Suriye'deki gelişmeler Rusya'nın çıkarlarını nasıl etkiliyor?

Moskova Hmeymim Üssü’ndeki teçhizatı tahliye ediyor ve askeri varlığının geleceği konusunda diyaloğa hazırlanıyor

Hmeymim Üssü’nün dışında bir Rus askeri aracı (Reuters)
Hmeymim Üssü’nün dışında bir Rus askeri aracı (Reuters)
TT

Suriye'deki gelişmeler Rusya'nın çıkarlarını nasıl etkiliyor?

Hmeymim Üssü’nün dışında bir Rus askeri aracı (Reuters)
Hmeymim Üssü’nün dışında bir Rus askeri aracı (Reuters)

Suriye'de rejimin çöktüğü ve muhaliflerin ülkenin kontrolünü ele geçirdiği geceden bu yana Rus çevrelerinde en sık sorulan soru Moskova'nın ülkedeki askeri varlığının geleceği oldu. Dün (Cumartesi) Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nden teçhizatın çekilmeye başlandığına dair haberler, Rus kaynakların Şam'daki yeni yönetimle bir anlaşmaya varılamaması halinde Moskova'nın Suriye topraklarından tamamen çekilmeye hazır olduğu yönündeki güvenceleriyle aynı zamana denk geldi. Ancak Rus uzmanlara göre bu çekilmenin Rusya'nın bölgedeki çıkarları açısından önemli sonuçları olacak.

Çekilmenin başlangıcı

Şarku’l Avsat'ın dün görüştüğü Rus kaynaklar, Hmeymim Üssü’ndeki askeri teçhizat ve teknolojilerin önemli bir kısmının geri çekilmeye başlandığına dair Batı medyasında yer alan bilgileri doğruladı, ancak bu gelişmenin şu anda üssün boşaltılması ve Suriye'deki askeri varlığın tamamen sona erdirilmesi anlamına gelmediğine dikkat çekti. Kaynaklar bu tedbiri, riskleri en aza indirmek ve ülkedeki yeni yetkililerle gelecekte yapılacak görüşmelere hazırlık olarak bu aşamada ihtiyaç duyulmayan teçhizatın geri çekilmesiyle ilişkilendirdi.

cukı
Lazkiye'deki Hmeymim Üssü’ne inmeye hazırlanan bir Rus kargo uçağı (Reuters)

Rus Hava Kuvvetleri’ne ait İlyuşin 76 askeri kargo uçağının dün Hmeymim Üssü’ne indiği bildirildi. Bazı platformlar uçaklardan birinin Rus bayrağı taşıdığını gösteren fotoğraflar yayınladı.

Rusya Savunma Bakanlığı kargo uçaklarının görevine ilişkin detayları açıklamasa da, açıklanmayan ekipmanlar yükledikleri biliniyor.

Bu hamle, Moskova'nın üssü hava saldırılarına karşı korumak üzere konuşlandırdığı S-400 füze sistemlerini söktüğüne ve helikopterler ile diğer araçları da nakil hazırlıkları için topladığına dair haberlerin hemen ardından geldi. Bu hamleler, Moskova'nın Suriye'deki çeşitli konuşlanma alanlarından birlik ve teçhizatını çekmesi ve nihai olarak ülkeden çekilmeye hazırlanmak üzere hava üssüne nakletmesiyle aynı zamana denk geldi.

Eldeki verilere göre Suriye'deki Rus güçleri, son gelişmelerin ardından kendilerini bazı bölgelerde militan gruplar tarafından kuşatılmış halde bulan çok sayıda Rus askeri personelinin tahliyesi için Suriye Kurtuluş Hükümeti temsilcileriyle anlaşmaya vardı. Bu bağlamda, son iki gün içerisinde internette Humus bölgesinde çekilen ve 100'den fazla Rus askeri aracından oluşan bir konvoyun batıya doğru ilerlediğini gösteren videolar yayınlandı.

vfthryj
Rusya Devlet Balkanı Vladimir Putin ve Suriye’nin devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed’in Temmuz 2024'te Moskova'daki görüşmesinden (Sputnik - Reuters)

Ancak bu hamleler Suriye'den askerlerin tamamen çekilmesine yönelik nihai bir karar anlamına gelmiyor. Aksine, Suriye'de bulunan ve sayıları Savunma Bakanlığı tarafından resmi olarak açıklanmayan Rus güçlerinin güvenliğinin sağlanmasına yönelik geçici anlaşmaların ve Rus üslerinin güvenliğinin korunacağına ve bunlara yönelik saldırılara izin verilmeyeceğine dair garantilerin bir parçası gibi görünüyor.

Mutabakat ayrıca Rus üslerinin güvenliğinin korunması ve bu üslere yönelik saldırılara izin verilmeyeceğine dair garantileri de içeriyor.

Kalıcı bir varlık mı?

Bu bağlamda Moskova, Kremlin'in daha önce bu konunun ülkeyi istikrara kavuşturacak yetkililerle görüşülmek üzere ertelendiğine dair verdiği güvenceye rağmen, Suriye'deki askeri varlığının gelecekteki statüsünü belirlemek üzere son iki günde yoğun bir faaliyet başlattı. Medya organları Rusya'nın Suriye'deki yeni yönetimle ülkedeki iki hayati askeri üssünü muhafaza etme konusunda bir anlaşmaya varmaya ‘çok yakın’ olduğunu bildirdi. Ancak Rusya Savunma Bakanlığı bunu doğrulamadı.

Hmeymim'deki Rus hava üssü 26 Ağustos 2015 tarihinde imzalanan ve Rus askeri varlığının 49 yıl süreyle kalmasını ve bu sürenin karşılıklı rıza ile uzatılabilmesini öngören bir anlaşmaya dayanarak kurulmuştu. O tarihten bu yana üs, Rus hava kuvvetlerinin sadece Suriye'deki değil tüm bölgedeki hareketleri için kilit bir merkez haline geldi.

Diğer yandan Tartus Deniz Üssü, 1971 yılında Beşşar'ın babası Hafız Esed ile Sovyetler Birliği arasında Tartus Limanı’nda yapılan bir anlaşmayla kuruldu. Yıllarca Rus Donanması için yakıt ikmali, bakım ve lojistik merkezi olarak hizmet verdi. Ancak Aralık 2017'de imzalanan yeni bir anlaşmanın ardından tamamen modernize edildi ve dev gemileri ve savaş gemilerini alabilecek genişlikte bir rıhtım inşa edilerek Moskova'nın Akdeniz bölgesindeki tek kalıcı üssü haline getirildi.

xscv
Rus fırkateyni Amiral Grigorovich'in cuma günü Tartus Deniz Üssü önündeki uydu görüntüsü (Maxar Technologies - Reuters)

Rus askeri yetkililer daha önce, Hmeymim ve Tartus üslerinin misyonlarının, özellikle bu ülkede ateşkes sağlandıktan sonra, Suriye'nin çok ötesine geçtiğini ve Akdeniz ve Kuzey Afrika'daki Rus askeri hareketleri için geniş stratejik işlevlere sahip olduğunu söylemişlerdi. Bu durum, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçmişte birden fazla kez ülkesinin ‘ihtiyaç duyulması halinde bu varlığı mümkün olan en kısa sürede sona erdirmeye hazır olduğunu’ ima etmesine rağmen, Moskova'nın, Rusya'nın bu bölgedeki varlığını kalıcı hale getirecek nihai anlaşmalara varılmasına verdiği önemin derecesini yansıtıyor.

Her ne kadar şu anda, özellikle de Batı ile tırmanan çatışmalar ışığında, Rusya'nın Suriye'deki varlığının stratejik askeri boyutuna odaklanılsa da Moskova'daki uzmanlar, Rusya'nın çekilmesi halinde bunun sonuçlarının Kremlin ve diğer birçok taraf için çok önemli olan dosyaları etkileyebileceğini savunuyor.

Dünya Ekonomi ve Siyaset Bilimi Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nde kıdemli araştırmacı olan Nikolay Kozhanov'a göre Suriye'de Beşşar Esed rejiminin düşmesi pek çok ülkeyi enerji nakil yollarını yeniden yapılandırma konusunda düşünmeye zorlayacak.

xc svfbg
Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Üssü’nde bulunan büyük bir Rus Antonov 124 kargo uçağının uydu görüntüsü (Maxar Technologies - Reuters)

Kozhanov, Suriye'deki gelişmelerle ilgili tüm ekonomik unsurlar arasında Moskova için en hassas olanın ‘Afrika'daki Rus varlığını sürdürmek için yeni yollar bulma ihtiyacı’ olduğunu söyledi. Kozhanov, “Gerçek şu ki Hmeymim üzerinden sivil ve askeri-teknik nitelikte mal akışı oldu. Dahası, öncelikle Kuzey ve Orta Afrika'dan ve daha spesifik olarak Libya, Mali, Nijer, Mali, Sudan ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nden bahsediyoruz” ifadelerini kullandı. Alternatif güzergâhların da kullanıldığını belirten Kozhanov sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak bunlar çok zor. Bazı durumlarda doğrudan Rus havacılığını devreye sokamadık. Çünkü güzergahlar, siyasi nedenlerle askeri kargolarla uçamadığımız ülkelerin topraklarından geçiyordu. Yüklenicileri kullanmak zorunda kaldık.”

Ağır kargo uçakları

Kozhanov, “Rusya, Suriye üslerindeki varlığının sağladığı lojistiği kullanmayı bıraktığında, hemen büyük bir sorunla karşı karşıya kalacak. Zira bildiğim kadarıyla ağır kargo uçakları yakıt ikmali yapmadan Kuzey Afrika'ya ulaşmakta zorlanıyor ya da hiç ulaşamıyor” dedi.

Lojistiği yeniden inşa etmeyi düşünmeye başlamanın önemini vurgulayan Kozhanov, bunun zaman alacağını ve ulaşım yollarını uzatacağını belirtti.

Kozhanov, Moskova'nın şu anda Suriye'deki askeri varlığını mümkün olduğunca uzatmaya çalıştığını, ancak er ya da geç Suriye topraklarını terk etmek zorunda kalacağının farkında olduğunu düşünüyor.

Kozhanov sözlerini şu ifadelerle bitirdi: “Bu varlığın kaybedilmesi, özellikle de Batı ile zor ilişkiler ve Ukrayna'da devam eden askeri harekât bağlamında, sadece Suriye veya Ortadoğu'da değil, özellikle de Afrika'daki Rus stratejisi açısından Rus pozisyonlarında büyük bir zayıflama anlamına geliyor. Suriye olayları bir dizi uluslararası meselenin altını çizdi: Transit durumu, malların Akdeniz üzerinden taşınması, Avrupa'ya enerji tedariki, özellikle de doğal gaz tedarikinin organizasyonu... Bu zorlu geçiş aşamasında Suriye sınırları yakınında uygulanacak her türlü altyapı projesi şüphe altındadır. Doğu Akdeniz'deki ekonomik etki alanlarının paylaşımı konusu bir kez daha gündeme geliyor.”



Mısır Dışişleri Bakanı: Engelleri kaldıracağız ve yabancı elçilik önündeki kapalı caddeleri açacağız

 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)
 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı: Engelleri kaldıracağız ve yabancı elçilik önündeki kapalı caddeleri açacağız

 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)
 Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün yaptığı açıklamada, Mısırlı yetkililerin engelleri kaldıracaklarını ve Mısır'daki yabancı elçiliklerin önündeki tüm caddelerde trafiğin akışına izin vereceklerini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Al-Masry Al-Youm gazetesinden aktardığına göre Abdulati açıklamasında, “Kısacası... tüm engeller kaldırılacak ve Mısır'daki tüm yabancı büyükelçiliklere yollar açılacak” ifadelerini kullandı.

Mısırlı yetkililerin önündeki güvenlik bariyerlerini kaldırmasının ardından İngiliz Büyükelçiliği, Kahire'deki ana binasının kapatıldığını duyurdu, ancak birkaç gün sonra kapılarını yeniden açtı.


Gazze Şeridi’nde çok katlı binaları hedef alan bombardımanlar yoğunlaşırken yerinden edilme sorunu kötüleşiyor

Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)
Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze Şeridi’nde çok katlı binaları hedef alan bombardımanlar yoğunlaşırken yerinden edilme sorunu kötüleşiyor

Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)
Dün İsrail'in hava saldırısı düzenlediği Gazze şehrindeki es-Susi Binası’nın enkazında arama yapan Filistinliler (AFP)

İsrail dün, Gazze şehrindeki yüksek katlı binalara yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Bu saldırılar, bölge sakinlerini tahliye etmeye ve el-Mevasi'nin güney bölgesine kaçmaya zorlama kampanyası çerçevesinde gerçekleştirildi.

İsrail savaş uçakları, iki gündür Gazze şehrinin batısındaki 15 katlı es-Susi Binası’nı ağır füzelerle bombalayarak yıktı. İsrail, önceki gün Gazze şehrindeki Mushta Binası’nı da yıkmıştı.

Dünkü saldırı, İsrail ordusunun Gazze şehri sakinlerine şehrin güneyindeki ‘el-Mevasi İnsani Yardım Bölgesi’ne taşınmaları emri verdikten hemen sonra gerçekleşti.

İsrail'in Gazze şehrine yönelik saldırıları yoğunlaştıkça, yerinden edilme krizi daha da kötüleşti. Şarku’l Avsat’a konuşan yerinden edilmiş kişiler, mevcut yerinden edilme durumunun yaşadıkları en zor durum olduğunu, barınakların aşırı kalabalık olduğunu ve bazılarının çadırlarını kurmak için arazi kiralamak zorunda kaldıklarını söyledi.

Öte yandan Gazze Şeridi'nden yerinden edilme krizi sebebiyle Mısır ile İsrail arasında başlayan gerilim daha da tırmandı. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati dün düzenlediği basın toplantısında “Yerinden edilme konusu Ürdün, Mısır ve Arap ülkeleri için kırmızı çizgidir ve hiçbir koşulda kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Gazzelilerin gönüllü yerinden edildiği fikrini reddeden Bakan Abdulati, “Eğer insan yapımı bir kıtlık varsa, bunun amacı halkı topraklarından çıkarmaktır” dedi.

Diğer taraftan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Suudi Arabistan ve Fransa’nın önerisi üzerine Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözüm konusunda üst düzey uluslararası konferansın yeniden başlatılmasına ilişkin sözlü kararı kabul etti.

Bu gelişme, Suudi Arabistan'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Dr. Abdulaziz el-Vasil'in New York'taki Genel Kurul oturumu sırasında Suudi Arabistan ve Fransa’nın ortak karar tasarısını sunmasının ardından gerçekleşti. Karar tasarısı oylama yapılmaksızın oy birliğiyle kabul edildi. Büyükelçi Vasil konuşmasında, Riyad ve Paris'in uluslararası hukukun üstünlüğünü destekleme ve ilgili BM kararlarını uygulama konusundaki ortak taahhüdünün altını çizdi.


Suveyda’da ‘kendi kaderini tayin hakkı’ için düzenlenen gösteriler azaldı

Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)
Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)
TT

Suveyda’da ‘kendi kaderini tayin hakkı’ için düzenlenen gösteriler azaldı

Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)
Suveyda’da Kerame Meydanı'nda düzenlenen gösteride katılımcı sayısında düşüş görüldü (Suwayda24)

Suriye'nin Suveyda ilinde dün, her cumartesi ‘kendi kaderini tayin hakkı’ sloganıyla düzenlenen gösterilere katılımda önemli ölçüde düşüş vardı. Fotoğraflarda, Suveyda’daki Kerame Meydanı'nda sadece birkaç düzine kişinin, Şahba şehrinde ise birkaç düzine kişinin gösteri için toplandığı görüldü.

Katılımcılar, Dürzilerin bayrağının yanında İsrail bayrağını dalgalandırdılar. Bayraklar arasında ‘Bağımsızlık tek seçeneğimiz’ ve ‘Kendi kaderini tayin hakkı kutsaldır’ yazan pankartların yanı sıra Cebel el-Arab bölgesinin İncil'deki adını ifade eden ‘Ahrar Başan’ ifadesi yer alıyordu.

Öte yandan Şam, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın 22 Eylül'de yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 80. oturumuna katılımından önce, geçiş dönemini yönetmek için temel prosedürleri tamamlamak amacıyla 15-20 eylül tarihleri arasında yapılması planlanan Halk Meclisi (parlamento) seçimleri için çalışmalarına devam ediyor.

Suriye Yüksek Seçim Kurulu dün, seçimlerle ilgili eğitim ve farkındalık programlarının uygulanmasında iş birliği yapmak amacıyla beş sivil toplum kuruluşuyla bir mutabakat zaptı imzaladığını duyurdu. Yüksek Seçim Kurulu, bunun ‘seçim sürecinin bütünlüğünü ve tam şeffaflığını sağlamak’ çerçevesinde yapıldığını vurguladı.