İsrail, ateşkes müzakerelerinin sekteye uğradığı bir dönemde Gazze Şeridi'ndeki operasyonlarını genişletmeye hazırlanıyor

Gazze Şeridi'nin merkezinden çekilen bir fotoğrafta, İsrail'in kuzey bölgesine düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen duman görülüyor, 29 Aralık 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden çekilen bir fotoğrafta, İsrail'in kuzey bölgesine düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen duman görülüyor, 29 Aralık 2024. (AFP)
TT

İsrail, ateşkes müzakerelerinin sekteye uğradığı bir dönemde Gazze Şeridi'ndeki operasyonlarını genişletmeye hazırlanıyor

Gazze Şeridi'nin merkezinden çekilen bir fotoğrafta, İsrail'in kuzey bölgesine düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen duman görülüyor, 29 Aralık 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden çekilen bir fotoğrafta, İsrail'in kuzey bölgesine düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen duman görülüyor, 29 Aralık 2024. (AFP)

İsrail ordusu, İsrailli esirlerin serbest bırakılması da dâhil olmak üzere Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için yürütülen müzakerelerin tıkanması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki çatışmaları diğer cephelere genişletmeye hazırlanırken, Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde meydana gelen İsrail bombardımanlarında en az 34 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Gazze Şeridi'ndeki çatışmaları genişletmek amacıyla bu bölgedeki kuvvetlerin takviye edilmesi için hazırlık yapılması talimatını verdi. Şarku’l Avsat’ın İbranice yayın yapan Walla internet sitesinden aktardığı habere göre, İsrail ordusundaki zırhlı ve istihkâm birlikleri de dâhil olmak üzere bazı birlikler, Hamas üzerindeki askeri baskıyı arttırma niyetinin bir parçası olarak Gazze Şeridi'ne hareket etmek üzere tebligat almış durumda.

Kaynaklar, bu aşamada ordunun Güney Komutanlığı'nın genişletilmiş askeri harekata hazırlık olarak hava kuvvetlerinden operasyonlar düzenlemeye başladığını ve şu anda Gazze Şeridi'nde üç tümenin faaliyet gösterdiğini söyledi: Kuzeyde 162. Tümen, Netzarim Koridoru’nda 99. Tümen ve Gazze Şeridi'nin güneyinde ve Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru boyunca Gazze Tümeni.

İsrail ordusu geçtiğimiz eylül ayında Hizbullah ile geniş çaplı bir savaşa başlamadan önce ağırlık merkezini kuzey cephesine kaydırdı ve şimdi Lübnan'da ateşkes bir süredir yürürlükte olduğu ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimi çöktüğü için İsrail Gazze Şeridi'ndeki savaşına yeniden odaklanma fırsatı buluyor.

Gazze Şeridi'nde bir saat bile duraksamayan İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği yıkıcı operasyondan yaklaşık üç ay sonra Beyt Hanun'da geniş çaplı bir operasyon başlattı. Haaretz'e göre ordu cumartesi günü kuzeydeki Kemal Advan Hastanesi ve çevresindeki operasyonu sona erdirdi ve dün (Pazar) hastanenin yeniden açılmasına izin vermeyeceğini bildirdi.

sdfrgt
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Kemal Advan Hastanesi yakınında sağlık görevlileri (AFP)

Dün Kemal Advan Hastanesi’ne düzenlenen operasyonla ilgili verileri yayınlayan ordu, Müdür Husam Ebu Safiyye ve 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlenen saldırıda yer alan 15 militanın yanı sıra yaklaşık 240 kişiyi gözaltına aldığını duyurdu. Hamas'a yönelik son operasyonu ekim ayında Kemal Advan Hastanesi'nde gerçekleştiren İsrail ordusu, operasyonun hastanenin ‘bir kez daha terör örgütleri için önemli bir kale haline gelmesi ve teröristlerin saklanma yeri olarak kullanılmaya devam etmesi’ nedeniyle başlatıldığını açıkladı.

Ordu, kuzeydeki operasyonun Gazze şehri ile kuzey Gazze Şeridi arasındaki iletişimi kestiğini ve şu anda cumartesi ve dün füzelerin atıldığını söylediği kuzeydeki Beyt Hanun bölgesine odaklandığını da belirtti. Beyt Hanun'da mahsur kalan Filistinliler, yerde yatan cesetler de dâhil olmak üzere kendilerine herhangi bir yardımın ulaşmasını engelleyen ağır bombardımana maruz kaldıklarını doğruladı. Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki durum, İsrail'in yaklaşık üç ay önce Cibaliye Mülteci Kampı’nda başlattığı askeri operasyonu önemli ölçüde genişlettiğini ve kuşatmayı sıkılaştırdığını gösteriyor.

İsrail ordusunun yalanlamalarına rağmen kuzeyde devam eden operasyon, İsrail'in, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi eski başkanı Giora Eiland liderliğindeki eski generaller tarafından hazırlanan Generaller Planı’nı uygulayıp uygulamadığı konusunda şüphe uyandırıyor. Bu plan, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Hamas varlığını tamamen ortadan kaldırmayı, bölgeyi kapalı bir askeri bölgeye dönüştürmeyi, insani yardımın bölgeye girişini engellemeyi ve içeride kalan herkesi ‘terörist’ olarak kabul edip tasfiye etmeye çalışmayı amaçlıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine uyguladığı 80 günlük kuşatmanın 75 bin Filistinlinin hayatını tehlikeye attığını açıkladı. WHO, İsrail'in Kemal Advan Hastanesi’ni hedef alarak Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki son büyük sağlık tesisini hizmet dışı bırakmasının kendilerini hayrete düşürdüğünü belirtti.



Rusya'nın “Suriye” Zorlukları

Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)
Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)
TT

Rusya'nın “Suriye” Zorlukları

Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)
Fotoğraf: Vladimir Putin ve Beşşar Esed (Reuters)

Refik Huri

Suriye Rusyası, Suriye'deki hava ve deniz üsleri meselesi ayarlanmış olsa bile konumunu ve rolünü sürdürme konusunda bir açmaz içinde.

Başkan Vladimir Putin için “Rusya Suriye'de kaybetmedi, hedeflerine ulaştı” demek kolay. Ancak geleceğe dair beklentiler ne olursa olsun gerçekleri göz ardı etmek zor. Putin'in 2015'te büyük bir askeri operasyonla kurtardığı rejim yıkıldı ve cumhurbaşkanı Moskova'ya kaçtı. Ardından her şey yıkılmaya yüz tuttu; İran mağlup oldu, Rusya'nın da başı dertte. Temel olarak, Rusya, Başkan Barack Obama’nın, Şam'ın Guta bölgesinde kimyasal silahlar kullanarak ABD'nin kırmızı çizgisini aşan Şam rejimine yönelik Paris ile planlanan saldırıdan geri adım atmadan önce askeri operasyonunu başlatmadı.

Obama'nın neden geri adım attığına dair açıklaması “felsefi”ydi; yardımcılarına “Bomba atmaya istekli olduğunuzu kanıtlamak için birine bomba atmak, güç kullanmanın en kötü nedenidir” demişti. Putin ise Lenin'in taktiğini uyguladı ve bu özetle şöyleydi: “Duvara yumuşak bir yumruk atın. Sertse geri çekilin, yumuşaksa daha sert vurun.”

İroniler şaşırtıcı. Masada, Rusya'nın önemli kazanımları karşılığında İran'ın Suriye'den çıkarılması konusunda Moskova'ya sunulan bir Amerikan anlaşması vardı. Ancak Ukrayna savaşı oyunu değiştirdi, çünkü Rusya Tahran'a ve onun ürettiği insansız hava araçlarına ve füzelere ihtiyaç duymaya başladı. İran'ın rolü coğrafyada büyük ölçüde genişledi, askeri ve güvenlik üslerinin yanı sıra Suriye'nin sosyal dokusuna da girdi.

Ve şimdi ikinci değişiklik gerçekleşti; Suriye rejiminin devrilmesi, Rusya'nın rolü olmadan İran’ı Suriye’den çıkardı ve neredeyse Moskova'yı da çıkaracak. Nitekim Avrupa Birliği, Dış Politika Şefi Kaja Kallas’ın açıklamaları ile Suriye'nin yeniden inşası, yardım sağlanması ve Heyet Tahrir el-Şam'ın terör örgütleri listesinden çıkarılmasının şartı olarak Rusya'nın Suriye'den çıkarılmasında ısrar ediyor.

Burada soru şu: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dostu Putin'e yardım edecek mi, yoksa Türkiye'nin Atlantik'teki rolünü savunmaya mı dönecek? Suriye'nin yeni yöneticileri için iki Rus üssünün varlığını korumanın bedeli nedir? Cumhurbaşkanı Sedat'ın savaş arifesinde Sovyet güçlerini Mısır'dan sürme hamlesini yeni yöneticiler Putin'e karşı yapsaydı ne olurdu?

Her ne olursa olsun, Putin Suriye'de bir şeyler kaybediyor ve büyük oyunun Batı ve Atlantik ile oynandığı Ukrayna'da ise bir şeyler kazanıyor. Cumhurbaşkanı Hafız Esed'in, Moskova ile dostluk anlaşması imzalamaya zorlanmadan önce Rus filosunun Tartus Limanı’nda yalnızca yakıt ve su ikmali yapmasına izin verdiği biliniyor. Halefi Beşşar ise her yeri Ruslara ve İranlılara açtı. Ancak Rusya, hâlâ mevcut ve Libya, Cezayir, Irak, Mısır ve Sudan ile iyi ilişkileri olması nedeniyle Ortadoğu'yu kaybetmedi. Tartus Üssü’ndeki birlik ve silahlarını çekerse Bingazi Üssü bunlara ev sahipliği yapmaya hazır.

Putin Çin ve Kuzey Kore'nin desteğine güveniyor, hatta Ukrayna'nın bir kısmını işgal ettiği Rusya'nın Kursk bölgesinde savaşmaları için Kuzey Kore’nin askerlerini göndermesine ihtiyaç duyuyorsa, İran'a da hâlâ ihtiyaç var demektir. Şarku’l Avsat’ın  Majalla'dan aktardığı analize göre herkesin hesaba kattığı yeni gelişme, Başkan Donald Trump'ın İran'a karşı katı tavrı ve Putin ile iyi ilişkiler kurma arzusuyla Beyaz Saray'a dönmesi. Zira Moskova-Washington ilişkileri Başkan Joe Biden ile yaşanan yüzleşme sonrasında en tehlikeli noktaya ulaştı. İngiliz The Economist dergisinin belirttiği gibi, Putin ve Trump'ın ortak noktası, Avrupa siyasetini bölmeye yönelik isteklilikleridir. Putin Avrupa'yı bölmek, Trump ise Avrupa'yı ekonomik müzakerelerde zayıflatmak istediği için bu konuda istekli.

Trump'ın Ukrayna savaşını bir telefon görüşmesiyle sona erdirme yönündeki söylemi, Trumpvari bir “fantezi”den başka bir şey değil. Nitekim iş ciddiye bindiğinde Trump, “Ukrayna sorunu Ortadoğu sorunundan daha zor” dedi. Ayrıca Trump, İran'a karşı şu ana kadarki başkanların hepsinden daha azami baskı uygulamakta ısrar ediyor. The Economist'e göre İran'dan bölgesel hedeflerinden vazgeçmesini isteyecek, aksi takdirde İran'ın nükleer programına karşı İsrail ile askeri bir harekât ve belki de bir rejim değişikliği olasılığı ortaya çıkacak. Trump'ın tek isteğinin Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un ile yaptığı gibi Dini Lider Hamaney ile bir fotoğraf vermek olduğunu düşünenler de var.

Johns Hopkins'ten Mara Karlin'e göre, “Ukrayna ve Ortadoğu'daki savaş, tüm kaynakların ve toplumların seferber edilmesi, devlet faaliyetleri yerine savaş meselelerine öncelik verilmesi yoluyla topyekûn bir savaşa doğru ilerliyor.”

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.