Suudi Arabistan'ın BRICS'e katılması dengeleri nasıl değiştirir?

BRICS, Batı ülkelerine alternatif bir ekonomik ittifak geliştirmeyi amaçlıyor (Reuters)
BRICS, Batı ülkelerine alternatif bir ekonomik ittifak geliştirmeyi amaçlıyor (Reuters)
TT

Suudi Arabistan'ın BRICS'e katılması dengeleri nasıl değiştirir?

BRICS, Batı ülkelerine alternatif bir ekonomik ittifak geliştirmeyi amaçlıyor (Reuters)
BRICS, Batı ülkelerine alternatif bir ekonomik ittifak geliştirmeyi amaçlıyor (Reuters)

Rus devletine ait medya kuruluşu RT, Suudi Arabistan'ın BRICS'e katılması durumunda yaşanabilecek değişimlere dair bir analiz yayımladı. 

Moskova'daki Ortadoğu Çalışmaları Merkezi'nin direktörü Murad Sadıkzade'nin kaleme aldığı analizde, Suudi Arabistan'ın "sadece Arap devletleri arasında değil tüm İslam dünyasında lider güç konumunda" olduğu değerlendirmesi paylaşılıyor.

Riyad yönetiminin, "2030 Vizyonu" programı kapsamında petrole bağımlılığı azaltma, ekonomiyi çeşitlendirme, sağlık, eğitim ve altyapı gibi sektörleri geliştirme hedefiyle önemli yatırımlar yaptığı hatırlatılıyor. 

2009'da Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in katılımıyla oluşturulan BRIC, bir yıl sonra Güney Afrika Cumhuriyeti'ni de kapsayacak şekilde genişletilerek BRICS halini almıştı. Daha sonra yapılan çağrılar üzerine 1 Ocak 2024'te Mısır, Etiyopya, İran ve BAE gruba katılmış, Arjantin ise daveti reddetmişti. Suudi Arabistan da BRICS üyeliği davetinin değerlendirildiğini bildirmişti. 

Analizde, Riyad'ın hem Batı hem de Doğu ülkeleriyle ticari ve siyasi ilişkilerini güçlendirmek istediği ifade ediliyor. 

Suudi Arabistan'ın, BRICS üyesi olmasıyla yeni pazarlara erişebileceğine ve dünyanın en büyük gelişmekte olan ekonomilerinden bazılarıyla ticari ve ekonomik bağları güçlendirme fırsatı yakalayabileceğine dikkat çekiliyor.

2024 itibarıyla BRICS ülkelerinin toplam gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH), küresel GSYH'nin yaklaşık yüzde 32'sini oluşturduğuna işaret edilen analizde, şu ifadelere yer veriliyor: 

Suudi Arabistan'ın bu ittifaka dahil olması, petrol ve petrol ürünleri pazarlarını genişletmesinin yanı sıra Vizyon 2030 planının bir parçası olarak altyapı ve teknolojik projelere yatırım çekmesine olanak tanıyacak. Çin ve Hindistan gibi enerjiye ihtiyaç duyan ülkelerle kurulan ortaklıklar, Suudi enerji kaynaklarına istikrarlı bir talep sağlayarak, küresel sahnede kritik bir enerji ortağı olarak ülkenin konumunu güçlendirecek.

Ayrıca BRICS üyeliğinin, Suudi Arabistan'a ekonomisini çeşitlendirmek için ek fırsatlar sunacağı belirtiliyor. Tarım sektöründe Brezilya ve Rusya'yla işbirliğinin gıda güvenliğini artırabileceği, Çin'le teknolojik alışverişin Suudi Arabistan'ın sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçişini hızlandırabileceği vurgulanıyor. 

Öte yandan BRICS üyeliğinin, Suudi Arabistan'ın Batı ülkeleriyle ilişkisini etkileyeceğine de dikkat çekiliyor. Batı'nın Riyad yönetimine yaptırımları gündeme getirebileceği savunuluyor. 

Özellikle Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanı olmasıyla, durumun daha da karmaşık hale gelebileceği yorumu yapılıyor. Trump'ın "Riyad'ı kendi gündemi doğrultusunda yönlendirmeye çalışabileceği, bunun da Suudi Arabsitan'ın BRICS'e katılımını güçleştirebileceği" savunulyor.

Independent Türkçe, RT, Arab News



Demokratik Kongo'da 102 idam: 70 kişi daha sırada

Düşmandan kaçmak, savaş mühimmatını uygunsuz şekilde dağıtmak, emirleri ihlal etmek ve hırsızlık gibi çeşitli suçlardan yargılanan onlarca asker geçen yıl idam cezası almıştı (Reuters)
Düşmandan kaçmak, savaş mühimmatını uygunsuz şekilde dağıtmak, emirleri ihlal etmek ve hırsızlık gibi çeşitli suçlardan yargılanan onlarca asker geçen yıl idam cezası almıştı (Reuters)
TT

Demokratik Kongo'da 102 idam: 70 kişi daha sırada

Düşmandan kaçmak, savaş mühimmatını uygunsuz şekilde dağıtmak, emirleri ihlal etmek ve hırsızlık gibi çeşitli suçlardan yargılanan onlarca asker geçen yıl idam cezası almıştı (Reuters)
Düşmandan kaçmak, savaş mühimmatını uygunsuz şekilde dağıtmak, emirleri ihlal etmek ve hırsızlık gibi çeşitli suçlardan yargılanan onlarca asker geçen yıl idam cezası almıştı (Reuters)

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden gelen açıklamaya göre son bir haftada 102 erkek idam edildi, 70 kişi de sırada bekliyor. 

Adalet Bakanı Constant Mutamba'nın AP'ye yaptığı açıklamaya göre, 18-35 yaşındaki idam mahkumları silahlı soyguncu ve "şehir eşkıyasıydı".

Mutamba'nın Amerikan haber ajansına dün akşam ilettiği yazılı açıklamada 45 kişinin aralık sonlarında, 57'sininse son 48 saatte idam edildiği bildirildi.

İdamların infazının Orta Afrika ülkesinin kuzeybatısındaki Angenga hapishanesinde gerçekleştirildiği aktarıldı. 

Bakan Mutamba, üçüncü bir idam dalgasının işaretini verdi. 

70 kişi daha Angenga'ya gönderilse de durumları hakkında detaylı açıklama yapılmadı. 

Bölgede Kuluna diye bilinen çete üyelerinin idam edilmesi güvenlik ve düzenin bu yolla sağlanacağını düşünenleri sevindirdi. 

İnsan hakları ihlallerini ve geri dönülemez bir ceza olan idamın istismar edilebileceğini vurgulayanlar da var. 

Ülkenin doğusundaki Goma kentinin sakinlerinden Fiston Kakule, "Bakanın bu kararını memnuniyetle karşılıyoruz çünkü kentteki suçların sonlanmasına yardımcı olacak. Akşam 8'den sonra Kulunalara denk gelme korkusuyla rahat hareket edemiyoruz" dedi.

İnsan hakları aktivisti Espoir Muhinuka, siyasi baskının yanlış sonuçlara yol açabileceğini işaret ederek yargısız infazlardan kaçınılması ve hukuki süreçlerin sıkı bir şekilde korunması çağrısında bulundu:

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki durum karmaşık ve çok boyutlu bir yaklaşım gerektiriyor. Şehir çeteleriyle mücadelenin, genelde suça neden olan yolsuzluk, işsizlik ve toplumsal dışlanmayla savaşla birlikte yapılması gerekiyor.

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde idam 2003'ten sonra uzun süre boyunca uygulanmasa da Mart 2024'te ülke yönetimi cezaların infazı yönünde karar almıştı. 

İdamın vatana ihanetle suçlanan askerler için geri getirildiği bildirilmişti. 

Mayısta 8, temmuzdaysa 25 asker çatışmadan kaçma gibi gerekçelerle idam cezasına çarptırılsa da bilindiği kadarıyla hiçbirinin cezası infaz edilmedi. 

Geçmişte Fransa, Belçika ve Portekiz arasında paylaşılan Kongo bölgesinde günümüzde üç ülke var.

Eskiden Belçika'nın kontrol ettiği topraklardaki ülke 1971'den 1997'ye kadar Zaire diye anıldıktan sonra adını Kongo Demokratik Cumhuriyeti olarak değiştirdi.

Fransa'nın nüfuz alanında kalan bölgeler Kongo Cumhuriyeti diye biliniyor. 

Geçmişte Portekiz Kongosu olarak bilinen topraklar da Angola'ya bağlı.

Independent Türkçe, CNN, AP