Daniel Craig, James Bond rolünü neden ilk önce reddettiğini anlattı

Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
TT

Daniel Craig, James Bond rolünü neden ilk önce reddettiğini anlattı

Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)

Daniel Craig, James Bond'u oynamayı başlangıçta reddettiğini çünkü bunun sinema sektöründeki diğer fırsatları sınırlayabileceğinden korktuğunu açıkladı.

56 yaşındaki aktör, 2006 yapımı Casino Royale'den 2021 yapımı Ölmek İçin Zaman Yok'a (No Time To Die) kadar 5 filmde 007'yi canlandırdı. Ancak efsanevi casus rolünü üstlenme konusunda çekinceleri olduğunu itiraf etti.

Hollywood Reporter'ın Awards Chatter Podcast'ine konuk olan Craig'e, Bond rolünü kabul ederken gergin olup olmadığı soruldu. 

Britanyalı aktör, "Evet, kesinlikle. Bu yüzden geri çevirdim" diye açıkladı. 

Yani, 'Hayır' dedim. O sırada ortada bir senaryo yoktu. 'Senaryoyu görmeden bir karar vermem mümkün değil' diyordum.

Rolün hayatını nasıl değiştireceğinden korktuğunu itiraf eden Craig, "O zamanlar epey iyi kazanıyordum, yani hayatımı o zamanlar yaptığım şeyi yaparak geçirseydim, çok daha mutlu olurdum" diye ekledi.

Ama bu gerçekten de öyle bir şeydi ki... Yani sürekli James Bond'u oynamak mı?

Craig, Bond filmleri arasında Direniş (Defiance) ve Kovboylar ve Uzaylılar (Cowboys and Aliens) gibi yapımlarda da rol aldı. Ama bir oyuncu olarak çok yönlülüğünü sergileme çabasının onu tükettiğini de ifade etti.

"Bond sizin hayatınız"

"Sanırım kendimi kanıtlamak zorunda olduğumu hissettim" diyen Craig, ekledi: 

Bir süre sonra bunu yapacak enerjiye sahip olmadığımı fark ettim. Bunu Diriliş gibi filmleri eleştirmek için söylemedim çünkü onlarla gurur duyuyorum. Ama Bond sizin hayatınız. Her bir film hayatınızdan yaklaşık iki yıl çalıyor. 6 aydan fazla bir süre evden uzak kalıyorsunuz. Ve dünyaya çeşitli rolleri oynayabiliyor olduğumu kanıtlama ihtiyacı yüzünden başka filmleri araya sıkıştırma fikri biraz saçma, bu yüzden bunu yapmayı bıraktım.

Craig, son olarak Beni Adınla Çağır'ın (Call me By Your Name) İtalyan yönetmeni Luca Guadagnino'nun yeni filmi Queer'de oynadı.

William S. Burroughs'un 1985 tarihli romanından uyarlanan film, küçük Amerikan topluluğunun diğer üyeleriyle birkaç temas dışında günlerini neredeyse tamamen yalnız geçiren Amerikalı göçmen Lee'yi merkeze alıyor.  

Geçen hafta, filmin ABD'deki sınırlı gösteriminin tanıtımı sırasında New Yorker'a konuşan Craig, Bond'u oynamakla ilgili en büyük çekincelerinden birinin serideki erkeklik anlatısı olduğunu söylemişti.

Queer, bu yıl ikinci kez düzenlenmesi ve 7 Kasım'da başlaması planlanan MUBI FEST'in açılış filmi olacaktı. 

İki eşcinsel erkeğin aşkını anlatan filmin gösterimi, "toplum barışını tehlikeye atacak provokatif içerik taşıdığı" gerekçesiyle Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklanmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, New Yorker, Daily Mail, Hollywood Reporter



Beklenmedik bir ülke, dünyanın en hızlı güneş enerjisi dönüşümünü gerçekleştiriyor

Pakistan'ın bazı bölgelerinde güneş panelleri için geniş alanlar inşa ediliyor (Reuters)
Pakistan'ın bazı bölgelerinde güneş panelleri için geniş alanlar inşa ediliyor (Reuters)
TT

Beklenmedik bir ülke, dünyanın en hızlı güneş enerjisi dönüşümünü gerçekleştiriyor

Pakistan'ın bazı bölgelerinde güneş panelleri için geniş alanlar inşa ediliyor (Reuters)
Pakistan'ın bazı bölgelerinde güneş panelleri için geniş alanlar inşa ediliyor (Reuters)

Yoksulluk ve ekonomik istikrarsızlıkla boğuşmasına rağmen Pakistan, dünyanın en hızlı güneş enerjisi dönüşümlerinden birini gerçekleştiriyor.

İklim kriziyle ilgili çalışmalar yapan düşünce kuruluşu Ember'ın verilerine göre Pakistan, 2024’te Çin’den 17 gigawattlık güneş paneli ithal etti. Böylelikle 2023’teki ithalatını iki katına çıkardı ve dünyanın en büyük üçüncü güneş paneli ithalatçısı oldu.

CNN’in haberinde, güneş enerjisinin Vietnam ve Güney Afrika gibi ülkelerde kitlesel ölçekte benimsendiğine ancak hiçbirinin bu alanda Pakistan kadar hızlı gelişmediğine dikkat çekiliyor.

İslamabad merkezli enerji düşünce kuruluşu Renewables First'ün program direktörü Mustafa Amjad, bu dönüşümün büyük firmaların baskısıyla değil halkın talebiyle gerçekleştirildiğini söylüyor:

Bunu yönlendiren bir politika baskısı yok; esasen bu insanların öncülüğünde ve piyasa güdümlü.

Pakistan şiddetli sıcak hava dalgalarıyla boğuşurken, güneş panellerine erişimin artırılmasıyla soğutma sistemlerinin enerji ihtiyacının karşılanmasının sağlanabileceği de aktarılıyor.

Pakistan Enerji Bakanlığı’ndan bir yetkili, güneş panellerinden vergi alınmadığını ve hanelerin fazla güneş enerjisini ana şebekeye göndermesini sağlayan programlar oluşturulduğunu belirtiyor. Güneş enerjisi panellerine gösterilen ilginin artmasında, Pakistan yönetiminin büyük payı olduğunu söylüyor.

Ancak bazı analistler, devlet destekli büyük ölçekli güneş enerjisi projelerinin yapılmadığına işaret ederek bu görüşü reddediyor. Amjad, bu teknolojideki patlamanın “tabandan yukarı” doğru geliştiğini, “halkın piyasaları daha fazla güneş paneli ithal etmeye zorladığını” belirtiyor.

Pakistan’da güneş enerjisine artan ilginin hem Çin’den ithal edilen ucuz panellerden hem de ülkedeki yüksek elektrik fiyatlarından kaynaklandığı ifade ediliyor. Amjad, elektrik maliyetinin son üç yılda yüzde 155 arttığını söylüyor. Ayrıca şebekelerle ilgili sorunlar meydana geliyor ve ülkenin bazı bölgelerinde saatlerce süren elektrik kesintileri yaşanıyor.

İklim savunucusu ve Satat Sampada İklim Vakfı'nın kurucu direktörü Harjeet Singh de "Yenilenebilir enerji kaynaklarının sadece sübvansiyonlarla geliştiği veya Küresel Güney'e 'zorla' dayatıldığı düşüncesinin aksine, Pakistanlılar finansal açıdan mantıklı olduğu için güneş enerjisini tercih ediyor" diyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters