Will Smith'ten kafaları karıştıran Matrix paylaşımı

1999'da vizyona giren Matrix'te, başroldeki Keanu Reeves'e Kanadalı yıldız Carrie-Anne Moss (sağda) eşlik etmişti (Warner Bros)
1999'da vizyona giren Matrix'te, başroldeki Keanu Reeves'e Kanadalı yıldız Carrie-Anne Moss (sağda) eşlik etmişti (Warner Bros)
TT

Will Smith'ten kafaları karıştıran Matrix paylaşımı

1999'da vizyona giren Matrix'te, başroldeki Keanu Reeves'e Kanadalı yıldız Carrie-Anne Moss (sağda) eşlik etmişti (Warner Bros)
1999'da vizyona giren Matrix'te, başroldeki Keanu Reeves'e Kanadalı yıldız Carrie-Anne Moss (sağda) eşlik etmişti (Warner Bros)

Will Smith dün (6 Ocak), kişisel Instagram hesabında yeni Matrix (The Matrix) filminde Neo rolünü üstlenebileceğini ima eden gizemli bir video paylaştı.

56 yaşındaki Smith'in paylaştığı videoda başka hiçbir ayrıntı ya da başlık yer almıyor. Videodaki metin ise şöyle: 

1997'de Wachowskiler, Will Smith'e Matrix'te Neo rolünü teklif etti. Smith teklifi geri çevirdi. O zamanlar kendisi için daha uygun olacağına inandığı Vahşi Vahşi Batı'yı (Wild Wild West) seçti. Ama soru hâlâ geçerli: Will Smith, Neo rolünde olsaydı Matrix nasıl olurdu? Uyan Will...

Amerikalı oyuncunun paylaşımı kısa sürede beğeni ve yorum yağmuruna tutuldu.
Ancak Hollywood Reporter'ın haberine göre Smith, yönetmen Drew Goddard'ın Warner Bros için çekeceği yeni Matrix filminin oyuncu kadrosuna katılmayacak.

Matrix klasik olurken Vahşi Vahşi Batı yerden yere vuruldu

1999 yapımı Matrix, bir bilimkurgu klasiğine dönüşürken yönetmen koltuğunda Barry Sonnenfeld'in oturduğu Vahşi Vahşi Batı, eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuş ve gişede başarısız olmuştu.

Smith'in pazartesi günkü paylaşımının neyi ima ettiği ise halen belli değil.

Marslı (The Martian), Dehşet Kapanı (The Cabin in the Woods) ve Dünyalar Savaşı Z'nin (World War Z) senaristi Goddard, geçen yıl Warner Bros için yeni bir Matrix filmi çekmek üzere görevlendirilmişti. 

Bu, Wachowski kardeşlerden biri tarafından yönetilmeyen ilk Matrix filmi olacak. Ancak Lana Wachowski yeni projede yönetici yapımcı olarak görev yapacak.

Keanu Reeves, geçen yıl 25 yaşına giren bilimkurgu klasiği için "Matrix hayatımı değiştirdi" demişti:

Yıllar içinde pek çok insanın hayatını gerçekten olumlu ve harika şekillerde değiştirdi. Bir sanatçı olarak, bir film yaptığınızda ya da bir hikaye anlattığınızda bunu umut edersiniz. Yıllar geçtikçe ve tanıştığım insanlar bana Matrix'ten bu kadar olumlu bir şekilde etkilendiklerini söylediklerinde... İşte bu en iyisi.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter, GamesRadar



Plüton, en büyük uydusunu "öpüp yakalamış"

Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)
Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)
TT

Plüton, en büyük uydusunu "öpüp yakalamış"

Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)
Plüton (altta) ve Charon birbirlerinin etrafında dönüyor (NASA)

Bilim insanları, cüce gezegen Plüton'un en büyük uydusu Charon'u "öpüp yakalama" dedikleri bir süreçle yörüngesine aldığını öne sürdü. 

Plüton'un 5 uydusundan en büyüğü Charon, cüce gezegenin yarısı kadar. Araştırmacılar Charon'un, büyük bir cismin Plüton'la çarpışması sonucu ortaya çıktığını düşünüyordu. 

Çarpışmada uzaya saçılan maddenin bir araya gelerek uyduyu oluşturduğu ve Plüton'un yörüngesine girdiği tahmin ediliyordu. Ay'ın da benzer bir şekilde oluştuğu kabul ediliyor. 

Ancak hakemli dergi Nature Geoscience'ta 6 Ocak Pazartesi günü yayımlanan makaleye göre Plüton ve Charon'un daha farklı bir geçmişi var.

Arizona Üniversitesi'nden Dr. Adeene Denton liderliğindeki ekip, iki cismin gücünü de hesaba kattıkları bilgisayar modelleri oluşturarak sistemin nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalıştı.

Dr. Denton, galaksiler veya dev gezegenler arasındaki çarpışmada gücün dikkate alınmadığını ancak Plüton ve Charon gibi küçük cisimlerde bunun kritik bir rol oynadığını söylüyor.

Mars büyüklüğünde bir cisim Dünya'ya çarptığında uzaya erimiş materyal saçılmış ve bu maddeden Ay oluşmuştu.

Dr. Denton, "Plüton ve Charon farklı; daha küçük ve daha soğuklar ve esasen kaya ve buzdan oluşuyorlar. Bu maddelerin gerçek gücünü hesaba kattığımızda, hiç beklemediğimiz bir şey keşfettik" diye açıklıyor.

Araştırmacılar Charon'un, Plüton'a çarptığını ve iki cismin kardan adam gibi bir süre birbirine yapışmış halde kaldıktan sonra ayrıldığını öne sürüyor. 

Bu süreçte bir miktar madde alışverişi yapılsa da her iki cismin de büyük ölçüde ayrı ve sağlam kaldığı düşünülüyor.

Dr. Denton "Gezegen çarpışma senaryolarının çoğu 'vur ve kaç' ya da 'sıyır ve birleş' diye sınıflandırılıyor. Bizim keşfettiğimiz ise tamamen farklı bir şey" diyerek ekliyor:

Cisimlerin çarpışarak kısa bir süre birbirine yapıştığı ve ardından kütleçekimsel bağı koruyarak ayrıldığı bir 'öp ve yakala' senaryosu sözkonusu.

Araştırmacılar Plüton'un diğer küçük uydularının bu çarpışmada salınan maddeden oluşup oluşmadığını anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Ayrıca Kuiper Kuşağı'nda büyük bir uyduya sahip pek çok cisim olduğu için "öp ve yakala" yaygın bir süreç olabilir. 

Dr. Denton çarpışmanın Plüton ve Charon'un jeolojik evrimini etkilediğini ve yeraltı okyanusları meydana getirmiş olabileceğini düşünüyor. 

Araştırmacı, "Bu ilk şekillenmenin Plüton'un jeolojik evrimini nasıl etkilediğini anlamakla özellikle ilgileniyoruz" diyerek ekliyor: 

Çarpışmadan kaynaklanan ısı ve ardından gelen gelgit kuvvetleri, bugün Plüton'un yüzeyinde gördüğümüz özelliklerin şekillenmesinde kritik bir rol oynamış olabilir.

Independent Türkçe, IFLScience, Guardian, Nature Geoscience