Cumhuriyetçi Senatör Graham: Uluslararası Ceza Kararlarını destekleyen her ülke, Amerika'nın katı tutumuyla karşı karşıya kalacak

Lindsey Graham mahkemeyi "siyasi amaçlı haydut bir örgüt" olarak tanımladı.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)
TT

Cumhuriyetçi Senatör Graham: Uluslararası Ceza Kararlarını destekleyen her ülke, Amerika'nın katı tutumuyla karşı karşıya kalacak

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham (AFP)

ABD'nin önde gelen Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkındaki kararını güçlü bir şekilde reddettiğini ifade ederek, mahkemenin kararlarını destekleyen herhangi bir ülkenin ABD'nin sert tutumuyla karşı karşıya kalacağını söyledi.

Graham, “X” platformunda yaptığı açıklamada, “Uluslararası Ceza Mahkemesi, hukukun üstünlüğü kavramını ayaklar altına alan, siyasi saiklere sahip haydut bir örgüttür. Mahkemeyi kuran "Tüm bu sürecin, Roma Statüsü'nün kötüye kullanılması anlamına geldiğine inandığımı açıkça belirttim" ifadelerini kullandı.

Graham şöyle deva etti: “Bu zulümlere yardım ve yataklık eden herhangi bir ülke ya da kuruluş ABD'den sağlam bir duruş beklemelidir ve güçlü bir karşılık vermek için Başkan (seçilen) Donald Trump, ekibi ve Kongre'deki meslektaşlarımla birlikte çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.”

Mahkeme yaptığı açıklamada Netanyahu ve Gallant'ı “insanlığa karşı işlenen suçlar, açlığın bir silah olarak kullanılması suçu ve cinayet gibi insanlığa karşı işlenen suçların” suç ortakları olarak değerlendirmek için gerekçeleri olduğunu belirtti.

UCM, "Netanyahu ve Gallant'ın sivillere yönelik kasıtlı saldırı düzenlemenin cezai sorumluluğunu taşıdığını" onayladı.

UCM ayrıca, Filistin Hamas hareketinin lideri Muhammed el Dayf hakkında da tutuklama emri çıkardı.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times