Beklenen korku filminin yönetmeninden ünlü aktöre +18'lik hediye

Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal)
Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal)
TT

Beklenen korku filminin yönetmeninden ünlü aktöre +18'lik hediye

Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal)
Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal)

Nicholas Hoult, Nosferatu setinden hangi eşyanın evinin duvarında asılı olduğunu açıkladı. Ünlü oyuncu, bunun kendisine verilen bir "hediye" olduğunu söyledi.

Aktör, merakla beklenen korku filmindeki rol arkadaşı Lily-Rose Depp'le birlikte Elle'e röportaj verdi. Filmde evli bir çifti canlandıran ikili, birbirlerine önceden yazılmış sorular sordular.

25 yaşındaki Depp, rol arkadaşına bir setten evine götürdüğü dekor ya da gardırop parçasının ne olduğunu sorduğunda 35 yaşındaki Hoult, Nosferatu'nun yönetmeni Robert Eggers'ın kendisine verdiği sıradışı bir hediyeden bahsetti.

"Protez penisini çerçevelettim"

Hoult, "Kont Orlok'un protez penisini evde çerçeveletmiş durumdayım" diyerek ekledi:

Bill Skarsgard'ın kanımı içtiği bir sahne var. Robert Eggers daha sonra 'Bu senin için nasıldı?' diye sordu. Ben de 'Protez penisini bacağımda hissettim' dedim. Sonra Rob, onu çerçeveletip bana hediye ederek evime gönderdi.

Usta sinemacı Clint Eastwood'un veda filmi Juror No. 2'de başrolde yer alan aktör, "hediye" geldiğinde çerçevenin kırılmış olduğunu da aktardı. 

"Koleksiyon parçası mı?"

Bu yüzden tamir ettirmek için bir çerçeve dükkanına götürmesi gerektiğini açıklayan oyuncu, tezgahtarın "gözünü bile kırpmadığını" söyledi:

Sonra onu almaya gittiğimde, bu vampir penisini çerçeveliyor olmamın ne kadar tuhaf olduğunu fark etmiş olacak ki 'Bu bir tür koleksiyon parçası mı?' diye sordu. Ben de 'Öyle de denebilir' dedim.

2015 yapımı Cadı (The Witch) ve 2019 tarihli Deniz Feneri'yle (The Lighthouse) tanınan yönetmen Eggers, Alman sinemacı Friedrich Wilhelm Murnau'nun 1922'de çektiği Nosferatu'yu yeniden yorumladı.

Korku filminde Bill Skarsgård, genç bir kadına aşık olan korkunç vampir Kont Orlok'u canlandırıyor. 

Filmin geniş oyuncu kadrosunda ayrıca, adı sık sık James Bond'la yan yana anılan Aaron Taylor-Johnson ve popüler dizi The Crown'un 28 yaşındaki yıldızı Emma Corrin yer alıyor. 

Eylülde verdiği röportajda Nosferatu hakkında konuşan Hoult, Skarsgård'ın performansını değerlendirmişti.

IndieWire'a konuşan aktör, "Korkunç, o Bill değil" diyerek eklemişti: 

Endişe verici olan da bu. Bill'den hiçbir iz kalmamış gibi, tamamen dönüştürücü bir performans sergiliyor. Bu korkutucu ve tehditkar. Sesi, makyajı, gerçekten harika bir karakter ve onunla çok güzel bir karakter çalışması yaptı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, ScreenRant, IndieWire, Elle



Otizm vakaları neden artıyor?

Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)
Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)
TT

Otizm vakaları neden artıyor?

Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)
Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)

Otizm rakamlarının artması, bir kez daha ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın da gündemine girdi. 

Onlarca bilimsel araştırmayla çürütülen "Aşılar otizme neden oluyor" önermesi, kısa süre önce verdiği bir röportajda Trump'a soruldu. 78 yaşındaki siyasetçi, "Bir şeyler olduğu belli. Birilerinin bunu çözmesi lazım" dedi. 

ABD genelinde otizm teşhisi oranları son yıllarda önemli ölçüde arttı ve 2011'le 2022 arasında neredeyse üç katına çıktı. Ülkedeki her 36 çocuktan birine bu tanı konuyor. 2000'de bu oran 150'de birdi. 

Otizm spektrum bozukluğunu belirleyecek bir kan testi ya da beyin MR'ı yok. Teşhis çoğunlukla ebeveynlerin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemleriyle konuyor.

Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin sayısı mı artıyor, yoksa önceden fark edilmeyen semptomlar artık daha mı fazla teşhis ediliyor?

Bilim insanları muhtemelen ikisinin de etkili olduğunu söylüyor. 

Araştırmacılar, rakamlardaki artışı büyük ölçüde otizme dair farkındalığın artmasına ve teşhis yöntemlerindeki değişimlere bağlıyor. Bunun yanı sıra genetik ve çevresel faktörler de inceleniyor.

100'den fazla gen otizmle ilişkilendirilse de genetik yatkınlıkla çevresel tetikleyicilerin karmaşık bir birleşimi etkili oluyor gibi. 

Hava kirliliği, zehirli kimyasallara temas ve hamilelik sırasındaki viral enfeksiyonlar gibi onlarca etken incelendi. 

Bazı araştırmalarsa daha yaşlı ebeveynlere (özellikle daha yaşlı babalara) sahip bebeklerin otizm riskinin arttığını ortaya koyuyor. 

Erken doğum ve düşük doğum ağırlığının etkili olduğunu belirten çalışmalar da var.

Otizm üzerine uzmanlaşan Dr. Juergen Hahn, bu araştırmaların kesin cevap vermesinin zor olduğunu vurgulayarak "Bazen 'Bilmiyoruz' demek zorundayız. Bu da spekülasyona yol açıyor" diyor. 

Britanyalı araştırmacı Andrew Wakefield'ın 1990'ların sonunda 12 çocukla yaptığı çalışma en popüler komplo teorilerinden birini büyüttü. 

Kızamık, kızamıkçık ve kabakulak (KKK) aşılarıyla otizm arasında ilişki olduğunu savunan hipotez sonrasında pek çok bilimsel çalışmayla çürütüldü, iddianın yer aldığı makale yayımlandığı bilimsel dergi Lancet'ten geri çekildi, Wakefield'ın Birleşik Krallık'ta tıbbi uygulama yapması yasaklandı.

Kusurlu bir şekilde yürütülen araştırmanın ortaya koyduğu iddia, otizm spektrumu tanımının genişlemesiyle birleşince söylentiler iyice yayıldı. 

Amerikan Pediatri Akademisi'nin (AAP) 2007'de 18-24 aylık tüm çocukların otizm testinden geçmesi için öneri yayımlaması da etki etti. 

1980'li yıllarda çocukları bakım evlerini gönderilmesin diye onları akıl sağlığı uzmanlarına götürmekten çekinen ebeveynlerin sayısı otizme dair farkındalığın artmasından sonra azaldı. 

Beyindeki farklılıklardan kaynaklanan otizm bozukluğunun erkek çocuklarda kızlara kıyasla yaklaşık 4 kat daha yaygın olduğu bildiriliyor.

Öte yandan teşhislerdeki en büyük artış genç yetişkinler, kadınlar ve kız çocukları arasında oldu. ABD'deki Hispanik, siyah ve Asyalı çocuklar arasında da otizm rakamları yükseldi. 

Cambridge Üniversitesi Otizm Araştırmaları Merkezi Direktörü Simon Baron-Cohen, rakamların artmasında ruh sağlığına daha rahat erişimin yanı sıra sosyal medyanın da önemli rol oynadığını söylüyor. 

Kendisi ya da bir yakınının otizm spektrumunda olduğundan şüphelenen kişilerin Reddit gibi platformlarda iletişime geçip bu kimliği benimsediğini ifade ediyor.

Independent Türkçe, New York Times, Medical Express