SDG ile Türkiye’ye yakın gruplar arasındaki çatışmalar şiddetlendi

Uluslararası Koalisyon’dan Suriye'nin kuzeydoğusundaki güçlerine takviye

Halep’in doğusunda SDG ile çatışan Türkiye’ye yakın grupların üyeleri (SOHR)
Halep’in doğusunda SDG ile çatışan Türkiye’ye yakın grupların üyeleri (SOHR)
TT

SDG ile Türkiye’ye yakın gruplar arasındaki çatışmalar şiddetlendi

Halep’in doğusunda SDG ile çatışan Türkiye’ye yakın grupların üyeleri (SOHR)
Halep’in doğusunda SDG ile çatışan Türkiye’ye yakın grupların üyeleri (SOHR)

Özgürlük Şafağı Operasyon Odası güçleri ve Türkiye’ye yakın Suriye Milli Ordusu (SMO) ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Suriye'nin kuzeyi ve kuzeydoğusunda yaşanan çatışmalar, SDG'nin kontrol ettiği çeşitli bölgelerde şiddetlendi.

Halep'in doğu kırsalındaki Münbiç kırsalında yer alan Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü ekseni, Münbiç'i aralık ayı başında muhaliflere kaptırdıktan sonra kontrol etmeye çalışan SDG ile SMO birlikleri arasında şiddetli çatışmalara sahne oldu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) dün aktardığına göre Türk yapımı silahlı insansız hava araçları (SİHA) SDG’nin Tişrin Barajı çevresinde yer alan askeri mevzilerini bombalarken, Münbiç kırsalındaki Ebu Kalkal köyü iki taraf arasında karşılıklı top ve füze bombardımanlarına sahne oldu. Bunun sonucunda SMO’nun 6 SDG’nin 3 üyesi öldü.

SDG ile aralarında Ahrar eş-Şarkiye, Ceyşu’l-Şarkiye, 1. Tümen, Fatih Sultan Mehmed Tugayı, Muntasır Billah Taburu, Sultan Murad Tümeni, Hamzat Tümeni, Levant Cephesi, Ceyşu’n-Nasr, 9. Kolordu ve Ceyşu’l-Ahrar’ın bulunduğu Özgürlük Şafağı Operasyon Odası grupları arasında Karakozak Köprüsü çevresinde ve Tişrin Barajı yakınlarında çatışmalar 20. gününde de devam etti.

Özgürlük Şafağı Operasyon Odası grupları, Halep’in kontrolünü ele geçirdikten sonra Türkiye’ye yakın SMO gruplarından bazıları tarafından desteklenen Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) ilerleyişiyle birlikte harekete geçti. Tel Rıfat ve Münbiç şehirlerini ele geçirmeyi başaran gruplar, Rakka ve Haseke'nin kontrolünü ele geçirmeyi ve Türkiye'nin güney sınırı yakınlarında omurgasını Kürt ağırlıklı Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu SDG'nin varlığına son vermeyi planlıyor.

Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’na HTŞ ile birlikte katılan gruplar arasında Türkiye’ye yakın SMO grupları olan Ulusal Kurtuluş Cephesi, Ahraru’ş-Şam, Nureddin Zengi Hareketi, Feylak eş-Şam, Özgür İdlib Ordusu, Ceyşu’n-Nasr, Sukur eş-Şam ve Ceyşu’l-Ahrar yer alıyor.

Haseke kırsalındaki Ebu Rasin ve Tel Tamer beldelerinde dün, SDG ile muhalif gruplar arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.

SOHR, çatışmalarda ağır silahların kullanıldığını, SDG’nin bölgedeki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) üslerini ve silahlı grupları hedef aldığını ve saldırılarda muhalif grupların dört üyesinin yaralandığını aktardı.

SOHR'un aktardığına göre 20 gündür devam eden çatışmalarda ölen asker ve sivillerin sayısı 152'ye ulaştı.

Muhalif gruplar ile SDG arasındaki çatışmalar devam ederken, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Barış Pınarı Bölgesi’nde konuşlu muhalif grupların üyeleri, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra normale dönen eski yerlerine dönmek istiyorlar. Ancak grupların liderleri, savaşmaya devam etmeyi reddeden ya da memleketine gitmeye çalışan her üyenin tutuklanması talimatı verdiler.

csdvfrbgthy
DMUK, SDG ile Suriye'nin kuzeydoğusunda tatbikat yaparken (AFP)

Çatışmalar devam ederken DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (SMUK) ve SDG, Haseke kırsalındaki Kasrak Askeri Üssü’nde cumartesi gece yarısından sonra başlayan ve pazar sabahına kadar devam eden ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirdi.

Tatbikatlarda savaş uçaklarının kabiliyetlerini arttırmak ve savaşa hazırlık durumlarını iyileştirmek amacıyla sahte hedefler vuruldu, ağır silahlar kullanıldı.

DMUK, aralıksız olarak askeri eğitim ve periyodik askeri takviyeler yoluyla Suriye'nin kuzey ve doğu bölgelerindeki askeri kabiliyetlerini güçlendirmeye devam ediyor.

DMUK, cumartesi günü Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile olan el-Velid Sınır Kapısı’ndan askeri takviyeler gerçekleştirdi. Zırhlı araçlar, askeri araçlar ve lojistik malzemelerle yüklü 50 tır, Suriye'nin kuzey ve doğu bölgelerinde bulunan Uluslararası Koalisyon üslerine doğru yola çıktı.

ABD, SDG'nin omurgasını oluşturan YPG'yi DEAŞ'a karşı mücadelede yakın bir müttefik olarak görüyor. Bu durum, YPG'nin Suriye'nin kuzey ve doğu bölgelerindeki varlığını sona erdirmek isteyen ve YPG'yi PKK'nın Suriye'deki kolu olarak gören Ankara ile kronik bir anlaşmazlık noktası oluşturuyor.

Anket

Sosyopolitik Saha Araştırmalar Merkezi (Saha Merkezi) tarafından yapılan bir ankete göre Türkiye'deki Kürtlerin yüzde 92'si ‘Suriyeli Kürtlerin Suriye'nin yeni yönetimine dahil edilmesi gerektiğini’ düşünüyor.

Suriye'deki gelişmeler üzerine 21-25 Aralık tarihleri arasında yapılan ve İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Diyarbakır, Urfa, Mardin, Batman, Tunceli ve Van'da yaşayan 761 Kürt vatandaşının katıldığı ankete göre Kürtlerin yüzde 78'i Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini ‘olumsuz’, yüzde 10,9'u ise ‘olumlu’ olarak değerlendiriyor.

sacdfrgt
Haseke'de düzenlenen SDG'ye destek gösterisinden bir kare (AFP)

Yüzde 94,2’si HTŞ'nin Suriye'de şeriata dayalı bir devlet kuracağına, yüzde 84,6'sı HTŞ'nin Suriye'deki gerginliği sona erdiremeyeceğine ve istikrarlı bir devlet kuramayacağına inanıyor.

Sadece yüzde 6,6'sı yeni Suriye yönetiminin idari uygulamalarının Kürtlerin lehine olacağını düşünürken yüzde 42'si Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve SDG'nin taviz vererek yeni yönetim altında Kürtlerin haklarını garanti altına alabileceğine inanıyor. Yüzde 14,8'i ise bunun mümkün olmadığını düşünüyor.



Washington ve Tahran arasında gizli mesajlar ve tehditler

Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı komutan ve bilim adamlarının fotoğraflarının yer aldığı bir poster (AP)
Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı komutan ve bilim adamlarının fotoğraflarının yer aldığı bir poster (AP)
TT

Washington ve Tahran arasında gizli mesajlar ve tehditler

Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı komutan ve bilim adamlarının fotoğraflarının yer aldığı bir poster (AP)
Tahran'ın merkezinde, son savaşta İsrail tarafından öldürülen İranlı komutan ve bilim adamlarının fotoğraflarının yer aldığı bir poster (AP)

Gerilimin ve spekülasyonların arttığı bir ortamda ABD ve İran, İsrail-ABD saldırılarının ardından Tahran'ın nükleer yapısında meydana gelen hasarın boyutuna ilişkin farklı değerlendirmeler ve İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) henüz açıklanmayan füze cephaneliğinin kullanımına ilişkin artan uyarıları arasında, İran'ın nükleer programı konusunda müzakere masasına dönme olasılığına ilişkin üstü kapalı mesajlar vermeye devam ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump dün gece Iowa'da yaptığı açıklamada, “İran askeri saldırılardan büyük zarar gördü ve sanırım şimdi gerçekten müzakere etmek istiyorlar. Belki bir toplantı yapmak istiyorlar. Bence çok hevesliler. Neler olacağını göreceğiz” ifadelerini kullandı.

İran'ın nükleer programının ‘tamamen yok edildiğini’ iddia eden Trump, “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) da bunu teyit etti” dedi. Tahran'ın Washington ve İsrail'e karşı tutumunda bir değişiklik olduğunu belirten Trump, “İran eskiden ABD hakkında en kötü şeylerin söylendiği yerlerden biriydi. Şimdi artık o kadar kötü konuşmuyorlar” şeklinde konuştu.

ABD Başkanı görüşmelere doğrudan müdahale etme olasılığı konusunda ise şunları söyledi: “Gerekirse müdahale ederim. Biz gerilimi artırmak istemiyoruz, İran'a normal bir ülke muamelesi görmesi için yeni bir şans vermek istiyoruz.”

ABD Başkanı Donald Trump, Iowa'daki bir mitinge gitmeden önce gazetecilere açıklamalarda bulundu. (AP)ABD Başkanı Donald Trump, Iowa'daki bir mitinge gitmeden önce gazetecilere açıklamalarda bulundu. (AP)

‘Zaman kaybı’

Washington'daki bu iyimserlik ne önceki yönetim ne de muhafazakâr siyasi çevreler tarafından paylaşılıyor. Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, İran'ın ‘nükleer programını yeniden inşa etmek için halen bilgi ve niyete sahip olduğu’ uyarısında bulundu. New York Times'taki yazısında Bolton, Fordo ve diğer İran nükleer tesislerine yönelik saldırıların ‘muazzam hasar verdiğini’, ancak ‘yetersiz’ olduğunu savundu.

“Saldırıların erken durdurulması İran'a yeniden toparlanma şansı verdi” diyen Bolton sözlerini şöyle sürdürdü:

“İran'ın nükleer programının kökü kazınmadı ve nükleer bilgi birikimi halen Tahran'daki rejimin elinde. İran rejiminin nükleer hayallerinden vazgeçmeye hazır olduğuna dair bir işaret yok ve şu an yeni bir nükleer anlaşma için doğru zaman değil. Sürekli izleme ve gerekirse ilave saldırılara hazır olmak gerekiyor. Bir nükleer anlaşma ve UAEA ile teknik bir taahhüt olmadan nükleer faaliyetleri izlemek zor olacak. İdeal bir dünyada tüm İran uranyumu çıkarılmalı ve Libya gibi güvenli bir yerde depolanmalı. Ancak Tahran'da bir şeyler değişmedikçe kapsamlı bir anlaşmaya varmak imkânsız.”

Trump karşıtı Bolton’un yazısının devamında şu ifadeler yer aldı: “Bazıları halen İran'la yeni bir nükleer anlaşmanın ‘kutsal kasesini’ arıyor. Ancak bu çabalar zaman ve nefes kaybından başka bir şey değil. Çünkü İran anlaşmanın etrafından dolanıyor, sonra da geri adım atıyor.”

İran, bir gün evvel UAEA ile iş birliğini askıya alma kararını onaylamasına rağmen, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na bağlılığını ifade etti.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi arasında Tahran'da yapılan görüşmedenİran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi arasında Tahran'da yapılan görüşmeden

‘Füze kabiliyetleri’

Öte yandan Tahran askeri gücünü göstermeye devam ediyor. DMO yetkilisi Ali Fazli, İran'ın ‘henüz ortaya çıkmamış birçok füze kabiliyetine’ sahip olduğunu söyledi ve ‘düşmanların herhangi bir çılgınlığına daha şiddetli ve yıkıcı bir yanıtla karşılık verileceği’ uyarısında bulundu.

Şarku'l Avsat'ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Fazli yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Şu ana kadar kullanılan füze kabiliyetlerimiz potansiyelimizin yalnızca yüzde 25 ila 30'unu temsil ediyor. Siccil füzesi yörüngesi itibariyle beklenmedik ve düşman için alışılmadık bir füze. Henüz füze şehirlerinin kapılarını açmadık. Stratejik kabiliyetlerimiz halen korunuyor.”

Fazli, benzeri görülmemiş bir askeri hazırlıktan söz etmesine rağmen, İran'ın nükleer silah peşinde olmadığını vurgulayarak, “Nükleer bomba yapmak istemiyoruz… Bu ideolojik ilkelerimizden kaynaklanıyor” dedi.

İsrail planı

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, iki ülkenin haziran ayında 12 gün boyunca karşı karşıya geldiği savaşın ardından ordunun, İran'ın İsrail'i bir daha tehdit etmemesini sağlayacağını söyledi.

Katz yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun ‘İran'ın İsrail'i bir daha tehdit etmemesini sağlayacak bir plan’ geliştireceğini vurgulayarak, ordunun ‘Tahran üzerinde hava kuvvetlerinin hava üstünlüğünü sağlamak için istihbarat ve operasyonel düzeyde hazır olması’ gerektiğini bildirdi.

Katz'ın açıklamaları haziran ayında iki taraf arasında yaşanan 12 günlük savaşın ardından geldi. Söz konusu savaşta İsrail, İran'ın nükleer tesislerine saldırmış ve savaşın amacının Tahran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemek olduğunu iddia etmişti.

İsrail saldırıları sonucu çok sayıda üst düzey askeri yetkili ve nükleer bilimci öldü.

İran da İsrail'e roket ve füze atarak misilleme yaptı; yetkililere göre İsrail’de 28 kişi öldü.

İsrail ve İran, ABD arabuluculuğunda bir ateşkes üzerinde anlaşarak 24 Haziran'da çatışmalara son verdi.

 İsrail saldırılarında öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanlarının ve bilim adamlarının yasını tutan İranlılar (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)İsrail saldırılarında öldürülen Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanlarının ve bilim adamlarının yasını tutan İranlılar (İran Dini Lideri Ali Hamaney’in internet sitesi)

Saldırının etkinliği

ABD ve İsrail'in İran'ın Fordo ve Natanz gibi kilit tesislerine düzenlediği saldırı, Washington'daki siyasi ve istihbarat çevrelerinde yoğun tartışmalara yol açmaya devam ediyor. Trump saldırıyı ‘tam bir başarı’ olarak nitelendirirken, ABD raporlarına göre istihbarat kaynakları, nükleer program üzerindeki potansiyel etkinin sadece birkaç aylık bir gecikme olduğunu söyledi.

Saldırıdan bir gün sonra ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine, “Nihai bir değerlendirme yapmak için henüz çok erken” dedi. Analistler, gerçek hasarın boyutunun ancak haftalar sürecek saha ve teknik gözlemlerden sonra netleşeceğine inanıyor.

Bu ayrışmanın ortasında, diplomatik iletişim kanallarını yeniden canlandırmak için üst düzey bir ABD elçisi ile İranlı yetkililer arasında olası yeni bir görüşme turu için hazırlıkların yapıldığına dair haberler geliyor.

Trump, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ‘harika bir insan ve harika bir müzakereci’ olduğunu belirterek şöyle dedi: “Şu ana kadar harika bir iş çıkardı ve daha fazlasını da yapacak.”

Ancak analistler, İranlıların 2015 anlaşması öncesinde yaptıkları gibi, ABD'deki siyasi ortamın değişmesini bekleyerek müzakerelerde oyalama taktiğine geri dönebilecekleri konusunda uyarıyor.

Trump, müzakerelere dönüş olasılığı konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik sergilerken, İranlı eski danışmanlar ve askeri komutanlar daha sert tutumlar sergiliyor. Kuşkusuz bu da iki taraf arasında devam eden çekişmeyi yansıtıyor.