Kedi Adası'nda kriz: "En kötü senaryoyu önlemeye çalışıyoruz"

"Ne insan kalacak ne de kedi"

Kedileriyle ünlü Aoşima, turistlerin uğrak noktalarından (Reuters) 
Kedileriyle ünlü Aoşima, turistlerin uğrak noktalarından (Reuters) 
TT

Kedi Adası'nda kriz: "En kötü senaryoyu önlemeye çalışıyoruz"

Kedileriyle ünlü Aoşima, turistlerin uğrak noktalarından (Reuters) 
Kedileriyle ünlü Aoşima, turistlerin uğrak noktalarından (Reuters) 

Japonya'da "kedi adası" diye de bilinen Aoşima, ülkedeki demografik krizden olumsuz etkilendi. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Guardian, insandan daha fazla kedinin yaşadığı adayı ziyaret etti. 

Ada sakinlerinden Naoko Kamimoto, önceden adada 200'e yakın kedi olduğunu fakat bu sayının 80 civarına indiğini söylüyor. Kedilerin hepsi 7 yaşın üzerinde, üçte biri de körlük ve solunum yolu hastalıklarından muzdarip.

Kedi nüfusundaki azalma, ülke genelini etkileyen bir demografik krizle de ilgili. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde Aoşima'da yaklaşık 900 kişi yaşıyordu. 

Ancak sardalya balıkçılığının tükenmesi ve büyük şehirlerdeki iş imkanları nedeniyle ada nüfusu 10 yıl önce 80'e geriledi, 2017'de de sayı 13'e düştü.. Bugünse Aoşima'da sadece 4 kişi yaşıyor.

"Kedi annesi" lakaplı Kamimoto, tüm hayvanlara günde iki kez mama verdiğini ve gerekli durumlarda ilaç kullandığını söylüyor: 

Bir kedi kaybolduğunda hemen anlarım. Yaklaşık bir hafta boyunca ortaya çıkmazlarsa ölmeye gittiklerini varsayıyoruz, cesetlerini bulmaya çalışıyoruz.

74 yaşındaki ada sakini, Aoşima'nın geleceğiyle ilgili önlemler alınmasının önemine dikkat çekerek şöyle devam ediyor: 

Bir zaman gelecek, burada ne insan ne de kedi kalacak. Tek yapabileceğimiz, burada olduğumuz sürece onlara iyi bakmak.

2018'de yetkililer, adadaki kedilerin kısırlaştırılması için kapsamlı bir çalışma başlatmıştı. Sivil toplum kuruluşu Aoşima Kedileri Koruma Topluluğu'ndan Kiçi Takino, bu program başladığından beri adada yeni kedi doğmadığını belirtiyor: 

"En kötü senaryoyu önlemeye çalışıyoruz" diyen hayvan hakları savunucusu şunları ekliyor: 

İnsan sayısı azalmaya devam ederken kedi nüfusunun artmasına izin verilseydi, adadaki durum sonunda dayanılmaz hale gelirdi. Bu gerçekten üzücü ama insanlar, kedilerden önce yok olacak. Adanın neredeyse 400 yıllık bir geçmişi var ama buradakilerin soyu tükenecek. Yapabileceğimiz en iyi şey, sonuna kadar kedilere göz kulak olmak.

Aoşima'da kedi nüfusu azalıyor (Reuters)Aoşima'da kedi nüfusu azalıyor (Reuters)

Japonya'da son dönemde ciddi bir nüfus krizi yaşanıyor. İçişleri ve İletişim Bakanlığı'nın nisanda yayımladığı verilere göre, ülkenin nüfusu son 13 yıldır düşüşte.

65 yaş üstü nüfus 36 milyon 227 bine, 75 yaş üstü nüfus 20,08 milyona yükselirken, 0-14 yaş nüfussa 14 milyon 173 bine geriledi. Toplam nüfus 124 milyon 352 bin. 

Buna ek olarak Japonya'daki birçok genç, büyük şehirlerdeki yaşam maliyeti, iyi iş bulamama ve kadınların çocuk sahibi olduktan sonra tam zamanlı işe dönmesini zorlaştıran çalışma kültürü nedeniyle aile kurmaya isteksiz yaklaşıyor. 

Ulusal Nüfus ve Sosyal Güvenlik Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre 2023'te evlilik sayısı 1930'lardan bu yana ilk kez 500 binin altına düştü.

Independent Türkçe, Guardian, Asia News Network



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.