olmak istiyor" demişti.

Güney Afrika'dan geldiği için başkanlığa aday olamadığından bu kritik ilk günlerde, istediğini almak amacıyla olabildiğince etki etmeye çalışacak. Konu her zaman Elon Musk'ın ne istediği, bunu hatırlayın.

Independent Türkçe



Rusya'nın “Suriye” Zorlukları

Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)
Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)
TT

Rusya'nın “Suriye” Zorlukları

Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)
Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)

Refik Huri

Suriye Rusyası, Suriye'deki hava ve deniz üsleri meselesi ayarlanmış olsa bile konumunu ve rolünü sürdürme konusunda bir açmaz içinde.

Başkan Vladimir Putin için “Rusya Suriye'de kaybetmedi, hedeflerine ulaştı” demek kolay. Ancak geleceğe dair beklentiler ne olursa olsun gerçekleri göz ardı etmek zor. Putin'in 2015'te büyük bir askeri operasyonla kurtardığı rejim yıkıldı ve cumhurbaşkanı Moskova'ya kaçtı. Ardından her şey yıkılmaya yüz tuttu; İran mağlup oldu, Rusya'nın da başı dertte. Temel olarak, Rusya, Başkan Barack Obama’nın, Şam'ın Guta bölgesinde kimyasal silahlar kullanarak ABD'nin kırmızı çizgisini aşan Şam rejimine yönelik Paris ile planlanan saldırıdan geri adım atmadan önce askeri operasyonunu başlatmadı.

Obama'nın neden geri adım attığına dair açıklaması “felsefi”ydi; yardımcılarına “Bomba atmaya istekli olduğunuzu kanıtlamak için birine bomba atmak, güç kullanmanın en kötü nedenidir” demişti. Putin ise Lenin'in taktiğini uyguladı ve bu özetle şöyleydi: “Duvara yumuşak bir yumruk atın. Sertse geri çekilin, yumuşaksa daha sert vurun.”

İroniler şaşırtıcı. Masada, Rusya'nın önemli kazanımları karşılığında İran'ın Suriye'den çıkarılması konusunda Moskova'ya sunulan bir Amerikan anlaşması vardı. Ancak Ukrayna savaşı oyunu değiştirdi, çünkü Rusya Tahran'a ve onun ürettiği insansız hava araçlarına ve füzelere ihtiyaç duymaya başladı. İran'ın rolü coğrafyada büyük ölçüde genişledi, askeri ve güvenlik üslerinin yanı sıra Suriye'nin sosyal dokusuna da girdi.

Ve şimdi ikinci değişiklik gerçekleşti; Suriye rejiminin devrilmesi, Rusya'nın rolü olmadan İran’ı Suriye’den çıkardı ve neredeyse Moskova'yı da çıkaracak. Nitekim Avrupa Birliği, Dış Politika Şefi Kaja Kallas’ın açıklamaları ile Suriye'nin yeniden inşası, yardım sağlanması ve Heyet Tahrir el-Şam'ın terör örgütleri listesinden çıkarılmasının şartı olarak Rusya'nın Suriye'den çıkarılmasında ısrar ediyor.

Burada soru şu: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dostu Putin'e yardım edecek mi, yoksa Türkiye'nin Atlantik'teki rolünü savunmaya mı dönecek? Suriye'nin yeni yöneticileri için iki Rus üssünün varlığını korumanın bedeli nedir? Cumhurbaşkanı Sedat'ın savaş arifesinde Sovyet güçlerini Mısır'dan sürme hamlesini yeni yöneticiler Putin'e karşı yapsaydı ne olurdu?

Her ne olursa olsun, Putin Suriye'de bir şeyler kaybediyor ve büyük oyunun Batı ve Atlantik ile oynandığı Ukrayna'da ise bir şeyler kazanıyor. Cumhurbaşkanı Hafız Esed'in, Moskova ile dostluk anlaşması imzalamaya zorlanmadan önce Rus filosunun Tartus Limanı’nda yalnızca yakıt ve su ikmali yapmasına izin verdiği biliniyor. Halefi Beşşar ise her yeri Ruslara ve İranlılara açtı. Ancak Rusya, hâlâ mevcut ve Libya, Cezayir, Irak, Mısır ve Sudan ile iyi ilişkileri olması nedeniyle Ortadoğu'yu kaybetmedi. Tartus Üssü’ndeki birlik ve silahlarını çekerse Bingazi Üssü bunlara ev sahipliği yapmaya hazır.

Putin Çin ve Kuzey Kore'nin desteğine güveniyor, hatta Ukrayna'nın bir kısmını işgal ettiği Rusya'nın Kursk bölgesinde savaşmaları için Kuzey Kore’nin askerlerini göndermesine ihtiyaç duyuyorsa, İran'a da hâlâ ihtiyaç var demektir. Şarku’l Avsat’ın  Majalla'dan aktardığı analize göre herkesin hesaba kattığı yeni gelişme, Başkan Donald Trump'ın İran'a karşı katı tavrı ve Putin ile iyi ilişkiler kurma arzusuyla Beyaz Saray'a dönmesi. Zira Moskova-Washington ilişkileri Başkan Joe Biden ile yaşanan yüzleşme sonrasında en tehlikeli noktaya ulaştı. İngiliz The Economist dergisinin belirttiği gibi, Putin ve Trump'ın ortak noktası, Avrupa siyasetini bölmeye yönelik isteklilikleridir. Putin Avrupa'yı bölmek, Trump ise Avrupa'yı ekonomik müzakerelerde zayıflatmak istediği için bu konuda istekli.

Trump'ın Ukrayna savaşını bir telefon görüşmesiyle sona erdirme yönündeki söylemi, Trumpvari bir “fantezi”den başka bir şey değil. Nitekim iş ciddiye bindiğinde Trump, “Ukrayna sorunu Ortadoğu sorunundan daha zor” dedi. Ayrıca Trump, İran'a karşı şu ana kadarki başkanların hepsinden daha azami baskı uygulamakta ısrar ediyor. The Economist'e göre İran'dan bölgesel hedeflerinden vazgeçmesini isteyecek, aksi takdirde İran'ın nükleer programına karşı İsrail ile askeri bir harekât ve belki de bir rejim değişikliği olasılığı ortaya çıkacak. Trump'ın tek isteğinin Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un ile yaptığı gibi Dini Lider Hamaney ile bir fotoğraf vermek olduğunu düşünenler de var.

Johns Hopkins'ten Mara Karlin'e göre, “Ukrayna ve Ortadoğu'daki savaş, tüm kaynakların ve toplumların seferber edilmesi, devlet faaliyetleri yerine savaş meselelerine öncelik verilmesi yoluyla topyekûn bir savaşa doğru ilerliyor.”

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.