Sabah kahvesi için en kötü vakit belirlendi

Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Unsplash)
Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Unsplash)
TT

Sabah kahvesi için en kötü vakit belirlendi

Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Unsplash)
Bazı uzmanlar, kahve içmenin mevsimsel depresyona iyi geldiğini düşünüyor (Unsplash)

Pek çok kişinin sabah uyanır uyanmaz yaptığı ilk iş, kendine bir kahve hazırlamak oluyor. 

Yalnızca Birleşik Krallık'ta her gün 98 milyon bardak kahve içildiği tahmin ediliyor. 

Uykuyu açması, zindelik vermesi, fiziksel performansı ve problem çözme yetilerini artırması gibi etkileri bazıları için vazgeçilmez.

Peki dünyanın en yaygın kullanılan psikoaktif uyarıcısı sabahları ne zaman tüketilmeli?

Bath Üniversitesi'nde Metabolizma Fizyolojisi üzerine dersler veren James Betts, bu soruyu yanıtlamak üzere araştırmalar yaptı. 

Pek de iyi uyunmamış bir gecenin ardından sert kahve içmenin kan şekerinin dengelenmesinde sorunlar yaratacağını söylüyor:

Zayıf bir uykunun ardından kahvaltı yapmadan önce kahve içerseniz bu, yüksek glikoz ve ensülin yanıtına yol açar. Yani insanlar metabolik kontrolü kaybeder. Başka bir ifadeyle vücudunuzun kahvaltıyı işleme kabiliyetine zorluk çıkarır.

Şeker seviyelerinin bir anda bu kadar değişmesi de tip 2 diyabet ve kalp hastalığı riskini artırıyor. 

Betts'in buna karşı önerisi şu:

Kahvaltıdan sonra sindirimi tamamlayıp besinleri emdikten sonra kahve içmek daha güvenli.

Betts spor öncesi kahve içeceklere de egzersizden 45-60 dakika öncesini işaret ediyor:

Etkisinin zirve yapması o kadar süre alabilir.

Başka bilim insanları da sabah ilk iş olarak kahve içmenin risk oluşturabildiğini ortaya koyuyor. 

Araştırmalar, kafeinin idrar söktürücü etkisi olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle kahve tüketimi daha fazla idrara çıkmaya neden oluyor. Bu yüzden uzmanlar, sabah kahve içmeden önce bir bardak suyla başlamanın daha iyi olabileceği görüşünde.

Kahveyle ilgili bir diğer olumsuz etki de stres hormonu diye de bilinen kortizolün salınmasına neden olması. Yani kahve, insanlar uyandığında zaten en yüksek seviyeye ulaşan kortizol üretimini uyarabilir.

Bu da sabah uyandıktan sonra kortizolün düştüğü anlara kadar beklemenin daha iyi olabileceği anlamına geliyor.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, IFL Science



Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
TT

Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)

Ciddi bir nüfus krizinin yaşandığı Japonya'da sorunun daha da kötüleştiğini bildiren bir veri daha açıklandı. 

İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı, ülkedeki çocuk nüfusunun bu sene de düştüğünü bildirdi. 

14 yaş ve altındaki çocuklar 1 Nisan 2025'te 13,66 milyon olarak ölçüldü. Geçen sene bu rakam, 350 bin daha fazlaydı.

Dün kamuoyuna duyurulan veriler, bu trendin 44 yıldır kesintisiz sürdüğünü ortaya koyuyor.

Japonya'da toplam nüfusun yalnızca yüzde 11,1'ini çocuklar oluşturuyor. ABD'de bu oran yüzde 21,7, Çin'deyse 17,1. 

5 Mayıs'taki Çocuk Bayramı öncesinde yapılan bu açıklama, düşen doğum oranları ve hızla yaşlanan nüfusa dair endişeyi büyüttü. 

Nüfusun istikrarlı bir şekilde devamı için kadınların doğum ortalamasının 2,1 olması gerekiyor. Ancak Japonya'da bu rakam son yıllarda 1,3 civarında dolaşıyor. 

Bu da ölüm sayılarının doğumları geçmesiyle birlikte ülke nüfusunun azalmasına neden oluyor. Örneğin 2014'te 1,62 milyon kişinin öldüğü ülkedeki doğumlar, bu rakamın yarısından da azdı. 

Nüfusun yüzde 20'sinden fazlası da 65 yaşının üstünde. 

fdgh
"Nakizumo" ya da "ağlayan sumo bebek yarışması" diye bilinen geleneksel festivalde ringe çıkan bebekler arasında ilk ağlayan kazanıyor (Reuters)

Düşen nüfus; işgücü, ekonomi, toplumsal yapı ve sosyal yardım sistemindeki sorunların büyümesi anlamına geliyor.

Ülkedeki evlilik teşvik edilse de önceki seneye göre artış 10 binde kaldı. Boşanma rakamlarında da artış var. 

Uzmanlar nüfus düşüşünün en az 20-30 yıl daha sürmesini bekliyor. 2024'te 123,4 milyon olan Japonya nüfusunun 2065'te 88 milyona gerileyeceği tahmin ediliyor. 

Doğum oranlarının artırılması amacıyla 4 gün çalışma düzenine geçmek, evlilik ve çocuk teşviki, çocuk bakımevlerini artırmak gibi tedbirler alınıyor. Ancak hayat pahalılığı, düşük maaşlar, iş koşullarının zorluğu ve ülkenin yaşam alanlarının dar olması gibi sorunlar bu teşvikleri gölgeliyor. 

Bölgedeki Çin, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore gibi ülkeler de benzer bir şekilde nüfus sorunuyla boğuşuyor. 

İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de aynı sıkıntı yaşansa da göç yoluyla çözüm bulunabilliyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters