6 yaşındaki çocuk, 60 bin yıllık Neandertal baltası buldu

El baltası, Orta Paleolitik'in son dönemine ait (Emma Witten)
El baltası, Orta Paleolitik'in son dönemine ait (Emma Witten)
TT

6 yaşındaki çocuk, 60 bin yıllık Neandertal baltası buldu

El baltası, Orta Paleolitik'in son dönemine ait (Emma Witten)
El baltası, Orta Paleolitik'in son dönemine ait (Emma Witten)

Birleşik Krallık'taki küçük bir çocuk sahilde oyun oynarken onbinlerce yıllık bir el baltası buldu.

İngiltere'nin Batı Sussex bölgesinde yaşayan Ben Witten, üç yıl önce Shoreham Sahili'nde oyun oynarken parlak bir şey gözüne çarpmış.

O zaman 6 yaşında olan Witten, diğer taşlardan çok faklı görünen bu parçayı alıp evine götürerek üç yıl boyunca odasında tutmuş.

BBC'nin aktardığı üzere birkaç hafta önce Worthing Müzesi'nde'ki Taş Devri sergisini gezerken evindeki nesnenin bunlara benzediğini fark etmiş.

Witten'ın parçayı müzeye götürmesiyle bunun bir el baltası olduğu ortaya çıktı. Müze, baltanın 40 bin ila 60 bin yıl önce "Neandertaller tarafından yapıldığının neredeyse kesin" olduğunu ifade ediyor.

Modern insanların en yakın akrabalarından Neandertallerin soyu, henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı yaklaşık 40 bin yıl önce tükenmişti.

Worthing Müzesi Arkeoloji Küratörü James Sainsbury, Fox News'a yaptığı açıklamada "Ziyaretçiler düzenli olarak yerel bölgeden bulgular getiriyor" diyerek ekliyor: 

Bunlar çoğunlukla diğer çakmaktaşı aletler ya da Roma eserleri oluyor ama bu, 10 yılı aşkın bir süredir bana gösterilen en eski eser.

Sainsbury ayrıca Neandertal baltalarına da epey nadir rastlandığını söylüyor.

Eseri sergilenmek üzere müzeye ödünç veren 9 yaşındaki Witten, "Onu tutmak istedim ama orada kalmasının bende olmasından daha iyi olacağını düşündüm" diyor.

Sainsbury, "Ben gelecek şubata kadar baltayı bize ödünç verdi" diyerek daha sonra eserin çocuğa geri verileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe, BBC, Fox News



Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
TT

Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)

Bilim insanları gizemli bir enerji patlamasının, kırmızı cüce bir yıldızdan ve ölü bir yıldızın kalıntısından geliyor olabileceğini buldu.

Gökbilimciler radyo dalgası yayan bir patlama türünü uzun zamandır anlamaya çalışıyor. Normalde bir bölgeden gelen art arda patlamalar arasında birkaç saniye hatta daha kısa süre olur.

Ancak 2006'dan beri, patlamalar arasındaki sürenin birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebildiği olaylar saptanmaya başladı.

Uzun periyotlu radyo geçişi denen bu olaylar neredeyse 20 yıldır bilim insanlarının kafasını karıştırıyor ve bu aralıklı patlamalarda nasıl radyo dalgası üretildiğini anlamaya çalışıyorlar.

Bunlar genellikle galaksinin kalabalık bölgelerinde görüldüğü için hangi cisimden geldiklerini anlamak da zorlu bir iş.

Bulguları hakemli dergi Astrophysical Journal Letters'ta 26 Kasım'da yayımlanan yeni çalışmadaysa Samanyolu'nun daha az gökcismi içeren eteklerinden gelen bir uzun periyotlu radyo geçişi incelendi.

GLEAM-X J0704-37 adı verilen bu olayda her üç saatte bir 30 ila 60 saniye süren patlamalar gerçekleşiyor. Uzun periyotlu radyo geçişi olayları arasında, art arda patlamaları arasında en çok süre olan GLEAM-X J0704-37 bu anlamda rekoru elinde tutuyor.

Güney Afrika'daki MeerKAT ve Şili'deki Güney Astrofizik Araştırma teleskoplarını kullanan bilim insanları, GLEAM-X J0704-37'nin M-tipi yıldız diye de bilinen bir kırmızı cüceden geldiğini gözlemledi.

Curtin Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Natasha Hurley-Walker "M-tipi yıldızlar, Güneş'in kütlesinin ve parlaklığının çok azına sahip olan düşük kütleli yıldızlardır. Samanyolu'ndaki yıldızların yüzde 70'ini oluştursalar da hiçbiri çıplak gözle görülemez" diyerek ekliyor: 

M-tipi yıldız tek başına bizim gördüğümüz miktarda enerji üretemez.

Verileri tekrar inceleyen ekip kırmızı cücenin muhtemelen ikili bir sistem içinde yer aldığını buldu. Araştırmacılar diğer cismin, beyaz cüce yıldız olduğunu tahmin ediyor. 

Güneş gibi yıldızlar, süpernova patlaması geçirecek kütleye sahip olmadığı için yaşam döngülerinin sonuna geldiğinde dış katmanlarını atmaya başlıyor. Geriye kalan çekirdekse muazzam bir yoğunluğa sahip beyaz cüceye dönüşüyor. 

Bilim insanları sistemdeki güçlü manyetik alanların, hızla dönen nötron yıldızları (pulsar) gibi düzenli enerji patlamalarına yol açtığını öne sürüyor. 

Ekip halihazırda çalışmalarına devam ederek bu sistemi doğrulamaya ve radyo dalgalarını tam olarak nasıl ürettiğini anlamaya çalışıyor. 

Ayrıca teleskopların eski gözlemlerinde, GLEAM-X J0704-37'ye benzer patlamalar da bulmayı umuyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Science Daily, Astrophysical Journal Letters